Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/729 E. 2022/1098 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/729
KARAR NO : 2022/1098
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2017/… ESAS-2019/… KARAR
DAVACI : … YATIRIM OTELCİLİK VE TURİZM A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin … ve …’a ait olan hisseleri 25/11/2016 tarih ve 27/01/2017 tarihli ek devir sözleşmeleri ile dava dışı …, … ve …’ya devredildiğini, davalı …’un sözleşmenin müteselsil sorumlu ve kefili olduğunu, sözleşmenin taraflarının eski ve yeni hissedarlar olduğunu, davacı şirketin taraf olmadığını, davalı …’un ise müteselsil sorumlu olduğunu, hisse devir eden, alan ya da taraf olmadığını, müvekkili şirketin 27/01/2017 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı taraf ile dava dışı hissedarlara yükümlülükler yüklendiğini, yükümlülüklerin yerine getirileceği hususunun taraflarca kabul edildiğini, dava konusu edilen çekin kullanılması için sözleşmede açık ve net şekilde davalı …’a ait olan ipoteklerin fek edilmemesi halinde hakkında icra takibi başlatılması koşulunun konulduğunu, davalı tarafın sözleşme ile belirlenen yükümlülükleri yerine getirmekten imtina ettiğini, sözleşmeye aykırı davranarak kötü niyetli şekilde dava konusu çekin diğer davalı …’na verdiğini, teminat çeki üzerindeki imzalardan birisinin davalı …’in oğluna ait olduğunu, çekin teminat amacıyla verildiği ve kötü niyetli şekilde kullanılmaya çalışıldığının ortada olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafa dava konusu edilen çekten doğan hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı …’un sözleşmede taraf olmadığını, şirketin sözleşme tarafı ya da davalılara ait yükümlülüklerden sorumluluğunun olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, İş Bankası Mersin Şubesi’ne ait … nolu 28/07/2017 tarih 2.000.000,00.TL bedelli çek sebebiyle müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitini, dava konusu çekin iptali ile müvekkiline iadesini, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına müştereken ve müteselsilen mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin çeki ciro ve teslim yoluyla alan meşru hamil olduğunu, çeki alacağına karşılık aldığını, çekin herhangi bir yerinde sözleşmeye dayalı olarak verildiği veya teminat gayeli olduğuna dair herhangi bir kayıt olmadığını, gerek TTK nda gerekse çek kanununda belirtilen unsurları tamam olduğunu, iddia edildiğinin aksine müvekkilinin diğer davalı …’un çalışanı olmadığını, aralarında işçi işveren ilişkisi olmadığını, davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğunu, müvekkilinin diğer davalı … ile dava dışı … arasındaki alışverişten ve yapılan sözleşmeden haberdar olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddine, müvekkili lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesinde iddia edilen şirketin borçlu olmadığı ortaklarının borçlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, şirketin tüzel kişiliğinin oluşmasının sebebi gerçek kişilerin ortaklığı olduğunu bütün ortakların bilgisi dahilinde vade tarihli olarak müvekkiline teslim edilen bu çeklere müvekkilinden sonra … ve …’de ciro ederek müvekkiline verdiklerini, müvekkilinin zaten daha önceden cirosu bulunduğundan yeniden ciro yapmaya gerek görmeden çeki borçlu olduğu kişiye ciro ve teslim ettiğini, şirketin yöneticisi ve sorumlusu olan kişilerin, şirket adına hareket ederek kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bu çeki teslim ettiklerini, şirketin çek nedeniyle borçlu olmadığının kabul edilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddi ile davacının kötü niyetli olması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, dava konusu edilen İşbankası Mersin Şubesi’ne ait … nolu 28/05/2017 tarihli 2.000.000,00TL bedelli çekten dolayı davacı şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebi yönünden davalılar tarafından davacı aleyhine takibe geçilmemiş olup, kötüniyet koşulu ispat edilemediğinden ve koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf talebi ile; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kullanılan krediler nedeniyle elde edilen paranın büyük bölümünün davacı şirkete verildiği, şirketin yararlandığını, şirketin ticari defter ve belgelerinin bu konuda incelenmediğini, bu konuda delillerin toplanması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın Yapı Kredi bankasından kullanılan krediler karşılığında … tarafından verilen taşınmaz ipoteklerini kaldıramadığı için dava konusu olan çekin … tarafından keşide gününden önce beyaz ciro ile tedavüle çıkarıldığını, meşru hamil tarafından bankaya ibrazı neticesinde işbu uyuşmazlığın ortaya çıktığını, dava tarihi itibarıyla davacının dava konusu çekle ilgili sorumluluğunu yerine getirmediği ve bu sorumluluğun devam ettiğinin ilk derece mahkemesinin kabulünde olmakla birlikte çekin teminat çeki sıfatı taşıdığı da belirtildiğini, bunun açık bir çelişki olduğunu, yargılama sırasında dosyaya celp edilen Yapı Kredi Bankası Mezitli Şubesi’nin yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere bahsi geçen kredilerin 21/06/2019 tarihine kadar ödenmediği gibi davalı …’a ait taşınmazlara konulan gayrimenkul ipoteklerinin de bu tarihe kadar kaldırılmadığını, oysa bu ipoteklerin sözleşme gereğince 2017 yılı Mayıs ayında en geç 28/05/2017 tarihine kadar kaldırılması gerektiğini, davacının süresinde ipotekleri kaldırmaması nedeniyle dava konusu çeki ödemesinin yasal gereklilik olduğunu ve çekin ödenmek üzere keşide edildiğini, tanık ifadesinden de anlaşılacağı üzere davalı …’nun protokolün düzenlenmesi sırasında bulunmadığı, sözleşmeden haberdar olmadığının açık olduğunu, hal böyle olmasına rağmen tanık …’in sırf kendisini borç altından kurtarmak ciro ettiği dava konusu çekin iptalini sağlamak için önceki ifadesine ters bir şekilde mahkeme huzurunda verdiği beyanına itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle tanık …’in aleyhe olan beyanlarının hükümde esas alınmaması gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davacının dava açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle 21/06/2019 tarihine kadar taşınmaz ipoteklerinin kaldırılmamış olması da gözetilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinden de davacı tarafın sorumlu tutulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
ğMersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, hissedarlar arasında imzalanan 27.01.2017 tarihli ek devir sözleşmesinde şirketin taraf olmadığını, davacının sözleşmede taraf sıfatı ve borçluluk sıfatı olmadığını, söz konusu çekin teminat çeki olduğunu, davalı …’un kötü niyetli olarak dava konusu çeki diğer davalı … …’na verdiğini, davacının dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuş olup, ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu çekin incelenmesinden Türkiye İş Bankası Mersin Şubesi’ne ait 25.05.2010 keşide tarihli, … nolu, 2.000.000,00.TL bedelli, keşidecinin … Yatırım Otelcilik ve Turizm A.Ş., lehtarın …, son hamilin Önder Elhasoğlu olduğu anlaşılmıştır.
27.01.2017 tarihli hisse devir sözleşmesinin incelenmesinden son paragrafının “bu sözleşmenin imzalanması ile birlikte sözleşme geçerli olup, şirketin mevcut, dava, kredi, SSK,matrah ve tüm borçlarını çıkartılmış, şayet ileride yine, devreden ortaklara ait dava vs ödeme çıkar ise …, M. Aytekin Uğur, … müteselsilen ödeyecektir. İpotekleri fek işlemleri ve devreden ortakların krediler nedeniyle icralık olmamaları için bu kapsamda 2 adet teminat çeki İş Bank 2.000.000,00.TL Meryat A.Ş., 28.02.2017 tarih ve 3467870 nolu çek ve İş Bank 2.000.000,00.TL Meryat A.Ş., 28.05.2017 tarih … nolu çek verilmiştir. İş Bank ipoteği fek olunca Şubat çeki iade olacaktır, Yapı Kredi ipoteği fek olunca da 2. Mayıs çeki iade olacaktır. …’a ait ipotekler fek edilmezde krediler icralık olur ise teminat çekleri kullanılabilecektir. Devredenler üstüne düşen edimleri yapmazlarsa eski protokoldeki cezai şart miktarı bağlayıcıdır”
27.01.2017 tarihli hisse devir sözleşmesinde dava konusu çekin teminat amacıyla verildiğinin belirtildiği bu nedenlerle davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinin sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu protokolde mevcut borçlardan …, … ve …’nun müteselsilen sorumlu olacaklarının belirtildiği, davalı …’a ait ipotekler dava sonrasında kaldırılmış ise de söz konusu borçlardan …, … ve …’nun müteselsilen sorumlu olacağına dair protokol hükmü nazara alındığında davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu ve davacı yararına yargılama giderlerine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 818 1/e maddesi uyarınca TTK’nun 687.maddesi çek hakkında da uygulanır.
TTK’ nun 687 maddesine göre ” poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez. Meğer ki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü gereği bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat edebilir.
Dava konusu çekin yetkili hamili Önder Elhasoğlu’nun diğer davalının akrabası olduğu ve dava konusu çekin teminat çeki olduğunu bilerek iktisap ettiği anlaşılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 136.620,00.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34.154,46.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 102.465,54.TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 21/09/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır