Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/997 E. 2022/1605 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/997 – 2022/1605
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/997
KARAR NO : 2022/1605
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2017/… ESAS-2020/… KARAR
DAVACI : … ZİRAAT TİCARET VE SANAYİ A.Ş…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … OTO SERVİS VE TİCARET A.Ş….
VEKİLLERİ : Av….
Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ :…

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından, 28/03/… tarihinde … marka, … model, … plaka sayılı … tipi, … motor, … şase nolu aracı 60.863,64 € bedelle davalı şirketin Adana-Mersin şubesinden satın aldığını, aracın satın alınmasından sonra garanti süresi içerisinde arızaların meydana geldiğini, bir çok kez servise gidildiğini, ancak sonuç alınamadığını, aracın seyir halinde veya rölantideyken stop etmesi şikayetleri nedeniyle 4-5 defadan çok tekrarladığını, müvekkili şirketin araçtan yararlanamasının süreklilik kazandığını, en son aynı şikayetlerden dolayı 13/10/2016 tarihinde aracın bir kez daha firma yetkili servisine bırakıldığını, parçaların incelenmek üzere İstanbul iline gönderildiğini, bu arızaların tamiri için müvekkili şirketten yüklü bir bedelin talep edildiğini, müvekkili şirketin aracını götürdüğü davalıya ait yetkili servis tarafından parça değişiklikleri gibi geçici tedbirlele sorunların giderilmeye çalışıldığı, ancak araçtan beklenilen verimin alınamadığını, müvekkili şirket tarafından Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/50 D.iş sayılı dosyasından tespit talebinde bulunulduğunu ve bilirkişiden rapor alındığını, bilirkişi raporuna göre, araçta yaşanan ve halen mevcut olan sorunların ayıplı üretimden kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirket tarafından, tespit dosyasına sunmuş olduğu bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile aracın garanti süresinin bittiğini belirttiğini, araçtan yararlanamamanın süreklilik kazanması ve bu durumun ayıplı üretim kaynaklı olması nedeniyle davalı şirkete Adana 9. Noterliği’nin 02/12/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafından ihtarnameye karşı cevap vermediğini belirterek, tahkikat sonucunda müvekkilinin alacak değerinin tam ve eksiksiz olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalı şirkete araç bedeli olarak ödenen şimdilik 5.000,00€ nun Devlet Bankalarının “euro” ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın yetkili olmayan Adana Mahkemelerinde açıldığını, müvekkili şirketin ikametgahının İstanbul sınırları içerisinde olduğunu, davaya bakmaya yetkili olan Mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, davanın esasına girilmeden yetki açısından reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu aracın 28/03/… tarihinde satın alındığını, davanın ise 02/01/2017 tarihinde açıldığını, aracın satış tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK ve B.K. Hükümleri uyarınca dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, ayıptan doğacak zamanaşımının belirlendiğini, davanın esasına girilmeden zamanaşımından reddine karar vermek gerektiğini, davacı tarafın ayıp ve muayene ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hak düşürücü sürelere riayet edilmediğinden davanın reddine karar vermek gerektiğini, açılan davada aracın bedelinin iadesi talep edilecek ise bu bedelin fatura tutarında belli olduğunu, eğer araçtaki arızanın giderilmesinin istenilmesi halinde bedelin belli olacağını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatası ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, davacının dava konusu araçtan yararlanmasını engelleyen veya güçleştiren herhangi bir kusur ayıp söz konusu olmadığını, davacının aracı satın aldığı tarihten itibaren kullandığını ve araçtan yararlandığını, beyan ettiği şikayetler doğrultusunda aracın kontrol edildiğini müşteri memnuniyeti çerçevesinde kullanımdan kaynaklanan arızalar neticesinde araçta gereken parçaların değiştirilerek tamirlerin yapıldığını ve araçtan faydalanma sağlandığını, delil tespitinin müvekkili şirkete tebligat yapılamadan gıyapta yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının araç bedeli üzerinden indirim/ tazminat ve faize ilişkin taleplerinin yasa ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar Sayılı Kararı ile, dava konusu araçtaki arızanın üretim, servis veya kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için … kişilik bilirkişi heyetinden alınan ve servis kayıtları incelenerek düzenlenen 06/11/2017 tarihli kök rapor ile bu rapora itiraz sonucu araç üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen ve hükme esas alınan 30/10/2019 tarihli ek rapor sonucu, dava konusu aracın 72.000 km bakımının yaptırılmadığı, motor yağının, yağ filtresi ve hava filtresinin zamanında değiştirilmeyerek, akışkanlığını kaybeden yağın kullanılmaya devam edildiği, bu eksikliğin aracın turboşarj ünitesine zarar verdiği, araçtaki arızanın üretim kaynaklı olmayıp, periyodik bakımın zamanında yapılmamasından kaynaklandığı, araçta açık veya gizli ayıbın bulunmadığı, bu nedenle davacının, TBK.nun 227.maddesinde belirtilen seçimlik hakları kullanamayacağı gerekçesi ile davacı tarafından açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/50 D. İş sayılı tespit dosyasından yaptırılan bilirkişi incelemesinde araç üzerinde bilgisayarlı inceleme yapıldığını ve ayıplı üretim kaynaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, düzenlenen raporda ise eksik ve hatalı inceleme ile bir önceki raporda herhangi bir değişikliğe ve ayrıntılı incelemeye gidilmeden araçtaki arızanın kullanıcı hatasından meydana geldiği şeklinde görüş ve kanaatte bulunulduğunu, dosyanın incelenmesinden ve tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ile dosyaya sunulan teknik mütalaa raporlardan da anlaşılacağı üzere, dava konusu aracın “0” km olarak sahibine teslim edildikten sonra, ardı ardına gerçekleşen arızalar nedeniyle birçok parçasının tamamen değiştirildiğini, yapılan onarımlar sonucu bu arızaların giderilememiş olduğunu, bu arızaların giderilmesi amacıyla aracın birçok parçası değiştirilip, böylece aracın orijinal halini kaybettiği gibi turboşarj ünitesi arızasının gizli ayıp niteliğinde olduğunu, bu arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanmadığını, alıcının araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı, konforu ve performansı sağlayamadığını, tarafın sunduğu uzman görüşünün dava konusuyla ilgili olması halinde mutlaka dikkate alması ve değerlendirmesi gerektiğini, bu anlamda alınan bilirkişi raporuna, taraflardan biri, uzman görüşüne dayanmak suretiyle itiraz ettiğini ve bu itirazlar mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmadığını ve itirazlar gerekçeli bir şekilde karşılanmadığını, yerel mahkemece bilirkişiden kök ve ek rapor alınmış ise de, kök raporda anlaşılacağı üzere satıma konu araç üzerinde herhangi bir test yapılmadığına, evrak üzerinde incelemeyle yetinildiğini ve taraflarınca bu konuda itirazda bulunulduğunu, alınan bilirkişi ek raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi, dava konusu uyuşmazlığı aydınlatmaya da yeterli olmadığını, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas, 2020/… Karar Sayılı sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, ayıplı mal satışı sebebiyle uğranılan zarardan kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketten satın alınan aracın garanti süresi içerisinde arızalar nedeni ile birçok kez servise götürüldüğünü, aracın seyir halinde veya rölantideyken stop ettiğini, garanti süresi içerisinde aynı sebepten 4-5 kez muhtelif zamanlarda toplam 6 kez den fazla arızalandığını, arızaların ayıplı üretimden kaynaklı olduğunu belirterek davalı şirkete araç bedeli olarak ödenen miktarın şimdilik 5.000,00 € nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise davacının yasal ihbar ve muayene yükümlülüklerine uymadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının ayıp olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasına veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

İlk derece mahkemesince alınan 09.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu otomobilde herhangi bir açık ya da gizli ayıbın bulunmadığı, turbo şarjında oluşan arızasının arcın periyodik bakımının zamanında yapılmamış olması nedeniyle, kullanıcı kaynaklı oluştuğu, davaya konu olayda ayıplı satış tespit edilemediğinden, davacının taleplerinin, 6098 sayılı TBK.nun 227 hükmü uyarınca değerlendirilemediğini” belirtildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan 30.10.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; otomobilin test sürüşünde herhangi bir anormalliğe rastlanmadığı, dava konusu otomobilin turboşarj ünitesi arızasının araçta mevcut olmadığının belirlendiği , otomobilin turboşarj ünitesinde meydana gelen arızanın periyodik bakımın geç yapılarak turboşarj ünitesinin uzun süre yağlama özelliğini kaybetmiş yağ ile çalışılmaya maruz bırakılması sonucu meydana geldiği, arızanın oluşumda periyodik bakımı zamanında yaptırmayan davacı kullanıcının hatası olduğu, imalat ve üretim hatası bulunmadığı, dava konusu otomobilin ayıplı olmadığı, 28/12/2016 tarihli faturadan turbo tamiratı yapıldığı, 18/05/2017 tarihli faturadan turbonun yedek parça olarak değiştirdiğinin anlaşıldığı, dava konusu otomobil üzerinde yapılan incelemede turbo şarj ünitesinde arızaya rastlanılmadığından 18/05/2017 tarihli onarım ile arızanın giderilmiş olduğunun anlaşıldığı, Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/50 D. İş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile hazırlanan iş bu rapor arasında çelişki bulunduğu, tespit raporunda dava konusu otomobilin turboşarj ünitesindeki arazının neden kaynaklandığı belirtilmemiş olup, 18/10/2016 tarihinde 97.662km’de değişen turboşarj adli parçanın anılan tarihte ve km’de değiştirilmesinin normal olmadığı, bu parçanın en az 200.000 km ve daha yukarı kmlerde değişebileceği kanaatine istinaden ayıplı üretim kaynaklı olduğu kanaatine yer verildiğini, dava konusu otomobilin turboşraj ünitesinde meydana gelen arızanın uzun süre yağlama özelliğini kaybetmiş yağ ile çalışılmaya maruz bırakılması sonucu meydana geldiği, arızanın oluşumunda periyodik bakımı zamanında yaptırmayan davacı kullanıcının hatası olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda davalı şirketten satın alınan aracın tekrarlayan arızalar verdiğini, servise götürülmesine rağmen araçtaki arızanın tekrarladığını, arızaların aracın ayıplı üretilmesinden meydana geldiği ileri sürülmüş olup dava konusu … plaka sayılı aracın 28.03…. tarihli düzenlenen fatura ile davalıdan satın alındığı, aracın 29.03…. tarihinde Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne tescil ettirildiği, dava konusu otomobilin 05.08…. tarihinden itibaren çeşitli tarihlerde yetkili servise girişinin yapıldığı, aracın 10.10.2016 tarihinde 97.662.km iken turboşarjının değiştirildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan ve dairemizce de benimsenen bilirkişi kök ve araç üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi ek raporu ile, test sürüşü sırasında otomobilde herhangi bir anormalliğe rastlanmadığı, turboşarj ünitesi arızasının araçta mevcut olmadığının, dava konusu otomobilin turboşraj ünitesinde meydana gelen arızanın uzun süre yağlama özelliğini kaybetmiş yağ ile çalışmaya maruz bırakılması sonucu meydana geldiği, arızanın oluşumunda periyodik bakımını zamanında yaptırmayan davacı kullanıcının hatası olduğunun belirlendiği, bilirkişilerce yapılan tespitlerin bilimsel yönteme dayalı ve denetime elverişli olduğu, raporun davaya konu aracın servis kayıtları değerlendirilerek ve araç üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlendiği, bilirkişi ek raporunda tespit raporundaki farklılığın da sebebinin açıklandığı, ilk derece mahkemesince bilirkişi kök ve ek raporunun hükme esas alınmasının yerinde olduğu, araçtaki arızanın üretimden kaynaklı olmadığı, araçta ayıbın bulunmadığı, tüm bu nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70. TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
…)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/… maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır