Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/867 E. 2022/1697 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/867
KARAR NO : 2022/1697
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2020
NUMARASI : 2019/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … -TCNO:…, …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …-TCNO:…, …
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit-İstirdat (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih, 2019/… esas ve 2020/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında davalı tarafından Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine bağlı olarak icra takibi yapıldığını, davalının senetleri imzalandığı tarihte mobilya-beyaz eşya satışı yaptığını, müvekkilinin de davalıdan oturma grubu ve bir kısım beyaz eşya satın aldığını ve karşılığında davalıya teminat senedi olarak iki adet senet imzalayıp verdiğini, alacaklı tarafından takibe konu edilen 6.000,00.TL ve 4.785,00.TL tutarındaki senetlerin 21.03.2014 tarihinde müvekkili ve diğer borçlu … tarafından birlikte imzaladıklarını ve aldıkları ürünler için teminat senedi olarak alacaklı davalıya verdiklerini, söz konusu borcu da taksitle ödemeyi taahhüt ettiklerini, ilk birkaç ay borcun taksit halinde bir kısmını ödeyen müvekkilinin daha sonra işten ayrılmasından dolayı taksitlerini birkaç ay geciktirdiğini ve bu nedenle senetlerin alacaklı tarafından icra takibine konulduğunu, müvekkilinin ödediği taksitleri gösterir makbuzların ellerinde mevcut olduğunu, makbuzlara göre müvekkilinin kalan borcunun 5.454,29.TL olduğunu, ancak alacaklının müvekkilinin ödediği ve karşılığında kendisinden makbuz aldığı taksitler olmasına rağmen kötüniyetli olarak teminat senetleri üzerinden icra takibi başlattığını, ayrıca davalının ticari defterlerinin de incelenmesinde müvekkili tarafından verilen senedin teminat senedi olduğunun anlaşılacağını, müvekkilinin kalan borcu ödemek adına birçok kez kendisine anlaşma teklif etmesine rağmen davalı alacaklının kötü niyetli olarak bu teklifleri kabul etmeyerek sanki müvekkilinin hiç ödeme yapmamış gibi senet bedellerinin tamamı üzerinden takip başlattığını belirterek öncelikle davalı tarafından kötüniyetli olarak başlatılan takibin teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulmasına, davalının teminat senetlerine dayanarak açtığı icra takibinin iptaline, mahkemenin aksi kanaate olması halinde müvekkilinin bu borcun 2.636,60.TL’lik kısmını ödemiş olduğundan takibin kalan bakiye borç miktarı üzerinden devam etmesinin tespitine, kötüniyetli olarak takip başlatan davalı aleyhine takip konusu alacak miktarının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, icra dosyasında müvekkilinin üzerine haciz koyulan taşınmazının dava süresince satılmaması için tedbir kararı verilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; alacaklısı olduğu Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı icra takip dosyasında borçlular … ve … hakkında icra takibi başlattığını, borçluların bu dosyada borçlarına herhangi bir itirazlarının olmadığını, takibin kesinleştiğini ve yasal işlemlerin devam ettiğini, kendisinin uzun yıllardır borçlular ile aynı mahallede esnaflık yaptığını, borçlu … ve … iş yerine gelerek sıkıntıda olduklarını ve 10.785,00.TL’ye ihtiyaçlarının olduğunu söylediklerini, kendisinin de uzun zamandır tanıdığı insanlara yardımcı olduğunu ve iki senet alarak parayı verdiğini daha sonra … iş yerine gelerek tekrar 2.650,00.TL’ye ihtiyacı olduğunu ve alacağı para olduğunu geldiğinde iade edeceğini belirttiğini, kendisinin 2.650,00.TL daha verdiğini, bunun 1.260,00.TL’si için senet yapıldığını 1.390,00.TL’si için senet yapmadığını daha sonra borçlu … parça parça 2.636,00.TL parayı kendisine ödediklerini, kendisinin de davacıya bilgisayarından çıktılar verdiğini, aradan geçen zaman zarfında borçluların borcunu ödememesi ve defalarca kendilerini aramasına rağmen ulaşamamasından dolayı kendisinin yasal hakkını kullandığını ve borçlular hakkında icra takibine başladığını, alacağın gerçek bir alacak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davaya konu senetlerin teminat senedi olduğuna dair dava dosyası kapsamında yazılı bir bilgi ve belge bulunmamakta olup, davacı tarafından 2.543,14.TL’nin davacıya ödendiği belirtilmiş ve davalı tarafından da kabul edilmiş ise de, davalı bu ödemenin 1.260,00.TL bedelli senet ve açık hesap borcuna ilişkin olduğunu beyan etmiş olduğu, kaldı ki dosya kapsamında davalıya yapılan ödemenin dava ve takip dosyasına konu 21.03.2014 tanzim ve 21/05/2014 vade tarihli 6.000,00.TL bedelli bono ve 21/03/2014 tanzim ve 21/06/2014 vade tarihli 4.785,00.TL bedelli bonoya ilişkin olduğuna dair herhangi bilgi ve belge bulunmadığı, davacı vekili davaya konu senetlerin teminat senedi olduğuna dayanmış olup, bir senedin teminat olarak verildiği, ancak yazılı belgeyle kanıtlanabileceği, ayrıca davacı vekili ödemeyi yaptığı tutar yönünden istirdat talebinde bulunmuş ise de; bu ödemenin davaya konu senetlere ilişkin olduğuna dair de bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesi ile davacının ispat edilemeyeden davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu senetlerin mal alışverişi için verilen teminat senetleri olduğunu, takibe konu edilemeyeceğini, müvekkilinin taksitler halinde makbuzla ödemeler yaptığını, mahkemece bu ödemelerin neye istinaden yapıldığının anlaşılamadığı gerekçesi ile reddedildiğini, cevap dilekçesinin süresinde olmadığını, bu nedenle muvafakat etmedikleri cevap dilekçesindeki beyanlara ve 1.260,00.TL değerindeki senedi kabul etmediklerini, bu senedi takibe konu senetlere göre daha yeni olduğunu, tarihinin 2015 göründüğünü, bu tarihte böyle bir senedin düzenlenmediğini, bu senedin muhtemelen önceden düzenlenen ve boş olan bir senedin ödenmesine rağmen tarih kısmının doldurularak mahkemeye sunulması şeklinde olduğunu, davalı vekilinin dosyaya 04/11/2019 tarihli dilekçe ile vekalet sunduğunu, sadece mazeret bildirmiş olduğu halde, başka bir işlem yapmayan ve duruşmaya katılmayan vekile vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların beyan ve dilekçeleri, takip dosyasının fotokopisi, bono fotokopileri, davacı tarafça dosyaya sunulan imzasız makbuzlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Takibe ve davaya konu iki adet bononun davacı tarafından düzenlenip davalıya verildiği konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık senetlerin teminat senedi olup olmadığı ve hangi ilişki için düzenlendiği, senetlerden dolayı davacının davalıya bir borcu bulunup bulunmadığı, icra takibinin infazen kapatılması nedeniyle davalı tarafından davacıya iadesi gereken bir para bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı yan, davaya ve takibe konu bonoların eşya alımı kapsamında teminat amacıyla düzenlenip davalıya verildiğini, bir kısım borcun ödendiğini ancak davalının yapılan ödemeleri dikkate almadan iki adet bono bedeli için takibe giriştiğini ancak teminat senetleri için takip başlatılamayacağını belirterek icra takibinin iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde borcun 2.636,60.TL’si ödendiğinden takibin kalan borç miktarı yönünden devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiş, 07.10.2019 tarihli dilekçe ile tüm borcun ödendiğini, davacının icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın istirdatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı yan, bonoların davalıdan satın alınan beyaz eşyalar için teminat amacıyla verildiğini ve bir kısmının ödendiğini iddia ettiğinden iddiasını senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı belge ile ispatlamak zorundadır. Davalı asil mahkemeye sunduğu 29.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde, takibe konu iki bononun davacıya verilen borç paraya karşılık düzenlenen senetler olduğunu, bu iki senet dışında davacıya zaman içinde 2.636,00.TL daha para verildiğini ve 1.260,00.TL’lik kısmı için takibe konu edilmeyen 15.02.2015 tanzim ve 25.02.2015 vadeli başka bir senet daha alındığını, davacının zaman içerisinde kendisine 2.636,00.TL’yi ödediğini, davacının talebi üzerine yapılan bu ödemelerin davacının 1.260,00.TL bedelli senet borcuna ve açık hesap borcuna mahsup edildiğini ve davacıya bilgisayardan çıktılar verdiğini beyan etmiştir.
Dava, icra takibine konu 21.03.3014 düzenleme, 21.06.2014 vade tarihli 4.785,00.TL’lik bono ve 21.03.2014 düzenleme 21.05.2014 vadeli 6.000,00.TL bedelli bonoya yönelik olarak açılmış olup, taraflar arasında davaya konu iki adet bononun hangi ticari ilişki kapsamında verildiğine dair yazılı bir anlaşma bulunmadığı gibi, senetler üzerinde de veriliş nedenine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak davacı tarafın delil olarak dayandığı imzasız ödeme makbuzlarını davalı kendi bilgisayarından düzenleyip verdiğini kabul ettiğinden ve söz konusu makbuzlarda taksitli alış veriş için düzenlendiği belirtilip, taksit tarihleri ve miktarları da yazılı olduğundan ve yine davaya konu senetlerin düzenleme tarihi olan 21.03.2014 tarihiyle aynı tarihi taşıyan makbuzda borç miktarının senetle aynı yani 4.785,00.TL olduğu da nazara alındığında, taraflar arasında taksitli satım ilişkisi olduğu, davacının borçları taksitler halinde ödemesinin kararlaştırıldığı ve bu ilişki kapsamında takibe konu bonoların düzenlenip davalıya verildiği ve yine bu kapsamda davacı tarafından davalıya tarafların da kabulünde olan 2.636,00.TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya konu 2 adet bononun davacının iddia ettiği gibi eşya satımı için düzenlediğinin kabulü gerekmekte olup, aksi yöndeki davalı savunmasının yani bonoların verilen borç paralara karşılık verildiğinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği ancak, davalı tarafça bu savunma yönünden yazılı delil sunulmadığı gibi, borç verildiği iddia edilen 10.785,00.TL için 6.000,00.TL ve 4.785,00.TL olmak üzere iki ayrı senet düzenlenmesinin ve yine borç olarak verildiği belirtilen 2.650,00.TL için 1.260,00.TL yönünden senet düzenlenip kalan kısmı için düzenlenmediği yönündeki açıklamanın da hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, öte yandan vadeleri 21.05.2014 ve 21.06.2014 tarihinde dolan bonodan kaynaklı borçlar ödenmeden yeniden borç verilip karşılığında 15.02.2015 düzenleme, 25.02.2015 vade tarihli 1.260,00.TL bedelli bono alındığı ve davacı tarafından yapılan bir kısım ödemelerin de dava konusu edilmeyen ve vadesi dava konusu bonolardan 8 ay sonrasına ait olan 1.260,00.TL’lik senet borcundan mahsup edildiği yönündeki savunmaya da itibar edilmemiştir.
Davacı tarafın davalıya, taraflar arasındaki satım ilişkisi kapsamında 2.636,00.TL ödeme yaptığı halde davalının yapılan bu ödemeleri borçtan mahsup edip kalan miktar yönünden takip başlaması gerekirken bunu yapmayıp, bu ilişki kapsamında alınan toplam 10.785,00.TL bedelli iki adet bono ile takip başlattığı ve icra takibinin borcun ödenmesi ile kapandığı anlaşıldığından, davacının davalıya fazladan ödemek zorunda kaldığı 2.636,00.TL’yi istirdat hakkı bulunduğu nazara alınıp davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de yapılan hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davanın 2.636,00.TL yönünden kabulüne, alacağa borcun davacı tarafından kapatılma tarihi olan 01.10.2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, taraflar arasında takibe konu bonolar dışında başka bir bononun daha bulunduğu ve ödemelerin bundan mahsup edildiği yönündeki davalı savunması karşısında davanın kabulüne karar verilen miktar yönünden davalının kötüniyetli takip başlattığının kabulü mümkün olmadığından davacı yanın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, AAÜT’ye göre kendisini vekille temsil ettiren tarafa vekilin yargılamanın hangi aşamasında davaya katıldığına ve yaptığı iş ve işlemlere bakılmaksızın kabul ve ret durumuna göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden davada kabul edilen ve reddedilen miktarlar nazara alınıp taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1- Davacı vekilinin Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih, 2019/… esas ve 2020/… karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih, 2019/… esas ve 2020/… karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
3-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Davacının, Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı dosyasında yapılan takip nedeniyle davalıya fazladan yapmak zorunda kaldığı 2.636,00.TL’lik ödemenin 01.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Fazlaya yönelik talebin REDDİNE,
5-Davacı yanın tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 180,10.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 45,03.TL peşin harç ve 153,65.TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 198,68.TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,58.TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan 180,10.TL peşin harç ve 35,90.TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan 185,20.TL tebligat masrafı, 5,00.TL posta masrafı ve 550,00.TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 740,20.TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre hesaplanan 180,90.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davacı kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 2.636,60.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 8.148,40.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
1-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafından yapılan 148,60.TL başvurma harcı, 16,50.TL tebligat masrafı ve 48,50.TL posta masrafı olmak üzere toplam 213,60.TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca peşin alınan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır