Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/461
KARAR NO : 2022/800
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …,
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
YAZIM TARİHİ : …
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketinde bulunan çek koçanının … tarafından alındığını, dava konusu çek yaprağının bedel kısmının 12.380,00.TL olarak keşide tarihinin 30.11.2007 olarak doldurulduğunu ve müvekkili adına keşide edilerek ciro yolu ile davalı … Akaryakıt…Tic. Ltd. Şti.’ne verildiğini, … Akaryakıt….Ltd. Şti’nde kendisine ciro edilen 30.11.2007 keşide tarihli 12.380,00.TL bedelli çeki müvekkiline ait çek hesabından tahsil ettiğini, müvekkilinin olayı öğrenmesi ve akabinde şikayeti sonucu Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve sanık …’nun dolandırıcılık suçundan mahkumiyet cezası aldığını, haksız yere tahsil edilen çek bedelinin tahsili için Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlattıklarını ancak davalı tarafın haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalı tarafın alacaklı olmadığı müvekkili tarafından keşide edilmediğini bildiği bir çeki tahsil ederek suç işlediğini, ceza zamanaşımının uygulanması için davalı hakkında ceza davası açılmasına gerek olmadığını, fiilin cezaya müstelzim bir fiil olmasının yeterli olduğunu, davalı şirket yetkilileri hakkında dolandırıcılık sebebi ile savcılığa şikayet ettiklerini ancak delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirterek neticede fazlaya ilişkin dava, tazminat talepleri saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinde borcun nedeni olarak Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamında belirtilen alacaklıya ait olmayan imza ile ödenen … Mersin Şubesi’ne ait 30.11.2017 tarihli 12.380,00.TL bedelli çekin iade alacağının gösterilmiş olduğunu ve hiçbir belge sunulmadığını, söz konusu kararda takip alacaklısının müşteki, sanığın ise … olduğunu, müvekkilinin ceza dosyasında taraf olmadığını, iyi niyetli ciranta olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin takip alacaklısını tanımadığını aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, akaryakıt istasyonları bulunan müvekkili şirketin … Yapı Malzemeleri …Ltd. Şti’nin araçlarına veresiye verdiği akaryakıt karşılığı alacaklının bu şirkete keşide ettiği dava konusu çeki ciro yolu ile aldığını belirterek davanın zamanaşımı ve esas yönündün reddine, davacının haksız ve kötüniyetli olması nedeni ile % 20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı, iş bu çeke dayalı zamanaşımı süresinin hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı, davacının dava konusu çekin tahsil edildiğini basiretli bir tacir olarak kural olarak ibraz tarihinde ve en geç savcılığa şikayet tarihinden iki ay önce öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak hakkının 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ancak somut olayda icra takibinin 2 yıllık süre geçtikten sonra yapıldığı ve davalı hakkında uzamış ceza zamanaşımı uygulanamayacağı, zira davalının davacıya karşı bir haksız fiilinin bulunmadığı, ayrıca ceza dosyasında da taraf olmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının borcunun haksız fiile dayandığını, fiil suç olduğu için talebin uzamış zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davalının kötü niyetli olarak alacağı olmadığını bildiği halde çeki tahsil ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, çek fotokopisi, … Bankasının 17/12/2019 tarihli yazı cevabı ve ekindeki belgeler, Mersin Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden gönderilen örneği ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sebepsiz olarak tahsil edildiği iddia edilen çek bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan davada, davalı tarafından bankaya ibraz edilmek suretiyle tahsil edilen çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını, bir dönem davacı yanında çalışan …’nun davacının bilgisi ve rızası dışında çeki düzenleyip imzaladığını, davalının çekin sahte olduğunu bildiği halde alacaklı olmadığı çeki tahsil ettiğini, çek bedelinin iadesi için başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptallini istemiş, davalı cevabında, iyiniyetli hamil olduğunu, davalının ceza davasının tarafı olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiş, ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtilaf, davaya konu olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin ne olduğu ve mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu çekin davalı tarafından muhatap bankaya 30/11/2007 tarihinde ibraz edilip tahsil edildiği banka yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı ile sabittir. İşbu davaya konu icra takibi de 10/10/2013 tarihinde açılmıştır.
Her ne kadar davacı yan davanın haksız fiile dayandığını ve konusunun suç teşkil etmesi nedeniyle olaya uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini iddia etse de, davalı hakkında açılmış bir ceza davası bulunmadığı, davalının çeki dava dışı … Yapı Ltd. Şti’den ciro yoluyla aldığı, davalının davacıya karşı haksız fiil teşkil eden eylemi bulunmadığından somut olaya uzamış ceza zamanaşımının uygulanması mümkün olmayıp, davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, olayda TBK’nın 77 vd. Maddelerinin (BK’nın 61 vd. maddelerinin) uygulanmasını gerektiği, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı bakımından zamanaşımı süresini düzenleyen TBK’nin 82. (BK’nin 66) maddesinde belirtilen iki ve on yıllık sürelerin, uygulanması gerektiği anlaşılmakta olup, davacının aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Takibin dayanağı olan çek davalı tarafça 30/11/2007 tarihinde tahsil edilmiş olup, hesap sahibi olan davacının kural olarak bu tarihte ödemeyi öğrendiğinin kabulü gerekir. Ancak davacı 03/11/2010 tarihli savcılık ifadesinde ödemeyi iki ay önce öğrendiğini beyan ettiğinden, davacının ödemeyi öğrendiği en geç tarih Eylül 2010 kabul edilse bile 2 yıllık zamanaşımı süresinin Eylül 2012’de dolduğu, davacı tarafça iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 10/10/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığından ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00.TL’nin altında kalması nedeniyle KESİN olmak üzere 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır