Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/704 E. 2022/1100 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/704 – 2022/1100
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/704
KARAR NO : 2022/1100
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI : 2015/…ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ :…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/…esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirket adına kayıtlı olan … plakalı aracı davalı şirketin Adana acentalarından birine 05/09/2014 tarihinde kasko sigortası yaptırdığını, primin peşin ödendiğini, müvekkilinin araç kiralama işi ile iştigal etmesi nedeniyle sigorta poliçesinde aracın kullanım şeklinin operasyonel kiralık ibaresinin işlendiğini, aracın 05/09/2014 tarihinde … isimli kişiye bir yıllığına kiralaya verildiğini, birinci ay ödemesinin peşin alındığını, ikinci ay kira dönemi geldiğinde müvekkilinin aracı kiralayana ulaşamadığını, yapılan araştırma sonucunda şahsın aynı dönem içerisinde bir çok kiralama şirketinden araç kiralayarak araçları çaldığının belirlendiğini, aracın kasko kapsamında olması nedeniyle davalı şirkete başvuru yapıldığını, davalı şirketin kasko teminat başlangıç tarihinin 01/10/2014 olması, söz konusu aracın 05/09/2014 tarihine kiracıya teslim edilmesi nedeniyle suçun 05/09/2014 tarihinde oluştuğunu, bu dönem için sorumluluklarının bulunmadığını belirterek tazminat ödenmesi taleplerinin reddedildiğini belirterek 75.000,00.TL kasko sigorta bedelinin sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının çalındığını iddia ettiği aracın 05/09/2014 tarihinde yapılan sözleşme ile kiraya verildiğini, ilgili araca ilişkin 01/10/2014-2015 vadeli kasko poliçesi düzenlendiğini, aracın acenta tarafından görülmeden poliçenin düzenlendiğini, aracın … Sigorta tarafından düzenlenmiş kasko poliçesi var iken davacının 05/09/2014 tarihinde bedelini ödemek suretiyle kasko sigortası yaptırıldığına ilişkin beyanının doğru olmadığını, davacının beyanına göre aracı kiralayan kişinin dolandırıcılık kastı ile hareket etmesi nedeniyle suç tarihinin sözleşmenin imzalandığı tarih 05/09/2014 olduğunu, bu tarih itibariyle davalıyı sorumluluk altına sokacak bir poliçenin bulunmadığını, keza poliçe başlangıç tarihinin 01/10/2014 olduğunu, davacının aracı kiralarken basiretli tacir gibi davranmadığını, geçerli bir poliçe var iken yeni bir poliçe düzenlenmesinin doğru olmadığını, poliçede bulunan operasyonel uzun süreli kiralık klozuna uyulmadığını, primin fiilen yapılan kiralamaya göre ödenmediğini, ayrıca poliçeye göre % 25 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” davacıya ait aracın 01/10/2014 başlangıç tarihli kasko poliçesi ile kiralandığı, poliçede kullanım amacının operasyonel kiralık olarak gösterildiği, davacının bu aracı poliçede tanımlanan operasyonel kiralık vasfıyla değil, başka bir nitelikte kiraladığı, kiralayan şahsın aracı geri getirmediği, riskin aracın kiralandığı tarihte gerçekleşmediği, aracın geriye getirilmediği ve getirilmeyeceğinin öğrenildiği tarihte gerçekleştiği, bu nedenle zararın poliçe kapsamında olduğu, ancak yukarıda değinildiği üzere poliçede belirlenen kullanım tarzına göre ödenen pirim ile fiilen yapılan kiralamaya göre ödenmesi gereken pirim arasındaki orana göre hesaplanacak tazminattan bir çeşit proporsiyon indirimi yapılması gerektiği anlaşıldığından, davanın 28.222,57.TL üzerinden kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacı ile müvekkil şirket arasında düzenlenen poliçeden sabit olduğu üzere emniyeti suiistimal suç tipi için verilen bir teminat söz konusu olmadığını, dava konusu çalındığı iddia edilen aracın poliçe düzenlenmeden önce kiralandığını, kiralayanın birçok araç hırsızlığı yaptığının öğrenildiği davacı tarafından beyan edildiğini, sigortalı aracı kiralayan şahıs sadece bu aracı değil birden fazla aracı kiralamak suretiyle hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği göz önüne alınarak suç tarihi, kiralama sözleşmesinin yapıldığı tarih olan 05/09/2014 olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı tarafın çalınmış olan araca poliçe düzenlettiği hususunun da değerlendirilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, meydana gelen riziko teminat kapsamı dahilinde olmayıp müvekkil şirketin mevcut davada sorumluluğunun bulunmadığını, kasko sigortası genel şartlarının C2 ve C3 maddelerinde yer alan hükümlerinin uygulanması hakkı saklı kalmak üzere her hasarın % 80’i sigortalının kendisi tarafından karşılanmak üzere tazminat bedelinden indirileceğinin belirtildiğini, karara esas alınan bilirkişi raporunda poliçe yeterince incelenmeden % 25 oranında muafiyet uygulanarak hesaplama yapıldığını, daha sonrada proporsiyon uygulanmak suretiyle tazminat bedelinin belirlendiğini, yapılan bu hesaplamaların poliçeye aykırılık teşkil ettiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, poliçe, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı tarafından, … plakalı aracı için davalı şirkete kasko sigortası yaptırdığı, araç kiralama işi ile iştigal etmesi nedeniyle sigorta poliçesine aracın kullanım şeklinin operasyonel kiralık ibaresinin işlendiği, aracın 05/09/2014 tarihinde dava dışı … isimli kişiye bir yıllığına kiralandığı, birinci ay ödemesinin peşin alındığı, ancak, ikinci ay kira dönemi geldiğinde bu şahsa ulaşamadığı ve yaptığı araştırma sonucunda şahsın aynı dönem içerisinde bir çok kiralama şirketinden araç kiralayarak araçları çaldığını öğrendiği, davalı şirkete yaptığı başvurunun, rizikonun gerçekleştiği tarihi kapsayan poliçe bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği belirtilerek, 75.000,00.TL kasko sigorta bedelinin davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ise, aracın 05/09/2014 tarihli sözleşme ile kiraya verildiğini, poliçenin ise 01/10/2014-2015 tarihini kapsadığını, rizikonun gerçekleştiği tarihte aracın dava dışı … Sigorta tarafından kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, aracı kiralayan kişinin dolandırıcılık kastı ile hareket etmesi nedeniyle suç tarihinin sözleşmenin imzalandığı tarih 05/09/2014 olduğunu, bu tarih itibariyle kendisini sorumluluk altına sokacak bir poliçenin bulunmadığını, davacının, geçerli bir poliçe var iken yeni bir poliçe düzenlenmesinin doğru olmadığı gibi, poliçede bulunan operasyonel uzun süreli kiralık klozuna da uyulmadığını savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava konusu … plakalı aracın davacıya ait olduğu ve davacı tarafından 01/10/2014-01/10/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı, dava konusu aracın, 05/09/2014 başlangıç tarihli araç kira sözleşmesi ile bir yıllığına aylık 2.500,00.TL bedelle dava dışı … …’a kiralandığı, ilk aya ilişkin kira bedelinin ödendiği, 2. aya ilişkin ödeme yapılmadığı ve davacı tarafından kiralayan şahsa ulaşılamadığı, davacı tarafından aracı kiralayanın bu yöntemle çok sayıda araç çaldığının öğrenilmesi üzerine, davacının şikayeti ile Adana CBS’ nin 2014/78953 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığı ve … … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı, Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2018/… E. sayılı dosyada yapılan yargılama sonucu, sanık … …’ın, üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık tarafından istinaf edilmesi sonucu, Adana BAM 9.Ceza Dairesi tarafından verilen 25/01/2021 tarihli karar ile, sanık hakkında, Basit Yargılama Usulü’ nün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi amacıyla, mahkemece verilen kararın usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olan aracın, 05/09/2014 tarihinde emniyeti suistimal suretiyle çalınması nedeniyle oluşan zararın, gerek eylemin niteliği, gerekse riskin gerçekleştiği tarih itibariyle 01/10/2014 başlangıç tarihli poliçe teminatı kapsamı dışında olup olmadığı, riskin poliçe kapsamında olması halinde ise, poliçede kullanım amacı operasyonel kiralık olarak gösterilen aracın, operasyonel kiralık vasfı dışında başka bir nitelikte kiralanması halinde, zararın nasıl hesaplanması gerektiği hususlarından kaynaklanmaktadır.

Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Kasko Sigortası Genel Şartları ilgili bölümünde, genişletilmiş kasko sigorta poliçesi, yukarıda yer alan teminat gruplarının tamamı ve bu genel şartlarda ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebilecek risklerden bir kısmı için teminatın verildiği ürün olarak tanımlanmıştır. Kasko Sigortası Genel Şartları A.4. maddesinde ise, ek sözleşme ile teminat kapsamına dâhil edilebilecek zararlar 15 bent halinde sayılmıştır. Bu düzenlemelerden TCK’nda yer alan emniyeti suistimal eylemlerinin kasko sigortasının konusunu oluşturmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Somut olayda, dava konusu aracın, araç kiralama sözleşmesi ile bir yıllığına dava dışı … …’a kiralandığı, ancak 2. aya ilişkin ödeme yapılmaması üzerine aracın çalındığının öğrenildiği, davacının şikayeti ile Adana CBS’ nin 2014/78953 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığı ve … … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan dolayı, Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasında açılan dava sonucu, sanık … …’ın, güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Emniyeti Suistimal suçu Türk Ceza Kanununun 155. maddesinde tanımlanmış olup, emniyeti suistimal eyleminde, malik veya zilyed rıza ve isteği ile malı verdikten sonra kendisine iade edilmemesi sonucu zarar doğmakta, hırsızlıkta ise, başlangıçta bir teslim olmadan, rıza dışında mal alınıp götürülmektedir. Davacı, kaskolu aracının, kiracısı tarafından kendisine iade edilmediğini ileri sürdüğünden ve bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunması sonucu dava dışı … … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan açılan kamu davası sonucu, sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verildiğinden, dava dışı kiracının eyleminin, davacı kiralayana karşı emniyeti suistimal suçunu oluşturduğu ve bu rizikonun, kasko sigorta teminatı kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece, somut olayda zararın poliçe teminatı kapsamında bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ise de, kararda hata edilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarih, 2015/…esas ve 2019/… karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarih, 2015/…esas ve 2019/… karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)- YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)-Davanın REDDİNE,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.280,82.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.200,15.TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE,
c)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarih ve 2015/…Esas, 2019/… Karar, 2020/… Harç nolu, Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
Harç tahsil edilmiş ise davalıya İADESİNE,
d)-6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
e)-6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalı, davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesap edilen 12.000,00.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafça yatırılan 482,00.TL istinaf nispi karar harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
2)-6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafça yapılan 24,50.TL, tebligat gideri, 48,50.TL posta gideri ve 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının toplamı olan 221,60.TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5)-2004 sayılı İİK.’nın 36/5 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafın istinaf başvurusunun haklı görülmesi nedeniyle davalı tarafından Adana 5. İcra Dairesi’nin 2020/1445 Esas sayılı dosyasında nakit olarak yatırılan 65.000,00.TL teminatın üzerinde ihtiyati tedbir veya haciz bulunmaması halinde, istinaf eden davalıya İADESİNE,

6)-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır