Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/578 E. 2022/733 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/578
KARAR NO : 2022/733
KARAR TARİHİ : 06/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …-
FERİ MÜDAHİL : … …
VEKİLİ : Av. …-
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin … plakalı, … model, … marka, … tipi, … şasi numaralı otomobili 10.06.2016 tarihinde satın aldığını, satın alındıktan sonra çeşitli arızalar ile servise girdiğini, araç hakkında objektif bilgi verme yükümlülüğü aracın satın alındığı davalı firmaya ait olup bu yükümlülüğü yerine getirmediği takdirde firma doğacak zararlardan sorumlu olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi tarafından araç kullanılmaya başlandıktan sonra araçtan beklenen performans ve konfor sağlanamadığını, aracın düşük veriminden ve kalitesinden ötürü araçta birtakım şikayetler meydana gelmeye başladığını, araç henüz dördüncü ayındayken alt takımlarından ses gelmesi şikayetiyle servise gitmiş ve sağ arka amartisörleri değiştiğini, davaya konu aracın diğer kendi eş modelleri ile kıyaslandığında en başından itibaren ayıplı olduğu bu yüzden yeterli konforu sağlayamadığını belirterek, 06.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik satılan aracın bedelinden 20.000,00.TL indirim yapılması ile davacı müvekkili şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 30/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava miktarını 5.000,00.TL artırarak 25.000,00.TL’ye çıkarılmıştır.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, aracın ayıplı olmadığını, aracın bedel indirimi talebinin yerinde olmadığını, faiz taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu, davacı dava açmakta kötü niyetli olduğunu, dava konusu araçla ilgili tüm şikayetler garanti kapsamında giderildiğini, davacının aracın rutin arızalarını garanti kapsamında giderdikten sonra aracın satış bedelini indirime yönelik olarak işbu dava ikame edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” her iki tarafında tacir olan taraflar arasındaki satış sözleşmesinin 6102 sayılı TTK kapsamında bulunduğu, TTK 23 md. uyarınca davacı tarafça öne sürülen hususların bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere imalat hatasından kaynaklı ayıpların bulunduğu ancak tacir olan davacı tarafından bu ayıpların nihayet satıştan itibaren 8 gün içerisinde aracı muayene ettirerek davalı satıcıya ihbarda bulunması gerektiği halde bu ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiğinin ispatlanmamış olması nedeni ile davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; bilirkişi raporunda, müvekkilin satın aldığı araçtaki arızanın gizli ayıp olduğunu, gizli ayıbın müvekkil tarafından öğrenildiği anda davalı tarafa bildirimde bulunulduğunu, bu durumun ayıplı mal kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu araçta müvekkilin satın almış olduğu araçta kullanmakla gizli ayıbın var olduğunun ortaya çıktığını, TTK’da ” gizli ayıp”ın düzenlenmemesi sebebiyle dava konusu olayda TBK’nın 223. hükmü uygulanacağını, bu doğrultuda satılanda gizli ayıp olması durumunda TBK’ın 223/f.2 uyarınca alıcı bu durumu ” hemen” satıcıya bildireceğini, müvekkilinin gizli ayıbın ortaya çıkmasıyla hemen satıcıya durumu ihtarname ile bildirdiğini, süresi içerisinde ve hukuki olarak ayıp ihbarında bulunulduğunu, TBK’ya yapılan atıf sebebiyle TTK’da ticari satışa konu satılanda gizli ayıp çıkması durumunda TBK uygulanacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, Adana 6.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, ayıplı olduğu iddia edilen malın satış bedelinden indirim yapılması nedenine dayalı alacak davasıdır.

Davacı tarafından, davalıdan 10.06.2016 tarihinde araç satın alındığı, ancak, aracın kullanılmaya başlanmasından hemen sonra beklenen performansı ve konforu sağlayamaması nedeniyle defalarca servise götürüldüğü ancak sonuç alınamadığı, Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından alınan raporda, amartisörlerin değiştiği, deforme olan koltukların, kaplamaların, anahtar kabının onarıldığı ve süspansiyon sisteminin sınıfı ve segmentine göre yolcu kabinini yoldan kaynaklanan şok ve sarsıntılardan yeterli seviyede korunamayarak kullanıcı tarafından beklenen konfor şartını yolcu kabini içerisinde sağlanamadığının tespit edildiği, bu ayıpların gizli ayıp olduğu, bunun üzerine davalıya ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulduğu iddia edilerek, TBK 227. maddesi gereğince satılan aracın bedelinden 20.000,00.TL indirim yapılması talep edilmiş, 30/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 5.000,00.TL artırılarak, 25.000,00.TL’nın davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ise, davanın zaman aşımına uğradığını, satış tarihinden 10 ay sonra açılan davanın iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, garanti kapsamında gerekli tamirlerin bedelsiz olarak yapıldığını, davacının davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını savunmuş, mahkemece, ayıp ihbar süresine uyulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 23/son maddesi, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde olup, öncelikle söz konusu üründeki ayıbın süresi içinde satıcıya ihbar edilip edilmediği üzerinde durulması gerekmektedir.
TBK’nun 223/2 maddesi’ Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.’ şeklinde olup sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların derhal ihbar edilmesi gerekir.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre, aracın aynı arızaya bağlı olarak 04/10/2016 ve 07/11/2016 tarihlerinde servise girdiği ve dava konusu aracın amortisörlerinin değiştirildiği, 06/02/2017 tarihinde ise aracın deri koltukları, dolgu malzemesi, kapı kaplaması ve kontak anahtarının değiştirildiği, aracın trafiğe çıkmasından itibaren 5 ay içinde meydana gelen bu arızaların üretim hatasından kaynaklanıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafından söz konusu araçtaki gizli ayıp nedeniyle müteaddit defalar aracın yetkili servise tamir edilmesi için götürüldüğü, yetkili servisin aracın ayıplı olduğunu tespit ettiğinden, bu durumda davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulünün gerektiği ( Yargıtay 19.HD’sinin 2018/2947-2020/137 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.) anlaşılarak ilk derece mahkemesince süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının doğru olmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 231. maddesi uyarınca, satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
Dava konusu aracın 10/06/2016 tarihinde satın alındığı, davacının davalıya 06/04/2017 tarihinde ihtar çektiği, iş bu davanın 28/06/2017 tarihinde açıldığı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu aracın garanti süresinin 2 yıl olduğu, dava konusu aracın garanti süresi devam ederken ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle servise götürüldüğü, davalının arızayı eksiksiz ve tam olarak gidermediği, arızanın süreklilik arz etttiği, arızanın imalat hatasından kaynaklandığı, bu nedenlerle davalı satıcının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
TBK 227. maddesine göre Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir.
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Davacı tarafından, dava konusu aracı alıkoyup, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılması yönünde seçimlik hakkın kullandığı, İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, aracın ayıpsız haldeki değerinin 420.000,00.TL, ayıplı hali ile değerinin ise 395.000,00 TL olarak tespit edildiği ve aradaki fark olan 25.000,00.TL’nın davalıdan talep edilebileceği, tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kabulü ile 25.000,00.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekirken, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
Ancak kararda hata edilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 6100 sayılı HMK.’nın 353 maddesi gereğince davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun kabulüne, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, dava tarihinden önce temerrüt oluşmadığından, 20.000,00.TL’nın dava tarihinden, 5.000,00.TL’nın ise, ıslah tarihi olan 30/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekilinin Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4)- Davanın KABULÜNE,
a)- 20.000,00.TL’nın dava tarihinden, 5.000,00.TL’nın ise ıslah tarihi olan 30/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.707,75.TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.366,20.TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
c)6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan 341,55.TL harç, 161,20.TL posta masrafı, 13,00.TL müzekkere gideri, 500,00.TL bilirkişi raporu, 80,00.TL keşif gideri olmak üzere toplam 1.095,75.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d)6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e) Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
3)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafça peşin yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafça istinafta yapılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 60,00.TL tebligat ve 48,50.TL posta masrafı olmak üzere toplam 257,10.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5)-6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde peşin alınan ve kullanılmayan gider avansının İADESİNE,
7)-Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 06/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır