Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/780 E. 2022/1095 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/780
KARAR NO : 2022/1095
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : 2018/… ESAS-2019/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … KARGO YURTİÇİ VE YURTDIŞI TAŞIMACILIK ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin 05/09/2017 alındı tarihli, 07/09/2017 tarihli, seri nolu, … sıra nolu fatura ile gönderisini davalı şirkete ait Mersin ili … Şubesi’ne teslim ettiğini, verilen gönderinin uzunca süre alıcıya ulaşmadığını, yapılan araştırmada ürünün alıcıya ulaşım esnasında çalındığının tespit edildiğini, müvekkilinin KDV’siz olarak 23.497,00.TL maddi zararı bulunduğunu, davalı tarafa Mersin 8. Noterliği’nin 23/10/2017 tarihli … numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini ancak ihtara cevap verilmediğini, bu nedenlerle 23.497,00.TL’nin ihtarname tebliğ tarihi olan 27/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, yine görev yönünden Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, davacı tarafın kargosunu özenli ambalajlamasını ve bilgilendirmesini yapmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacının ağır kusurlu olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiğini, bu nedenlerle haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalı kargo firmasına kargonun teslim edildiği ancak taşıma esnasında çalındığının anlaşıldığı her ne kadar davalı şirket ambalaj hatası bulunduğunu iddia etmekte ise de; 06/09/2017 tarihli … numaralı teslim belgesi ile … Şubesi’nce teslim alınan kargo ile ilgili olarak ambalaj hatası ile ilgili somut bir eksiklik bulunduğuna dair dosyada veri bulunmadığı, davalı şirket eşyayı teslim aldığı andan teslim edinceye kadar eşyanın tamamı veya kısmen kaybından sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 23.497,00.TL zararın temerrüt tarihi olan 04/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının zarar talebine ilişkin ihtarname gönderdiği ve 7 gün süre verildiği, davalıya ise bu hususun 27/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla temerrüt tarihi olarak 04/11/2017 tarihinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılması gerektiği şöyle ki, mezkur taşımaya ilişkin olarak müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, mevzuat gereği kargo içeriğini koruyacak nitelikte ve taşımaya uygun yapılmamış ambalaj sebebi ile meydana gelecek hasardan gönderenin sorumlu olacağını, somut olayda davacı iddialarının ispata elverişli olmadığını, kargo içeriğini ispat etmeye yönelik dosyaya sunulan faturada yalnızca “Bonefiks Medikal Tıbbi Cihatzlar” açıklaması yer almakta olup cihazların cinsi veya adedine ilişkin bir bilgi yer almadığını, gönderenin kusursuz sorumluluğu ilkesi gereğince müvekkili şirkete herhangi bir kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ve yanlışlıklardan dolayı meydana gelen zararlardan “Gönderici” sorumlu olması gerekir iken bilirkişinin bu hususu değerlendirmeden rapor tanzim etmesinin hatalı olduğunu, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmadığını, bilirkişinin uzmanlık alanına ilişkin hiçbir bilgi açıklaması yapılmaksızın sadece dosyada mevcut evrakların rapora geçirilmek üzere müvekkili şirketin sorumlu olduğunu iddia edilmiş olup müvekkili şirketin söz konusu kayıp kargo sebebi ile nasıl ve ne şekilde sorumlu olduğuna ilişkin denetime açık, bilimsel bir açıklama yapmaksızın sadece tek satırda müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönünde kanaat bildiren bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Alacak (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı firma aracılığı ile gönderdiği ürünlerin teslimat adresine teslim edilmediğini, davalı firma şubesi ile iletişime geçildiğini ve dava konusu gönderinin çalındığının öğrenildiğini, davacının davalının kusuru ile zarara uğradığını, gönderilen kargonun içinde bulunan malın KDV’siz değerinin 23.479,00.TL olduğunu bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuş olup, ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği ve iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf sebepleri bakımından çözümlenmesi gereken sorun, davalının meydana gelen zarardan dolayı kusurlu olup olmadığı, kargo içeriğinin ispatlanıp ispatlanmadığı, kargoda ambalaj eksikliği bulunup bulunmadığı ve davalının sınırlı sorumluluk hallerinden yararlanıp yararlanmayacağına ilişkindir.
Dava konusu kargonun teslim edilmediği bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı fimanın Adana Bölge Müdürlüğü’nün 23.10.2017 tarihli yazısı kargonun çalındığı davacıya bildirildiği anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 875. maddesine göre taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde uğradığı ziya veya hasardan mesuldur.
Dava konusu ürünün kargo şubesine teslimi esnasında ambalaj eksikliği bulunduğunu dair teslim anında davalı firmaca ambalaj eksikliğine dair herhangi bir çekince kaydı ispat edilmediği gibi, dava konusu kargonun tamamen teslim edilmemesi nedeniyle meydana gelen zararın ambalaj eksikliğinden kaynaklandığının davalı tarafça ispat edilemediği ve davalı vekilince ileri sürülen bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı firma tarafından tutulan kargo gönderici listesinde dava konusu kargo içeriğinin ‘Tıbbi Cihazlar’ olarak belirtildiği, kargo alıcısının … olduğu, davacı tarafın dava konusu kargo içeriğine ilişkin sevk irsaliyesi ibraz ettiği ve sevk irsaliyesine konu malların değerinin bilirkişi raporu ile belirlendiği, tüm bu durumlar karşısında davacı tarafça kargo içeriği ve değerinin ispat edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin kargo içeriği ve değerine ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 886. maddesinde “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.”
Davalının dava konusu kargonun nasıl çalındığına ilişkin bir açıklama getirmediği ve bu nedenle sınırlı sorumluluk kurallarında faydalanamayacağı anlaşılarak davalı vekilinin sınırlı sorumluluğa ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.605,08.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 405,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.200,08.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 21/09/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır