Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1059 E. 2021/1434 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ : 06/12/2021

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tarih, … Esas, … Karar sayılı karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Adana 8. İcra Müdürlüğü dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, bu dosyada 320.000,00.TL para tahsil edildiğini, 17.440,49.TL bakiye borç miktarı kaldığını, davalı banka tarafından Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden de icra takibi başlatıldığını, takipte tahsilde tekerrür olmamak kaydı yazmadığını, davacının maaşına haciz konulduğunu, toplam 94.775,93.TL para tahsil edildiğini, 77.334,00.TL’nin fazladan tahsil edildiğini, fazla tahsil edilen tutarın ticari faizi ile istirdatını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın süre yönünden reddi gerektiğini, ilk takibin 20.08.2013 tarihinde açılan Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün dosyası olduğunu, sonrasında 22.08.2013 tarihinde Adana 8. İcra Müdürlüğü’nde takip başlatıldığını, iş bu takip dosyasındaki icra emrinde de fazlaya dair faiz oranındaki artıştan doğan talep hakkımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ibaresinin yer aldığını, takip ve tahsilat işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; dava tarihi olan 06/09/2019 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, İstirdat davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya Tüketici Mahkemesi’nde açılan ve görevsizlikle mahkemeye gönderilen eldeki alacak davasının açıldığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 114/2.maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi hükümleri gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davanın istirdat davası olduğunu, ilk olarak Tüketci Mahkemesi’nde ikame edildiğini, davanın açıldığı tarihte tüketici mahkemesinde zorunlu dava şartının arabuluculuk uygulamasının henüz başlamadığını, Adana 4. Tüketici Mahkemesi tarafından da görevsizlik kararı verildiğini, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı üzerine dosyanın geldiğini, yeni açılmış bir davanın söz konusu olmadığını, Mahkemece işin esasına geçilmeden arabuluculuk şartını yerine getirdiklerini, tutanak aslının süresi içinde dosyaya ibraz ettiklerini, mahkemece düzenlenen tensip zaptının kendilerine UETS ile tebliği tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde arabuluculuk anlaşamama tutanağının aslının hem Uyap sisteminden hem de fiziki olarak dosyaya sunduklarını, tensip zaptı düzenlendikten sonra işin esasına girilmeden arabuluculuk şartı sağlandığını ancak mahkemenin yine de arabuluculuk şartının yerine gelmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verdiği, verilen kararın usule aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, sözleşme ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan İstirdat talebine ilişkindir.
Davacı tarafından ilk derece mahkemesine sunulan dava dilekçesi ile davalı banka tarafından hakkında başlatılan icra takip dosyalarına fazladan ödenen tahsilatın istirdatı talep edilmiş, mahkemece, davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. Maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere yapılmıştır.
Davanın bankacılık işleminden kaynaklanan istirdat talebine ilişkin olup dava tarihinin 06.09.2019 olduğu, davacının dava tarihinden sonra arabulucuya başvururak 26.01.2021 tarihinde 26.01.2021 tarihli anlaşmazlık tutanağını dosyaya ibraz ettiği anlaşılmakla çözümlenmesi gereken sorun arabulculuk dava şartının sonra tamamlanabilir dava şartı olup olmadığına ilişkidir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, 2.fıkrası son cümlesine göre ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Davanın ticari nitelikteki istirdat davası olduğu ticari nitelikteki itirazın iptali davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu (Yargıtay 23.HD’sinin 2020/1943-4052 EK sayılı ilamı benzer mahiyettedir), arabuluculuğun dava tarihinde yerine getirilmesi dava şartı olup, sonradan tamamlanabilir ve giderilebilir şartlardan değildir.(Yargıtay 22.HD’sinin 2019/6709-16629 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava tarihinde zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra davaya görevli mahkemede devam edildiği ve görevli mahkemede devam edilen davanın yeni bir dava olmadığı ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, ….. Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-1maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 06/12/2021 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır