Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/7 E. 2022/299 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/7
KARAR NO : 2022/299
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI :… ESAS-… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/03/2022
YAZIM TARİHİ :…

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: davalı … Özel Sağlık Eğitim Tur. İnş. San ve Tic. A.Ş müvekkili şirket aracılığı ile 08.09.2016 tarihinde davalı şirkete ait Adana İli, Seyhan İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … ve …Parsellerdeki taşınmazlarının … …’e 1.800.000. TL bedel karşılığında satacağını beyan ve taahhüt eden “Alım-Satım Komisyon Sözleşmesi”‘ni imzaladığını, işbu sözleşme müvekkili ve alıcı … … tarafından da imza altına alındığını, müvekkil ve alıcı … … sözleşmenin gereğini yerine getirmesi için davalı şirketle birçok kez irtibata geçtiğini fakat davalı şirket sözleşmenin gereğini yerine getirmekten kaçındığını ve tapu devrini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalı tarafa alıcı … …’in vekilleri tarafından T.C Adana 9. Noterliği’nden gönderilen 17/10/2016 tarihli … nolu ihtarname ile sözleşme konusu taşınmazların ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 iş günü içerisinde tapuda devredilmesi için süre verildiğini, verilen sürede de davalı şirket taşınmazların tapuda devrinin sağlanamadığını ve söz konusu taşınmazların bir başka kişiye satarak tapuda devrettiğini, bu gelişme üzerine alım satım komisyon sözleşmesinin satış koşullarının 6. maddesine dayanarak satış bedelinin %6’sı oranında ceza şartı tahsil amacıyla davalı hakkında T.C Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla sözleşmeye dayalı olarak 108.000 TL asıl alacak ve 1.180,60 TL işlemiş faiz toplamı 109.180,60 TL tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalı 17/11/2016 borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve nispi vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinin karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında sunduğu 17.04.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın iş bu davaya konu icra takibindeki asıl alacak miktarı olan 109.108,60.TL üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 08.09.2016 tarihli Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesinin Genel İşlem Şartlarına aykırı olması nedeniyle hukuken yok hükmünde olduğu, Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesinin şartlı sözleşme mahiyetinde olduğunu, sözleşmenin son kısmında elle yazılarak eklenen şartların gerçekleşmediğini, sözleşmenin sekizinci maddesine bakıldığında elle … Cad. … … Apt. … Kat … Kat ve …. Kat takas ve 100.000.TL nakit ile birbirlerine tapuları devredebilecektir. … Kat takas esnasında 3. Şahıslara satılarak minimum 500.000.TL ye nakit olarak … A.Ş.’ye verilecektir. Aksi halde sözleşme geçersizdir ifadesinin yazıldığını, müvekkilinin iki adet taşınmazı, kendisine verilecek üç adet bağımsız bölüm ve 100.000,00.TL karşılığında ceman 1.800.000,00.TL bedelle dava dışı … …’e satmış olacağı, üçüncü kattaki bağımsız bölümün satılmasından imtina edildiğini, müvekkiline nakit olarak ödenmesi gereken 600.000,00 TL tediye edilmediğinden alım satım sözleşmesinin tekemmül etmesinin mümkün olmadığını,şartın gerçekleşmemesi nedeniyle davacının cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, cezai şartın haklılığın kabulü manasına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin iktisadi manada mahvına sebebiyet verecek mahiyette olduğunu Borçlar Kanunu uyarınca indirilmesi gerektiğini, davanın reddine ve % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararı ile; Sözleşmenin özel şartının gerçekleşmediği dikkate alındığında sözleşmenin geçerliliğinden söz edilemeyeceği, davalı tanıklarının beyanlarının istikrarlı ve birbirleriyle çelişmiyor olması gerek davalı tanığının davacı şirketin edimini gereği gibi ifa etmek için şirket arsası üzerinde bulunan ipoteği kaldırdığını beyan ederek ifa hazırlığında bulunduğunu beyan etmesi gerekse de dava dışı … …’ in sözleşmede kararlaştırılan nakit parayı bir banka hesabına davalı şirket adına depo etme imkanı varken bu yolu seçmemiş olması, davalı tarafın davacı tarafın edimini gereği gibi ifa etmesi durumunda kendi edimini yerine getirmek hususunda kaçmasının içinde bulunduğu maddi sıkıntı sebebiyle anlamsız olacak olması, ayrıca istenilen alacak içerisinde sözleşmenin 6. Maddesinde konulan cezai şart, tek taraflı düzenlenmiş bir genel işlem olup taşınmaz satışının gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinde komisyon ücretini alacak olan … Gayri menkulün satış olmadığı ve komisyonunu aldığı takdirde her hangi bir zararı olmayacağı açık olup, bu bedelden başka bir cezai şartı kendi adına koyması T.B.K. 25. Madde kapsamında haksız bir şart olup itibar olunması mümkün olmadığı, gerekçesi ile toplanan delillere, dinlenen tanık beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; müvekkilin emlakçı olduğunu ve yaptığı iş dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’nda “simsar” olarak tanımlandığını, TBK. Madde 520/1’e göre simsarlığın tanımının ” Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde olduğu, somut olayda müvekkilin davalı … A.Ş ve dava dışı alıcı … … arasında gayrimenkul alım-satımına aracılık ettiğini ve sözleşmenin kurulmasını sağladığını, davalı taraf sözleşmedeki imzasını da inkar etmeyerek sözleşmeyi ve içeriğini kabul ettiğini, bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, müvekkilin davalı satıcı ile dava dışı alıcı arasında akdedilen sözleşmeye aracılık ettiğini ve sözleşme 08.09.2016 tarihinde taraflarca imzalandığını, müvekkilin atıf yapılan maddede de belirtildiği üzere sözleşmenin kurulmasına aracılık etmekle ücrete hak kazandığını fakat davanın müvekkilin aracılık etmesi sonucu kazandığı ücretin tahsiline ilişkin olmadığını, sözleşmenin satış koşulları başlıklı 6. Maddesinde belirlenen, sözleşmenin imzalanmasından sonra satıştan vazgeçen tarafın müvekkile ödeyeceği cezai şart bedeline ilişkin yapılan icra takibine itiraz üzerine açıldığını, dava dışı alıcı tarafından noter kanalıyla ihtarname gönderilerek davalı şirket tapuya davet edildiğini bu hususta dava dışı alıcının sözleşmenin neticelenmesi konusundaki arzusunu ortaya koyduğunu dolayısıyla dava dışı alıcının satışın gerçekleşmemesinde kusuru olduğundan söz edilemeyeceğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında sadece davalı tanıklarının beyanlarına itibar ettiğini, simsarlık sözleşmesinin geçerlilik süresinin 1 yıl olarak düzenlendiğini, sözleşmenin imzalanmasından bir ay sonra kendiliğinden hükümsüz kaldığından bahsedilemeyeceği, satıcının satıştan vazgeçmesi yada taşınmazın üçüncü şahıslara satması durumunda simsarın cezai şart bedeline hak kazanacağının şüphesiz olduğu, yasa hükümlerine aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tarih – … Esas – … sayılı kararı, icra dosyası ve tüm dosya dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkin icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
Davacı ,davalı ve dava dışı … …’in davalıya ait Adana İli Seyhan İlçesi … Mahallesi … Ada … ve … parsellerdeki taşınmazların dava dışı … …’e satılması konusunda 08.09.2016 tarihli Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 6 maddesinde “sözleşmenin imzasından sonra satıştan vazgeçilmesi halinde vazgeçen taraf … GAYRİMENKULE yukarıda yazılı satış bedelinin % 6 sı oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirlendiği, ancak davalı tarafça söz konusu sözleşmenin imza altına alınmasından sonra, taşınmazın devrini yapmadığı, sözleşmede yer alan hükme aykırı bir şekilde davacının hak etmiş olduğu cezai şart bedelinin davacıya ödenmediği davacı tarafından Adana 12. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, yapılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiği, belirtilerek itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise sözleşmenin şarta bağlandığını ve şartın gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş , ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Tellallık (simsarlık) sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 521. maddesine göre; “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1); “simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi halinde ödenir” (521/2); “simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir” (521/son). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar söz konusunu hizmeti yerine getirmezse ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir.
Simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
a) Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekalet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak reddetmesi halinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Taraflar, asıl akit kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabilecekleri gibi ücretin, sözleşmenin ifa edilmesi halinde ödeneceğini de kararlaştırabilirler.
b) Asıl sözleşmenin kurulması ile simsarın faaliyeti arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. Türk Borçlar Kanunu m. 521/1 bu şartı, “yaptığı faaliyet sonucunda” sözleriyle ifade etmiştir. Bu şartın aksi de kararlaştırılabilir.
c) Türk Borçlar Kanunu m. 523′ de düzenlenen ve simsarın ücret ve giderlere ilişkin alacağının kaybı sonucunu doğuracak durumlardan birinin gerçekleşmemesi gerekir (Yavuz, C., Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 9. Baskı, İstanbul 2011, s.604 vd).
Somut olayda ; taraflara arasında 08.09.2016 tarihli Alım-Satım ve Komisyon sözleşmesi imzalandığı, tarafların sözleşmedeki imzalara itirazlarının bulunmadığı, sözleşmenin Özel Şartları Bölümünde ;. … Cad. … … Apt. … Kat … Kat ve … Kat takas ve 100.000.TL nakit ile birbirlerine tapuları devredebilecektir. … Kat takas esnasında 3. Şahıslara satılarak minimum 500.000.TL ye nakit olarak … A.Ş.’ye verilecektir. Aksi halde sözleşmenin geçersiz olacağı belirtildiği, dosya kapsamında bulunan tüm beyanlar ile sabit olduğu üzere davalı … Özel Sağlık A.Ş.ye sözleşmenin anılan bölümünde belirtilen bağımsız bölüm satılarak 500.000,00.TL’nin ödenmediği, özel şartın gerçekleşmediği ve tarafların bu durumda sözleşmenin geçersiz olacağını açıkça belirttikleri, bu hususun davacı yönünde de bağlayıcı olduğu, davacının simsarlık cezai şart alacağı hak kazanmadığı kanaatiyle ilk derece mahkemesince davanın reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70. TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 14/03/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır