Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/951 E. 2022/1343 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/951
KARAR NO : 2022/1343
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI : 2015/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2022

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin taşıma faaliyeti gösteren kooperatif olduğunu, davalı TMO’den aldığı ihale ile bir kısım tahmil tahliye işini mülkiyeti davacı kooperatif üyeliren ait araçlar ile sağladığını ve davacı da ifa ettiği hizmetler karşılığı Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… E sayılı takibine konu faturaları keserek davalıya verdiğini, taşıma işi bitmiş olmasına rağmen davalı fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davacı davalı aleyhine Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… E sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu takibe davalı itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itiraz içeriği haksız ve yersiz olduğunu, davacı kooperatif 150 üyeye sahip bir kooperatif nakliye bedellerinin ödenmemesi nedeni ile taşıma yapan tüm araç malikleri mağdur olduğunu, davalının TMO’dan aldığı ihale için yatırdığı teminat işin sonlanması nedeni ile serbest bırakıldığını ve bu paranın … Bankası Mersin Şubede hali hazırda blokeli olduğunu, alacağın taşıma işinden kaynaklanması ve tüm üyelerin mağduriyetinin engellenmesi bakımından davalı adına açılan hesaba dava değeri oranında ihtiyati haciz hükmünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra takibine itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak kaydı ile davalı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında hukuki ilişki bulunmadığını, davacının müvekkili adresine göndermiş olduğu bir faturanın bulunmadığını, müvekkilinin …, … ve … isimli şahıslar tarafından birçok davanın içine sürüklendiğini ve dolandırıldığını, bu şahısların müvekkili adına sözleşme yaptığını, sahte beyanla davalının internet bankacılığı hesabını ele geçirildiğini, para çekildiğini, davalı adına gönderilen evrak ve faturaları kabul ettiğini, davacı tarafça sözleşme ve benzeri evrak sunulması durumunda imzayı inkar ettiğini, çek tahsiline ilişkin ticari defterlerin incelenmesi ve gerçekten tahsilat yapılıp davacı ticari defterlerine kaydedilip edilmediğinin araştırılmasının gerektiğini, tahsilat yapılmamış ise davacının diğer şüphelilerle birlikte müvekkiline karşı muvazaa yapmaya çalıştığının ortaya çıkacağını, piyasa şartlarına takibe konu alacak rakamın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davalı Mersin 8.İcra Müdürlüğü’nün 2015/… sayılı dosyasında çeke dayalı takip sonucu yapmış olduğu ödemeninde bu borç için olduğunu ileri sürmüş ise de, çekler sebepten soyut belgelerden olup, çeke dayalı olarak yapılan ödemenin dosyamıza konu borca yönelik olduğunu gösteren ya da çekin dosyamıza konu taşıma ilişkisine dayanılarak düzenlendiğini gösteren delil bulunmadığından davalının kısmi ödeme savunmasına ve defterlerindeki bu yöndeki kayda itibar edilemeyeceği, kaldı ki defterlerinde kapanış onayının da mevcut olmadığı için ticari defterlerine de itibar edilemeyeceği, karşı tarafın yöntemine uygun tutulmuş defterlerindeki kayıtlara itibar edilmesi gerektiği, davacısı faiz talebinde bulunmuş ve takibe konu ferilere yönelik olarak da harcı ihmal etmiş ise de, davalının ihtar ile temerrüte düşürüldüğüne dair delil bulunmadığından davacının 363.285,16.TL’nin asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avas faizi, masraflar ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili hakkında yapılan takibe borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu 363.285,16.TL asıl alacak likit nitelikte olduğundan %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacının takipte haksız aynı zamanda kötüniyetli olması söz konusu olmadığından davalının tazminat isteminin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; faturada taşıdığı iddia olunan miktarların TMO verilerinden 103.900 kg fazla olduğunu, davacı ilk derece mahkemesine çek bedellerini aldığını iddia etmiş ise de kayıtlarına ödemeyi geçirmediğini, çek tahsilatlarının deftere işlenmemesi davacının hileli fatura eylemini ispatladığını, davacının defterlerinin güvenirliğinin bu noktada ortadan kalktığını, defterlerin kapanış onaylarının olmadığı hususu bilirkişi raporunda görüldüğünü, defterlerin kapanış onayı yapılmayan defterlerin delil olma özelliğinin bulunmadığını, bilirkişinin defter-i kebir’i de incelemediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından, davalıya verilen nakliye işi nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise, davacı ile arasında hukuki ilişki bulunmadığını, dava dışı …, … ve … isimli şahısların davalı adına, davacı ile anlaşma yapıp, kendisini dolandırdıklarını, bu şahısların davalı adına çek düzenleyip davacıya ödeme yaptıklarını, dava konusu faturaların da bu kişiler tarafından kabul edilmiş olabileceğini, davacıya borcu bulunmadığını savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mersin 1.İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/… sayılı dosya ile, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 363.285,16.TL asıl alacak ve 11.249,17.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 374.534,33.TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının ise 9 adet fatura olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Faturaya dayalı itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı, alacağa konu malları davalıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Faturada yazılı mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde, borcun ödendiğini ispat yükü ise davalıdır.
Somut olayda, taraflar arasında taşıma işine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından, davalının TMO’dan aldığı ihaleye konu olan tahmil ve tahliye işlerinin kendilerine ait araçlarla yapıldığı, ancak bu iş nedeniyle düzenlenen 363.285,16.TL fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğinin iddia edildiği, davalı tarafından, akdi ilişkinin kabul edilmediği, bu nedenle fatura konusu hizmetin teslim edildiğinin ispat yükünün davacıda olduğu, davalı tarafından dava konusu faturaların ticari defterlerine kaydedildiği ve BA formu ile vergi dairesine beyan edildiği, davacının, takibe konu faturalardaki hizmeti davalıya teslim ettiğini ispatladığı, davalının, fatura içeriğindeki hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya ödeme suretiyle borcun sona erdiğini yazılı belgelerle ispatlamakla yükümlü olduğu, davalı tarafından, Mersin 8.İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/… sayılı dosyada başlatılan başka bir icra takibine konu olan çeklerin, dava konusu fatura borcu nedeniyle davacıya ciro edildiğinin savunulduğu, davalıya ait ticari defterlerde, davacıya olan toplam 363.285,16.TL fatura borcunun, 1.243,84.TL’nın nakden ödeme, 36.916,58.TL’nın banka havalesi ve 325.124,74.TL’nın çek ile ödendiğine dair kayıt bulunduğu, ancak, davalının kısmi ödeme savunmasına esas teşkil eden ve Mersin 8.İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/… sayılı dosyadaki takibin konusu oluşturan çeklerin, davalının kendi defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, bu çeklerle yapılan ödemelerin, dava konusu fatura içeriğindeki taşıma ilişkisine dayanılarak düzenlendiğini gösteren bir delilin de bulunmadığı, davalı defterlerinde kayıtlı olan ödemelere ilişkin belge ve dekontların da dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından, fatura bedellerinin ödendiğinin ispatlanamadığı, tüm bu nedenlerle, mahkemece, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gözetilerek, davanın, 363.285,16.TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 24.816,00.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 6.205,00.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 18.611,00.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 25/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır