Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/594 E. 2022/975 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/594
KARAR NO : 2022/975
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/…/2019
NUMARASI : 2018/… Esas, 2019/… Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …
Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/…/2019 tarih, 2018/… esas ve 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAF VEKİLLERİNİN BEYANLARI :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uluslararası alanda ticaret yapan bir şirket olduğunu, ülke ekonomisindeki kur dalgalanmaları sebebiyle borçlarını ödeme güçlüğü içerisine girdiğini, bu krizi atlatabilmek için Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunulduğunu, mahkemece 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiğini, kararından sonra tüm işlemlerin konkordato komiseri tarafından yürütüleceğini, yine müvekkili şirket adına konkordato hesabı açılarak müvekkilinin alacaklarının bu hesaba yatırılması ve ayrıca başkaca hesaplarında bulunan paraların konkordato hesabına aktarılması gerektiğini, konkordato mühletinden sonra müvekkili şirket hesabına gelen paraların konkordato hesabına aktarılması hususunda davalı bankaya ihtarname çekildiğini, ancak sözlü ve yazılı tüm ihtarlara rağmen davalı banka tarafından müvekkilinin hesabına gelen 669.234,94.TL’nin konkordato hesabına aktarılmadığını belirterek, alacağın talep tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kanıt olarak ileri sürdüğü 2018/… esas sayılı dosyasında bulunan taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri incelendiğinde davacının hesabında bulunan mevduatın bankaya rehinli olduğunun görüleceğini, diğer bütün rehin türlerinden farklı olarak bankacılık hukuku düzenlemesiyle tanımlanmış mevduat rehninde, sınırlı bir ayni haktan söz edilemeyeceğini, tam tersi gerçek anlamda bir mülkiyet devrinden söz edilebileceğini, davaya konu olayda, bankada mevduatta bulunan para da rehnin, üçüncü kişi lehine tesis edilmediğini, mevduatın bizzat bankaya rehnedildiğini, iş bu dava ile davacının, borcuna karşılık mülkiyetini devretmiş olduğu bir miktar parayı müvekkilinden talep ettiğini, davacının 15/11/2018 tarihinde geçici mühlet kararı aldığını ve kararın 23/11/2018 tarihinde ilan edildiğini, müvekkili bankanın geçici mühletin verilmesinden sonra, fakat ilandan önce 21/11/2018 tarihinde davacının borçlu olduğu … Otomobil Lastikleri A.Ş. lehine düzenlenmiş olan 410.000,00.TL değerinde teminat mektubunun paraya çevrildiğini, yani davacının bankaya olan nakit borcunun geçici mühlet kararından sonra 410.000,00.TL arttığını, geçici mühlet kararından sonra doğan borç üzerine de rehin ve hapis hakkının kullanılmasının konkordato hukukunun doğasına uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; İİK.’nun 294/4 maddesinin yollama yaptığı İİK.’nun, 200. maddesi müflisin alacaklısının iflas açıldıktan sonra müflisin veya masanın borçlusu olursa takas yapılamayacağını, İİK.’nun 294/4 ve 200/1-2 maddesi dikkate alındığında geçici mühlet kararının ilanından sonra davacının, davalı bankada bulunan hesaplarına girecek olan para üzerinde davalı alacaklı banka tarafından takas işlemi uygulanamayacağından davanın kısmen kabulü ile geçici mühletin ilan tarihi olan 23/11/2018 tarihinden dava tarihine kadar davacının, davalı bankada bulunan hesaplarına giren toplam 564.609,48.TL ile dava tarihine kadar işlemiş 2.279,23.TL yasal faiz olmak üzere toplam 566.888,71.TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçe ile çeliştiğini, mahkemece taleple bağlı kalınılmadığını, talebin netleştirilmediğini, dava değerini oluşturan 669.234,94.TL’lik meblağın Adana Ticari Şubesi’nin … nolu hesabında yer aldığını, hesap hareketlerinden tespit edileceği üzere yargılamaya konu miktarın 03/…/2018 tarihinin gün sonu bakiyesi olduğunu, davaya konu alacakta bu miktar olduğunu, mahkemece taleple bağlı kalınmadığını, tüm hesapların dikkate alındığı rapora göre karar verildiğini, dava değeri olan 669.234,94.TL’nin 561.223,44.TL’sinin 28/11/2018 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gönderildiğini, akabinde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 29/11/2018 tarihli talebine istinaden 561.223,44.TL’nin 04/…/2018 tarihinde farklı hesaba aktarıldığını, bu miktarın Gelir İdaresi Başkanlığı’nın belirttiği hesaba davacının bilgisi dahilinde gönderildiğini, bu durumun dahi davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, paranın müvekkili tasarrufunda bulunuyor gibi değerlendirildiğini, paranın akıbetinin araştırılmadığını, geçici mühletten sonra yapılan ödemelerin tamamının geçici mühlet ilanından önce borçlanmış olduğu sözleşmelere ilişkin olduğunu, geçici mühlet kararının ilanından sonra takas/mahsup hakkının kullanılmadığını, bu yönde dosyada delilin bulunmadığını, bilirkişilerce mahsup yapıldığının varsayımsal olarak kabul edildiğini ve bu tutarın akıbetinin araştırılmadığını, temel savunmaları olan mevduat rehninin ne raporda ne de kararda değerlendirilmediğini, Genel Kredi Sözleşmesi ile düzenlenmiş mevduat rehinin yok sayıldığını veya konkordato için gereksiz kabul edildiğini, davacının müvekkili bankaya 3.900,000,00.TL’yi aşan borcunun bulunduğunu savunarak yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili 18/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde ise, mahkemece 13/11/2019 tarihli ek rapora göre karar verildiğini, bu raporun esas alınması halinde dahi hükmedilmesi gereken miktarın 202.392,89.TL olduğunu, işlemin takas kabul edilse dahi banka alacağının geçici mühlet ilanından önce doğduğunu, rapordaki 22/11/2018 tarihindeki hesap bakiyetinin hesaplanmasının yanlış olduğunu, toplam 466.842,05.TL bulunduğunu, mahkeme gerekçesine göre 669.234,94.TL alacak takibin 466.842,05.TL reddine, 202.391,89.TL’nin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davalının konkordato geçici mühletindeki tedbir kararına uyulmadığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nın 194. maddesi uyarınca, iflasın açılması ile müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları, acele haller ve maddede yazılı olanlar haricinde durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından 10 gün sonra devam olunabilir. Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan müflisin davacı veya davalı bulunduğu davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığının tespiti noktasında iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olması gerekir. İşte bu nedenle müflisin hukuk davalarının belli bir süre durması kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı şirket tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dosyasından konkordatonun tasdiki davası açıldığı, davacının da davalı bankanın konkordato davasında verilen tedbir kararına uymadığı iddiasıyla işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının konkordato istemine ilişkin davasının istinaf incelemesi Dairemizin 2020/1585 esas, 2021/400 karar sayılı dosyasından yapılmış olup, Dairemizce 06/04/2021 tarihinde verilen kararla, ilk derece mahkemesinin davacı şirket hakkında verdiği iflas kararı usul ve yasaya uygun bulunarak davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Somut olayda, istinaf başvurusuna konu işbu davanın karar tarihi olan 18/…/2019 tarihi itibariyle davacı şirket hakkında henüz iflas kararı verilmemiş ise de, dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiş olup halen derdest olduğundan bu dava yönünden de İİK’nin 194.maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Adana 1. İcra Dairesi’nin Dairemize gönderdiği 07/06/2022 tarihli yazı cevabında, müflis şirketin iflas işlemlerinin Müdürlüğün 2020/… iflas sayılı takip dosyasından yürüdüğü ve iflas kararı kesinleşmediğinden henüz ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 194. maddesinin amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan müflisin davacı veya davalı bulunduğu davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespiti noktasında iflas idaresine imkan sağlamaktır. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olması gerekir. İşte bu nedenle müflisin hukuk davalarının belli bir süre durması kabul edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp, iflasın açılması ile vekilin temsil ve vekalet görevi sona ereceğinden bu hususun tespiti halinde mahkemece iflas idaresinin usulüne uygun tebligatla davadan haberdar edilip, taraf teşkilinin sağlanması, alacaklıların ikinci toplantısının yapılıp yapılmadığının tespiti, toplantının halen yapılmadığının belirlenmesi halinde mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesi, şayet toplantının yapıldığı anlaşılır ise iflas idaresi huzuruyla davaya devam edilerek sonuçlandırılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK’nin 355 ve 353/1-a-4 maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksiklikler giderilerek yargılamaya devam edilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1- Davalı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK’nin 355 ve 353/1-a-4 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
2- Belirtilen eksiklikler giderilerek yargılamaya devam edilmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf talep eden davalı tarafından ödenen 9.700,00.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İnceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 355 ve 353/1-a-4 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır