Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/604 E. 2022/842 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/604
KARAR NO : 2022/842
KARAR TARİHİ : 20/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …

VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile muhtelif tarihlerde buğday alım satımından kaynaklanan fatura kestiğini, bu faturalara istinaden ödeme yaptığını, yapılan ödemeler toplamında davalının 124.310,00.TL eksiğinin bulunduğunu bu alacaklarının dava tarihinden itibaren başlayacak reskont faiziyle beraber tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile, davasını 132.311,90.TL üzerinden ıslah ettiğini alacaklarına dava tarihinden itibaren reskont avans faizi uygulanmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, HMK 6 gereği sözleşmeden doğan davalarda davalının ikamet yeri mahkemesi yetkili olduğundan Gaziantep Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, satılan buğdayların numune üzerinden alındığını ancak daha sonradan bir kısmının Mart Nisan aylarında ayıplı olduğunun anlaşıldığını, bu hususun anlaşılmasından itibaren bir kısım buğdayın iade edildiğini ve iade faturasının 2017 Mart Nisan aylarında kesildiğini, ayıplı buğdayın bir kısmının yem olarak başka bir şirkete satıldığını, ayıptan kaynaklı fiyat farkının belirlenerek mutabakata varıldığını, bu hususun 2017 BS formunna yansıdığını, ayıbın anlaşılana kadarki buğday bedeli ile yem olarak satılan buğdayın bedelinin davacıya ödendiğini beyan ederek davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “dava konusu borcun ticari alacaktan kaynaklandığı, davacı ve davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespit edilmesi, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda 132.311,90.TL alacak tespit olunmuş, bilirkişi raporunun dosyaya sunulan belgelerle uyumlu olduğuna takdir getirilip bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulü ile, 124.310,00.TL alacağa dava tarihinden itibaren 8.001,00.TL alacağa ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle olmak üzere toplam 132.311,90.TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; dava yetkisiz mahkemede görüldüğünü, yetkili mahkemenin Gaziantep Mahkemeleri olduğunu, satım sözleşmesine konu buğdayın bir kısmının satıcı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmeksizin iade alındığını, mahkemece ayıp ihbarında bulunulmadığı iddiasına itibar edilmesinin doğru olmadığını, müvekkili şirket tarafından çek ve makbuzla yapılan ödemelere ilişkin yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, mahkemece çeklerle ilgili yapılan araştırmada … Kredi Bankası’na ait çeklerin … tarafından tahsil edildiğini, … ile ilgili SGK araştırmasında davacı şirketle ilgisinin bulunmadığı anlaşılmış ise de iki adet çekin eline nasıl geçtiği veya çekin kimin adına tahsil ettiği hususunda …’un dinlenmesi yönündeki taleplerinin reddedildiğini, dava ve ıslah dilekçesinde reeskont faizi talep edilmiş olmasına rağmen taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin avans faizine hükmedildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı tarafından, davalıya satılan buğday emtiasına ilişkin olarak düzenlenen fatura bedellerinin 124.310,00.TL’lık kısmının ödenmediği, davalı tarafından bu borca karşılık çek ile ödeme yapılmadığı gibi, komisyoncuya yapıldığı belirtilen ödemelerin de kendileriyle ilgisi bulunmadığı, satılan malın ayıplı olmadığı, ayıbın süresinde ihbar edilmediği iddia olunarak, 124.310,00.TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, 26.06.2019 tarihli dilekçe ile dava değeri 132.311,90.TL olarak ıslah edilmiş, davalı ise, davalının yerleşim yerinin Gaziantep olduğunu belirterek, Gaziantep Mahkemelerinin yetkili olduğunu, satılan buğdayların ayıplı olup, bir kısmının iade edildiğini ve iade faturası kesildiğini, ayıplı buğdayın bir kısmının yem olarak başka bir şirkete satıldığını, ayıplı mal hususunda mutabakata varıldığını, fatura bedelinin davacıya ödendiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı tarafından, yerleşim yerinin Gaziantep olduğu belirtilerek, yetki itirazında bulunulmuş ise de, davalı tarafça hukuki ilişki kabul edildiği, alacağın da para alacağından kaynaklanması sebebiyle, 6098 sayılı TBK’nun 89/1 maddesi uyarınca, para borçlarının, aksine anlaşma olmadığı takdirde alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği, alacaklı davacının yerleşim yerinin Adana olması nedeniyle, Adana Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davalının yetki itirazının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya satılarak teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, fatura bedelinin ödeme, mal iadesi ve fiyat farkı faturası nedeniyle ödenip ödenmediği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ile mahkemece hükme esas alınan ve dairemizce de hüküm tesisine yeterli olduğu kabul edilen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalıya 4 adet fatura ile toplam 828.030,00.TL tutarında mal satıldığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre davalıdan yapılan tahsilatın 385.000,00.TL olduğu, davalı tarafından ödeme iddiası olarak ileri sürülen ve davacıya verilmek üzere komisyoncusu …’e teslim edildiği belirtilen toplam 48.496.00.TL’lık 3 adet çekin davacıya teslim edildiğinin ispat edilemediği, çek teslim belgesinde davacının adının yazılı olmadığı, çeklerin davacı defterlerinde yer almadığı, çeklerden ikisinin dava dışı … tarafından tahsil edildiği ve bu kişinin davacı şirket çalışanı olmadığı gibi, diğer çekin ise takas ortamında ibraz edilmesi nedeniyle kim tarafından tahsil edildiğinin bilinmediği, davalı tarafından davacıya düzenlenen 318.998,40.TL’lı iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olup, 24.417,60.TL’lık fiyat farkı faturasının ise kayıtlı bulunmadığı, davalı tarafından, malların ayıplı olduğu hususunun TK 23/1-c maddesine göre davacıya ihbar edilmediği gibi, malın ayıplı olduğunu tespit eden bir belge de sunulmadığı, ayıplı olduklarından yem olarak dava dışı … Şirketine satıldığı iddia olunan buğdayın ise, davacı tarafından satılan buğday olduğunun ispatlanamadığı, tüm bu nedenlerle, davacı tarafından satılan malları teslim aldığını kabul eden davalının, sözleşme şartlarına uygun olarak ödeme yaptığını ispatlaması gerekirken, davalı tarafından sunulan belgelerin, ödemelerin davacıya yapıldığını ispatlamadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, davalının, bilirkişi raporu ile tespit edilen 132.311,90.TL fatura borcundan sorumlu olduğu, mahkemece, davanın bu miktar üzerinden kabulüne ve 124.310,00.TL alacağın dava tarihinden, 8.001,00.TL alacağın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 9.038,22.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 2.259,056.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.778,66.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 20/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır