Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/519 E. 2022/663 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/519
KARAR NO : 2022/663
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS-… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafın hukuka aykırı biçimde, cebir, şiddet ve tehdit uygulamak suretiyle davacıya imzalatarak aldığı senedi gerçeğe aykırı şekilde tanzim ederek Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi hakimliğinden almış olduğu … Değişik İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile davacı aleyhine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ihtiyati haciz kararı doğrultusunda davacının tüm malvarlığı üzerine hacizler konulduğunu, davacının bu durumdan haberdar olduğunu ve Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile davalı … ve diğer sanık … … aleyhine suç duyurusunda bulunduğunu, savcılık tarafından yapılan araştırmalar ve davalı ifadeleri ile deliller dikkate alınarak her iki sanığın tutuklanmasına karar verildiğini, davalı …’nun yakalanarak tutuklandığını, ayrıca icra takibine konu edilmiş olan senet aslının da emanete alındığını, Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nın … Esas sayılı dosyası ile açılan davanın halen derdest olduğunu, davalıların bir süre tutuklu kaldıktan sonra adli kontrol tedbirleri uygulanmak şartı ile serbest bırakıldıklarını, davacı adına kayıtlı olan taşınmazları ile aracı üzerine hacizler uygulandığını, bu icra takibi nedeni ile ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, teminat mektubu sunamadığı için ihalelerle giremediğini, evinin ve çocuklarının geçimini, hatta eğitim masraflarını dahi karşılamakta zor duruma düştüğünü, davacının hiç borcu olmadığı halde 51.688,45.TL gibi fahiş oranda yüksek olan parayı ve ferilerini ödemek tehtidi altında kaldığından davanın kabulü ile davacı …’in davalıya 51.688,45.TL borçlu olmadığının tespitine ve bononun iptaline, HMK’nun 209. maddesi gereğince teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dosyaya konu borcu ödememek adına, tamemen asılsız ve gerçek dışı beyanlarla önce davalıya tehdit ve zorla senet imzalatma ve yağma suçlarından şikayette bulunduğunu, fakat bunlar hakkında Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda davalının masum olduğunun ortaya çıktığını ve beraat kararı verildiğini, davacı tarafın tamamen borcu ödememek için borcun nedenini başka yere çekip sürekli olarak zorla imzalatılan senet borcu olduğu iddiasında bulunduğunu, davalının mevcut alacağını uzun süre alamayınca icra takibine geçtiğini, davacı tarafın haksız itirazlar, şikayetler ve davalar yoluna geçtiğini, davacı hakkında Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının 2012 yılında açıldığını, bu güne değin çeşitli yollardan itiraz edildiğini, tamamen sürüncemede bırakmak adına yapılan işlemler olduğunu, davalının tamamen alacağını almak adına bekletildiğini, sürekli olarak oyalandığını ve bekletilip kandırıldığını, davacının bir çok defa İcra Hukuk Mahkemesine şikayet ve itiraz yoluna gittiğini ve hepsinin ret ile sonuçlandığını, davalının hem alacağını alamadığını hem de uzun süre haksız açılan ceza davası ve diğer dosyalarla ilgilenmek zorunda kaldığını, davacının davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesine ve davacının sürekli olarak haksız dava açması davalının alacağının alamaması, haksız ve kötü niyetli itirazlarından ve davalının uğradığı zararlardan dolayı alacağın %20’sinden aşağı olmaması kaydıyla tazminatın davacıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile; her ne kadar davacı tarafından davaya konu icra dosyasında takip konusu edilen senetteki imzanın zorla attırıldığı ve açığa imza atılmış senedin sonradan doldurulduğu iddiasıyla menfi tespit davası açılmış ise de; davaya konu senedin zorla doldurulduğuna dair delil mevcut olmadığı, bu hususta açılan ceza davasının da beraatla sonuçlanarak kesinleştiği, açığa imza atanın, senedin sonradan doldurulmasına rıza göstermiş sayılacağı, aksinin ancak yazılı delil ile ispat edilebileceği, senedin sonradan doldurulduğu hususunda da delil mevcut olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine, davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve alacaklının ihtiyati tedbir nedeni ile alacağını geç almasından kaynaklı zararı göz önüne alınarak, İİK’nun 72/4 maddesi gereğince takip konusu asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından verilen 17/12/2019 havale tarihli istinaf talebi ile; mahkemenin … tarihli gerekçeli kararının kendilerine tebliğ edilmiş olup yerel mahkemenin bu kararının 16/12/2019 tarihinde haricen yapmış olduğu araştırmalar neticesinde öğrendiğini, dolayısıyla istinaf başvurusu için yerel mahkemenin vermiş olduğu 15 günlük süreyi geçirmekle istinaf başvurusunun 16/12/2019 tarih itibarı ile öğrendiğini ve bu sürenin ittila olarak kabul edilmesini ve gerekçeli kararın ilgili Adana Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ek kararı ile; Her ne kadar mahkemece verilen kararı davacı asil 17/12/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf etmiş ise de kararının davacı vekiline 20/11/2019 tarihinde elektronik posta ile tebliğ edildiği 2 haftalık istinaf süresinin 04/12/2019 günü dolduğu, davacının 17/12/2019 tarihli istinaf talebine ilişkin dilekçesinin süresinde istinaf edilmemesi nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf talebi ile; mahkemenin 19/12/2019 tarihli ek kararında açıklanan nedenlere dayalı istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 17/12/2019 tarihli dilekçede istinaf talebinde bulunmuş olmakla mahkeme gerekçeli kararının 20/11/2019 tarihinde UYAP üzerinden elektronik posta ile davacı vekiline tebliğ edildiği 2 haftalık istinaf süresinin 04/12/2019 tarihinde dolduğu, gerekçesiyle istinaf dilekçesinin süresinde istinaf edilmediği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, davacı asil olarak bu davayı 2015 yılında açtığını aradan geçen zaman zarfında tüm aşamaları takip etmesi gerekirken, takip etmeyip mahkemenin gidişatını tarafına bildirmeyen avukatının sorumlu olduğunu, yasaların işleyişini bir asil olarak bilmesinin söz konusu olmadığını, ancak davanın ilgilisi tarafından temyiz edilmediğini Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün dosyasından alacaklıların, kendi adına kayıtlı bulunan aracının muhafaza altına almalarından sonra öğrendiğini ve duruma müdahale ettiğini, bu aşamadan sonra haklı nedenlerden dolayı asil olarak istinaf süresini geçirmesinin kendisinin asli kusuru olmadığını, bu durumdan en çok maddi anlamda kendisinin zarar gördüğü için verilmiş bulunan ek karardaki süre ile ilgili mahkeme kararını istinaf ettiğini, anlatılan nedenlerle gerekçeli kararın ve ek kararın kaldırılarak yeniden lehe hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu senedin davacıya zorla imzalatıldığından bahisle, borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı asil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, ilk derece mahkemesince süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bahisle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, davacı asil tarafından istinaf başvurusunun reddi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Gerekçeli kararın davacı vekiline 15.11.2019 tarihinde e tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davacı asilin 17.12.2019 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 345.maddesi uyarınca istinaf süresi 2 hafta olup bu süre ilamın tebliği tarihinden itibaren başlar.
Davacının vekil ile temsil edildiği, tebliğ tarihinde vekilin azil ya da istifanın bulunmadığı kaldı ki davacının bu hususta bir iddiasının da olmadığı, davacı vekiline yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davacı vekilinin süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmadığı bu hususun davacı tarafından bildirildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen istinaf başvurusunun reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ek kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 25/05/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır