Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/617 E. 2022/730 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/617 – 2022/730
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/617
KARAR NO : 2022/730
KARAR TARİHİ : 06/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …
VASİ : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Genel Kredi ve Kefalet Sözleşmesine Dayanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı bankanın müvekkili aleyhine 17/04/2016 tarihinde Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 18.919,81.TL takip tutarlı ve Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 52.093,46.TL takip tutarlı icra takipleri başlattığını, davalı bankanın çekilen krediden dolayı müvekkilinin sorumluluğuna başvurması mümkün olmadığını, müvekkilinin Adana 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 11.11.2015 tarih, … esas ve … karar sayılı kararı ile kısıtlanmasına ve vasi olarak …’in sonrasında 14/12/2016 tarihli ek kararı ile de … (…) vasi olarak atanmasına karar verildiğini, borcun dayanağı kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihlerde müvekkilin bankaya gitmesine sağlık durumu elverişli olmadığını, kısıtlılık kararı bulunduğunu ve tüm yasal işlemlerinin yapılması görevinin vasi … ‘ de bulunduğu, kısıtlı … ‘i borç altına sokan işlemlerde vasisinin onayı ve imzası bulunmadığını beyan ederek müvekkilinin Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün … esas ve Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları üzerinden başlatılan takipler nedeniyle davalı alacaklıya borçlu olmadığına, müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi amacı ile İİK 70/3 ve Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları üzerinden başlatılan takiplerin tedbiren durdurulmasına , alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet/ inkar tazminat hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, görev itirazında bulunduklarını, dava dışı … ile banka arasında imzalanan 01/07/2016 tarihli kredi sözleşmesini davacının kefil olarak imzalandığını, davacının borçtan kurtulmaya çalıştığını ve kötü niyetli olduğunu, kısıtlama kararının akıl hastalığı ve akıl zayıflığı, savurganlık sebepleriyle verilmediğini, davacının kendi isteğiyle kısıtlandığını, akıl sağlığının yerinde olduğunu, davacının başka kişilere karşı da borçlandığını, her defasında bankaya gelerek işlem yapan ödeme sırası geldiğinde de kısıtlama kararını ileri süren davacının kötü niyetinin korunmaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacının ayırt etme gücüne sahip olduğu, ancak %97 oranında ağır özürlü olması nedeniyle kendi isteğiyle TMK’ nın 408. Maddesi gereğince kısıtlandığı, kısıtlama kararının ilan edildiği, kısıtlama kararından ve ilamından sonra 01/01/2016 tarihinde dava dışı … ile banka arasında imzalanan ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi’ ne kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde davacıya ait 2 imza bulunduğu ve bunların birbirine benzemediği, kefaletinin alınması sırasında vasinin, denetim veya vesayet makamının izninin alınmadığı, bu işlemin daha sonradan onaylanmadığı, kaldı ki; vasinin kısıtlı adına kefil olmasının TMK’ nın 449. Maddesinde kesin olarak yasaklandığı, diğer taraftan aynı kanunun 16. Maddesine göre, ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların yasal temsilcilerin rızası olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, TMK’ nın 410. Maddesi gereğince, kısıtlama kararının ilandan önce iyi niyetli 3.kişileri etkilemeyeceği, ancak ilandan sonra 3.kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, kredinin davacı tarafından çekilmediği, onun tarafından yada onun menfaatine kullanılan bir para olmadığı, her hangi bir kimsenin zararına sebepsiz zenginleşmediği, davacının kötü niyetli bir şekilde bankayı zararlandırma amacıyla hareket ettiği konusunda delil bulunmadığı, kefaletin davacıyı bağlamadığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. İcra takiplerinin kötü niyetli olarak başlatıldığı ispatlanamadığından tazminat talebi yerinde görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir. .
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; taraflar arasındaki ilişkinin tüketici-satıcı ilişkisine dayanıldığı düşüncesiyle davanın Tüketici Mahkemelerinde açıldığını, Tüketici Mahkemelerinde açılacak davalarda, tüketici harçtan muaf olduğu için harç yatırmadıklarını, görevsizlik kararı ile dosyasının Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gittikten sonra da kararı veren ilk derece mahkemesinin yargılama aşamasında eksik harcın tamamlanmasının istenmediği ve bu konuda taraflarına süre verilmediğini, davalı tarafın takip açılmasından sonra da davalının kısıtlılık kararını dikkate almadığını, icra işlemlerine devam ettiğini, kısıtlı adına olan malların satışı aşamasına kadar icra takibini getirdiğini bu nedenle davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkili hakkında tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacının bankaya bizzat gelerek hukuki işlemlerde bulunduğunu, daha sonraki bankacılık işlemleri içinde her defasında bizzat gelmek suretiyle işlemler yapan davacının müteselsil kefili olduğu kredinin ödememesi üzerine borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçtığını, davacının ayırt etme gücüne sahip olduğunu, % 97 oranında ağır özürlü olması nedeniyle kendi isteğiyle TMK’nın 408. maddesi gereğince kısıtlandığı tespit edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Adana 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının fotokopisi, Adana 10.İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası, Adana 5.İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası, Adana 8.İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava “Genel Kredi ve Kefalet Sözleşmesine Dayanan Menfi Tespit” talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı bankanın Adana 10. İcra Müdürlüğü’ne ait … ve Adana 8. İcra Müdürlüğü’ne ait … sayılı dosyalar ile hakkında başlattığı icra takiplerine dayanak teşkil eden kredi sözleşmelerindeki kefaletin geçerli olmadığı, sözleşmelerin imzalandığı tarihte vesayet altında bulunduğu ve kendisini borç altına sokan bu işlemlerde vasisinin onayı ve imzasının bulunmadığı belirtilerek, başlatılan takipler nedeniyle davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş, davalı ise, dava dışı asıl borçlu … ile imzalanan 01/07/2016 tarihli kredi sözleşmesini davacının kefil olarak imzaladığını, davacı hakkındaki kısıtlama kararının akıl hastalığı ve akıl zayıflığı, savurganlık sebepleriyle verilmediğini, davacının kendi isteğiyle kısıtlandığını, akıl sağlığının yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2015 tarihli, … E…. K. sayılı kararı ile TMK’ nun 408. maddesi gereğince, davacı …’in ağır özürlü olduğu, çalışma gücü kaybı oranının %97 olduğu gerekçesiyle kısıtlanmasına ve …’ in vasi olarak atanmasına karar verildiği, kararın 23/12/2015 tarihinde ilan edildiği, mahkemece verilen 14/12/2016 tarihli ek kararı ile ise, vasi …’ in vasilik görevinin sona erdirilmesine ve …’ın vasi olarak atanmasına karar verildiği, Ek kararın 10/01/2017 tarihinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … arasında 01/07/2016 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi, davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, davalı banka tarafından, asıl borçlu … ve davacı kefil … hakkında Adana 8.İcra Müdürlüğü’nün … ve Adana 10.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyaları ile ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı banka tarafından, ayırt etme gücüne sahip olan davacının kendi isteği ile kısıtlanması, kredinin kullanım aşamasında tüm işlemlerde yer alıp, borcun ifası aşamasında ise ehliyetsizliğin ileri sürülmesinin, bankayı zarara uğratma kastıyla yapılmış kötü niyetli bir eylem olduğu savunulmuş ve bu husus istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; Davacının %97 oranında ağır özürlü olması nedeniyle kendi isteğiyle kısıtlandığı, kısıtlama kararının 23/12/2015 tarihinde ilan edildiği, davacının bu tarihten sonra, 01/01/2016 tarihinde dava dışı … ile davalı banka arasında imzalanan ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi’ ne kefil olduğu, kefaletinin alınması sırasında vasinin, denetim veya vesayet makamının izninin alınmadığı, bu işlemin daha sonradan da onaylanmadığı, kaldı ki, vasinin kısıtlı adına kefil olmasının TMK’ nun 449. maddesinde kesin olarak yasaklandığı, TKM.nun 16. maddesine göre, ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların yasal temsilcilerin rızası olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, TMK’nun 410. maddesi gereğince, kısıtlama kararının ilandan önce iyi niyetli 3.kişileri etkilemeyeceği, ancak ilandan sonra 3.kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, kredinin davacı tarafından çekilmediği, her hangi bir kimsenin zararına sebepsiz zenginleşmediği, davacının kötü niyetli bir şekilde bankayı zararlandırma amacıyla hareket ettiği konusunda delil bulunmadığı, kefaletin davacıyı bağlamadığı, tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne yönelik verilen kararın usul ve yasaya uygun olup, davalı banka vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ayrıca, İİK’nun 72/5 maddesine göre, davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olmasının gerektiği, somut olayda ise, davalı banka takip başlatmakta haksız olmakla birlikte, somut olayın özelliği dikkate alınarak kötüniyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve aksinin davacı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından, mahkemece kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygundur.
Ancak, ilk derece mahkemesince, davacı tarafından harç ikmali yapılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ise de, davanın Adana 2.Tüketici Mahkemesi’nde açıldığı ve görevsizlik kararı ile mahkemeye gönderildiği, davanın açıldığı tarihte davacıdan harç tahsil edilmediği, yargılama sırasında da başvuru harcı ile nispi karar harcının tamamlanmadığı, yargılamanın harç tahsil edilmeksizin bitirildiği görülmüştür.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken, davacıdan başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri, maktu harca tabi davalarda ise maktu harç peşin olarak alınacağı, dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde, mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın, Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilmesi ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilmesi gerektiği, verilen süreye rağmen eksik harcın ikmal edilmemesi halinde ise dosyanın işlemden kaldırılması ve HMK.nun 150. Md. gereğince süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
HMK.nun 120. maddesinde de davacının yargılama harçlarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, mahkemece, başvuru harcı ve nispi karar harcı tahsil edilmeksizin yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmuş ise de, davacı vekili tarafından, karar tarihinden sonra 31/01/2020 tarihinde, 54,40.TL başvuru ve dava değeri olan 71.013,27.TL üzerinden hesaplanan 1.213,73.TL peşin harcın ikmal edilerek, bu eksikliğin giderildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin vekalet ücreti verilmesine yönelik istinaf sebebinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise vekalet ücreti yönünden kabulüne, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince, mahkemece kararda hata edilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının, Adana 8.İcra Müdürlüğü’nün … ve Adana 10.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin ise reddine, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine, AAÜT uyarınca hesaplanan 10.031,73.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3)-6100 sayılı HMK.nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,

4)-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)- Davanın KABULÜNE,
b)-Davacının Adana 10. İcra Dairesi’nin … ve Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarından dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Davacının tazminat talebinin REDDİNE,
c)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 4.850,91.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.213,73.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.637,18.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
d)-Davacı tarafından yatırılan 1.213,73.TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e)-6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacının yapmış olduğu 257,60.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
f)-6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 10.031,73.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
g)-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden,
1-a)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40.TL peşin harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.850,91.TL nisbi istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.796,51.TL nisbi istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
2-a)6100 sayılı HMK.nun 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 68,00.TL tebligat ücreti ve 60,50.TL posta gideri olmak üzere toplam 277,11.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
b)6100 sayılı HMK.nun 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
3)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4)-6100 sayılı HMK.333 maddesi uyarınca peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 06/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır