Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/444 E. 2022/626 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/444
KARAR NO : 2022/626
KARAR TARİHİ : 23/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2019
NUMARASI : 2017/… ESAS-2019/… KARAR
DAVACILAR :1-… –
2-……NŞAAT ELETRİK MÜHENDİSLİK TAAHHÜT PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ-
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … -… Elektirik Dağıtım A.Ş …
DAVA : Alacak ve Teminat Mektuplarının İadesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin elektrik arıza onarım bakım konularında ihale ile iş alan taahhüt şirketi olduğunu, davalının ise ihale veren dağıtım şirketi olup taraflar arasında 09.11.2012 tarihli 2012/… ihale numaralı sözleşme düzenlendiğini, düzenlenen sözleşme ile davacının Gaziantep ili ve ilçelerinin arıza, onarım, bakım işini üstlendiğini, işin kesin kabulünün 16.04.2015 tarihinde yapıldığını, sözleşme uyarınca davacı tarafın davalıya Bank Asya tarafından düzenlenen 08.11.2012 tarih … seri numaralı 228.000,00.TL tutarlı ve … Katılım Bankası tarafından düzenlenen 08.11.2012 tarih … seri numaralı 228.000,00.TL tutarlı teminat mektubu verdiğini, işin üstlenildiği döneme ilişkin işçi …’in iş kazası sonucu vefatından dolayı açılan Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası ile görülen tazminat davası derdest olmakla birlikte bu zararların davacı tarafça yaptırılan sigorta güvencesi altında olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.4.1. maddesi uyarınca teminat mektuplarının iadesi gerekirken davalı tarafın bundan kaçındığını, emsal teşkil eden Yüksek Mahkeme kararları çerçevesinde devam eden iş davasının olmaması, SGK ilişkisiz yazısı, kesin kabuller, geçici kabullerin yapılmış olmasına rağmen davalı şirketin toplamda 456.000,00.TL’lik kesin ve süresiz teminat mektubunu elinde tutmakta olduğunu, oysa ki sözleşme gereğince geçici kabul yapılması ile mektupların yarısını garanti süresinin dolması ile de mektupların kalan diğer yarısını iade etmesi gerektiğini, davacı müvekkilinin 3 yıl önce geçici kabulleri ve kesin kabullerinin yapıldığını, davalı kurumun, geçici ve kesin kabul tarihlerinden itibaren dava dışı bankalara müvekkilinin ödediği komisyon ve zararlardan sorumlu olduğunu, işbu dava konusunun teminat mektuplarının iadesi ve ödenen zararların faizi ile tahsili istemi olup izah edilen hususlar çerçevesinde davalı kurumun teminat mektubu kesin ve süresiz olduğu için her an bu mektupları paraya çevirme tehlikesi mevcut olup paraya çevirdiği takdirde telafisi imkansız zararlar doğacağını, tedbiren bu teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin de durdurulmasına ve belirtilen teminat mektuplarının iadesi ve davacı tarafça ödenen 1.000,00.TL komisyon ile 1.000,00.TL kar kaybının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu teminat mektuplarının iade edilmeme nedeni ihale sözleşmesi uyarınca davacının sorumluluğunda olan ancak asıl işveren/iş sahibi sıfatıyla davalı şirkete karşı açılan ve derdest davalardan kaynaklı risk olduğunu bu nedenle davanın haksız olduğu belirtilerek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile; davacı taraf işçiler tarafından açılan davaların işveren mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığını ve davalı için risk oluşturmadığını ileri sürmüş olmakla birlikte işveren mali sorumluluk sigortası hak sahibine karşı asıl sorumlu/borçlu kişinin sorumluluğunu sona erdiren bir neden değildir. Sigorta poliçesi ile sigortacı, asıl borçlunun/sorumlunun yanında belirli bir limitle asıl borçlunun sorumluluğunu teminat altına aldığı bu nedenle davacı yüklenicilerin işçilere karşı mali sorumluluğunun sigortalanması, davalı tarafın riskini sona erdiren ve teminat mektuplarının iadesini gerektiren bir vakıa olmadığı, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin raporda davalı tarafın cevaplarına esas oluşturan listedeki tüm dava dosyaları değerlendirilmemiş olmakla birlikte incelemesi yapılan 6 dosyaya ilişkin tespitler hüküm için yeterli görüldüğünden bilirkişiden incelenmeyen mahkeme dosyaları için ek rapor alınması gereği duyulmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmesi iş hukuku açısından, 4857 sayılı İş Kanunu 2/IV maddesine göre ‘asıl işveren-alt işveren’ ilişkisi doğurduğu buna göre işçilerin işçilik alacaklarından dolayı alt işveren (yüklenici) asıl işverenle (idare) birlikte müteselsil olarak sorumlu olduğu, iç ilişkiye göre işçilik giderlerinden sorumluluk hizmet alımını üstlenen (davacı) şirketlere ait olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 23.3 maddesine göre teminatların iadesi için yüklenicinin işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespiti gerektiği, davacıların sözleşme uyarınca idareye borcunun olmadığının tespit edilebilmesi için yüklenicinin istihdam ettiği işçiler tarafından açılan davaların sonuçlanması, hükümlerin kesinleşmesi ve haklarının ödenerek sorumluluğun netleşmesi gerektiği, derdest bir davada alınan raporlar, henüz kesinleşmeyen hükümler veya kesinleşmiş olsa bile ödenmeyen hükme konu tutarlar (işleyecek faiz yönünden) yüklenicinin sorumluluğunu değiştirecek olgular olduğu, sonuç olarak yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin işçilik hakları ödenip idare ibra edilmeden davalı tarafın teminat mektuplarını iade yükümlülüğü doğmayacağı, bilirkişi raporunda incelenen derdest dosyaların bir kısmı için idare riski belirlenirken mahkeme tarafından alınan kusur raporu esas alınmış olmakla birlikte bu davalar müteselsil sorumluluk esasına dayandığından yüklenicilerin kusur oranı tek başına hükmedilecek tazminat miktarı konusunda belirleyici olmayacağı, kaldı ki az önce belirtildiği gibi yargılama bitip dava konusu olay nedeniyle idare ibra edilmediği sürece davalı idarenin riskinin kesin ve tam olarak belirlenme imkanı bulunmadığı bu nedenlerle bilirkişinin miktar/rakam olarak belirlediği risk tutarı hükme esas kabul edilmediği keza bilirkişinin bazı dosyalardaki dava konusu olaylar için sigorta teminatı bulunduğu yönündeki görüş de belirtilen nedenlerle teminat mektuplarının iadesi sonucunu doğuracak bir vakıa olarak kabul edilmediği, davacı yüklenicilerin sözleşme konusu iş nedeniyle davalı-idareye borçlarının kalmadığı hususu mevcut riskler nedeniyle sabit olmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf talebi ile; davanın ihale ile asıl işveren davalıdan iş alan davacı şirketlerin davalı nezdinde bulunan iki adet kesin ve süresiz nitelikte 456.000,00.TL tutarında teminat mektubunun iadesi istemli olduğunu, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, 31.03.2014 tarihinde biten bir iş için davalı şirket elinde 456.000,00.TL’lik kesin ve süresiz teminat mektubu bulundurmakta olup iade etmediğini, işin üzerinden 6 yıl geçtiğini, davacı şirketlerin ihale ile aldığı işin süresi yani sözleşme süresinin 15.05.2013 tarihinden 31.03.2014 tarihleri arasında 10 ay 15 gün olduğunu, devam eden işçilik alacakları dosyasında çalışan işçilerin asıl işverene bağlı olarak 7-8 yıldır çalışan işçiler olduğunu, yine bu işçilerin çalışmasının davacı şirketlerden sonrada devam ettiğini, davacıların son işveren olmadığını, emsal teşkil eden Yargıtay kararları gözetilmeksizin mahkemece karar verildiğini tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla ‘Alacak ve Teminat Mektuplarının İadesi’ talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalıya teminat mektubu verildiğini, davacının edimlerini yerine getirdiğini, teminat mektuplarının iadesi ile teminat mektubu komisyon bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin davanın reddini savunduğu ve ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme kapsamında alınan teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 09/11/2012 tarihli sözleşmenin 14.4 maddesinde kesin teminat ve ek kesin teminatın geri verilmesi düzenlenmiş olup, 12.4.1 maddesinde “taahhüdün, sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten ve sosyal güvenlik kurumundan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı garanti süresi dolduktan sonra kalanı yükleniciye iade edilecektir” düzenlemesine yer verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca teminat mektuplarının iadesi için yüklenicinin idareye borçlu olmamasının gerektiği, ilk derece mahkemesi tarafından alınan ve Dairemizce de denetime elverişli ve hüküm tesisine yeterli görülen, 31/01/2019 tarihli ve 13/06/2019 tarihli ek raporlardan anlaşıldığı üzere dava dışı işçilerce taraflara karşı açılan ve devam eden davalar bulunduğu, dava konusu teminat mektubunun alınmasının gerektiren muhtemel risklerin devam ettiği anlaşılmakla, teminat mektubu iade şartlarının gerçekleşmediği ve ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 23/05/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır