Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/931 E. 2022/1724 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/931
KARAR NO : 2022/1724
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI : 2015/… ESAS-2020/… KARAR
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
2- … -T.C…. …
3- … -T.C…. …
4- … -T.C…. …
5- … -T.C….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin … … Bankası A.Ş. Adana Şubesi’nden kredi kullandığını, davalılardan …, … ve … ile birlikte müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlu …Ltd. Şti. tarafından kullanılan kredileri ödeyemediğini ve hesaplarının kat edildiğini, banka tarafından … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkili şirket tarafından ödemelere başlaması üzerine borcun tasfiye edildiğini, sözleşmeler uyarınca müvekkili şirket tarafından toplam 821.841,00.TL ödeme yaptığını, … … Bankası A.Ş.’ne kefaleten yapılan ödeme nedeniyle müvekkilinin her bir müteselsil kefile 117.405,00.TL’sinin rücu hakkının doğduğunu, ancak, dava konusu takibin, … … Bankası A.Ş. kefillerinden, davalılar … haklarında 117.500,00×3=352.500,00.TL’si olarak açılmadığını, kısmi talep ile sadece 300.000,00.TL’si üzerinden ikame edildiğini, iş bu davalılar hakkında mahkememizin 2015/… D.iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından, dava dışı ….Ltd. Şti.’nin T. … A.Ş. Adana Ticari Şubesi’nden kullandığı kredilere, davalının (borçlu)murisi … ile beraber müteselsil kefil olduklarını, …’ın vefat etmesi üzerine geriye borçluları mirasçı olarak bıraktığını, müvekkili şirket tarafından, T. … ile imzalanan kredi sözleşmeler ve bu sözleşmeler uyarınca dava dışı şirkete kullandırılan krediler nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla T. …’na toplam 1.901.167,00.TL ödeme yapıldığını, T. …’na yapılan ödemeler nedeniyle sözleşmelerde 3 kefilin olduğunu, her bir kefile 633.722,00.TL’sinin rücu hakkının bulunduğunu, ancak takibin kısmi alacak için başlatıldığını, davalılara (borçlulara) borçlarını ödemeleri hususunda … 9. Noterliği’nin 14/07/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile alacaklarının muaccel kılındığını, temerrüdün başladığını, ancak bir soncunun alınamadığını, bunun üzerine davalılar (borçlular) hakkında … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiğini belirterek, davalılar (borçlular) hakkında … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle davalıların %20 oranında icra inkar tazminatına çarptırılmasına, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluğunu gerektiren hukuki bir durum mevcut olmadığını, davacının … … Bankası’na yaptığı iddia edilen ödemelerle ilgili davasının müvekkilleri … ve … (…) yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, …’ın vefatı ile birlikte kefalet sözleşmesinin sona erdiğini, vefat tarihinden sonra kullanılan krediler nedeniyle … mirasçılarının sorumlu tutulamayacağını, asıl borçlu …. Ltd. Şti. tarafından kapatılan krediler nedeniyle … mirasçılarının sorumlu tutulamayacağını, … mirasçılarının kendisini tarafından kefil olunmayan kredilerden dolayı sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından, daha önce kefil olduğu dava dışı şirketin borçlarını devraldığını ve asıl borçlu duruma geldiğini, davacı şirket yetkilisinin, gerek şahsı adına gerek yetkilisi olduğu şirketler adına davalının hissedar olduğu şirketlerin tüm borçlarını devraldığını, davacı şirketin, asıl borçlu sıfatıyla borcu ödediğinden davalılara rücu edemeyeceğini, asıl borçlunun kefile rücu hakkının olmadığını, davacı şirketin ortaklarından olan müteveffa …’ın mirasçıları olan …, …, …, …, … ve …’ın, murislerinin hissesinin kendilerine intikali ile bu şirkete hissedar olduklarını, müvekkilleri …, …, …, …’ın, diğer müvekkili …’a hisselerini devrettiklerini ve şirketlerdeki ortaklıklarından ayrıldıklarını, müvekkili …’ın, şirketlerin diğer ortağı … ile akdedilen 26/04/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile “devredenin gerek şirket ortağı sıfatıyla gerek de şirket adına şahsen kefil sıfatıyla attığı imzalardan dolayı bankalar ve diğer kişi ve kurumlar nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarından gerekse de şirketin bugüne kadar doğmuş ve bundan sonra doğacak her türlü vergi ve cazlarından devralan şahsen ve şirketler adına sorumlu olmayı kabul ve taahhüt devredenin herhangi bir sorumluluğu ve borcu yoktur” hükmü ile gerek davacı şirketin ve diğer şirketlerin yetkilisi ve ortağı olan … hem şahsı ve hem de yetkilisi olduğu şirketler yönünden asıl borçlu duruma geldiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile şirketlerdeki tüm borç ve yükümlülük devaralmayı … hem şahsı hem de şirketleri adına kabul ettiğini, tüm borç ve yükümlülükleri devralması karşılığında şirketin hisselerini … tarafından bedelsiz olarak dervdelidiğini, şirketlerin müvekkilerinden herhangi bir alacağının kalmadığını belirterek, haksız ve kötüniyetli davanın reddine, takip miktarının %20’si nispetinde kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile; davanın, kabulü ile, … 13. İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/… sayılı dosyada icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunun alacağın %20’si oranında olan 75.554,80.TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalılar … ve …’ün bu miktarın 30.184,93.TL’lik kısmından sorumlu tutulmalarına) karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf talebi ile; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasından 17/04/2020 tarihinde icra emri gönderildiğini, verilen iş bu kararın usul ve kanuna, şirket temsilcileri tarafından imzalanan 26/04/2013 tarihli “hisse devir sözleşmesi” hükümlerine aykırı olup, mahkemece verilen kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, savunmalarının esasına oluşturan 26/04/2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin, usulüne uygun olarak yasal süresi içerisinde mahkemeye ibraz edildiğini, hal böyle iken gerekçeli kararda buna ilişkin değerlendirme yapılmadığını, ayrıca davacı tarafın, sunulan ve hemen hemen tüm dilekçelerde bahsedilen hisse devir sözleşmesinden haberleri yokmuş gibi bahsettiğini, bu nedenle davacı tarafın hisse devir sözleşmesine dair tüm açıklamaların dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,
26.04.2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin 2. Maddesinin “Devredenin gerek şirket adına, şirket ortağı sıfatıyla ve gerek de şirket adına şahsen kefil sıfatıyla attığı imzalardan dolayı bankalar ve diğer kişi ve kurumlar nezdinde doğmuş ve doğacak borçlarından gerekse de şirketlerin bugüne kadar doğmuş ve bundan sonra doğacak her türlü vergi ve cezalarından devralan şahsen ve şirketler adına sorumlu olmayı kabul ve taahhüt eder. Devredenin herhangi bir sorumluluğu ve borcu yoktur.” şeklinde olduğu, 26.04.2013 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinin “Devredenin şirket yetkilisi ve ortağı sıfatıyla bankalar nezdindeki attığı imzalarla şahsen ve şirket adına yaptığı borçlanmalardan dolayı bundan böyle devralan şahsen ve şirketleri adına sorumlu olmayı kabul ve taahhüt eder. … Devrenden böyle bir borcu ödemek zorunda kalır ise devralanın şahsına ve şirket tüzel kişilerine rücu edecektir.” şeklinde olduğunu, gerekçeli kararın esasını oluşturan bilirkişi raporunda hiç bir zaman kabul etmedikleri “26.04.2013 tarihli protokolün borçsuzluk sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği, şirketin sözleşmenin tarafı olmadığı ve şahıslar arasında nispilik ilişkisi olduğuna” ilişkin birtakım açıklamalarda bulunmak gerekeceğini, 26.04.2013 tarihli taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin borçsuzluk sözleşmesi olduğunun tartışması olmakla hisse devir sözleşmesinde tarafların “gerek şirket adına, şirket ortağı sıfatıyla ve gerek de şirket adına” bu sözleşmeyi imzaladıklarını, sadece şirketin kaşesinin bulunmamasının, bu sözleşmedeki iradenin sakatlandığı anlamına gelmeyeceğini, tarafların kendi serbest ve hür iradeleri ile gerek şirket adına, şirket ortağı sıfatıyla ve gerek de şirket adına 26.04.2013 tarihli hisse devir sözleşmesini imzaladıklarını hal böyle iken nispilik ilkesi gereği imzalanan hisse devir sözleşmesinin sadece tarafları bağlayacağını, şirketlerin durumunu etkilemeyeceği gibi bir değerlendirmenin kabul edilemeyeceğini, 26/04/2013 tarihli protokol gereğince yapılan borçsuzluk sözleşmesinin, devreden …’ın devir konusu olarak bahsedilen şirketlerdeki hisseleri ile ilgili olup tüm şirketlerdeki hak ve hisseleri devralarak alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiş olduğundan müvekkillerinin herhangi bir borcu ve sorumluluğu olmadığını, sonuç itibarıyla sözleşme hükümlerine riayet edilerek ve sözleşmeye dayalı olarak gerekli devir işlemleri yapıldığını, müvekkili …’ın her şirketteki hissesini, şirketi temsilen mukavele hükümlerine göre noterde resmi devir işlemini yaptığını ve devir alan …’de aynı sıfatla tüm şirketteki hisseleri, hisse devir sözleşmesine uygun olarak devraldığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, herhangi bir irade sakatlığı hali bulunmadığını, hal böyle iken tarafların sözleşmeyi şirket adına değil de kendi adlarına imzaladıklarına kanaat getirilmesinin hisse devir sözleşmesine hükümlere, dosya kapsamına, hukuka ve usule aykırı olduğunu, ayrıca işbu hisse devrinden müvekkillerinin herhangi bir para almadıklarını, hisselerin aktifi ve pasifi ile birlikte devredildiğini, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı … … Ltd. Şti.’nin Türkiye … ve … … Bankası’ndan kredi kullandığını, davacı şirketin davalılardan …, … ve … ile birlikte bu krediye müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlu …Ltd. Şti. tarafından kullanılan kredilerin ödenmemesi üzerine borcun müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ödenen bedelin davalılardan tahsili amacıyla takip başlatıldığını, borçlular tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, davalılar tarafından … 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, kefillerden …’ın öldüğünü, kefaletin sona erdiğini ve mirasçılarının kefalet borcundan dolayı sorumlu olmadığını, davacı şirketin daha önce kefil olduğu … Ltd. Şti.’nin borçlarını devraldığını ve asıl borçlu durumuna düştüğünü, asıl borçlunun kefile rücu hakkı olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, iş bu karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
… 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Ticaret A.Ş. tarafından borçlular …, …, …, …, … aleyhlerine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının T. …’na ve … … Bankası A.Ş.’nin kredi alacaklarından dolayı kefaleten yapılan ödemelerin rücuen tahsili olduğu, …’na yapılan ödemeden dolayı 150.000,00.TL asıl alacak, 924,66.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 150.924,66.TL’nin tüm borçlulardan müteselsilen, … … Bankasına yapılan ödemeden dolayı 300.000,00.TL asıl alacak, 1849,32.TL işlemiş faiz olmak üzere 301.849,32.TL’nin ise, her biri ayrı ayrı 75.000,00.TL’sinden sorumlu olacak şekilde borçlular …, … ve …’dan tahsili istenildiği, takip talebinde toplam borç 452.773,98.TL olarak gösterildiği, borcun ne kadarlık kısmının kimden tahsil edileceğinin ayrı ayrı belirtildiği, … … Bankası’na ödenen 300.000,00.TL’nin ve faizinin 75.000,00’er TL’lik kısmının borçlular …’den tahsili istendiği ancak kalan kısmının kimden tahsil edileceğinin belirtilmediği ve talebin sınırlandırıldığı anlaşılmıştır.
… 10. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … … Bankası A.Ş. tarafından borçlular … … Ltd. Şti, … … Ltd. Şti, …, … Makina Elektrik İnş… Ltd. Şti, …, …, … ve … aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının genel kredi sözleşmesi ve ihtarname olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan 10/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı şirket tarafından ödeme yapılan … numaralı kredilerin 28.03.2013 tarihinde kullanıldığı ve kefil …’ın ise 07.03.2009 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiş olup, vefat tarihinden sonra kullanılan krediler sebebiyle … mirasçıları olan …. …, … (…), …, …) ve …’nın sorumlu tululamayacağı, … … Bankası A.Ş.’den kullanılan krediler sebebiyle davacı … A.Ş. tarafından 26.10.2009-05.03.2014 tarihleri arasında 50.360,96 USD, 190.968,64 EURO ve 403.281,27.TL olmak üzere toplamda 1.197,44,19.TL ödeme yapıldığı tespit edi davacı ihtarnamede ve dava dilekçesinde … … Batıkası A.Ş.’ne ödediği 821.841,00.TL 1/7 oranında 117.405…TL’nin her bir davalıdan tahsili talep etmekte olup taleple bağlılık esas olduğundan bu tutar üzerinden davacı şirketin alacaklı olduğu tutar hesaplandığı, davacı şirket tarafından gönderilen ihtamame davalılara 16.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, günlük ödeme süresi dikkate alındığında davalıların 18.07.2015 tarihi itihariyle temerrüde düştükleri tespit edilmiş olmakla birlikte, takip talebinde 01.08.2015 tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği dikkate alınmış, taleple bağlılık esas olduğundan (17.405…TL için 01.08.2015 tarihinden itibaren takip tarihine (26.08.2015) kadar %9 yasal faiz yürütülerek davacı şirketin alacaklı olduğu tutar hesaplandığı, … … Bankası A.Ş.’den kullanılan krediler sebebiyle davacı … A.Ş. tarafından ödemeler sebebiyle davalılardan …, …, …’ın her birinden 117.405…TL asıl alacak, 733.79.TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplamda 18.139.64.TL talep edebileceği tespit edildiği, davalılardan … ve …’ün … … Bankası A.Ş.’den kullanılan krediler için kefaleti bulunmadığından takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı kanaatini bildirir rapor düzenlenmiştir.
Mahkemece alınan 01/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile; … A.Ş.’nin 25.03.2019 tarihli yazısı ve ekinde sunulan belgelerden davacı … A.Ş. tarafından kefil …’ın vetafından (07.03.2009) önce 11.01.2007 ve 24.09.2008 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti. tarafından Türkiye … A.Ş.’den kullanılan krediler ve krediler için yapılan ödemeler tespit edildiği, … A.Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nde kefillerin … Ltd.Şti., … ve … olduğu, davacı şirketin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 587/2 hükmü uyarınca muris …’ın mirasçıları olan davalılara takibe konu 150.000,00.TL için rücu hakkına sahip olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 150.000.,00.TL asıl alacak, 924,66.TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplamda 150.924,66.TL’nin ödenmesini davalılardan talep edebileceğinin tespit edildiği, davalıların sorumluluğu, muris …’ın kefil sıfatıyla sorumlu olduğu borçlardan kaynaklandığı, … ile … arasındaki sözleşme, nispilik ilkesi gereği tarafları etkilediği, davacı … A.Ş. veya onun yetkili temsilcisi arasında şirket adına sorumsuzluğa ilişkin bir anlaşma yapmış olsa idi davalıların sorumluluktan kurtulmalarının söz konusu olabileceği, ancak … A.Ş.’nin veya … Ltd. Şti. ortağının davalılarla yapmış olduğu 26.04.2013 tarihli sözleşmenin davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırılacak nitelikte olmadığı kanaatini bildirir rapor düzenlenmiştir.
Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 21/06/2016 tarihli yazısında; … sicil numarası ile kayıtlı … Ticaret Anonim Şirketi’nin ortaklarının …, …, … İnş. Taah. Ltd. Şti. olduğu, yetkilisinin … olduğu, …’in ortaklığının 02.11.1198 tarihinde başladığı anlaşılmıştır.
… Ltd. Şti. ortaklar kurulu kararının incelenmesinden şirket ortaklarından …’nın hissesini …’e 26.04.2013 tarihinde devir ettiği şirket ortaklarının …, … Tic. Ltd. Şti. ve … olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kredi sözleşmelerinin incelenmesinden sözleşmelerin 16.10.2009 ve 11.01.2007 tarihli oldukları asıl borçlunun … Ltd Şti, kefillerin … Mak Lt Şti, …, …, …, … ve … Ltd. Şti. olduğu anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlık bakımından çözümlenmesi gereken sorun davacı … Tekstilin ortağı ve aynı zamanda kefili bulunduğu dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait kredi borcunu kefil olarak ödemesi halinde diğer kefillere rücu hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin olup, dairemizce bir kimsenin ortağı ve kefili bulunduğu şirket borcunu kapatmasından sonra bu şirket ortağı olmayan kefillere rücusunun dürüstlük ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddi yerine kabul kararının verilmesinin doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddi ile davacının takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğundan söz etme imkanı ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalıların kötü niye tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Davalılar vekili tarafından Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4)-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
5)-DAVANIN REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalıların tazminat talebinin Reddine
6)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.468,37.TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.387,67.TL’nin kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
*Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar, 2020/337 Harç nolu, Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
*Harç tahsil edilmiş ise davalıya İADESİNE,
**Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2015/… Esas, 2020/… Karar, 2020/338 Harç nolu, Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
**Harç tahsil edilmiş ise davalıya İADESİNE,
7)-6100 sayılı HMK.nun 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8)-6100 sayılı HMK.nun 326/1 maddesi gereğince davalılar tarafından yapılan 33,50.TL posta giderinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
9)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalılar kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 66.388,22.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
1)-Davalılar tarafından peşin olarak yatırılan 6.451,43.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalılara İADESİNE,
2)-6100 sayılı HMK.nun 326/1 maddesi gereğince davalılar tarafından yapılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 16,50.TL tebligat gideri olmak üzere toplam 165,10.TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
3)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4)-6100 sayılı HMK.333 maddesi uyarınca peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır