Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/895 E. 2022/1453 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/895
KARAR NO : 2022/1453
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2019
NUMARASI : 2014/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI :1-…
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI : 2 -… …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin kendine ait olan … Şubesi’nden verilme … çek nolu 302.000,00.TL meblağlı ve … çek nolu 301.258,00.TL meblağlı iki adet çeki davalılardan … şirketine verdiğini, bu şirketinde çekleri ciro ederek diğer davalı … şirketine verdiğini, davaya konu çeklerin vadelerinde müvekkili şirketin ve şirket yetkililerinin izni, imzası ve parafı olmadan tahrifat yapıldığını, çeklerin yasal ibraz süreleri içinde bankalara ibraz edilip işlem yapılmadığı için kambiyo senedi vasfını yitirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüne, dava konusu çeklerin iptali ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı …’nin vekili, müvekkili firmanın ülke çapında yaklaşık 170 adet akaryakıt bayiliği bulunan ve hızla gelişen bir dağıtım firması olduğunu, davacının keşideci sıfatıyla çek sahibi olarak keşide etmiş olduğunu, çeklerin diğer davalı … şirketinin cirosu ile müvekkili şirkete teslim edildiğini, davacının müvekkili şirkete borcu bulunmadığı iddiasının doğru olduğunu, davacının çeklerindeki keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddiaların ise ancak grafolojik yazı ve tarih incelemesi yapılmasının ardından ortaya çıkacağını, müvekkilinin iddia edilen tahrifatlara ilişkin bilgisinin bulunmadığını belirterek, davacının müvekkiline borcu olmadığına dair beyanlarını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’nin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” menfi tespit davasına konu edilen çeklerdeki keşide tarihine yönelik paraftaki imzanın davacı borçlu şirketin temsilcisinin eli ürünü olmadığından çeklerin paraftan önceki keşide tarihlerinin esas alınarak keşide tarihlerinin 20/08/2014 ve 27/08/2014 tarihi olarak kabul edilerek düzeltmeden önceki keşide tarihlerine göre her iki çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilerek işlem yapılmadığından kambiyo senedi vasfının yitirildiği, davacı keşidecinin tahrif edilen ve süresinde ilgili bankaya ibraz edilmeyen çeklere dayalı olarak açtığı menfi tespit davasında süresinde bankaya ibraz edilmeyen çeklerin hamilinin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitireceğinden davacının davasında TTK 732.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve davacı keşidecinin dava konusu edilen her iki çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak zorunda olup ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini ileri süren davacı borçluda olduğu, davacının menfi tespit davasına konu çeklerden kaynaklı olarak sebepsiz zenginleşmediğini, karşılığında mal ve hizmet verilmediğini ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; taleplerinin çek iptali ile borçlu olmadıklarının tespiti davası olduğunu, müvekkilinin çeklerin tahrifatından dolayı zarara uğradığını, davalının çeklerin tarihlerinde tahrifat yaptığını, çeklerden birisini …’a verdiğini, … bu çeki … 6.İcra Dairesi’nin 2015/… takip sayılı dosyası ile icra işlemi başlattığını, müvekkili şirkete karşı … 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2015/… esas sayılı dosyada icranın taliki davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, haciz işlemlerinin yapıldığını ve müvekkilinin bu meblağı ödemek zorunda kaldığını, dosyaya sunulan protokolde davalının davaya konu çekleri iade edeceği konusunda imza attığını, bu çeklerin iade edilmediğini, şirket tarafından bankalara verildiğini, davanın gerekçesinde TTK madde 732’e değinildiğini, TTK 732. maddesi ile örtüşmediğini, müvekkili şirketin zararının olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, … 3.Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı tarafından, davalı … şirketine teminat olarak verilen çeklerin, diğer davalı … şirketine ciro edildiği, çeklerin keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığı, çeklerin yasal süresi içinde bankalara ibraz edilmediklerinden kambiyo senedi vasfını yitirdikleri belirtilerek, keşidecisi olduğu çekler nedeniyle davalılara borcu olmadığının tespiti talep edilmiş, davalı … şirketi ise, çeklerin diğer davalı … şirketinin cirosu ile teslim alındığını, davacının kendilerine borcu bulunmadığı iddiasının doğru olduğunu, davacının çeklerdeki keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddiaya ilişkin hiçbir bilgisi ve dahlinin bulunmadığını savunmuş, diğer davalı … şirketi davaya cevap vermemiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, dava konusu … Şubesi’ne ait … çek nolu 302.000,00.TL meblağlı ve … çek nolu 301.258,00.TL meblağlı iki adet çekte, davacının keşideci, davalılardan … şirketinin lehtar, diğer davalı … şirketinin ise, dava tarihi itibariyle çeklerin son yetkili hamili olduğu, dava konusu çeklerin keşide tarihlerinde yapılan değişikliklerin altındaki paraf imzalarının davacı şirket yetkilisi …’na ait olmadığının mahkemece alınan Adli Tıp raporu ile sabit olduğu, bu nedenle, çeklerin paraftan önceki keşide tarihlerinin esas alınarak, keşide tarihlerinin 20/08/2014 ve 27/08/2014 tarihi olarak kabul edilmesiyle, düzeltmeden önceki keşide tarihlerine göre, her iki çekin de yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını yitirdikleri ve çek hamilinin TTK’nun 730.vd. maddeleri gereğince kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirdiği, hamilin müracaat hakkını kaybetmesi nedeniyle, çeklerden dolayı ifa yükümlülüğünden kurtulan davacı keşidecinin zenginleşmiş sayılacağı, sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükünün ise çek keşidecisine ait olduğu, davacı keşidecinin çeklerin lehtarı … şirketi ile temel ilişkisi bulunduğu ve bu davalı yönünden çeklerin yazılı delil başlangıcı teşkil ettiği, davacı ile diğer davalı … şirketi arasında ise doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığı, davacı tarafından, çeklerin … şirketinden satın alınan mallara karşılık avans olarak verildiğinin, ancak mal teslim edilmediğinin iddia edildiği, davacı keşidecinin, TTK’nun 732. Maddesi gereğince, dava konusu edilen her iki çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak zorunda olup, ispat yükü kendisinde olan davacının, dava konusu çeklerden dolayı sebepsiz zenginleşmediğini, karşılığında mal ve hizmet verilmediğini ispat edemediği, kaldı ki, lehtar ile keşideci arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı def’ilerin çeki iyi niyetle iktisap eden yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceği, dava konusu çeklerin yargılama sırasında davalı … tarafından dava dışı bankalara temlik edildiği, davalı … şirketinin, gerek cevap dilekçesinde, gerekse duruşmadaki beyanı ile davacının kendisine borcu olmadığını kabul ettiği, ancak bu beyanların HMK’nun 308. maddesinde düzenlenen ve davaya son veren, kayıtsız şartsız kabul niteliğinde bulunmadığı, tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince, davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6- HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır (Muhalif) ¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır

AZLIK OYU

Dava, çeklerdeki keşide tarihi üzerinde tahrifat yapıldığı ve buradan hareketle yasal süreler içinde ödeme için bankaya ibraz edilmeyen çeklerin kambiyo vasfı kalmadığı iddiasına dayalı menfi tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporlarına göre, çeklerdeki keşide tarihine yönelik paraflardaki imzaların davacı borçlu şirketin temsilcisi eli ürünü olmadığı, çeklerin paraftan önceki keşide tarihlerinin esas alınması gerektiği, buna göre de her iki çekin yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını yitirdiği, davada TTK’nin 732.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği, anılan madde hükmüne göre davacı keşidecinin çeklerden dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerektiği ancak ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu çeklerin keşide tarihlerinde yapılan değişikliklerin altındaki paraf imzalarının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile ortaya konulmuş olup, buna ilişkin davalı yanın da bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Bu durumda çeklerin paraftan önceki keşide tarihlerinin esas alınarak, keşide tarihlerinin 20/08/2014 ve 27/08/2014 tarihi olarak kabul edilmesi ve düzeltmeden önceki keşide tarihlerine göre de, her iki çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını yitirdikleri sabittir.
TTK’nin 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 732. Maddesinde, ” Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir. Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez. Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nin 732.maddesinin açık hükmüne göre keşideci, süresinde bankaya ibraz edilmeme nedeniyle kambiyo vasfını yitiren çek bedelinden çek hamiline karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olup, çek lehtarının ya da hamilden önceki cirantaların keşideciye karşı bu maddeye dayanarak hak talep etmesi mümkün değildir.
Davaya konu çek fotokopilerinin incelenmesinde; … Şubesi’ne ait … çek nolu 302.000,00.TL meblağlı ve … çek nolu 301.258,00.TL meblağlı çekler olduğu, çeklerde davacının keşideci, davalılardan … şirketinin lehtar, diğer davalı … şirketinin hamil olduğu ancak yargılama sırasında bu çeklerin … tarafından dava dışı …’a ve …’e ciro ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı … vekili davaya cevabında, davacının müvekkili şirkete borcu olmadığını kabul etmiş, 19.06.2015 tarihli duruşmada da, çeklerin bankada olduğunu, ancak davacının müvekkiline karşı bir borcu bulunmadığını, bankadaki çeklerin de hatır çeki olduğunu, davalı cirantanın da müvekkiline borcu bulunmadığını beyan etmiştir.
Gerek hamil tarafından açılacak sebepsiz zenginleşme davasında gerekse işbu davada olduğu gibi çek hamiline karşı açılan menfi tespit davasında hamilin sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için müracaat hakkının düşmesinden dolayı bir zararın ortaya çıkmış olması gerekli olup, zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır.

Davalı … tarafından davaya konu çeklerin hatır çeki olduğu kabul edilip bu çekler nedeniyle …’in keşideci olan davacıdan ve lehtar olan diğer davalıdan bir alacağı bulunmadığı beyan edildiğinden artık … şirketinin iyiniyetli hamil olduğu ve çekler nedeniyle zarara uğradığı kabul edilip hakkında TTK’nin 732.maddesi hükmünün uygulanması mümkün değildir.
Öte yandan diğer davalı … şirketi çeklerin lehtarı olup, hamil olmadığından lehine TTK’nin 732 maddesinin uygulanması mümkün değildir. Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacaklı alacağını her türlü delille kanıtlayabilir ise de çeklerin lehtarı olan davalı … şirketi tarafından davaya cevap verilmemiş ve delil de bildirilmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle mahkemece davacının davalılara dava konusu iki adet çekten dolayı borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı görüşünde olduğumdan dairemizin, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararına katılmıyorum.20/12/2022


Üye

(Muhalif)
¸e-imzalıdır