Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/535 E. 2022/970 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/535
KARAR NO : 2022/970
KARAR TARİHİ : 04/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS-… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: Davacının davalı … ile ticari alışveriş sebebiyle dava konusu senedi tanzim edip davalıya verdiği, mal alışverişinin ekonomik kriz nedeniyle gerçekleşmediğini, davalının iflas sürecine girerek malları teslim etmediğini, müvekkil taraf ait dava konusu senedi de iade etmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği birden çok kez çek, senet verildiğini, faturalar kesildiğini, ticari ilişki olağan seyrinde son bularak mal teslimleri gerçekleştiğini, çek, senet ve fatura bedelleri ödenerek iade edildiğini, son dönemde gelişen ekonomik koşullar sebebiyle davalı taraf müvekkile mal teslimini gerçekleştirmediğini, borçlu olmasına karşın kötü niyetli şekilde müvekkiline ait senedi geri vermediğini, borcundan kurtulma gayesi ile senedi ciroladığını diğer davalıya fikir ve eylem birliği içerisinde verdiğini, taraflara ait kayıtlar incelendiği takdirde davalılara arasında alacak-borç ilişkisini oluşturacak herhangi bir ticari kayıt bulunmadığını, söz konusu ciro işleminin yalnızca müvekkilini zarara uğratma kastı taşıdığını, gerçekleştirilen tüm işlemlerin iyi niyetten uzak olduğu anlaşılacağını, aynı zamanda davalı … Kereste dava konusu çeki vade tarihi gelmeden … Bankası’na ibraz ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ve menfaat elde etmeye çalıştığı vade günü gelmeyen çeki bankaya ibraz etmesi ile anlaşılacağını, … Bankası’nda bulunan 30.10.2018 tarihli 20.000,00.TL bedelli senedin İİK. Madde 72 gereğince icra takibine konu edilmemesi, üçüncü şahıslara devir ve temlik edilmemesi muhatap banka nezdinde ödeme yasağı konulması, senet hamiline senet bedelinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, … Bankası’nda bulunan 30.10.2018 tarihli 20.000,00.TL bedelli senet sebebiyle müvekkil …’ın davalılara borçlu olmadığın tespitine, dava konusu senedin iptaline ve müvekkile iadesine, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına müşterek ve müteselsilen mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili ile diğer davalı arasında ticari ilişki bulunduğunun ticari defterlerin incelenmesi ve diğer davalı aleyhine başlatılan icra takiplerinin incelenmesi ile ortaya çıkabileceğini, İnegöl İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas Sayılı bonoya ilişkin takip dosyalarının mevcut olduğunu, bu hususların müvekkili ile diğer davalı arasında ticari ilişkinin varlığını gösterdiğini, diğer davalı hakkında icra ceza mahkemesine yaptıkları şikayetleri sonucu diğer davalının mahkumiyet kararı aldığını, müvekkilinin diğer davalı ile fikir ve eylem birliği içinde olmasının söz konusu olmadığını, davacının kişisel defi itirazlarını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi halinde bu definin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesinin mümkün olamayacağını, bu nedenle davanın reddini, müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararı ile;Davacı, dava konusu olan bonoyu davalı …’e avans olarak verdiğini ancak kendisine mal teslimi yapılmadığını ve bu nedenle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davacı tarafın defter incelemesinde, 2017 ve 2018 yıllarında davacının davalıya 65.000 TL değerinde çek ve senet verdiği ancak davalı …’in 11.800,00.TL miktarlı mal teslim ettiği anlaşılmakla, davacı tarafın davalıya verdiği, senedin bedelsiz kaldığı her ne kadar davacı ciranta konumunda olan davalı … içinde borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de; bedelsizlik iddiasının ancak bu durumu bilebilecek ve kasıtlı hareket edecek cirantaya karşı ileri sürülebileceği, dosya kapsamınca cirantanın kötüniyetli olduğunu veya lehdar ile ortak hareket ettiğini gösterir ve kötüniyet ile bonoyu takibe koyduğuna ilişkin herhangi bir delil bulunmaması nedeniyle davalı … hakkında açılan davanın reddine karar veridiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; yerel mahkeme tarafından verilen gerekçeli karar 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı nitelik taşıdığını, yerel mahkeme dosyasında tanzim eden 24.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ile müvekkile mal tesliminin gerçekleşmediği ve senedin tarafına iade edilmediği belirlenmiş olup iddialarının haklılığı sabit hale geldiğini, davalı taraf mal teslimini gerçekleştirmediğini, borçlu olmasına karşı kötü niyetli şekilde müvekkile ait senedi geri vermediğini, borcundan kurtulma gayesi ile senedi ciroladığı diğer davalıya fikir ve eylem birliği içerisinde verdiğini, taraflar arasında ticari alış verişin gerçekleşmediğini bu sebeple alacak borç ilişkisinin doğmadığı izahtan vareste olduğunu, söz konusu ciro işleminin yalnızca müvekkili zarara uğratma kastı taşıdığını, gerçekleştirilen tüm işlemlerin iyi niyetten uzak olduğunu, davalı … Kereste dava konusu çeki vade tarihi gelmeden … Bankası’na ibraz ettiğini, davalının kötü niyetli olduğu ve menfaat elde etmeye çalıştığını vade günü gelmeyen çeki bankaya ibraz etmesi ile anlaşılmakta olup yerel mahkeme tarafından işbu husus göz ardı edilerek karar verildiğini, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini, delillerinin toplanmadığını, davalılar arasında ticari ilişki bulunmadığına ilişkin iddialarının irdelenmediğini, bu nedenlerle Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.12.2019 tarih … Esas … Karar sayılı karara … yönünden bir diyecekleri bulunmadığını, …-… Kereste yönünden ise karar usul ve yasaya maddi gerçekliğe aykırılık teşkil etmekte olduğundan kararın incelenerek kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalılardan … ile ticari alışveriş sebebiyle dava konusu 30.10.2018 tarihli 20.000,00.TL bedelli senedi tanzim edip davalıya verdiğini, davalının malları teslim etmediği gibi senedi de iade etmediğini, senedi ciro ederek diğer davalı …’e verdiğini, davalı …’in bu durumu bilerek senedi ciro yoluyla devir aldığını belirterek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı … ise, diğer davalı ile birlikte hareket edilmesinin söz konusu olmadığını, davalının diğer davalı hakkında başlattığı icra takipleri ve icra ceza mahkemesinde karşılıksız çek keşide etmek suçundan şikayeti bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın davalı … bakımından reddine, diğer davalı … bakımından kabulüne karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 sayılı TTK’nun 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. ” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre kural olarak mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile hamiller arasında temel ilişki bulunmayan durumlarda kişisel defiler hamile karşı ileri sürülemez.
Senedin bedelsiz olduğu hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır.
Somut olayda, dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı … lehdar, diğer davalı … ciranta olup, davacının bahse konu bonodan dolayı davalı …’ın mal teslim etmediğini ve diğer davalı …’in de bu durumu bile bile senedi kendi zararına ciro aldığını ispat etmesi gerekmektedir. Bononun hamili olan davalı, dava konusu bonoyu müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla iktisap ettiği, davalının bonoyu iktisap ederken kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu ispatlanamadığı, davalının ticari kayıtlarının incelenmesinin sonuca etkili olmadığı, mahkemece davanın … yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelere, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerin yerinde olmadığı, kanaatine varılarak HMK’nun 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince YAPILMASINA,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 04/07/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır