Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/540 E. 2022/912 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/540
KARAR NO : 2022/912
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALILAR 1- …
2- …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili firmanın servis taşıma hizmeti ile uğraştığını, alanında uzman ve güvenilir bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile … … İletişim Reklam Organizasyon Eğitim ve Öğretim ve Danışmanlık Kırtasiye ve Matbaa Otomotiv Taşımacılık ve Turizm İnşaat Enerji Kültür Sanayi ve Kuyumculuk San ve Tic. Pazarlama A.Ş. (yeni ünvanı …) arasında servis hizmeti hususunda sözleşme yapıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede taraf olarak yer alan … A.Ş unvan değişikliğine giderek sözleşmenin … Servis A.Ş’ye devrettiğini, taraflar arasında sözleşmenin sorunsuz bir şekilde devam ederken … okulları kendi bünyesinde servis taşımacılığı yapmak üzere … Servis A.Ş ünvanı altında diğer davalı şirketi kurduğunu ve bünyesinde eğitim-öğretim almakta olan öğrencilere servis hizmeti vermeye başlandığını, müvekkili ile olan ve daha devam etmekte olan servis hizmeti sözleşmesini müvekkilinin kusuru olmaksızın feshettiğini, müvekkili şirketin kendisine ait olan … plakalı araç ile dava dışı araç maliklerinden kiraladığı toplam 7 adet (…, …, …, …, …, …, …) servis araçları ile hizmete devam ettiğini, davalı kurumlar tarafından müvekkili firmaya haksız rekabet uygulandığını, servis yönetmeliği gereği izin belgesinin temin edilebilmesi için müvekkili şirket bünyesinde hizmet veren servis şöförlerinin 19.01.2018 tarihinde davalıya başvuru yaptıklarını, müvekkili şirkete olan husumeti nedeni ile işi yokuşa sürmesinden dolayı müvekkili şirketin kiraladığı araçların defaten idari para cezasına maruz kaldığını, davalı kurumun diğer birçok servis aracına bu yönde belge verdiğini, davalının bu ve benzeri davranışlarının kanunda tanımlanan haksız rekabete girdiğini beyanla dava konusu eylemlerin haksız rekabet olduğunun tespiti ile anılan haksız rekabetin menine ve davalı tarafından …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlarda engelli öğrenci taşınıp taşınmadığına dair yazı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalılar vekili, servis araçlarında engelli erişebirlik rampasının bulunması yönetmeliği gereği yasal bir zorunluluk olduğunu, müvekkili kurumun engelli erişebirlik rampasına ihtiyaç olmadığına ilişkin belgeyi düzenleyip verebilme yetkisinin davacı açısından bulunmadığını beyanla, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” okul servis araçlarının çalışmaya başlamasına ilişkin olarak taşımayı tespit komisyonun toplandığı, müracaatların 26.10.2017-27.10.2017 tarihleri arasında yapılacağının bildirildiği, müracaat süresi dolmadan 27.10.2017 tarihinde toplantı yapılarak taşıyıcıların belirlendiği, davacı tarafından …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlar yönünden kira sözleşmesine dayanılarak dava açılmış ise de, gerek kira sözleşmelerinde kira bedellerinin belirlenmemiş olması, gerekse okul servis araçları yönetmeliğinin 8/3 maddesi gereğince gerçek ve tüzel kişilerin birlikte taşıma hizmeti yapabilecekleri ancak bu durumda taşımanın taşımayı gerçekleştirdiği taşıtların 1/3’nün taşımacıların adlarına tescilli olmasının zorunlu olduğu, yukarıda belirtilen plakalardan … plakalı aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu, diğer araçların davacı şirket adına tescilli olmadığı, dolayısıyla …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlar yönünden davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve bu plakalı araçlar yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, davalının haksız rekabet ettiği, haksız rekabetin men’i gerektiği, bu haksız rekabet nedeniyle hüküm kesinleştikten sonra hüküm özetinin yerel bir gazetede ilanına, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise TTK’nun 56/e maddesi gereğince TBK’nun 58 maddesine atıf yapılarak manevi tazminat şartlarının değerlendirilmesi gerektiği, TBK’nun 58 maddesi gereğince davacı şirketin kişilik haklarının zedelenmediği, dolayısıyla manevi tazminat talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; kira sözleşmeleri şihafen dahi yapılabilirken sözleşmelerin bedel içermemesinin sözleşmelerin dikkate alınmaması sonucu doğurmasının mümkün olmadığını, idari para cezaları müvekkili tarafından ödendiğini, davaya konu edilen numaraları ve bedelleri ayrıca ve açıkça bildirilen trafik idari para cezaları müvekkili şirket tarafından ödendiğini, bu cezaların araç sürücülerinin kendileri tarafından sebep olunan cezalar olmadığını, davalı şirketin haksız eylemlerinden dolayı olduğunu, idari para cezalarının kiracı ile kiralayan arasındaki iç ilişkide kiracı müvekkiline ait olduğunu, dış ilişkide ise davalıya ait olduğunu, ilk derece mahkemesi bu hususu gözden kaçırdığını, kiralanan araçlara Milli Eğitim Bakanlığı ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından her türlü taşıma izni verilmesine karşın müvekkilinin kendi üzerine kayıtlı olmayan araçlar ile servis hizmeti veremeyeceğinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, adli yargı, idari makamlar tarafından düzenlenen belgenin iptal edilemeyeceğini, makul olarak iletilen taleplerinin hiçbirinin ispat olmasa dahi TBK 50.maddesinin uygulanması gerektiğini, müvekkili şirketin alanın uzman, uzun yıllardır gerek kurumsal firmaların personelleri taşıyan gerekse de kurumsal okullara servis hizmeti veren saygın bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin müşteri kaybı, itibar kaybı, içindeki yolcular ile birlikte cezaya maruz kalınması, manevi tazminat için yeterli olduğunu, manevi tazminat takdir edilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, davanın kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DAVALILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacı ile imzalanan 13/05/2013 tarihli sözleşme … Servis A.Ş.’ye devredildiğini, davalı … … Bilişim A.Ş.’ye husumet nedeniyle reddi gerekirken her iki davalı yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, … plakalı araç yönünden engelli rampası belgesi vermedikleri gerekçesiyle haksız rekabet sayılmış ise de, taşımacı tespit komisyonunun görevinin sona erdiğini, müvekkili kurum tarafından verilmediği iddia olunan belgeyi müvekkili kurumun verebileceği yasal taşımayıcı tespit komisyonunun bulunmadığını, taşımacıyı tespit komisyonunun görev süresinde davacı şirket gerek belgeleri yasal süresinde temin etmeyerek, makam olur’u olmadan kaçak faaliyet göstererek yapmamış oldukları işlemden sorumlu olmadıklarını, velilerin herhangi bir taşımacı ile anlaşarak taşıma faaliyetini sürdürmeleri hali ile müvekkil kurum ile anlaşma sureti ile taşıma işlemi yaptırarak gerçek ve tüzel şahısların durumunun birbirleri ile karıştırılmaması gerektiğini, ilk derece mahkemesince … plakalı araca yönelik verilen haksız rekabetin men-i, maddi tazminat hükmü açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, … okulları olarak bilinen davalılardan … Okul Eğitim Öğretim Danışmanlık Ve Organizasyon A.Ş ile servis hizmeti hususunda sözleşme yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede taraf olarak yer alan … A.Ş’nin unvan değişikliğine giderek, sözleşmeyi diğer davalı … A.Ş’ye devrettiği ve kendi bünyesinde servis taşımacılığı yapmaya başladığı, ardından kendileriyle yapılan sözleşmenin haksız olarak feshedildiği, davacı şirketin davalı okul bünyesinde eğitim-öğretim görmekte olan birçok veli ile servis hizmeti sağlanması yönünde sözleşme yaptığı, servis hizmetinin davacıya ait … plakalı ve dava dışı araç maliklerinden kiralanan toplam 7 adet (…, …, …, …, …, …, …) araçlarla sağlandığı, servis yönetmeliği gereği izin belgesinin temini için müvekkili şirket bünyesinde hizmet veren servis şöförlerinin davalıya başvuru yapmalarına rağmen, izin belgesinin verilmediği, bu nedenle araçların idari para cezasına maruz kaldığı, oysa ki, davalının diğer servis araçlarına belge verdiği, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği iddia edilerek, haksız rekabetin tespiti ve men’i ile 5.000,00.TL maddi, 25.000,00.TL manevi tazminatın davalılardan tahsilinin talep edildiği, davalıların ise, servis araçlarında engelli erişebirlik rampasının bulunması yönetmeliği gereği yasal bir zorunluluk olduğunu, davalı kurumun engelli erişebirlik rampasına ihtiyaç olmadığına ilişkin belgeyi düzenleyip verebilme yetkisinin davacı açısından bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının okul servis taşımacılığında kullandığı araçlar için, davalı şirket tarafından engelli erişebilirlik rampası ihtiyacı olup olmadığı hususunda belge düzenlenmemiş olmasının haksız rekabet teşkil edip etmediği, davalıların bu eylemleri sonucu davacı şirketin maddi ve manevi zarara uğrayıp uğramadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Haksız rekabet, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın m. 54. Fıkra. 2’de; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” biçiminde haksız rekabet oluşturan fiiller genel olarak belirtilmiştir.
TTK’nın. m. 55’de ise başlıca haksız rekabet halleri örnekseme metodu ile belirtilmiştir. Madde düzenlemesinde belirtilen başlıca haksız rekabet halleri; “dürüstlük kurallarına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar (kötüleme, avantaj sağlama, hakkı olmayan unvanları, meslek, derece ve sembolleri kullanma, karıştırılmaya neden olma, karşılaştırma ya da üçüncü kişiyi benzer yollarla öne geçirme, tedarik fiyatının altında fiyatla satışa sunma yoluyla aldatma, gerçek değer hakkında yanıltma, karar verme özgürlüğünü sınırlama, nicelik ve nitelikte yanıltma, hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanın açık olmaması, tüketici kredilerine ilişkin açık beyanda bulunmamak, yanıltıcı sözleşme formüllerini kullanmak), sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, iş şartlarına uymamak, dürüstlük kurallarına aykırı işlem şartlarını kullanmak” olarak belirtilmiştir.
Haksız rekabet nedeniyle açılabilecek davalar TTK’nın 56. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, ‘Haksız rekabet yüzünden… zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz bulunan kimse, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin men`ini, neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini, Borçlar Kanununun 49 uncu maddesinde gösterilen şartlar mevcutsa manevi tazminat verilmesini’ isteyebilir hükmü düzenlenmiştir.
İçişleri Bakanlığı’nın 25.10.2017 tarih ve 30221 sayılı Okul Servis Yönetmeliğinin 4. maddesine göre, servis araçlarının, Engelliler Hakkında Kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan ikincil mevzuata uygun olarak, erişilebilir vasıfta olması gerektiği, 8. Maddesine göre ise, taşımayı gerçekleştirecek taşıtların üçte birinin taşımacılar adına kayıtlı olması gerektiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, taraflar arasında … A.Ş Öğrenci ve Personel Taşıma Sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 13.05.2013 tarihinden itibaren 5 yıllık süre ile geçerli olduğu, … Servis A.Ş unvanının değiştiği ve değişen unvan ile sözleşmenin devam ettiğinin davacı tarafa bildirildiği, davacının servis hizmetini kendisine ait … ve dava dışı kişi ve firmalardan kiralanan …, …, …, …, …, … ve … plakalı araçlarla gerçekleştirdiği, bu araçlara ilişkin kira sözleşmelerinde bedel kısmının boş olduğu ve vergi cezalarının iç ilişkide yükleniciye ait olacağının belirtildiği, davacı tarafından, davalı şirketin taşımacıyı tespit komisyonu başkanlığına ve Çukurova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulduğu, Çukurova Kaymakamlığı tarafından, Özel Adana … Okullarına plakaları belirtilen araç sahipleri için engelli rampası için verdikleri dilekçelerin incelenerek müdürlüğe cevap verilmesinin istendiği, davalı tarafından, okul servis araçlarında engelli rampasına ihtiyaç yoktur yazısı verileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye rastlanmadığı hususunda cevap verildiği, davacı tarafından aynı taleple ilgili gönderilen ihtarnameye ise cevap verilmediği, davalı şirket tarafından alınan 27.10.2017 tarihli taşımacıyı tespit komisyonu kararına göre, … Okul A.Ş’den 13 servis aracı ve şoförünün, … Turizm’den 18 servis aracı ve şoförünün, … Turiz’den 1 servis aracı ve şoförünün, … Turizm’den 4 servis aracı ve şoförünün ve şahıslardan 23 servis aracı ve şoförünün olacağına, … A.Ş’ye ait araçların anlaşma tarihinin 01.11.2017 tarihinden 3 yıl süreyle, … Turizm’e ait araçların 01.11.2017 tarihinden 2 yıl süreyle, …’e ait araçların 01.11.2017 tarihinden 1 yıl süreyle, … Turizm’e ait aracın 01.11.2017 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ve diğer kişilere ait araçların 01.11.2017 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle değerlendirilmeye alınarak hizmet alınmasına karar verildiği, davacı tarafından servis hizmeti veren …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlara, 05.04.2018 ve 06.04.2018 tarihleri arasında, güzergahta okul ismi bulunmadığı gerekçesiyle KTK’nun 75 maddesi gereğince trafik idari para cezalarının düzenlendiği, araçlara uygulanan trafik para cezalarının kim tarafından ödendiğinin ise tespit edilemediği, davalı tarafından Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’na (Ulaşım Daire Başkanlığı) gönderilen 24.01.2018 tarihli yazıda ise, genel müdürlüğe bağlı faaliyet gösteren liselerde engelli öğrenci olmadığından engelli erişebilirlik rampasına ihtiyaç duyulmadığının belirtildiği, davaya esas teşkil eden ve haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gereken eylemin, davalının kendi bünyesinde hizmet veren araçlar yönünden bu yazıyı vermiş olmasına karşın, aynı yazıyı davacı için vermemesinden kaynaklanan pasif eylemi olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; Okul servis araçları yönetmeliğinin 8/3 maddesi gereğince gerçek ve tüzel kişilerin birlikte taşıma hizmeti yapabilecekleri, ancak bu durumda taşımanın taşımayı gerçekleştirdiği taşıtların 1/3’nün taşımacıların adlarına tescilli olmasının zorunlu olduğu, … plakalı aracın davacı şirket adına kayıtlı iken, diğer araçların dava dışı kişi ve şirketler adına tescilli oldukları, davacının …, …, …, …, …, …, … plakalı araçlar yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu plakalı araçlar yönünden açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı adına kayıtlı … plakalı araç yönünden ise, davalının, engelli öğrencilerin taşınmasına yönelik her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu, buna göre, davalı okul idaresinin, engelli erişebilirlik rampası gerekip gerekmediği hususunda taşıma yapacak kişilere bilgi vermesi ve bu rampaların denetimini yapması gerektiği, ancak, davalı tarafından, kendi bünyesindeki servis araçları yönünden Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı’na, engelli erişebilirlik rampasına ihtiyaç duyulmadığının yazı ile bildirmesine rağmen, aynı yazı davacı tarafından talep edildiğinde, böyle bir belgeyi düzenleme yetkisinin bulunmadığının savunulmasının, TMK’nun 2. madde kapsamında dürüstlük kuralına ve TTK’nun 54. maddesinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine aykırı olduğu, davalının bu haksız eylemi sonucu, davacının Büyükşehir Belediyesi’nden güzergah izni alamadığı ve 176,25.TL idari para cezasını ödemek zorunda kaldığı, tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince, davacıya ait … plakalı aracta engelli erişebilirlik rampasına ihtiyaç bulunup bulunmadığı yönündeki belge verilmeyerek davalının pasif eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, oluşan haksız rekabetin men-i’ne ve 176,25.TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebi yönünden ise, 6102 sayılı TTK’nun 56/1-e maddesinde, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini talep etme hakkına sahip olduğu, TBK’nun 58. maddesinde ise kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, manevi tazminat talep edebileceğinin düzenlendiği, davalıların, davacıya ait servis aracında engelli erişebilirlik rampasına ihtiyaç bulunup bulunmadığı yönünde belge vermemek suretiyle gerçekleştirdiği haksız rekabet eyleminin, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve davacının kişilik haklarının davalı tarafça zedelendiğinin davada ispat edilemediği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, bu nedenle mahkemece manevi tazminat talebinin reddine ilişkin kararın da usul ve yasaya uygun olduğu, taraf vekillerinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2)-a)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır