Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/919
KARAR NO : 2022/1310
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2017/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI : … -…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …- ..
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :…
Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline tanzim tarihi 01/08/2008 vade tarihi 02/03/2009 miktarı 33.000,00.TL değerinde senet düzenlendiğini, davalının borcu ödememesi üzerine davacı tarafından Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/… Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra dosyasına yönelik borca itiraz ettiğini, Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/… Esas sayılı dosyası ile açılan takibin durdurulduğunu, davalıya ait imza örneklerinin alındığını ve bilirkişilerce düzenlenen raporda imzanın kuvvetle muhtemel davalıya ait olduğunun tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle davacı ve davalı arasında düzenlenen 01/08/2008 tanzim 02/03/2009 vade tarihli 33.000,00.TL’lik senet miktarının vade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının alacak iddiasının dayanağı belgenin kambiyo senetlerine mahsus fiilen ve hukuken hak ve alacak talebinde bulunma süresi olan 3 yıllık süresinin geçmiş olduğunu bu nedenlerle hak düşümü ve zamanaşımı sürelerinin sona erdiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve yasalara aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” senet açısından bakıldığında ön yüzündeki tüm yazı ve ibareler aynı mürekkepli kalem ve aynı el ürünü olduğu ve kuvvetle muhtemel bir seferde oluşturulduğunu, imzalar açısından ise …’ın orijinal imzasının karakteristik özelliklere sahip olmadığını, tersim yönü baskı izi ve motorik hareketler açısından tutarlık göstermediğini, …’a ait mukayese imzaları içeren istiktab tutanaklarındaki imzaların “imza” olarak nitelenebilecek karakteristik ve ayırt edici özellikler taşımadığını, bu nedenle söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği, davacının davaya konu senet nedeniyle alacaklı olduğunu ispat etmesinin gerektiği, senet üzerinde yaptırılan imza incelemesine ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu imzaların davalı eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği, bu nedenle alacaklı olunduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilmediği, davacı tarafın duruşmadaki beyanlarında da yemin deliline dayanmadıklarını beyan ettikleri anlaşıldığından, davacı tarafça davalıdan davaya konu senet nedeniyle alacaklı olduğu ispat edilmediği kabul edilmiş açıklanan nedenlerle davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; Adana 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/… esas sayılı dosyasında 03/10/2010 tarihli grafoloji ve sahtecilik uzmanı Dr. … tarafından düzenlenen raporda senetteki imzanın davalıya ait olduğunu, davalının mahkeme huzurunda imza ve yazı örneklerinin alındığını, 25/09/2018 tarihli celsede imza ve yazı vermekte davalının tereddüt yaşadığını, alınan yazı ve imza örneklerinin az sayıda olduğunu teşhis açısından yetersiz olduğunu, bu hususta itiraz etmelerine rağmen yeniden imza ve rapor alınmadığını, senetteki imzanın davalının kızına ait olduğu hususunun değerlendirilmediğini, mahkeme maddi olayın yorumunda ve hukukun uygulanmasında hataya düştüğünü belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Davacı tarafından, dava konusu bononun davalı tarafından 01/08/2008 tarihinde keşide edilerek kendisine verildiği, borcun ödenmemesi üzerine Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/… sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından borca ve bonodaki imzaya itiraz edildiği, bu hususta Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava sonucu takibin durdurulmasına karar verildiği, bonodaki imzanın davalıya ait olduğu iddia edilerek, dava konusu bono bedeli olan 33.000,00.TL’nın davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ise, davanın zaman aşımına uğradığını, okuma yazma bilmeyip, bonodaki imzanın da kendisine ait olmadığını savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/… sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının ise, keşidecisi davalı, alacaklısı davacı olan, 01/08/2008 keşide, 02/03/2009 vade tarihli, 33.000,00.TL bedelli bono olduğu, Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava sonucu, bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu bono 02/03/2009 vade tarihli olup, dava tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımına uğradığı, bonoda davacının lehtar, davalının ise keşideci konumunda oldukları, dava konusu bono zamanaşımına uğramış ise de taraflar arasında temel ilişki bulunduğundan, bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, davacı-alacaklının alacağını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebileceği, TBK’nun 146.maddesi uyarınca genel zamanaşımı süresinin 10 yıl olup, bononun vade tarihi dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, dava konusu bononun davalıya verilen borç para karşılığında alındığı iddia edilerek, temel borç ilişkisi ödünç verme akdine dayandırılmış, davalı ise, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Bonodaki imzaların borçluya ait olduğunu ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraftadır.
Mahkemece, davalıya ait imza örnekleri ve karşılaştırmaya esas imzaların bulunduğu belge asılları dosyaya celp edilmiştir. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 15/05/2019 tarih ve 4097 sayılı raporda, dava konusu bono üzerinde, davalı …’a atfen atılı imzaların, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit taklidi kolay imzalar olması nedeniyle, söz konusu imzaların davalı …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin rapora itirazı sonucu, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla Marmara Ünv.Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü öğretim görevlilerinden alınan 13/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda ise, senet açısından bakıldığında ön yüzündeki tüm yazı ve ibareler aynı mürekkepli kalem ve aynı el ürünü olduğu ve kuvvetle muhtemel bir seferde oluşturulduğu, imzalar açısından ise …’ın orijinal imzasının karakteristik özelliklere sahip olmadığı, tersim yönü baskı izi ve motorik hareketler açısından tutarlık göstermediği, …’a ait mukayese imzaları içeren istiktab tutanaklarındaki imzaların “imza” olarak nitelenebilecek karakteristik ve ayırt edici özellikler taşımadığı, bu nedenle söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Davacı tarafından, mahkemece huzurda alınan imza örneklerinin az sayıda olduğu, bu nedenle bilirkişiler tarafından tespit yapılamadığı, bono üzerinde kefil olarak adı geçen … …’ın ise davalının kızı olup, İcra Hukuk Mahkemesi’nde alınan rapor ile imzanın kefile ait olduğunun tespit edilmesine rağmen, bu hususun mahkemece değerlendirilmediği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, imzası inkar edilen bono nedeniyle alacaklı olunduğunun ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece, davalının huzurda alınan imza örnekleri ile karşılaştırmaya esas imza örneklerinin bulunduğu belge asıllarının celp edilerek, bono üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu, imzaların davalıya ait olduğunun tespit edilemediği, bono üzerinde dava dışı kefile ait olan imzanın, davalının sorumluluğuna etkisi bulunmadığı, davacı tarafından, dava konusu bonoya dayalı olarak alacak iddiasının ispat edilemediği, davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından, mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.22/11/2022
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır