Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/510 E. 2022/669 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/510
KARAR NO : 2022/669
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS-… KARAR
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….
DAVALI : …-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin yapı ve izolasyon işi ile uğraştığını, davalı borçlunun 18/09/2018 tarihli fatura ile müvekkili şirketten toplam 12.449,00.TL’lik yapı-izolasyon hizmeti aldığını, davalı borçlunun borcunu ödemekten kaçındığını, bu sebepli Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun bu takibe haksız itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali davası açtıklarını bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere haksız inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının takipte bulunduğu şirketin … … Kimya Ambalaj San ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili şirket ile hiçbir bağının bulunmadığını, bu nedenle davanın taraf yokluğu nedeniyle usulen reddinin gerektiğini, davacı şirketin sözleşmeye aykırı hareket ederek işin eksik yapıldığını, bu nedenlerle itirazın iptali davasının reddini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile; Tüm dosya kapsamı, icra dosyası, alınan bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalı tarafından borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, alınan bilirkişi raporunun oluşa uygun ve denetime elverişli olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davalı taraf ayıplı iş yapıldığından bahsedilmiş ise de, her iki tarafın tacir olduğu ve ayıp ihbar süreleri içinde davalı tarafça ayıp ihbarın yapıldığına yönelik delil bulunmadığı anlaşılmakla alınan bilirkişi raporuna mahkemece itibar edilmiş ve davalının davacıya takibe konu alacak nedeniyle borçlu olduğunun anlaşılmakla davanın kabulüne, Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 12.449,00.TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini şöyle ki, davacının, Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine başlattığı haksız icra takibine müvekkili şirket tarafından itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğunu, dosya kapsamına yargılamanın tüm aşamalarında itirazların gerekçeli ve dayanıklı bir şekilde sunulmuş olmasına rağmen mahkemece dikkate alınmadığı ve davanın kabulüne karar verildiğini, taraflar arasında 16/08/2018 tarihinde imzalanan sözleşme ile davacı tarafça üstlenilmiş olunan edimlere aykırı davranılmış olduğunun tespit edildiğini, sözleşmenin ilgili maddelerine aykırılıklar olduğunu, “3 mm üzerindeki çatlakların spiral ile derz kanalı açılıp pu epoksi dolgu enjeksiyon edilmesi” kararlaştırılmış olsa dahi, yapılan işte 3 mm nin üzerindeki çatlaklara spiral ile derz kanalı açılması gerekirken raspa ile derz kanalı açıldığı ve enjeksiyon işleminin uygulanmadığının görüldüğünü, müvekkili şirkete ait idari binada yapılan keşifte, faturadaki işlerin yapıldığına ve faturanın kesim tarihi ile yapılan işlerin serbest piyasa şartlarında makul fiyatlar olduğuna kanaat getirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede imzası ve kaşesi bulunan … … Kimya Amb. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, 28.09.2018 tarihinde davacı tarafa, yukarıda da izah etmiş olduğumuz üzere sözleşmede yüklenilen; ancak yerine getirilmeyen hususların tamamlanması, tamamlanmadığı surette haklı sebeple sözleşmeden dönme ve her türlü tazminat hakkının saklı tutularak hukuki yollara başvurma hakkımızın kullanılacağının ihtar edildiğini ancak söz konusu ihtar edilen hususlar tamamlanmadığı gibi davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından iş sahibine yüklenen sorumlulukların kanuna ve sözleşmeye uygun şekilde yerine getirildiği ancak davacı tarafından yüklenilen edimin ayıplı ve eksik şekilde ifa edilerek icra takibine girişildiğini, anlatılan nedenlerle usul ve yasaya aykırı olarak verilen mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacının davalıya yapı izalasyon hizmeti verdiğini, faturaya konu borcun ödenmediğini bu nedenlerle icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında ayıplı hizmet verildiğini savunarak davanın reddini talep ettiği, ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama sonunda, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş olup, iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … … Madencilik…Ltd. Şti. tarafından borçlu … Kimya…Tic. A.Ş. aleyhine 18/09/2018 tarihli … sıra numaralı ve 12.499,00.TL tutarlı fatura alacağından kaynaklı icra takibi açıldığı, borçlu vekilinin 05/10/2018 tarihinde başlatılan takibe, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine, 05/10/2018 tarihinde icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının, davalıya dava konusu hizmeti verdiği, fatura konusu borcun ödenmediği anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri bakımından çözümlenmesi gereken sorun, dava konusu eserin ayıplı olarak verilip verilmediği, ayıp ihbarının süresi içinde yapılıp yapılmadığı ve ayıplı hizmet nedeniyle fatura tenzilat yapılması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Mahkemece yaptırılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre bir kısım hizmetlerin ayıplı yapıldığı belirlenmiştir.
Dava konusu fatura içeriği ve taraflar arasındaki hukuki ilişki bir bütün olarak incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen türden ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. Ayıplı iş ile eksik iş birbirinden farklıdır. Ayıplı işvasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler 6098 sayılı TBK 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Aynı kanunun 477/II. maddesi gereğince iş sahibi gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. TBK’nın 477/I. maddesine göre de eserin açıkça veya örtülü kabulünden sonra yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur. Eserin kabulü ile yüklenici açık ayıplara ilişkin sorumluluktan kurtulur. Eserin kabulü, kasten saklanıldığı usulünce yapılan muayenede görülemeyecek olan açık ve gizli ayıplar ile sonradan kullanılmakla ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden ise yükleniciyi sorumluluktan kurtarmaz. Kasten saklanılan ayıplar ile gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu eserin kabulünden sonra da devam eder. İş sahibinin ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kullanabilmesi için eserdeki ayıbı yükleniciye bildirmesi zorunludur. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkânını bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477/III. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba karşı gecikmeksizin bildirimde bulunması gerekir. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmamışsa yüklenici sorumluluktan kurtulur. Ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak yükleniciden bir talepte bulunulamaz.
İlk derece mahkemesince keşif üzerine alınan bilirkişi raporunda, dava konusu hizmetin ayıplı olarak yapıldığının bildirildiği, davacı vekilince dava dilekçesi ekinde yer alan WHATSAPP görüşme içerikleri incelendiğinde 18 Eylül tarihli görüşme içeriklerinden dava konusu hizmetin ayıplı olduğu konusunda taraflar arasında bir takım görüşmeler olduğu, fatura tarihinin 17 Eylül olduğu ve bu durum karşısında davalının ayıp ihbarını süresi içinde bildirdiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığının kabulü ile ayıplı hizmet bedelinin tespiti ve bulunacak bedelin fatura toplamından tenzili ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden kabulü kararının doğru olmadığı anlaşılıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde işin esasına etkili tüm deliller toplanarak karar verilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davalı vekili tarafından Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının HMK.’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 213,45.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
5)-Davalı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 25/05/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır