Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/60 E. 2021/1599 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/60
KARAR NO : 2021/1599
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DOSYASI,
DAVACI : 1-…
VEKİLİ : Av…

DAVALI : 2-…
VEKİLLERİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Asıl dava yönünden davacı … … Danış. Müh. İnş. Kim. İlaç. İth. İhr. San.Tic.Ltd. Şti vekili, davacı müvekkilinin alacaklı davalı …’nın borçlu olduğu, ortaklık dönemine ait vergi borçlarının ödenmesi dolayısıyla vergi borcunun %50’si oranında rücu borcunun tahsili için Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile yapılan takibin, davalının itirazı üzerine 17/04/2013 tarihinde durdurulduğunu, davalının daha önce ortağı olduğu şirketten 17/11/2009 tarihinde yayınlanan Ticaret Sicil Gazetesi’nde görüleceği üzere hisselerini devrederek ayrıldığını, şirketin vergi borcunun …’nın kabulünde olduğunu, vergi dairesi ile yapılan görüşmede şirketin borçlarının yapılandırıldığını ve yapılandırma taksitlerinin halen devam ettiğini, takip ile borcun 31/05/2012-31/12/2012 ile 28/06/2011-24/03/2012 tarihleri arasında yapılan ödemelerin %50’sinin rücu edildiğini, davalının 5.926,00.TL borcunun kaldığını, davalı tarafından yapılan ödemelerin geçmiş dönem borçlarının yapılandırma taksitleri olduğunu, yapılandırılan borçların büyük bir bölümünün davalının şirket hissedarı olduğu 2008-2009 dönem vergilerini kapsadığını, davalının Konya İli … İlçesi … ada, … parsel, … Sayfa, … cilt, numarasına kayıtlı ana taşınmaz tipli gayrimenkul üzerine dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; açılan davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, açılan davada davacının takibe dayanak faturaların tartışılması gerektiğini, davacının iddialarını değiştirmesine ve genişletmesine muvafakat etmediğini, davacının davasına dayanak yaptığı taraflar arasında yapılan protokolde tarafların … ortakları olarak öncelikle alacaklarını listelediklerini sözleşmenin yapıldığı tarih olan 17/11/2009 tarihi itibarıyla şirketin 93.540,00.TL alacaklı olduklarını tespit ettiklerini, sözleşmeye göre …’in sahibi ve sözleşmenin tarafı bulunan … …’ın şirketin alacağı olan 93.540,00.TL’yi tahsil ettiğinde şirketin sözleşmede karar altına alınan borçlarını ödeyeceği, daha sonra ise yaptığı tahsilatlardan vergileri ödedikten sonra bakiye kısmın %50′ sini müvekkiline ödeyecekken taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış yorumlanarak taraflarca tahsilat yapıldıkça ödenmesi kararlaştırılan vergi borcunun yarısının müvekkilinden tahsil talebinde bulunmasının sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu, tarafları bağlayıcı olduğu ve davacının davasını işbu sözleşmeye göre açtığı hususunun nazara alındığında taraflarca imza altına alınan sözleşme gereğince davacı şirket ortağı sözleşme tarihi itibariyle tüm vergi borçlarını bilerek kabul edip tahsilatlardan müvekkiline hiçbir şekilde ödeme yapmaması hususu nazara alındığında davanın reddine, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı … vekili, müvekkilinin , davalı- borçlu ticaret şirketi ile devam eden ortaklık ilişkisini, davalı şirketin hissedarı … … ile 17.11.2009 tarihinde akdettiği sözleşme ile sonlandırıldığını, davalı tarafın davaya konu sözleşme ile yükümlendiği edim, şirket alacaklarının tahsil edilip borçların ödenmesine rağmen ifa edilmemiş olduğunu, müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde şirketin alacaklı olduğu üçüncü kişiler ile firmalardan tahsilat yapıldığının ve şirketin mevcut borçlarının ödendiğinin ancak müvekkiline ödeme yapılmadığının anlaşılacağını, bu nedenle Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına % 20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün … esasına kayıtlı dosya ile başlatmış bulunan takibin taraflar arasında akdedilen 17.11.2009 tarihli sözleşmeye dayandığını, anılan sözleşmenin davacının davalı şirket ortaklığından ayrılışı hususunda tarafların anlaşmasını içerdiğini, davacının icra takibi yolu ile talep ettiği alacağın sözleşmede sıralanmış olan alacakların yarısı olduğunu, ancak sözleşmede açıkça öncelikle şirket borçlarının ödeneceği, borçları aşan bir tahsilat söz konusu olursa elde edilen karın yarısının davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının şirkete hissedar olduğu döneme ilişkin tahsilatlardan payına denk gelen bir durum mevcut olmadığı, bu nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun nitelikteki iş bu itirazın iptali davasının reddine alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karar ile;” asıl dava yönünden, protokolde belirtilen tahsilatlardan vergi borcu ödemesi yapılacağından şartın gerçekleşmediğinin tespit edildiği, bu aşamada davacının davayı açmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, birleşen dava yönünden, taraflar protokolle aralarında şarta bağlı bir borç ilişkisi kurdukları, protokolde belirtilen tahsilatların tamamı yapılmadığından şartın gerçekleşmediğinin tespit edildiği, bu aşamada davacının davayı açmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
ASIL DOSYADA DAVACI-BİRLEŞEN DOSYADA DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı- birleşen dosya davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında protokolde şirketin hali hazırda devam eden borç ve alacaklarından davalının sorumluluğunun esas kabul edildiğini, Amme Alacakları Kanunda ortakların amme alacaklarından müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının şirkete ortak olduğu, gelirden payını aldığı döneme ilişkin vergi borçlarından ortak sorumlu olduğunu, davalının müvekkilinden alacaklı değil borçlu olduğunun mahkemece açıkça tespit edildiğini belirterek, asıl dava kararının kaldırılmasına, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini, birleşen dosya davacının davasının reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
ASIL DOSYADA DAVALI-BİRLEŞEN DOSYADA DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı-birleşen dosya davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; asıl dosyada davacının kötü niyetli takip yaptığını, davacının haksız olarak yaptığı takip nedeniyle % 20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini, sözleşme tarihinin 17/11/2009 olduğunu, davalının kendi kusurlu davranışları nedeniyle alacaklarının tahsil edilemediğini, hiçbir yasal işlem yapılamadığını, alacaklarının tahsil etmeyen sürüncemede bırakan davalının kusurlu davranışları nedeniyle müvekkilinin sorumlu gibi kabul edilmesinin, müvekkili tarafından açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkili alayhine açılan davanın reddine ilişkin kısmın onanmasına , müvekkili yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, ilk derece mahkemesi kararının birleşen dosya yönünden kaldırılmasını, davanın kabulüne, tazminata karar verilmesini, görevsizlik nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenle vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, Mersin 1.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, Mersin 1.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, Mersin 4.İcra Dairesi’nin …sayılı dosyası, Mersin 5.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, Mersin 1.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, Mersin 8.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, Mersin 1.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Asıl dava ve birleşen dava sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılmış icra takiplerine yapılmış itirazın iptali davalarıdır.
Asıl davada davacı tarafından, davalının şirketin ortağı olduğunu şirketten hisselerini devir ederek ayrıldığını, taraflar arasında sözleşme yapıldığını, vergi dairesi ile yapılan görüşme sonucu şirketin vergi borçlarının yapılandırıldığını, yapılan vergi borcu ödemelerinden davalının sorumlu olduğunu, bu miktarın tahsili için davalı hakkında Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takip yapıldığını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı tarafından, davacının davalı şirket ile devam eden ortaklık ilişkisinin yapılan sözleşme ile sonlandığını, yapılan sözleşme gereğince sözleşme kapsamında belirlenen şirket alacaklarından yine sözleşme kapsamında belirlenen şirketin borçları düşüldükten sonra kalan meblağın yarısının davacıya ödenmesi gerektiğini, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile takip yapıldığını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen davaların yazılı gerekçe ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı asıl dava ve birleşen dava davacı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355 . Maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 17/11/2009 tarihli sözleşmede;” …’e ait ortaklık döneminde biten ve devam eden işlerden dolayı yukarıda listelenen alacaklar ortaklık dönemine ait olup; ortaklardan …’nın ayrılması nedeni ile … … tahsilatları yapacaktır. … … tahsilatları yaptıkça borçlar vergi borcu 11.000.TL (onbirbintl) …’nın şirkete ( …) olan borcu 9.200.TL (dokuzbinikiyüztl) Muhasebe 3.100.TL (üçbinyüztl) Matbaa 600.TL (altıyüztl) Ölçüm Firmalar 8.500.TL, ortak devam eden işlerden oluşacak vergi borcu düşüldükten sonra her iş bedelini yarısını …’ya ödeyecektir” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ile, taraflar arasında 17/11/2009 tarihli sözleşmenin imzalandığı sabit olup ihtilaf asıl dosya yönünden sözleşme gereğince davalı …’nın ortak olduğu döneme ilişkin vergi borçlarından davalıya karşı sorumlu olup olmadığı, birleşen dosya yönünden ise davalı … Şirketinin alacaklarının tahsil edilip edilmediği, buna bağlı olarak davacı …’nın alacağının bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Asıl dosyada davacı- birleşen dosyada davalı … … Danış. Müh. İnş. Kim. İlaç. İth. İhr. San.Tic.Ltd. Şti vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Davacı- birleşen dosya davalı vekilince Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun gereğince ortaklara amme alacaklarından müteselsil sorumluluk yüklendiğini, davalının vergi borçlarından sorumlu bulunduğunu belirtmiş ise de; taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacı şirketin tahsilatlarından vergi borcu ödemesi yapılacağı belirtilmiş olup, protokolde belirtilen şartın gerçekleşmesinden sonra davacının davalıdan talepte bulunabileceği, dosya kapsamı itibari ile sözleşmede belirtilen tahsilat şartının gerçekleştiğinin ispat edilemediği, bu aşamada davacı şirketin ödemiş olduğu vergi borçlarından dolayı talepte bulunamayacağı bu nedenle mahkemece asıl davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-birleşen dosya davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı-birleşen dosya davalı vekilinin birleşen dosyada kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde; İİK 67 maddesinde borçlunun itirazında haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı diğer tarafın talebi üzerine tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red veya hüküm olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği düzenlenmiş olup, İİK 67/2 maddesi uyarınca alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için takibin haksız ve kötüniyetli yapılmış olması ayrıca diğer tarafın kötüniyet tazminatı talebinin bulunması gerektiği, red edilen birleşen dava yönünden davacı takipte haksız olsa da kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-birleşen dosya davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Asıl dosyada davalı- birleşen dosyada davacı … vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Davalı- birleşen dosya davacı vekilince davalı şirketin alacakların tahsili için herhangi bir işlem yapmadığı, kendi kusurundan faydalanamayacağı, davalının kusuru nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı belirtilmiş ise de; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede tahsilatlar yapıldıkça borçlar düşüldükten sonra davalı-birleşen dosya davacısına ödeme yapılacağı belirtilmiş olup, sözleşmede davalı-birleşen dosya davacısına yapılacak ödemeye ilişkin başkaca bir hüküm bulunmadığı, sözleşmenin taraflar arasında bağlayıcı olduğu, sözleşmede belirtilen tüm tahsilatların şirket tarafından yapıldığının ispat edilemediği gibi, tahsilatların yapılmamasına ilişkin sözleşmede de her hangi bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle mahkemece birleşen davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı- birleşen dosya davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı- birleşen dosya davacı vekili asıl dosyada kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde; İİK 67 maddesinde borçlunun itirazında haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı diğer tarafın talebi üzerine tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red veya hüküm olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği düzenlenmiş olup, İİK 67/2 maddesi uyarınca alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için takibin haksız ve kötüniyetli yapılmış olması ayrıca diğer tarafın kötüniyet tazminatı talebinin bulunması gerektiği, red edilen asıl dava yönünden davacı takipte haksız olsa da kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı- birleşen dosya davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Davalı- birleşen dosya davacı vekili görevsizlik kararı nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönelik istinaf sebebinin incelemesinde; 6100 Sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra ise “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altında düzenlenen HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrası ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20).
Ne var ki HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Ancak “yargılama giderlerinin, kural olarak aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi” gerektiğine ilişkin HMK’nın 326. maddesi ve “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılması” gerektiğine ilişkin HMK’nın 332. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır.
Somut olayda da; Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 17.04.2015 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak “yargılama giderleri ve sair hususların yetkili mahkemece ele alınmasına” karar verilmiştir. Davacının süresinde başvurusu üzerine görevli mahkemede davaya devam edilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. davalı lehine vekâlet ücretine hükmolunmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında görevli mahkemede devam eden davada, “görevsizlik kararı ” dikkate alınarak davalı lehine ayrıca bir yargılama giderlerine hükmedilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas no:2017/2-3004 Karar no:2019/217 kararı bu yöndedir.) Davalı- birleşen dosya davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı-karşı davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı-karşı davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-a)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 88,80.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 29,50.TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı-karşı davacıya İADESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/4 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere karar verildi.
28/12/2021


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır