Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/940 E. 2022/1331 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/940
KARAR NO : 2022/1331
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI : 2017/… Esas, 2018/… Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …,
Av. …,
Av. …,
DAVANIN KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih, 2017/… esas ve 2018/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
İDDİA ve SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı rehinin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip dosyasında dava dışı borçlu … adına kayıtlı ve davacı şirkete rehinli … plakalı aracın satılarak paraya çevrildiğini, aracı alacağa mahsuben davacı şirket adına satın alındığını, İcra Müdürlüğünce 1. rehin alacaklısının davalı … A.Ş. olduğunu, 8.225,00.TL’nin kendilerine ödenmesi halinde aracın tescil ve teslim işlemlerinin yapılmasına, aksi halde ihale kararının kaldırılmasına karar verildiğini, ihale kararının kaldırılmaması için sıra cetveline itiraz haklarının saklı tutularak anılan tutarın icra dairesine ödendiğini, davanın kabulü ile sıra cetveli derece kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünce müvekkili bankaya müzekkere yazılarak söz konusu araç üzerindeki rehinin devam edip etmediği ve devam ediyorsa alacak tutarının sorulduğunu, cevaben alacak tutarının 8.225,00.TL olduğunun bildirildiğini, icra dairesince ihalenin kesinleşmesi ile bu tutarın kendilerine ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; dava dışı borçlunun davalı bankaya karşı karşılıksız çek bedelleri yönünden borcunun devam etmesi ve bu borcun rehin sözleşmesi kapsamında rehin teminatının içinde olduğunun anlaşılması, kredinin ödendiğinin ya da rehin şartlarının kaktığının davacı tarafça ispatlanamaması gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; muaccel olmayan ve hatta doğmamış olan bir alacak iddiasının müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin TMK’nin 2 ve 3. maddelerine uygun olmadığını, sıra cetvelinde böyle bir gayri nakdi riske yer verilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişinin kredi ödemelerine ilişkin banka kayıtlarının incelemek yerine davalı banka görevlilerinin beyanını esas almış olmasına dair itirazlarının ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyaları, bilirkişi raporu, sıra cetveli ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sıra cetveline itiraz davasıdır.
Davacı tarafından, Adana 1. İcra Dairesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde 1.sırada bulunan davalının alacağının rehin alacağına dayanmadığını, rehin sözleşmesine istinaden verilen kredi borcunun tamamen ödenmiş olduğunu, alacağın bankaya ibraz edilmeyen çek yapraklarından bankanın sorumlu olduğu tutardan kaynaklanan gayri nakdi risk olduğunu, davalı bankanın rehin alacağının kalmadığını belirterek sıra cetveli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355.maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nin 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğini kazanabilmesi için tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nin 142/1 maddesinde “Cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nin 235/1. maddesindeki kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki iflas davaları için Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu yolundaki düzenleme gibi açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Sıra cetveline itiraz davalarında taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davacı ve dava dışı borçlu arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme HMK’nin 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)
6100 sayılı HMK’nin 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK’nin 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf ve temyize gelmese dahi re’sen gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2020 tarih, 2016/5383 E., 2020/1248 K.sayılı kararı da bu yöndedir.)
Somut olaya gelince eldeki davanın 01.07.2012 tarihinden sonra açıldığı, davacının iddialarının, sıra cetvelindeki alacak miktarına dayandığı, alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilip, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeden ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun esas yönünden incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih, 2017/… esas ve 2018/… karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İlk Derece Mahkemesinin görevsiz olmasına rağmen davaya bakmış olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının istinaf eden davacıya İADESİNE,
5-İstinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte ilk derece mahkemesince karara bağlanmasına,
6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
7-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır