Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/698 E. 2022/925 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/698 – 2022/925
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/698
KARAR NO : 2022/925
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

Birleşen Dosya Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin iştigal konusu olan inşaat malzemelerinin bir kısmını zaman zaman davalı şirketten aldığını, müvekkili şirketin 14/01/2013 tarihinde davalı şirketten kem ve sıva satış bağlantısı aldığını ve karşılığında davalı şirkete ait tahsilat makbuzu ile davalı şirket çalışanı …’ün imzası karşılığında … Erdemli Şubesi’ne ait 30/04/2013 vade tarihli 3.500,00.TL bedelli çek ile 7.000,00.TL nakit para ile birlikte toplam 10.500,00.TL’ yi çalışan …’e teslim ettiğini, ardından 22/07/2013 tarihinde yine davalı şirketten kem ve sıva satış bağlantısı aldığını ve karşılığında davalı şirkete ait tahsilat makbuzu ile davalı şirket çalışanı …’ün imzası karşılığında …’a ait 25/09/2013 vade tarihli 5.000,00.TL bedelli çek ile 5.500,00.TL nakit para ile birlikte toplam 10.500,00.TL’yi çalışan …’e teslim ettiğini, 26/12/2013 tarihinde yine muhtelif sayıda kem ve sıva satış bağlantısı aldığını ve karşılığında davalı şirkete ait tahsilat makbuzu ile davalı şirket çalışanı …’ün imzası karşılığında … Erdemli şubesine ait farklı tarihli çeklerden toplamda 35.000,00.TL ödeme yaptığını, aradan bir müddet zaman geçip parası ödenen mallar eksik teslim edilmeye başlayınca ödemeler konusunda uyuşmazlık olduğunun görüldüğünü, toplam 17.000,00.TL ödemenin cari hesap ekstresinde gözükmediğini, sonunun çözülmesi için davalı şirkete yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirterek davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının şirket yetkilisi …’ın tamamen bilgisi dışında ve rızası olmaksızın müvekkili şirketi zarara uğratan çalışanları ile anlaşarak liste fiyatının çok altında mal satın aldığı tespit edilen bir şirket olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasındaki alışverişte müvekkili tarafından tahsil edilen para ve çek miktarı ne ise olduğu gibi cari hesaba işlendiğini, davacı şirketin önceleri ürünü liste fiyatının çok altında alırken ceza davasının konusu olan olaylar ortaya çıktıktan sonra liste fiyatından satın almaya devam ettiğini ve hiç bir itirazda bulunmadığını, davacının davasında müvekkilinin uhdesinde tutulan cari hesaba dayandığını ve tarafların cari hesap üzerinden alışverişlerini yaptığını kabul ettiğini, hal böyleyken kanun gereği herhangi bir ihtarname tebliğ etmeksizin dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirket, müvekkili şirket çalışanı …’e para teslim ettiğini iddia ettiğinden ve paraların müvekkili şirketin hesabına girmediğinden davacının bu paraları …’ten tahsil yoluna getmesi gerektiğini, fakat böyle bir yola gitmediğini ve zararını haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkili şirketten tahsil yoluna gittiğini, kesilen faturaya göre müvekkili şirketin davacıdan 50.309,89.TL alacaklı olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA MERSİN 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA DAVA DİLEKÇESİNDE :
Davacı vekili, davacı şirketin çimento ve çeşitli yapı kimyasalları üreterek davacı şirket tarafından belirlenen liste fiyatları ile yurtiçi ve yurtdışına sattığını, davalı şirketin de davacının müşterilerinden biri olduğunu, davalı şirket ve başka bazı şirketlerin davacı şirkette çalışan bazı çalışanlarla anlaşarak bazı hileli yollarla liste fiyatının çok altına ürünler aldığını, bazı davacı şirket çalışanlarının bazı müşterilerle anlaşarak bazı hileli yollarla davacı şirketi zarara uğrattıklarının 20/04/2014 tarihinde yapılan kontrol sonrasında ortaya çıktığını, davacı şirketin hileli işlemler nedeniyle tüm bu süre zarfında uğradığı zararın hesaplanarak aradaki 50.309,89.TL’lik farkın tahsili amacıyla davalıya fatura düzenlenip, düzenlenen faturanın noter kanalı ile davalıya tebliğ edildiğini ileri sürerek, haklı davanın kabulü ile 50.309,89.TL’nin davalıdan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının iddialarında haksız olduğunu, asıl zarara uğrayan ve mağdur olanın davalı şirket olduğunu, mal alımları karşılığında davacı şirkete ödemelerin bir kısmının çek ile bir kısmının da nakit olarak yapıldığını, davalı şirket davacı şirkete Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan davayı açtıktan sonra davacı şirketin 27/11/2014 tarihli 50.309,89.TL bedelli fiyat farkı adı altında irsaliyesiz fatura kestiğini, bu faturayı da noter kanalı ile davalı şirkete gönderdiğini, bu faturaya da davalı şirket tarafından noter kanalı ile cevap verildiğini, davacı şirketin zarara uğramasında davalı şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, bütün kusurun davacı şirket çalışanlarında olduğunu, davalı şirketi de davacı şirketin çalışanlarının zarara uğrattıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “asıl dava dosyası yönünden, tahsilat makbuzlarındaki toplam 17.000,00.TL tutarındaki nakdi davalı şirket çalışanı …’e teslim edildiği, bu çalışan tarafından davalı şirkete verilmeyen nakitten dolayı davacının davalı şirkete rücu hakkı bulunduğu, davalı şirketin çalışandan dolayı davacı şirkete karşı sorumlu olduğu anlaşıldığından, davacı şirket tarafından davalı şirket çalışanına ödenen toplam 17.000,00.TL tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği, birleşen dosya yönünden ise; davacı şirketin tüm alış ve satış faturalarını ibraz etmediği, fiyat farkına emsal olarak ibraz ettiği faturaların aylar itibariyle ürün kodunda en yüksek fiyata haiz olduğu ve bu şekilde davalı şirketten fiyat farkı talep edemeyeceği anlaşıldığından, birleşen davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI- BİRLEŞEN DAVA DAVACISI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı- Birleşen dava davacısı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; asıl dava da, bilirkişi raporunda tahsilat makbuzlarındaki toplam 17.000,00.TL tutarındaki nakdi, davalı şirket çalışanı …’e teslim edildiği, bu çalışan tarafından davalı şirkete verilmeyen nakitten dolayı davacının davalı şirkete rücu hakkı bulunduğu belirtilmiş ise de, … isimli personelin dolandırıcılık suçundan hasip cezası alarak müvekkilinin ticari defterlerine müvekkilinin iradesi dışında gerçeğe aykırı kayıtların işlenmiş olduğunun ispatlandığını, dosyada 4 asıl ve 1 ek olmak üzere toplam 5 bilirkişi raporunun alındığını bu raporların 3’ünde davacının herhangi bir alacağının olmadığı, ikisinde ise ticari defterlerde kayıtlı olmadığı halde bir takım varsayımlarla tamamen taraflı, bilimsellikten uzak, kanuna aykırı hatalı bir şekilde davacının müvekkilinden alacağının olduğunun belirtildiği, davacı kendi alacağı olduğunu iddia ettiği 17.000,00.TL’yi kendi defterlerine işlememesi basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir husus olarak değerlendirilmemiş, ancak taraflarına ait defterlere dolandırıcılık suretiyle işlenen kayıtlar ise dikkate alındığını, HMK 222. Madde ve gerekse yüksek Yargıtay içtihatları gereğince davacının kendi defterlerindeki usulsüzlük ya da eksikliklere dayanamayacağı bunun kendisi aleyhine delil niteliğinde olduğunu, birleşen dava da, davacı-karşı davalı önceleri ürünü gerçek fiyatının çok altında alırken ceza dosyasının konusu olan olaylar ortaya çıktıktan sonra ürünleri gerçek fiyatından satın almaya devam ettiklerini ve hiçbir itirazda bulunulmadığından haklılıklarını ortaya koyan bir durum olduğunu, davacı- karşı davalı şirket dürüst olmayan davranışlarla bilerek ve isteyerek müvekkilini zarara uğrattığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava ve birleşen dava, ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı tarafından, davalı şirketten farklı zamanlarda satın aldığı inşaat malzemelerinin bedellerini, çek ya da nakit olarak, davalı çalışanı … tarafından imzalanan makbuzlar karşılığında toplam 35.000,00.TL olarak ödemesine rağmen, parası ödenen malların eksik teslim edilmeye başlanması sonucu yapılan araştırmada, toplam 17.000,00.TL ödemenin cari hesap ekstresinde gözükmediği iddia edilerek, davalıya ödenen, ancak karşılığında mal teslim edilmeyen 17.000,00.TL nın davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ise, davacı şirket yetkilisinin, bilgisi ve rızası olmaksızın davalı şirketi zarara uğratan çalışanları ile anlaşarak liste fiyatının çok altında mal satın aldığını, bu hususta ceza davası bulunduğunu, bir alacak var ise çalışanı olan …’ten talep edilmesi gerektiğini, davacının 2012, 2013 ve 2014 yıllarında düşük fiyatla almış olduğu ürünlerle ilgili olarak, gerçek bedelleri üzerinden ödemesi gereken 50.309,89.TL borcu bulunduğunu savunmuştur.
Birleşen Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı dosyada ise, asıl dosyanın davalısı olan davacı şirket tarafından, davalı şirketin, davacı şirket çalışanlarıyla anlaşarak, hileli yollarla liste fiyatının çok altına ürünler aldığı, bu şekilde davacı şirketi zarara uğrattıkları, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, davalı şirketin bu hileli işlemlerin anlaşılmasından önce liste fiyatının üçte bir dörtte bir fiyatına aldıkları ürünleri, hileli işlemlerin anlaşılmasından sonra liste fiyatı üzerinden almaya devam ettiği, hileli işlemler nedeniyle 50.309,89.TL zararı olduğu iddia edilerek, 50.309,89.TL’nin davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı (asıl dosya davacısı) ise, davacı şirket çalışanlarının kötü niyetli usulsüz işlemleri nedeniyle nakit ödemelerin cari hesaplarda gözükmediğini, bu nedenle davacı hakkında alacak davası açıldığını, davacı şirket tarafından kesilen 50.309,89.TL bedelli fiyat farkı faturasının iade edildiğini, davacı şirketin zarara uğramasında davalı şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı (birleşen dosya davacısı) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında, davalı-birleşen dosya davacısı şirketin çalışanları … ve … hakkında dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından, … hakkında ise özel belgede sahtecilik suçundan açılan dava sonucu, sanıkların mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davalı (birleşen dosya davacısı) vekilinin, asıl dosyaya ilişkin istinaf sebepleri yönünden; Davalı tarafından, mahkemece alınan beş bilirkişi raporunun üçünde, davacının alacağı olmadığının, diğer ikisin de ise, ticari defterlerde kayıt olmadığının belirtilmesine rağmen, varsayımlara dayanarak davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği ve mahkemece bu rapora dayanılarak, çelişki giderilmeden karar verildiği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; Mahkemece alınan 28/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun, tüm dosya kapsamına uygun ve önceki bilirkişi raporlarının da değerlendirilmesi suretiyle düzenlendiği, raporun, hükme esas almaya yeterli ve denetime elverişli bulunduğu, davalı vekilinin rapora yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında 2012 yılında başlayan ticari ilişkinin 18/06/2014 tarihinde sona erdiği, davacı tarafından, davalıdan satın alınan mallara karşılık çek ve nakit olarak ödeme yapıldığı, ödemeye ilişkin davalı şirket çalışanı …’ün şirket adına tahsilat makbuzu düzenlediği, davacı tarafından 14/01/2013 tarihli makbuz karşılığı 4.500,00.TL, 22/07/2013 tarihli makbuz karşılığı 4.500,00.TL ve 26/12/2013 tarihli makbuz karşılığı 8.000,00.TL olmak üzere, davalıya yapılan toplam 17.000,00.TL nakit ödeme karşılığında, gönderilmesi gereken malın teslim edilmediğinin iddia edildiği, dava konusu üç adet tahsilat makbuzunda kayıtlı olan nakit ve çeklerin, davacı şirket defterlerinde yer almadığı, ancak, davalı şirketin resmi kayıtlarında, tahsilat makbuzlarındaki çeklerin tamamının kayıtlı olmasına rağmen, makbuzlardaki toplam 20.500,00.TL nakit ödemenin, 3.500,00TL’lık kısmının davalı hesaplarında göründüğü, ancak 17.000,00.TL’lık kısmının hesaplara kaydedilmediği, davacının, tahsilat makbuzlarındaki toplam 17.000,00.TL tutarındaki nakdi, davalı şirket çalışanı …’e teslim ettiği, şirket çalışanının, Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı dosyadaki ifadesinde de, 17.000,00.TL’nın kendisine teslim edildiğini, karşılığında … şirketine makbuz düzenleyip verdiğini kabul ettiği, davacı tarafından yapılan ödemenin, bu çalışan tarafından davalı şirkete verilmediği, davalı şirketin çalışanının, bu eyleminden dolayı, davalının davacı şirkete karşı sorumlu olduğu, davalı şirket çalışanı olan … hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olmasının, davalı şirketi sorumluluktan kurtarmayacağı anlaşıldığından, davacı tarafından, davalı şirket çalışanına ödenen toplam 17.000,00.TL’nın davalıdan tahsili gerektiği, mahkemece, asıl dosyadaki davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
2-Davalı (birleşen dosya davacısı) vekilinin birleşen dosyaya ilişkin istinaf sebepleri yönünden;
Birleşen dosya davacısı tarafından, davalı şirketin, davacı şirket çalışanları ile anlaşarak, hileli davranışlarla, liste fiyatının çok altına ürünler aldığı, bu şekilde şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle, 50.309,89.TL’lık fiyat farkından kaynaklanan fatura bedelinin ödenmesi talep edilmiş ise de, davacı tarafından davalı şirkete gönderilen 27/11/2014 tarih ve … nolu faturada ” firmanızın aldığı ürünlerin fiyat farkı” izahatının bulunduğu, fiyat farkının hangi yılın, hangi ayında satılan ürüne ait olduğunun açıklanmadığı ve fiyat farkının hangi birim fiyata göre hesaplandığının belli olmadığı, davacı şirketin tüm alış ve satış faturalarını ibraz etmediği, fiyat farkına emsal olarak ibraz ettiği faturaların aylar itibariyle ürün kodunda en yüksek fiyatı haiz olduğu, taraflar arasında satış şartlarını ihtiva eden ticari bir sözleşme bulunmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, peşin satışlarda fiyatın farklı, kısa ve uzun vadeli satışlarda fiyatın farklı olacağı, iskonto ve pazarlık usulü ile fiyat farklarının meydana gelmesinin muhtemel olduğu, tüm bu nedenlerle birleşen dosya davacısının, davalıdan fiyat farkı talep edemeyeceği, davalının, davacı şirket çalışanı … ile, davacıyı zarara uğratma kastıyla ürün fiyatları üzerinde anlaşma yaptıklarına dair Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında bir tespite de yer verilmediği, TBK.nun 74. maddesi gereğince, zarar verenin kusurlu olup olmadığına dair ceza hakiminin değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağı, bu nedenle, ilk derece mahkemesince, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tüm bu nedenlerle, mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı(birleşen dosya davacısı) vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı-karşı davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-a)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.161,27.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 580,63.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 580,64.TL nispi istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-)Birleşen dava yönünden, 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı- karşı davacıdan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.
30/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır