Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/890 E. 2022/1169 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1170
KARAR NO : 2022/1158
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1 -… -…
: 2 -… -…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :…

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas sayılı dosyasından 21/04/2022 tarihinde verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen ara karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACI VEKİLİNİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Talep eden vekili, müvekkili ile davalı arasında 05/02/2022 tarihinde limon alım satım konulu yazılı bir sözleşme yapıldığını, davalıların sözleşme edimini yerine getirmediklerini, müvekkilini sürekli oyaladıklarını, vadesi yaklaşan dava konusu iki çekin tahsili halinde müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, dava sonuna kadar çekin ödenmemesi için çek üzerine İİK 72/2 maddesi gereği ödeme ve protesto işlemlerinin durdurulması konusunda öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN ARA KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen ara karar ile; sözleşmede çeklere atıf yapılmadığı, bu aşamada ürünlerin teslim edilip edilmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği yaklaşık ispat şartı sağlanamadığı anlaşılmakla davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; borç ilişkisine istinaden çeklerin verildiği sözleşmenin 5.paragrafında açık ve net bir biçimde belirtildiğini, çeklerin davayla illiyetinin anlaşılamadığı biçimindeki gerekçesi hukuka, hakkaniyete aykırı olduğunu, malların teslim edilip, edilmediği araştırılacak ise de bu tedbir kararı verilmesine engel bir durum olmadığını, müvekkilinin sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalıların çekin sebepten mücerretliğinden de istifade ederek dürüstlük kuralına aykırı şekilde sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mağduriyetinin arttığını belirterek, ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan ve icra takibinden önce açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davaya konu olan çeklerin bedelsiz olduğu iddiasına dayanılarak, bankaya ibrazı halinde ödenmemesi ve protesto işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece verilen 21/04/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72/2 maddesinde “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmü mevcuttur.
HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
İhtiyati tedbirler, geçici hukuki koruma niteliğinde olup esasın varlığına karine oluşturmazlar. Bu nedenle mevcut durumda bir değişiklik olduğu takdirde hakim edindiği kanaate göre kararı da değiştirebilir. Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendirdikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK’nun 390/3 maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir.
Somut olayda, dosya kapsamından 2004 sayılı İİK’nun 72/2 maddesi ve 6100 sayılı HMK’nun 390/3 maddesi gereğince, davacılar tarafından davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delillerin dosyaya sunulmadığı, taraflar arasındaki 05/02/2022 tarihli alım-satım sözleşmesinde dava konusu çeklere atıf yapılmadığı gibi, davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik iddiası bakımından, sözleşme konusu malların davacıya teslim edilip edilmediği hususlarının yargılamayı gerektirip, bu aşamada HMK.nun 389. ve İİK.nun 72/2. maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir verilebilmesi için yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, bu nedenle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak yatırıldığından yeniden HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı vekili tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.18/10/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip