Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/926 E. 2022/1340 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/926
KARAR NO : 2022/1340
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2013/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : … -…

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1 -… -…
DAVALI : 2 -… -…
VEKİLLERİ : Av. …- …
Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, dava dışı Gültekin tarafından, müvekkilinden “malen kaydı” ile hiçbir mal teslim edilmeksizin lehtar hanesi boş şekilde alınan 24/01/2012 tanzim 01/03/2012 vade tarihli keşidecisi müvekkili olan açık bono daha sonra davalılardan …’ün ismi yazılarak ve ciro ettirilerek hiç bir mal ve para teslimi olmaksızın şeklen iyi niyetli hamil görünen, ancak … ve … … ile birlikte kötü niyetli hareket eden diğer davalı …’a müvekkilinin bilgisi dışında teslim edildiğini, davalı …’ın ise bedelsiz olan bonoyu haksız ve kötü niyetli olarak Mersin 2 İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, müvekkilinin bu bonodan dolayı borcunun bulunmadığını belirterek, müvekkilinin Mersin 2 İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı dosyasında takibe konulan 01/03/2012 vade tarihli 100.000,00.TL bedelli bono sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitini ve takibe konan bononun iptalini, kötü niyetli davalıların %20 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının açtığı menfi tespit davasındaki iddiaların asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, senet alacaklısı ve diğer davalı …’den aldıkları bilgiye göre, dava konusu 24/01/2012 tanzim 01/03/2012 vade tarihli senedin daha önce … Bankası Yeni Adana Şubesi’ne tahsil için bırakıldığını ve davacıya yapılan tebligata herhangi bir itirazın yapılmadığını, davacının vadesi gelen senedi ödeyemeyeceğini görünce alacaklıya ricada bulunduğunu bunun üzerine davacının ticari itibarının zedelenmemesi için senedin protesto işlemi yapılmadan bankadan geri alındığını, daha sonra müvekkiline geçen senet için müvekkilinden defalarca süre isteyen davacının icra takibi başlayınca itiraz ederek menfi tespit davası açmasına mana verilemediğini, üçüncü kişi konumunda olan müvekkili aleyhine menfi tespit davası açılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davanın reddini, kötü niyetli davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacı/borçlu, emre yazılı 100.000,00.TL bedelli bonoda yer alan imzasını inkâr etmediği, senet sebepten mücerret olmakla, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayanılarak takip yapıldığı, davacı tarafından takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğu, mal ve para teslim olmaksızın Gültekin’e lehtar kısmı açık olarak verildiğinin belirtildiği, davacının tanık deliline dayanmış ise de, bonoya dayalı açılan menfi tespit davasında dava değeri gözetilerek HMK 200 ve 201 maddesi kapsamında senede karşı iddiaların yazılı belge ile ispatı gerekir tanıkla ispatı mümkün olmadığından mahkememizin ara kararı ile davacı tanıklarının dinletilmesi talebinin reddine karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatının gerektiği, davacının dava konusu malen düzenlenen senedin teminat senedi olduğunu ve teminat koşulunun ortadan kalktığı iddiasını, davalı tarafından senet üzerinde teminat senedi olduğu hakkında şerh olmadığı savunması gözetilerek davacının çift taraflı talil nedeniyle artık senedin teminat senedi olduğunu ve teminat koşulunun kalktığını yazılı belge ile ispat etmesinin zorunlu olup, davacının senedin ödendiğine ya da bedelsiz kaldığına dair yazılı delil sunmadığı, yemin teklif hakkınada dayanmadığı anlaşıldığından davanın reddi ile davacının tedbir talebi kabul edilerek icra veznesine girecek paranın ödenmemesine karar verilerek tedbirin infazı için 13/12/2012 tarihinde yazı yazılarak infaz için gönderildiği ve koşulları oluştuğundan İİK nun 72/4 maddesi uyarınca 100.000,00.TL asıl alacağın %20 si olan 20.000,00.TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; takibe konu bononun boş haliyle müvekkili tarafından dava dışı …’ye banka kredi işlemlerinde kullanılmak üzere verildiğini, bankaya sunulmadığını, davalılardan … …’a verildiğini, … …’ın da kendi isimini yazdığını, …’a ciro ettiğini, takip alacaklısı, …’a senedin mahiyetini bile bile TTK 687 maddesindeki iyi niyetli hamil kurumundan istifade etmek gayesi ile senette hak sahibi olduğunu, organize şekilde hareket edildiğini, lehtar … …’ın davalı olmasına rağmen, davaya hiç cevap vermeyerek sessiz kaldığını, takip alacaklısının mağdur etme saikiyle hareket edildiğine dair iddialarını tanıkla ispat etme haklarının olmasına rağmen mahkemece tanıklarının dinlenmeyerek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini belirterek,ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı tarafından, dava konusu bononun, dava dışı …’ye “malen kaydı” ile hiçbir mal teslim edilmeksizin lehtar hanesi boş şekilde verildiği, bonoya davalılardan …’ün ismi yazılarak ve ciro ettirilerek hiç bir mal ve para teslimi olmaksızın şeklen iyi niyetli hamil görünen diğer davalı …’a teslim edildiği ve bu davalı tarafından icraya konulduğu iddia edilerek, bedelsiz olan bonodan dolayı davalılara borcu bulunmadığının tespiti talep edilmiş, bonoda, 3. kişi konumunda olduğunu, imzası inkar edilmeyen bono bedelinin ödenmediğini savunmuş, diğer davalı … … davaya cevap vermemiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bir kambiyo senedi olan bononun keşideci tarafından bazı unsurları eksik olarak düzenlenmesi ve bu eksikliklerin bonoyu elinde bulunduran kişi tarafından doldurulması TTK’nun …/2-f maddesi yollamasıyla, TTK’nun 680. maddesi gereğince mümkündür. Davacı, keşideci olarak imzalayıp verdiği bononun sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki iddiasını yasal delillerle (senet,yemin) ispatlamak zorundadır. HMK’nun 201. Maddesi gereğince, senede bağlanmış her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen hususların tanıkla ispatlanması mümkün değildir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senede “malen” veya “nakden” kaydı yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğü yer değiştirir. Senedi talil eden, iddiasını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Somut olayda; Davacı tarafından dava konusu bonoda yer alan imzasının inkâr edilmediği, bonoda malen kaydının bulunduğu, ancak, davacı tarafından , bononun dava dışı …’ye, lehtar kısmı boş olarak, kredi çekilmesi sırasında kullanılmak üzere teminat olarak verildiğinin, bono karşılığında, bonoya adı sonradan yazılan lehtar … …’dan mal ya da para alınmadığının belirtilerek, dava konusu bononun ihdas nedeninin davacı borçlu tarafından talil edildiği, davalı …’ın ise, bono üzerinde teminat senedi olduğuna dair şerh olmadığını savunduğu, bu nedenle çift taraflı talil nedeniyle, ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği, davacının, bononun teminat bonosu olarak boş şekilde düzenlendiğini ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından delil olarak ileri sürülen ve davalılar hakkında, bononun dolandırıcılık suretiyle düzenlendiği iddiasıyla açılan ceza davası sonucunda, sanıkların beraatlerine dair verilen kararın kesinleştiği, bononun tedavüle kadar doldurulmasının mümkün olup, davacı tarafından, bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun, teminat bonosu olup bedelsiz kaldığının yazılı deliller ile ispatlanamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır