Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/460 E. 2022/1733 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/460
KARAR NO : 2022/1733
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2017/… Esas, 2019/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : 1 -… -TCNO:…, …
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …,
DAVALI : … –
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas ve 2019/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil sektöründe çalışan bir şirket olduğunu, bünyesinde 2.500’e yakın işçisi olduğunu, yemek hizmetlerini kuruluşundan bu yana taşeron şirketlerden sağladığını, davalılardan … ile 21.01.2009 tarihinde sözleşme imzalandığını, 01.02.2009 tarihinden itibaren bu şirketten yemek alımı yapılmaya başlandığını, 2014 yılının Mayıs ayında müvekkili şirketin insan kaynakları departmanında ortaya çıkan usulsüzlük ve yolsuzluk üzerine dört kişinin işine son verildiğini, diğer davalı …’ın izne gönderildiğini ve bilgisayarında araştırma yapıldığını, bir takım maillere rastlandığını, davalı … tarafından …’ya kesilecek faturaların işçilik bedeli altında fazla kesilmesi talimatı yer alan maillerin … Yemekçilik Yetkilisi … ile birlikte bilgi amaçlı davalı …’a gönderildiği, yapılan araştırmalar sonucu davalıların birlikte hareket ederek müvekkili şirkete yenilmemiş yemekleri usulsüz fatura ederek toplam 280.000,00.TL’yi fazladan tahsil ettiklerini, davalıların fazladan fatura kesmek suretiyle fazladan tahsil ettikleri 280.000,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

Davalı … Yemek Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin Adana’da kurulu bulunan … Ticaret ve Sanayi T.A.Ş. işyerinde ve davacı … Ticaret ve Sanayi İşletmeleri T.A.Ş. tarafından verilen talimat ile münhasıran … Ticaret ve Sanayi İşletmeleri T.A.Ş. bünyesinde görev yapan kadrolu ve müteahhit işçilere yemek servisi sunmak için 21.01.2009 tarihinde imzalanan sözleşme ile kesintisiz yemek üretimi hizmeti sunmak için kurulduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafından muvazaalı olarak kurulduğunu, müvekkili şirketin kurulması ve işletme sermayesi oluşturması amacı ile taraflar arasında sözleşme imzalanmadan yemek bedeli faturası karşılığı 50.000,00.TL’nin müvekkili şirkete davacı şirket tarafından ödendiğini, bu ödeme ile tüm masraflar karşılanarak kurucu ortaklar … ve … tarafından 15 Ocak 2009 tarihinde kurulduğunu, 01.02.2009 tarihinde de fiili yemek hizmetlerinin de resmen kurucu asıl işverene verilmeye başlandığını, davacı ile davalı müvekkili arasında dışarıya karşı sırf şekil şartını yerine getirmek için götürü satın alma sözleşmesi yapıldığını, müvekkili şirketin kurulduğu günden itibaren tüm masraf ve ödemelerinin kurucu-asıl işveren tarafından karşılandığını, davacı tarafından 15.05.2014 tarihinden itibaren …’ye para transferi yapılmadığını, müvekkilin davacı şirketten 462.670,93.TL alacağının olduğunu, bununla ilgili olarak alacak davası açıldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dilekçesindeki beyanlarının aksine müvekkilinin davalı … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ile hiç bir bağlantısı bulunmadığını, davacı şirketin talimatı ile diğer davalı şirketin teşekkül ettirildiğini, … T.A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürünün onayı ile müvekkili …’ın … işçi ve çalışanı olarak verilen görev ve talimat doğrultusunda bu süreci takip ettiğini, davanın müvekkili yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacı şirketin yemek maliyetini azaltmak için davalı şirketi kurduğunu, bunun için davalı şirketten 50.000,00.TL fatura alınarak şirkete katkı sağlandığını, şirket içindeki usulsüzlüğü ortaya çıkaranın bizzat müvekkili olduğunu, müvekkilinin davacı tarafın beyanlarının aksine yıllık izine gönderilmediğini, usulsüzlük yapan kişiler hakkında şirketin kayıtsız kalması, tekrardan çalıştırılması karşısında Adana 7. Noterliği’nin 02.01.2014 tarihli belgesi ile emeklilik nedeni ile hizmet akdini feshettiğini, davacının hukuki dayanaktan uzak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıya yemek hizmetinin sunulduğu, ancak işçilik giderinin de faturalara konu edildiği, taraflar arasında düzenlenen 21.01.2009 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde “Firma müşterinin yemek içinde çalıştırdığı işçilerinden dolayı yasaların kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getireceği, çalışanların işin gereği yapılacak tüm mesai ödemeleri, yıllık izin, ihbar ve kıdem tazminatı yükümlülüklerini firma tarafından karşılanacağının” düzenlendiği, sözleşmede işçilik giderlerinden davacı şirketin sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşme gereğince işçilik giderlerinden davacının sorumlu olmadığı bu nedenle davaya konu edilen ve faturalarda belirtilen 280.000,00.TL’lik bedel yönünden davacı şirketin sorumlu olmadığı, davalının işçilik giderlerinden sorumlu olduğu, her nekadar davalı şirket vekili tarafından; davalı şirketin, davacı şirketin resmen kurucu olduğunu, davalı şirketin muvazalı şekilde kurulduğu, davalı şirketin giderlerinin davacı şirket tarafından karşılanığı bu nedenle davalı şirketin sorumluluğunun olmadığı belirtilmiş ise de; davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kaydedilmiş tüzel kişiliğe haiz bir şirket olması ve taraflara arasında yazılı sözleşme yapılmış olması nedenleri yapılan sözleşme ile tarafların bağlı olması karşısında davalı şirketin bu yöndeki savunmasının yerinde görülmediği, her nekadar davalı … hakkında da davalı şirket ile ilgili olduğundan bahisle dava açılmış ise de; dosya kapsamı içerisnde bulunan 15 Ekim 2010 Tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde davalı …nin şirket ortaklarının … ve … olduğunun yer aldığı, bu davalının, davalı şirketin resmi ortağı veya temsilcisi olmadığı, bu nedenle davacı ile davalı şirket arasında sözleşmeden kaynaklanan alacak ilişkisinden davalının sorumlu tutulamayacağı, bu davalının da sorumlu olduğuna ilişkin sözleşme veya resmi belge sunulmadığı, davalı …’ın davaya konu alacak miktarından sorumlu olduğunun ispat edilemediği değerlendirilmiş açıklanan nedenlerle davacı tarafından davalı …’a açılan davanın reddine, davacı tarafından davalı … Tic. San. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kabulü ile 280.000,00.TL’nin dava tarihi olan 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; insan kaynakları direktörü idare amiri olan davalı …’ın işçilik bedeli altında toplam 280.000,00.TL’yi faturalara ilave ettirdiğini, bu faturalara kendisi ve kendisine bağlı birimin personellerinin kabul onayının bulunduğunu, ortaklaşa fiyat tespitinde bulunduğunu, davalının idari amir olarak idari işler ve sosyal hizmetler şefi …’dan faturaları işçilik bedelleri ilave etmesi halinde talimat verdiğini, bu durumun maillerden ve savunmalardan açıkça anlaşıldığını, fatura onaylarını davalı ve ona bağlı birim personellerinden olan Güvenlik, İdari ve Sosyal Hizmet uzmanlarının yaptığını, davalının üst düzey yönetici olduğunu, imza yetkilisinin bulunduğunu, sözleşme dışı hareket ederek, verdiği emir ve talimatlarla davacı şirketi zarara uğrattığını, zarardan davalı şirket ile birlikte …’ın da müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının eşinin davalı şirketin vekili olduğunu, yine davalı … firmasının münferiden yetkilisi …’in de vekili olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki 10/12/2018 tarihli iç yazışma formu başlıklı belge, 50.000,00.TL tutarındaki fatura, şirket mailleri ve faturalardan açık ve net bir şekilde belli olduğu üzere davalı şirketin davacı şirket tarafından muvazaalı kurulduğunu, sermaye oluşturmak amacıyla sözleşmeden önce yemek bedelinin faturası düzenlendiğini ve 50.000,00.TL’lik ödemenin şirket sahibi …ve şirket Ceo’su …’nin emir, talimat ve onayı ile yapıldığını, davalı şirketin tamamen davacının emir ve talimatı ile çalıştığını, ortada 2 şirketin bulunmadığını, tüm sorumluluğun … T.A.Ş.’de olduğunu, iç yazışma formu başlıklı belgede, yeni kurulacak yemek firmasının personel ve özlük işlerinin … tarafından kontrol edilmesi, ücret, sigorta, yıllık izin, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş güvencesi tazminatı, v.b. yükümlülüklerinin yemek bedeline ilave edilerek … T.A.Ş tarafından karşılanması şeklinde faturalarda düzenlendiğini, 2009’dan itibaren fatura ve fatura içeriklerinin incelenmesinde su, elektrik, personel taşıma ve benzer giderlerinin yemek bedeline ilave edilerek davacı tarafından karşıladığı ve fesihe kadar bu şekilde uygulama ve faturalandırmanın böyle yapıldığını, maillerde de faturalandırmanın ne şekilde gerçekleşeceği ile ilgili personele bildirildiğini, davacının da bu şekilde düzenlenen faturaları ödediğini, işçilik giderleri yanında elektrik, su, doğalgaz, personel taşıma gibi giderlerin de faturalara yemek bedeli olarak ilave edildiğini, 21/01/2019 tarihli sözleşmenin görünürde bir sözleşme olduğunu, uygulamada asıl olan 10/12/2018 tarihli iş yazışma formu olduğunu, bu davanın açılış nedeninin müvekkili şirketin açtığı itirazın iptali davası olduğunu, bu dosya ilamı dikkate alındığında, müvekkilinin borcunun olmadığını, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun sabit olduğunu, 22/08/2019 tarihli raporda faturaların tamamının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu ve içeriğine itiraz edildiğine dair belgenin bulunmadığının belirtildiğini, TTK’nin 21/2. maddesine göre fatura münderacatı kabul edilmiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, taraflar arasında imzalanan 21/01/2009 tarihli Hizmet alım sözleşmesi, faturalar, mailler, İç Yazışma Formu isimli belge, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hizmet alım sözleşmesine aykırı olarak tahsil edildiği iddia edilen 280.000,00.TL’nin davalı firma ve davacı çalışanı olan diğer davalıdan tahsili için açılan alacak davasıdır.
Davacı işbu davada, davacı şirket ile davalı şirket arasında yemek hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının davacı şirkette İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalışıp bir çok yetkisi olduğunu, insan kaynakları departmanında çıkan yolsuzluk üzerine araştırma yapıldığını, davalı şirket tarafından davacıya yenilmemiş yemeklerin fatura edildiğinin ve davacıdan 280.000,00.TL fazla tahsil edildiğinin belirlendiğini, bu faturaların ödeme emrinin ita amiri olarak bizzat davalı … tarafından verildiğini, davalı şirket ile diğer davalı arasında organik ve fiili bağ olduğunu ileri sürerek 280.000,00.TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davalı şirketin muvazaalı olarak davacı şirket tarafından kurdurulduğunu, sermayesinin dahi davacı şirket tarafından karşılandığını, davalı şirketin işçilik dahil tüm giderlerinden davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, ilk derece mahkemesince davalı şirkete karşı açılan davanın kabulüne, davalı … hakkında açılan davanın reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.

İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı ile davalı şirket arasında 21/01/2009 tarihinde yemek hizmetine ilişkin Götürü Satınalma Sözleşmesi imzalandığı konusunda bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık davalı şirket tarafından davacıdan yemek hizmeti faturası adı altında yemek hizmeti dışında işçilik ücretleri için fazladan para tahsilatı yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bunun iadesinin gerekip gerekmediği, iadesi gerekiyor ise bundan kimin sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince taraflarca dayanılan deliller toplandıktan sonra, uyuşmazlık konusu hakkında 3 ayrı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, son alınan bilirkişi rapor ve ek raporu esas alınıp karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden ve bilirkişi raporlarından, davalı şirket tarafından yemek bedeli adı altında düzenlenen bir kısım faturalarda yemek bedeli dışında işçilik giderlerinin de faturalara konu edilip fazladan 280.000,00.TL tahsilat yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı firma arasında imzalanan 21/01/2009 tarihli sözleşmenin 7.6. maddesinde, “Firma müşterinin yemek işinde çalıştırdığı işçilerinden dolayı yasaların kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirecektir. Çalışanların işin gereği yapılacak tüm mesai ödemeleri, yıllık izin, ihbar ve kıdem tazminatı yükümlülükleri firma tarafından karşılanacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davalı şirketten yemek hizmeti satın alan davacı şirketin, davalı şirket çalışanlarının işçilik giderlerinden sorumlu olabilmesi için taraflar arasında bu konuda imzalanmış bir sözleşmenin bulunması gerekmektedir. Anılan sözleşmede işçilik giderlerinden davacı şirketin sorumlu olduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi aksine tüm işçilik giderlerinin davalı hizmet veren firma tarafından karşılanacağı kabul ve taahhüt edilmiştir. Öte yandan her ne kadar davalı şirket tarafından; davalı şirketin, davacı şirketin resmen kurucusu olduğu, davalı şirketin muvazalı şekilde kurdurulduğu, davalı şirketin giderlerinin davacı şirket tarafından karşılanığı bu nedenle davalı şirketin işçilik giderlerinden bir sorumluluğunun olmadığı iddia edilmiş ise de, her iki şirketin ayrı tüzelkişilikler olduğu, yine gerek şirketlerin kuruluşu sırasında gerekse devirlerden sonra her iki şirketin ortalarının ayrı kişiler olduğu, ortada şirketler tarafından imzalanıp hükümleri kendilerini bağlayan bir sözleşme bulunduğu, bu sözleşmenin varlığı karşısında, taraflarca ortak olarak imza edilmeyen İç Yazışma Formu isimli belgeye üstünlük tanınmasının mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmenin imzalandığı 21/01/2009 tarihinden bu yana davalı işçilerinin ücret dahil tüm işçilik giderlerinin davacı tarafından karşılandığı da davalı tarafça ispat edilemediğinden, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince işçilik giderlerinden de davalı şirket sorumlu olduğundan, davaya konu edilen ve faturalarda belirtilen 280.000,00.TL’lik bedel yönünden davalı şirket hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Davacı taraf, davalı şirket ile davalı … arasında fiili ve organik bağ olduğunu, davalı şirketin onun tarafından kurdurulduğunu, davacı şirkette İnsan Kaynakları Direktörü olarak çalışan ve bu nedenle şirketin hak ve menfaatlerini koruması gereken davalı …’ın, davalı şirketle birlikte hareket edip sözleşmede hüküm olmamasına rağmen kendisine bağlı birim personellerine verdiği emir ve talimatla işçilik bedeli altında davacı şirketin fazladan 280.000,00.TL ödeme yapmasına neden olduğunu, bu nedenle onun yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini iddia etse de, davalı şirket ile davalı … arasında resmi bir bağ bulunmadığı, adı geçen kişinin davalı şirketin ortağı olmadığı gibi şirketin onun tarafından kurdurulduğunun da ispat edilemediği, avukat olan eşinin davalı şirketin ve o şirkette çalışan işçilerin avukatlığını yapmasının taraflar arasında organik bağ olarak kabul edilemeyeceği, davaya konu faturaların davalı şirket tarafından düzenlenip davacı şirkete teslim edildiği, bu nedenle davalı …’ın faturaların düzenlenmesine ve içeriğine bir etkisinin olamayacağı, aksinin de davacı tarafça ispat edilemediği, ödenme yapılması talebiyle davacı şirkete gönderilen faturaların kontrolünün ve ödenmesinden salt davalının sorumluluğunda olmadığı, dosyaya sunulan fatura fotokopilerinin arka sayfalarında …’ın imzası yanında Güvenlik İdari ve Sos. Hiz. Uzmanı, Güvenlik İdari ve Sos. Hiz. Şefi ve İnsan Kaynakları Şefi’nin de imzasının bulunduğu ve başka bir birim olan muhasebe ve finansman bölümü tarafından ödeme yapıldığı anlaşıldığından, davacı yanın yapılan fazla ödemeden davalı …’ın da sorumlu olduğuna yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas ve 2019/… karar sayılı kararına karşı davalı şirket vekili ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2)a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 19.126,80.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.782,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14.344,8‬0.TL harcın davalı …… Ltd. Şti.’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
7)-Kararın dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır