Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/76
KARAR NO : 2021/1523
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
YAZIM TARİHİ : ..
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve… esas …. karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirket arasında 2015 yılından itibaren ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında ticari mal alış verişi yapıldığını, taraflar arasında yapılan alış veriş nedeniyle davalı borçlunun müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklanan 8.250,00.TL tutarında borcunun mevcut olduğunu, davalı tarafından iş bu borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından ilamsız icra takibine başlandığını, davalı borçlu şirketin cari hesapta görünen alacağının dayanağı icra dosyasında mübrez 08.04.2015 tarihli … seri nolu, 16.992,00.TL bedelli fatura olduğunu, müvekkilinin alacağının para alacağı olması nedeniyle yerleşim yeri icra dairelerinde icra takibi yapmasında yetki kurallarına aykırı bir durumun söz konusu olmadığını belirterek; davalı şirketin yetkiye ve ödeme emrine itirazının iptaline, davalı şirketin alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin asılsız ve ispata muhtaç olduğunu, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, müvekkili şirketin merkezinin Niğde olduğunu, takibe konu sözleşme de Niğde olarak belirtildiği, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanmış olan her hangi bir veresiye fişinin veya cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;”davacının ticari defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve dava konusu faturaların vergi dairesine bildirildiği, davacı defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmadığı ve dava konusu faturanın vergi dairesine bildirildiği, davalının defter ve belgelerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı ancak defter ve belgelere yapılan kayıtların aleyhine delil olarak kullanılabileceği, kaldı ki davalının dava konusu faturayı BA formu ile vergi dairesine bildirdiği, bu bildirim ile davalının fatura konusu malları teslim aldığının kendi defterleri ile anlaşıldığı, davalının fatura konusu malları teslim almadığı ve imzanın kendilerine ait olmadığı savunmalarına bu nedenle itibar edilmediği, davalının bir takım ödemelerinin davacı defterlerinde gösterildiği ve cari borçtan mahsup edildiği, takip tarihi itibariyle davacının 8.250,00.TL cari hesap alacağının bulunduğu, takip talebinde takip tarihinden sonra yasal faiz talep edilmiş olmakla davalının faize itirazlarının yerinde olmadığı, davalının itirazında haksız olduğu ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; İİK kapsamında yetkili mahkeme HMK’nın yetkiye dair genel hükümleri çerçevesinde değerlendirileceğini, faturaya dayalı ilamsız bir takipte yetkili icra dairesi İİK. 50 maddesi gereği ile HMK genel hükümlerine göre belirleneceğini, müvekkili şirketin merkezinin Niğde olduğunu, takibe konu sözleşmenin de Niğde de akdedildiğini, sözleşmenin ifa yerinin Adana olmasının hukuki nedenlerden dolayı mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanmış olan herhangi bir veresiye fişi veya cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davacı tarafın davasına dayanak olarak kullandığı belgelerdeki imzanın taraflarına ait olmadığını belirterek, yetersiz inceleme sonucu karar verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, Adana 14. İcra Dairesi’nin …. sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67.maddesi gereğince açılmış, fatura ve cari hesaptan kaynaklanan borcun ödenmesi amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yöneliktir.
Davacı tarafından, davalıya satılarak teslim edilen mallara ilişkin olarak düzenlenen fatura bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise, icra takibinin yetkisiz Adana İcra Dairesi’nde başlatıldığını, davacı ile akdi ilişkisi bulunmadığını, faturada belirtilen malın teslim edilmediğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 14. İcra Dairesi’ne ait 2016/7061 sayılı dosyasında, alacaklının davacı … Elkt. San. ve Tic. Ltd. Şti., borçlunun ise davalı Kuraş Elekt….San. ve Tic. Ltd. Şti olduğu, 08/04/2015 tarihli,08/04/2015 tarihli bir adet fatura ve cari hesaba ilişkin toplam 8.250,00.TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun yetkiye, borca, faiz ve tüm ferilere itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Fatura ve cari hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı, alacağa konu malları davalıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Faturada yazılı mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde, borcun ödendiğini ispat yükü ise davalıdır.
Mahkemece taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi suretiyle alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından davalıya toplam 30.830,00.TL tutarlı fatura düzenlendiği, davalı tarafından, davacıya 21.000,00.TL bedelli çek ve 1.800,00.TL nakit ödemede bulunulduğu, davacının ise davalıya 270,00.TL nakit ödeme yaptığı, davalının, davacıya olan bakiye borcunun 8.300,00.TL olduğu, takibe esas teşkil eden faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiş, yine mahkemece celbedilen BA formundan, dava konusu faturanın, davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği anlaşılmıştır. Davalının, davacı tarafından düzenlenen faturaları alıp kendi defterlerine işleyip maliyeye de bildirmesi, malların davalı tarafından teslim alındığına karine oluşturduğundan, aksinin davalı tarafından ispatı gerektiği, davalı tarafça malların kendisine teslim edilmediği ispatlanamadığı gibi, borcun ödendiğine ilişkin yazılı belge de sunulmadığı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalının davacıya takip miktarı kadar borcu bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Diğer yandan, takibe konu alacak faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usulsüzlük bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince 24/05/2018 tarihli celsede, davalının, icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının red edildiği, dava konusu alacağın para alacağı olduğu ve fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin, bu suretle akdi ilişkinin varlığının davacı tarafından ispat edildiği ve para alacağı bakımından İİK.nun 50. maddesinin atfıyla, HMK.nun 10. ve TBK.nun 89.maddeleri uyarınca, alacaklının yerleşim yeri olan Adana icra dairesinin yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin icra dairesinin yetkisiz olduğuna dair istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 563,55 .TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 141,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 422,15.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 78.630,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 22/12/2021
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır