Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/998 E. 2022/1695 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/998
KARAR NO : 2022/1695
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : 2017/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … – TCNO:…

MÜTEVEFFA : … – TCNO:…,

MÜTEVEFFA

MİRASÇILARI :1-…, TCNO:…
2-…, TCNO:…
3-…, TCNO:…
4-
5-…, TCNO:…
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …,
DAVALI : …, TCNO:…, …
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
YAZIM TARİHİ :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu senedin tehdit etkisi altında düzenlendiğini, herhangi bir borç ilişkisine dayanmadığını, vadesi gelmeden ödendiğinden sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği bedelin iadesine, bu yöndeki talep reddolunursa vadesi gelmeden borcu ödenen senedin iptaline ve senet dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın iddiaların kendi içinde çeliştiğini ve gerçek olmadığını, senedin vadesinde de çelişkinin bulunduğunu, senet unsurlarının tam düzenlendiği halde senedin vadesinin 03/09/… olduğunu iddia ettiklerini, senedin vadesinin 15/09/2017 tarihi olduğunu, iddia edilen senedin takibe konu senet olması halinde de senetle ispat etmesi gerektiğini, bir kısım belgelerin dava dilekçesinde ekli olduğunu, belgelerde tarla satışından bahsedildiğini, hem tehdit edildiklerini iddia ettiklerini, hem de tarla satışından bahisle belge sunduklarını, bu durumun dahi ticari ilişki olduğunu ve gerçek bir borcun olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacıların senedin zorla imzalatıldığı yönündeki iddiasını dayandığı delillerle ispat edemediği, ödeme iddiası ve buna ilişkin sunulan belge yönünden ise, belgede senet bilgilerinin yazmadığı, sadece davacılar ve davalı tarafın isimlerinin bulunduğu ve 45.000,00.TL bedelli bir senetten bahsedildiği, davalının ödeme belgesine yönelik yapılan isticvabında; davacılarla hayvan ticareti yaptığını, davacıların kendisine 90.000,00.TL borçlandığını, buna karşılık 45.000,00.TL değerinde iki adet senet düzenlediklerini, bir adet senedi ödediklerini ancak dava konusu olan senedi ödemediklerini, ödenilen senede istinaden “Ben … … … adına kayıtlı 45.000,00 TL lik senetten alacağım kalmamıştır.”yazılı belgeyi davacılara verdiğini, bu belgenin dava konusu senet için düzenlenmediğini, borcunun halen davacılar tarafından ödenmediğine dair beyanda bulunduğu, tüm dosya kapsamına göre davacılar ve davalı taraf arasında ticari alışveriş olduğunun sabit olduğu, bu sebeple taraflar arasında birden fazla senet düzenlenmesinin hayatın olağan akışına bulunduğu, davacıların söz konusu belgenin dava konusu senede istinaden düzenlendiğini ispatlamak durumunda olduğunu ancak bu belgenin dava konusu senede istinaden düzenlendiğinin davacılar tarafından herhangi bir yazılı belgeyle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinden …’in 28/02/2020 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılara ait vekaletname dosyaya sunularak davaya dahil oldukları halde mirasçılar hakkında hüküm kurulmayıp aksine ölüm nedeniyle taraf sıfatı kalmayan müvekkili hakkında hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece senedin ikrah nedeniyle düzenlendiğine dair iddialının araştırılmadığını ve delillerin toplanmadığını, davaya konu bononun bedeline ilişkin bir kaydın bulunmamasına ve dosyada bu yönde delil olmamasına rağmen mahkemece taraflar arasında ticari alış veriş olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, davalının 06/02/2020 tarihli duruşmada isticvap edildiğini, davalının beyanında ödemeyi kabul ettiğini ancak ödemenin davaya konu senet için değil de başka bir borç ilişkisi için yapıldığını iddia etmekle bileşik ikrarda bulunup ispat külfetini üzerine aldığını, davalının soruşturma aşamasındaki beyanında alacağının 45.000,00.TL olduğunu ve buna bağlı tek bir senet olduğunu beyan ettiğini, davalının cevap dilekçesinde davacıların 90.000,00.TL borcu olduğunu ileri sürmediği gibi bu miktara ilişkin 2 adet bono keşide edildiğini de iddia etmediğini ancak davalının isticvabındaki beyanında alacağın 90.000,00.TL olduğuna ve iki adet bono keşide edildiği yönünde beyanda bulunduğunu, bunun doğru olmadığını, sonradan akıl edildiğini, savunmanın genişletilmesine muvafakatlarının olmadığını, davaya konu bonoda yazılı miktarın davalının açık ikrarı ile ödendiğinin sabit olduğunu, davalı tarafça ödemenin başka bir hukuki ilişkiye dayandığı iddia edilmesine rağmen bu hususa ilişkin bir delil sunulmadığını, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, davaya konu bono fotokopisi, soruşturma dosya fotokopisi, davalının soruşturma dosyasındaki 02/11/2017 tarihli ifadesi, takipsizlik kararı, ödemeye ilişkin tarihsiz belge fotokopisi, ihtarname davalının isticvabındaki beyanları ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, zorla senet imzalatıldığı iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği işbu karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu 30/01/2017 tanzim, 15/09/2017 vade tarihli, 45.000,00.TL bedelli bononun davacılar tarafından düzenlenip davalıya verildiği konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık senedin davacıların korkutulması suretiyle düzenlettirilip düzenlettirilmediği, bono bedelinin davacılar tarafından ödenip ödenmediği, ödeme belgesinin davaya konu bonoya ait olup olmadığı, davacıların senetten dolayı borçlu olup olmadığı ve yapılan ödemenin davalı tarafça iadesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacılar vekili, davaya konu senedin tehdit etkisi altında düzenlendiğini, herhangi bir borç ilişkisine dayanmadığını iddia ederek senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve senet için yapılan ödemenin iadesine karar verilmesini istemiştir. Senedin tehdit etkisi altında düzenlendiğini ispat yükü davacı taraftadır. Davaya konu bono 30/01/2017 tanzim, 15/09/2017 vade tarihlidir. Davacılar davalıya gönderdiği 13/03/2017 tarihli ihtarnamede, bononun vade günü gelmeden 06/02/2017 tarihinde ödendiğini, buna ilişkin taraflarca düzenlenmiş tahsilat belgesi olduğunu, o tarihte senedin kaybolduğu belirtilip teslim edilmediğini, telefonla aranılıp bedelsiz kalmış bir senedin tekrar ödetilmeye çalışıldığını, görüşmelerde senedin hali hazırda ellerinde bulunduğunu ve vadesinin de 03/09/2017 olduğunun beyan edildiği belirtilip bononun iki gün içerisinde teslim edilmesi aksi takdirde bedelsiz senedi kullanma ve dolandırıcılık suçlarında suç duyurusunda bulunulacağı ihtar edilmiş, ihtarnamede bononun zorla alındığına dair bir iddia ve beyanda bulunulmamış, aksine ödeme yapıldığı belirtilip iadesi istenmiştir. Davacı yanın ikrah iddiası yönünden tanık dinlenmesi mümkün ise de, davacıların ihtarnamedeki beyanları, soruşturma dosyasındaki ifadeler, ödeme belgesi ve ödeme tarihi birlikte değerlendirildiğinde tanık beyanlarının sonuca bir etkisi olmayacağı, senedin tehdit etkisi altında düzenlendiğinin yazılı delillerle de ispat edilemediğinden davacı yanın ikraha yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı yanın diğer iddiası, davaya konu bononun ödendiği halde iade edilmediğine yöneliktir. Genel ispat kuralı gereği davacı yan bu iddiasını yazılı delille ispat etmekle yükümlüdür. Davacı yan ödeme iddiasına ilişkin olarak dava dilekçesi ekine tarihi olmayan ve davalı tarafından imzalanan belgeyi sunmuştur. Bu belge içeriğinde; “Ben … adına Kayıtlı Kırk beş bin liralık senetten alacağım kalmamıştır” yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince anılan belge için davalı … isticvap edilmiş, davalı 06/02/2020 tarihli oturumdaki beyanında; “Benim davacı taraflarla ticari alışverişim vardır. Ben hayvancılık yaparım davacı taraflarda hayvancılık yaparlar. Biz hayvan alım satımı yaparız. Davacı taraflar benden hayvan aldılar. Yanlarında enişteleri …’da vardı. Bana 90.000,00.TL borçlandılar. Aldıkları hayvanlara karşılık bana iki adet senet verdiler. Senetlerden birisi şuanda dava konusu olan senettir. 30/01/2017 tanzim 03/09/2017 vade tarihli 45.000,00.TL lik senedi tanzim ettik. Daha sonra 45.000,00.TL lik başka bir senet daha tanzim ettik. Bu senedi ödediler. Senetler arasındaki vade tarihleri 12-13 günlük vade vardır. Kaybolan senet daha önce tanzim edilmiştir. Ben bu senedi davacı taraflar ödedikten sonra kaybettim. Senetten dolayı ödeme olması sebebiyle bana göstermiş olduğunuz belge aslını taraflar arasında imzaladık. Ve davacı taraflara verdim. Senetteki imza tarafıma aittir. Ancak bu belge dava konusu senet ile ilgili değildir. Ödenen ve dava konusu olmayan diğer senet ile ilgilidir. Davacı tarafların dava konusu keşidecisi … kefili … lehtarın … 30/01/2017 tanzim 03/09/2017 vade tarihli 45.000,00.TL bedelli senetten dolayı bana halen borçları devam etmektedir. Borçları ödenmiş değildir. Senet zorla imzalatılmamıştır. Benim alacağım halen devam etmektedir. Alacağım ödenmemiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı … davaya konu olaya ilişkin Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… soruşturma sayılı dosyasında avukatı huzurunda verdiği 02/11/2017 tarihli ifadesinde özetle; kendisinin, … isimli kişilerle birlikte davacılara ve …’e hayvan sattıklarını, kendisinin 45.000,00.TL alacağı olduğunu, kendisine 45.000,00.TL’lik senedi … ve …’in Eylül 2017 vadeli olarak imzaladığını, … isimli şahıslarının senedinin 46.500,00.TL, kendisinin senedinin 45.000,00.TL olduğunu, Şubat 2017 tarihinde borçluların daveti üzerine …’in evine gittiklerini, …’un biz parayı ödeyemeyiz battık dediğini, kendisinin de hayvanlarımızı iade edin biz de senetlerinizi geri verelim dediğini, bunun üzerine karşı tarafın tarlamız var onu size devredelim, bu iki senetteki borcumuz kapansın dediğini, kendilerinin bunu kabul ettiklerini ancak ellerindeki 46.500,00.TL’lik senet kaybolduğundan o akşam kendilerine yazı verdiklerini, kendisinde bulunan 45.000,00.TL’lik senet yanında olmadığından teslim edemediğini, tapu işlemlerinin başladığını ancak … isimli şahsın tarlayı devirden vazgeçmesi üzerine kendisinin de bu senedi teslim etmediğini, senedin vadesi gelince icraya başvurduğunu, 46.500,00.TL’lik senedin de ödenmediğini, karşı tarafın kendilerini kaldırarak ellerinden yazı aldığını beyan ettiği görülmüştür.
Somut olayda davacı yan davalının da kabulünde olan tarihsiz belge ile davaya konu bono borcunu ödediğini iddia etmekte, davalı asil ise isticvabındaki beyanda, davacıların borcunun 90.000,00.TL olduğunu, bu borç için 45.000,00.TL’lik iki senet düzenlendiğini, önce tanzim edilen senedin davacı tarafça ödendiğini ancak ödemeden sonra bu senedi kaybettiğini, ödeme nedeniyle kendisine gösterilen belgenin düzenlenip imzalandığını, ancak bu belgenin ödenen ve dava konusu olmayan diğer senetle ilgili olduğunu, dava konusu olan senedin ise ödenmediğini, borcun halen devam ettiğini beyan ettiği halde, davalı davaya konu olaya ilişkin Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2017/… soruşturma sayılı dosyada avukatı ile birlikte verdiği 02/11/2017 tarihli ifadesinde kendisinin davacılardan 45.000,00.TL alacağı olduğunu ve kendisine 45.000,00.TL’lik senedi … ve …’in Eylül 2017 vadeli olarak imzaladığını beyan etmiştir.
Her ne kadar tarihsiz ödeme belgesinde doğrudan tanzim ve vade tarihi belirtilmek suretiyle davaya konu senet borcu için ödeme yapıldığı yazılı değil ise de, anılan belge içeriğinde; “Ben … … adına Kayıtlı Kırk beş bin liralık senetten alacağım kalmamıştır” yazılı olup, bu belgenin tarafları ile bononun tarafları ve belgedeki miktar ile senet miktarı örtüşmektedir. Davalı soruşturma dosyasında resmi makam önünde avukatı ile verdiği ifadesinde davalıdan 45.000,00.TL alacağı olduğunu ve buna istinaden de Eylül 2017 tarihli senedin verildiğini beyan etmiş olup, bu beyanı davalı yönünden bağlayıcıdır. Davalı davacıdan 90.000,00.TL alacaklı olduğunu ve buna karşılık davacı taraftan iki adet bono aldığını ve ödemenin de kaybolduğunu iddia ettiği diğer senet için yapıldığını yazılı belgelerle ispatlamakla yükümdür. Ancak davalı tarafça iddialarını ispata yarar yazılı belge sunulmadığı gibi davalı yan yemin deliline de dayanmamıştır.
Bu durumda mahkemece davacı tarafça davaya konu 30/01/2017 tanzim, 15/09/2017 vade tarihli, 45.000,00.TL bedelli bono borcunun dosyada bulunan ödeme belgesi ile ödendiği kabul edilip bu bonodan dolayı davacıların davalıya borcunun olmadığının tespitine, dava konusu bononun tehdit etkisi altında düzenlendiği davacı tarafça ispat edilemediğinden istirdat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, kararda hata edilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin reddine karar verilerek buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
3-Davacıların Menfi Tespit talebinin KABULÜ ile;
Dava konusu 30/01/2017 tanzim, 15/09/2017 vade tarihli 45.000,00.TL bedelli bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu bulunmadığının TESPİTİNE,
4-Davacı yanın istirdat isteminin REDDİNE,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.073,95.TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 768,49.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.310,46.TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan 768,49.TL peşin harç, 31,40.TL başvurma harcı, 98,50.TL tebligat gideri ve 1,75.TL posta gideri olmak üzere toplam 900,14.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-6100 Sayılı HMK’nin 330 maddesi gereğince davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 54,40.TL istinaf maktu karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafça yapılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 16,50.TL, tebligat gideri, 48,50.TL posta gideri olmak üzere toplam 213,60.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır