Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2022/1053 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/654
KARAR NO : 2022/1053
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2018
NUMARASI : 2016/… ESAS-2018/… KARAR
DAVACI : … SİGORTA A.Ş –
VEKİLİ : Av.
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. –
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2016/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: müvekkili sigorta şirketine … numaralı Akaryakıt İstasyon Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunan akaryakıt istasyonuna 09.06.2011 tarihinde davalı şirket akaryakıtını taşıyan … plakalı yakıt tankerinin araç yakıtının hortumlarını yanlış tanklara bağlaması neticesinde araçlara yanlış akaryakıt verilmesi neticesinde oluşan hasar nedeni ile 22.08.2011 tarihinde sigortalıya tazminat ödendiğini, bu hasarın oluşumunda davalı tarafın %100 kusurlu olduğunu, davalı aleyhine Diyarbakır 7.İcra Müdürlüğü’nün 2011/… Esas sayılı dosyasından alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının borca ve faize itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile davalı borçlunun Diyarbakır 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011 / … Esas sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeni ile %40 icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama harç ve masraflar ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile: 6100 HMK.nun 6. Maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkili davalının merkez adresinin Mersin Adana E-400 Karayolu üzeri 11.Km Mersin olduğunu, dolayısıyla davacının, davasını Mersin Mahkemeleri’nde açması gerektiğini, ayrıca Diyarbakır 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/… Esas sayılı dosyasında ödeme emrine ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine de itirazda bulunduklarını, kaldı ki davacının iddia ettiği dava konusu olayın Muş’taki bir akaryakıt istasyonunda meydana geldiğini, Mahkemede görülmekte olan davanın aslında itirazın iptali davası değil, rücuen alacak davası olduğunu, çünkü dava konusu olayın dava dışı olan davalı müvekkil şirketin Muş bayisi olan …’ın ” fiilen dışarıdan kiraladığı tankerini “, fob esaslarına göre davalı şirketin gösterdiği dolum yeri vana ağzı olan Batman rafinerisine gönderdiği ve akaryakıt ürününü bu tankerle teslim aldığını, dava konusu olayda dava dışı olan …’ın davalı müvekkili ile akdetmiş olduğu 15/12/2007 başlangıç tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi gereği davalı müvekkilinin Muş bayisi olduğunu, söz konusu Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 4. aa) maddesi tetkik edildiğinde görüleceği üzere; “Dolum yerinde fob esaslarına göre Starpet’in göstereceği vana ağzından, Bayi’nin tankerine ürünün fiilen teslimi ile mülkiyet ve her türlü riziko Bayiye intikal etmiş olacaktır ” dendiğini, kaldı ki … plakalı akaryakıt tankerinin bizzat dava dışı bayii … tarafından dışarıdan fiilen kiralandığını, söz konusu tankerin malikinin davalı olmadığı gibi, söz konusu tankerin sevk ve idaresinden davalının hiçbir alaka ve ilgisi bulunmadığını, dava konusu zarar, dava dışı olan ve davacının sigortalısı olan …’ın kendi ihmal ve kusurundan, dışarıdan kiralamış olduğu tankeri yanlış yönlendirmesinden, sevk ve idaresinden kaynaklandığını, dolayısıyla dava konusu olayla davalı müvekkilinin fiilen ve hukuken bir ilgisi bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davalı şirketin dava dışı bayisi …’ın, fiilen kendisinin dışarıdan kiralamış olduğu, kendisinin sevk ve idaresindeki tankerle davalı şirketin gösterdiği vana ağzı olan Batman rafinerisinden beyaz ürün tabir edilen akaryakıtını teslim aldığını, dava dışı …’ın söz konusu dışarıdan kiraladığı tanker ve şoförünü kendi ihmal ve kusuru ile yanlış yönlendirmesi sonucu akaryakıt tankerindeki ürününü, istasyonunda gösterdiği yerlerdeki yanlış tanka boşalttırdığını, olayın meydana gelmesinden on gün sonra dava dışı bayi …’ın davalı … arayarak böyle bir olayın meydana geldiğini bildirdiğini, bu nedenlerle yetki ve husumet itirazlarının kabulüne, davacının davalı şirket hakkında Diyarbakır 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/… Esas nolu dosyasından yaptığı takibin iptaline, kötü niyetli davanın reddine ,yargılama harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2016/… Esas, 2018/… sayılı kararı ile; alınan bilirkişi raporlarında, tarafların %50 kusurlu olduğu görüldüğü, sigortalı tarafından düzenlenen 10/06/2011 tarihli tutanakta; davalı şirketten 09/06/2011 tarihinde 95 oktan kurşunsuz benzin ve motorin istediğini, 09/06/2011 tarihinde davalı çalışanı … yönetimindeki … plakalı araç ile malın geldiğini, malın boşalmasını her seferinde davalılar yaptığı için dikkat etmediğini, Adı geçen şoförün motorin ve benzini yanlış tanklara boşaltığını başkaca şikayetler geldiği için öğrendiğini beyan ettiği, her ne kadar bilirkişi raporunda her iki tarafa da kusur izafe edilmiş ise de; …’ın kendi beyanından da anlaşıldığı üzere boşaltım yapılırken şoföre sigortalı tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı, boşaltım sırasında refakat edilmediği, hayatın olağan akışı gereği şöforün sigortalı işyerindeki tanklarda hangi tür yakıt olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, akaryakıtın boşaltım işleminin hemen olabilecek bir iş olmadığı sigortalı ve çalışanının bunu kontrol etmesinin gerektiği gözetildiğinde, davalı tarafa kusur veren bilirkişi raporunun bu nedenle kabule şayan olamayacağı, davalının kusurlu görülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar veridiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile;
Her ne kadar dosyadan alınan bilirkişi heyet raporunda her iki tarafa da %50’şer kusur izafe edilmiş ise de; davacının sigortalısı …’ın kendi beyanından da anlaşıldığı üzere boşaltım yapılırken şoföre sigortalı tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, boşaltım sırasında refakat edilmediğini, hayatın olağan akışı gereği şoförün sigortalı işyerindeki tanklarda hangi tür yakıt olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, akaryakıtın boşaltım işleminin hemen olabilecek bir iş olmadığı sigortalı ve çalışanının bunu kontrol etmesinin gerektiği gözetildiğinde, davalı tarafa kusur veren bilirkişi raporunun bu nedenle kabule şayan olamayacağını, davalının kusurlu görülemeyeceğini, gerekçeleriyle ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2015/… Esas 2018/… Karar numaralı ilamı emsal gösterilerek davanın reddine karar verildiğini, öncelikle malı satan davalı şirket olduğunu, taşıyan davalı şirket olduğunu ve yine boşaltanın da davalı şirket olması son derece doğal olduğunu, cinsi akaryakıt olan bu malı davalı şirketin tanklara boşaltması ile teslim borcu sona ereceğini, yine, davalı …’in oluşan hasarda kusurlu olduğu açık olmakla birlikte, akaryakıt gibi tehlikeli ve aktarımı özel özen gerektiren bir emtianın, çok daha dikkat ve özenle tanka yerleştirilmiş olması gerektiğini, burada, herhangi bir şekilde kusur kabul etmemekle beraber, dava dışı …’ın tankın dolumu esnasında tankerin yanında bulunmadığına yönelik beyanı üzerine mahkemenin karar kurmasında hukuka uygunluk olmadığı bariz olduğunu, zira, akaryakıtı tanklara dolduran tanker sürücüsünün, davalı şirket tarafından istihdam edildiği ortada olduğunu ve davalı …, istihdam ettiği kişileri, yapılan işin gerektirdiği özen yükümlülüğüne uyacak kişilerden seçmiş olmadığını, burada tanker sürücüsünün kendi kusur ve ihmaliyle akaryakıtları yanlış tankerlere doldurması, tartışmasız bir biçimde davalının kusuru iken, tamamen aksi yönde karar kurulduğunu, yerel mahkeme, kararını olay yeri tutanakları gibi mutat bir belge üzerine değil, davanın ihbar olunduğu dava dışı kişinin beyanına dayandırdığını bu nedenlerle yerel mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararının kaldırılmasıyla haklı davanın kabulüne karar verilerek 60.111,00.TL davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2016/… Esas, 2018/… karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücuen Tazminat) istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Akaryakıt İstasyon Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan akaryakıt istasyonunda davalı şirket akaryakıtını taşıyan … plakalı yakıt tankerinin araç yakıtının hortumlarını yanlış tanklara bağlaması neticesinde hasar meydana geldiği, hasar nedeni ile sigortalıya tazminat ödendiğini, alacağın rücuen tahsili için icra takibi yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise dava dışı …’ın taraflar arasında imzalanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi gereğince bayisi olduğunu, söz konusu tankerin dava dışı … tarafından dışarıdan kiralandığını, davalının tanker ile hiçbir ilgisi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Batman Valiliği’nin 16.05.2016 tarihli müzekkere cevabının incelenmesinde, … plaka sayılı tankerin 09.06.2011 tarihinde dava dışı … Petrol Gıda İnş. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti adına tescilli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan dava konusu Akaryakıt İstasyonu Paket Poliçesinin incelenmesinde, 03.01.2011 Başlangıç, 03.01.2012 Bitiş Tarihli sigortalının … olduğu, tanklara yanlış boşaltım sonucu oluşacak zararın teminat altına alındığı anlaşılmaktadır.
Diyarbakır 7. İcra Müdürlüğü’nün 2011/… Esas Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı … Sigorta A.Ş. tarafından davalı takip borçlusu … Akaryakıt Dağ. Paz. A.Ş.ve … hakkında 46.111,90.TL asıl alacak, 841,38.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.953,28.TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, takip dayanağı olarak … plaka sayılı tankerin araç yakıtını yanlış tanklara bağlaması neticesi meydana gelen zararın rücu edilmesinin gösterildiği, süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı … nezdinde sigortalı akaryakıt istasyonuna … plakalı tanker ile yakıt emtiası getirildiği, dava dışı … tarafından tankerdeki yakıtın istasyonun yeraltı tanklarına boşaltılması esnasında tankerdeki motorin hortumunun benzin tankına benzin hortumunun motorin tankına bağlanması ve benzin tankına motorin motorin tankına da benzin boşaltılması sonucu hasarın meydana geldiği, sigortalı tarafından yakıt boşaltımı sırasında boşaltım yapan dava dışı şoföre refakat edilmediği, herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı, mahkemece sigortalının beyanına itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı, aksinin de dosya kapsamı itibari ile ispat edilmediği, ayrıca … plaka sayılı aracın dava dışı … Petrol Gıda İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti adına tescilli olduğu, bu durumda dava konusu taşımanın davalıya ait veya davalının temin ettiği araç ile gerçekleştiğinin ve davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunun da ispat edilmediği anlaşılmış olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2016/… Esas, 2018/… sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70. TL karar ve ilam harcının peşin alınan 110,00.TL istinaf karar harcından mahsubu ile bakiye 29,30.TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince YAPILMASINA,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 19/07/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır