Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/980 E. 2022/1345 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/980
KARAR NO : 2022/1345
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : 2019/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :… …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin … Belediyesi’ni temsilen davalı … … İmar İnş. ve Özel Sağlık Hiz. A.Ş.’nde 2007 yılından itibaren yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, davalı şirketin SGK ‘na olan borçlarının şirketten tahsil edilemeyince yönetim kurulu üyesi olarak müvekkilinin şahsi sorumluluğuna gidildiğini, SGK tarafından maaş haczi yapılarak maaşından kesinti yapıldığını, müvekkilinin maaşından yapılan kesintinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle davalı şirkete karşı Adana 13. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde şirketi iyi yönetmediğini ve zarara uğrattığını, bu nedenle şirketin uğradığı zararlardan şahsen sorumlu olduğunu, davacının özen borcunu yerine getirmediğini, takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğini bu nedenle icra takibinin başlatıldığı tarihe kadarki faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “davalı şirketin prim borçlarından dolayı SGK tarafından şirket yöneticisi olmasından dolayı davacının maaşından kesinti yapıldığı, davacının yapmış olduğu ödemelerden dolayı 6183 sy. yasanın mükerrer 35.md gereğince, davalı şirkete rücu edebileceği, icra takibinden önce temerrüt gerçekleşmediği, bu sebeple ancak takip tarihinden itibaren faiz istenebileceği, diğer taraftan davacının şirketi iyi yönetmediği, özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, şirketi zarara uğrattığı ileri sürülmüş ise de, bu konuda açılmış bir dava bulunmadığı anlaşıldığından davanın 18.240,76.TL üzerinden kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davalı şirketin SGK’ya olan borçları nedeniyle müvekkilimizin o dönem yönetim kurulu olması nedeniyle müvekkillerinin maaşından her ay düzenli kesinti yapıldığını, takip öncesi faiz taleplerinin reddine karar verilmediğini, müvekkili lehine ödene tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, arabuluculuk masrafının kısmen de olsa müvekkilleri üzerinden bırakılması yerinde olmadığını, tamamından davalının sorumlu olması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde, yönetim kurulunun şirketi iyi yönetememesi nedeniyle şirket tasfiyeye girdiğini, şirketin iyi yöneltilmediği ve şirketin zarara uğratıldığını, TTK 320.maddesinde düzenlenen özen borcu ve şirket yöneticisinin sorumluluğu konusunda da hiçbir inceleme ve değerlendirme yapmadan davanın esası hakkında karar verildiğini, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporlar, içeriği itibariyle hüküm vermeye elverişli olmadığı gibi, Yargıtay denetimine elverişli olmadığını, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, HMK 31 ve 281 vd. maddelerinin açıkça ihlal edildiğini, mahkemece müvekkil şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, icra inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, Adana 13.İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, SGK borcu nedeniyle yapılan maaş kesintilerinin rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından, davalı şirkette … Belediyesi’ni temsilen 2007 yılından itibaren yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı, davalı şirketin SGK’ya olan borçlarının şirketten tahsil edilemeyince yönetim kurulu üyesi olarak şahsi sorumluluğuna gidilerek, maaş haczi yoluyla maaşından kesinti yapıldığı iddia edilerek, yapılan ödemelerin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talep edilmiş, davalı ise, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde şirketi iyi yönetmediğini ve zarara uğrattığını, bu nedenle şirketin uğradığı zararlardan şahsen sorumlu olduğunu savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 13. İcra Müdürlüğü’ne ait 2019/… sayılı dosya ile alacaklı davacı tarafından, borçlu davalı aleyhine 19.406,03.TL asıl alacak ve 4.679,33.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.085,36.TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının maaş kesintileri olarak belirtildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35/1 maddesi; “tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı yasanın 35/4 maddesi ise, “Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler” şeklindedir. Madde hükmü gereğince, tüzel kişiden tahsil olanağı bulunmayan kamu alacağından, tüzel kişinin temsilcileri sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan 30/03/2007 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararla, davacı …, dava dışı … ve … ile beraber 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi seçildiği, davacının, yönetim kurumu üyesi olduğu dönemde, şirketin prim borçlarının şirketten tahsil edilememesi üzerine davacının maaşına haciz konulduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile davacının emekli maaşından toplam 18.871,01.TL kesinti yapıldığının, bunun 632,25.TL ‘sinin iade edildiğinin, davacının 18.240,76.TL alacağının bulunduğunun ve takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz alacağının ise 6.983,14.TL olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin prim borçlarından dolayı SGK tarafından, şirket yöneticisi olmasından dolayı davacının maaşından kesinti yapılan 18.871,01.TL’nın, 6183 sayılı yasanın mükerrer 35/4.maddesi gereğince, davalı şirkete rücu edilebileceği, davalının, davacının şirketi iyi yönetmeyerek, zarara uğrattığı, bu nedenle tazminat talebinde bulunamayacağı yönündeki istinaf sebebinin ise yerinde olmadığı, ancak, rücu hakkının, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin, malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olup, davacının mal varlığındaki eksilmenin, ödeme tarihinde gerçekleştiği, bu nedenle mahkemece, ödeme gününden takip tarihine kadar işlemiş yasal faize de hükmedilmesi gerekirken, mahkemece icra takibinden önce temerrüt gerçekleşmediği gerekçesiyle işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından, Arabuluculuk masrafının kısmen de olsa kendilerinden tahsil edilemeyeceği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, 6325 sayılı HUAK’nun 18/A ve HUAK Yönetmeliği’nin 25-26 maddeleri gözetilerek, davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinden, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile 18.240,76.TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 4.679,33.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.920,09 TL yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından, davalının hükmolunan alacağın % 20’si oranında hesaplanan 4.584,01.TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)-Davacı vekilinin Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2020 tarih, 2019/… Esas, 2020/… karar sayılı kararına ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3)-6100 sayılı HMK.nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2020 tarih, 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
a)-Adana İcra 13. Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı takibe itirazın iptali ile takibin 18.240,76.TL asıl alacak ve 4.679,33.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.920,09.TL yönünden itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 4.584,01.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 1.565,67.TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 411,32.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.154,35.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
c)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar, 2020/418 Harç nolu, Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
-İptaline karar verilen harç tahsil müzekkeresine göre yapılan bir tahsilat var ise bunun 1.154,35.TL harçtan mahsubu ile eksik kalan kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 411,32.TL başvurma harcı ve 44,40 .TL başvurma harcı olmak üzere toplam 455,72.TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Davacı tarafından harcaması yapılan 1.339,80.TL yargılama giderinin davada kabul/red oranına göre hesaplanan 1.274,98.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre red edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.165,24.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
b)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.565,67 .TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 312,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.253,67.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-a)6100 sayılı HMK’nun 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 148,60.TL istinaf başvuru harcı, 22,00.TL tebligat gideri olmak üzere toplam 170,60.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
b)-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince istinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
5-6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.25/11/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır