Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/705 E. 2022/1093 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/705 – 2022/1093
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/705
KARAR NO : 2022/1093
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2018/… Esas, 2019/… Karar

DAVACI : …SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … LOJİSTİK İTHALAT İHRACAT TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat(Nakliyat Emtia Poliçesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih, 2018/… esas ve 2019/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı olan dava dışı … Dış Ticaret ve Tarım Ürün. San. A.Ş. ile davalı şirket arasında imzalanan taşıma sözleşmesine göre … ve … plakalı araç ile taze üzümün taşınması amacıyla sözleşme akdedildiğini, hatalı taşıma nedeniyle bir kısım emtianın hasara uğradığını, bu nedenle müvekkili tarafından sigortalısına 34.843,12.TL tutarında hasar tazminatı bedelinin 28/11/2017 tarihinde ödendiğini, TTK’nin hükümleri gereğince davalı taşıyıcının zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısının yerine halef olduğunu ve sigortalanın zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakları müvekkili şirkete intikal ettiğini belirterek 34.843,12.TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delillerini sunmadığını, dava konusu taşımanın uluslararası taşıma olduğunu, CMR konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, aracın yola ve yüke elverişli olarak seferini tamamladığını, davacının hasar miktarını ispatlaması gerektiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, emtiaların tıra yüklenirken, malın cinsine uygun ambalajlama yapılmadığını, yükün kaymaması için gerekli sabitlemelerin yapılmadığını, ambalajlama hatasından taşıyıcının sorumlu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle ;zararın esas olarak yükleme ve istifleme hatasından kaynaklandığına kanaat getirilerek nakliyecinin bu anlamda yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre dikkat, özen ve kontrol yükümlülüğünde ihlal göstermiş olduğu değerlendirilerek dava dışı gönderen %75 kusurlu, davalı nakliyesi ise %25 kusurlu bulunduğu, öte yandan davacı vekilinin zarar hesaplamasına KDV’nin dahil edilmemesi itirazı değerlendirilmiş, yapılan ödemelere KDV dahil edildiği, buna göre toplam 34.843,12.TL’lik zararın davalının %25 kusur oranına tekabül eden 8.710,78.TL’lik kısmın kabulüne karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; hasarın ekspertiz raporu ve bilirkişi raporuna göre ambalaj ve istiften kaynaklı olduğunu, CMR 17.4.B maddesine göre taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığını, yüklemeyi gönderici firmanın yaptığını, CMR’deki kayıttan müvekkilin sorumlu olmadığını, müterafik kusurun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek talepleri doğrultusunda kararın kaldırılmasına ve davanın riddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı taşıyanın hasardan ve zarardan sorumlu olduğunu, tazminat miktarından indirim yapılamayacağını, yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapıldığını kabul etmediklerini, bu durumu kabul etmemekle birlikte taşıyanın yükleme ve istiflemeye nezaret etme ve eksiklikleri bildirme yükümlülüğünün bulunduğunu, davalının bunları yerine getirdiğine dair somut delil sunmadığını, sovtaj bedelinin ekspertiz raporunda düşüldüğünü, raporda yeniden sovtaj bedeli düşülerek tazminat hesabı yapıldığını, hesaplamada KDV’nin dahil edilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi, ekspertiz raporu, fatura örnekleri, CMR senedi, ödeme belgesi, fatura örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taşıma sigortasından kaynaklanan hasar tazminat bedelinin taşıyandan rucüen tazmini istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı taşıyan ile davacının sigortalısı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, davaya konu uluslararası taşıma sırasında bir kısım yaş üzümün hasara uğradığı ve davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödeme yapıldığı konusunda bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık yapılan ödemenin taşıyana rücu edilip edilemeyeceği, malların hasara uğramasında kim veya kimlerin kusurlu olduğu ve rücu edilebilecek miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan ve dairemizce de açık, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, emtianın taşındığı araç taşıma sırasında kaza da yapmadığından ilk derece mahkemesince hasarın hatalı istiflemeden kaynaklandığının kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. CMR senedi üzerinde yükleme ve istiflemeden taşıyıcının sorumlu olmadığı kaydı bulunmakta olup, aksi yani yükleme ve istiflemenin taşıyıcı tarafından yapıldığının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davacı dayandığı delillerle istiflemeyi davalı taşıyıcının yaptığını da ispat edememiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/19167 E., 2015/1264 K.sayılı kararında ve yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, ambalaj ve istifleme davacının sigortalısına ait olsa bile nakliyeyi yapan davalı taşıyıcının yol şartları, iklim şartları, ulaşım süresini en iyi bilen kişi konumunda olup, istif ve ambalajın, emtiayı yerine sağlam olarak ulaştırma mükellefiyeti nedeniyle doğru yapılıp yapılmadığını kontrol etme, gözetme, yanlış istif ve ambalaj olması halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlü olup, bu bildirimi yapmasına rağmen gönderici aksine davranıyor ise, CMR’ye bunu şerh düşmek suretiyle ancak sorumluluktan kurtulabileceği, somut olayda davalı taşıyıcının bu şekilde CMR’ye düştüğü bir şerh bulunmadığından, istif ve ambalaj gözetim yükümlülüğü nedeniyle doğru istif ve ambalaj yapılmamasından kaynaklı hasarlarda müterafik kusurlu sayılması gerektiği, yine yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince nakliyeciye yüklenen müterafik kusur oranı %25 olduğundan ilk derece mahkemesince bu oran üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin müvekkilinin zarardan sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebebi ve davacı vekilinin müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmaması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça sovtaj bedelinin iki kez düşüldüğü ve hesaplamaya KDV’nin dahil edilmediği iddia edilmiş ise de, sigorta şirketinin sigortalısına karşı gerçek zarar miktarından sorumlu olduğu ve tam kusurlu olması kaydıyla en fazla bu miktarı taşıyana rücu edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da gerçek zarar miktarının belirlendiği ve belirlenen bu zarardan bir kez sovtaj indirimi yapıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih, 2018/… esas ve 2019/… karar sayılı kararına karşı davalı vekili ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2)a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 595,03.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,75.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 446,28.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 20/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır