Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/499 – 2022/777
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/499
KARAR NO : 2022/777
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
YAZIM TARİHİ : …
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın 27/06/2018 tarihinde, haksız ve hukuka aykırı olarak davacı müvekkili hakkında icra takibi dahi başlatmaksızın taraflar arasında yapılmış olan kredi sözleşmesine dayanarak davacının emekli maaşından 375,00.TL kesinti yapıldığını ileri sürerek haksız olarak kesilen 375,00.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında 11/09/2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi’nin imzalandığını, davacıya kredi tahsis edildiğini, davacının borcunu vadesinde ödememiş olması nedeniyle müvekkili bankanın sözleşme hükümlerine dayanarak davacının takas/mahsup talimatı doğrultusunda banka nezdinde bulunan maaş hesabından kredi borcuna istinaden kesinti yapıldığını, davacının banka nezdinde bulunan ve maaşının yatmakta olduğu hesabından kredi borcunun tahsil edilmesini sözleşme ile kabul ettiğini, haksız ve hukuka aykırı şekilde kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacı ile davalı banka arasında 11.09.2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, Genel Kredi Sözleşmesi’nin 11/f maddesinde “müşteri, kefil/kefiller bankanın hertürlü alacağı sebebiyle tüm hesap ve mevduatları arasında dilediği zamanda, dilediği miktarda kısmen/tamamen süresiz virman yapma hakkı bulunduğunu kabul ve taahhüt ederler. Keza SGK vb.den emekli olmaları halinde emekli maaşlarının haczine/rehnine, takas ve mahsup edilmesine hiçbir itiraz ileri sürmeksizin muvafakat ederler “düzenlemesinin yer aldığı, Gaziantep 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1258 Esas ve 2019/1338 Karar sayılı ilamında “5510 Sayılı Yasa’nın 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkân sağladığı, böylece tarafların sözleşme ile belirledikleri hükmü ortadan kaldırmadığı” belirtildiği, taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi ile davacının emekli maaşı üzerine bloke konulmasına izin verdiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu, davalı banka tarafından sözleşme hükümleri kapsamında yapılan işlemin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, kararın 5510 sayılı Kanun’un 93. Maddesi, 88.’e aykırı olduğunu, haciz yapılamayacağını, İİK’nin 82 ve 83. maddelerinde göre genel işlem şartının bulunduğunu, kesinti için muvafakat vermediğini, varsa bile genel işlem şartına aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Genel Kredi Sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği ve işbu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olup, davacı yanın göreve ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta yine taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmenin Rehin, Mahsup ve Hapis Hakkı 11.maddesinin f bendinde, “Müşteri ve kefil/kefiller, Bankanın her türlü alacağı sebebiyle tüm hesap ve mevduatları arasında dilediği zamanda, dilediği miktarda kısmen/tamamen süresiz virmen yapma hakkı bulunduğunu kabul ve taahhüt ederler. Keza, SGK vb.’den emekli olmaları halinde emekli maaşlarının haczine/rehnine, takas ve mahsup edilmesine hiçbir itiraz ileri sürmeksizin muvafakat ederler.” hükmü taraflarca kabul edilmiştir. Sözleşmenin anılan hükmü uyarınca davalı banka alacağından dolayı davacının banka nezdindeki emekli maaşı hesabına bloke koyabilir. 2004 sayılı Kanun’un 83.maddesi hükmü icra takibine konu edilen ve icra müdürlüğünce yapılan hacizlere ilişkin olup, işbu davada uygulama yeri bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/10/2020 tarih ve 2020/3322 esas, 2020/4022 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Davalı banka, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre alacağından dolayı davacının banka nezdindeki hesabına bloke koyma hakkına sahip olup, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile HAZİNE ADINA GELİR KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00.TL’nin altında kalması nedeniyle 14/06/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır