Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/400 E. 2022/618 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/400
KARAR NO : 2022/618
KARAR TARİHİ : 13/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
YAZIM TARİHİ : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … isimli kişinin şirket bünyesinde 24/10/2007 tarihinden 29.02.2016 tarihine kadar şirket yöneticisi olarak çalıştığını, şirkete Ar-ge birimi kurulmasının kararlaştırıldığı tarihlerde davalı kişinin bu birimin başına geçirilmek üzere müvekkili davacı şirket tarafından eğitime gönderildiğini, kursu bitirmesinin ardından bu tarihten işten kendi rızası ile ayrıldığını, 29/02/2016 tarihine kadar Ar-ge birimi yöneticisi olarak çalıştığını, müvekkili şirkete bağlı olarak eğitime gönderdiği diğer üç personel için toplam 25.000,00.TL ödeme yaptığını, bu eğitimi alan personelin müvekkil şirketin rakibi olan başka firmada çalışıyor olmasının müvekkili zarara uğrattığını, çalıştığı dönem ve şirket yöneticisi olarak çalıştığı dönemlerde davalı tarafın, şirketin teknolojik ve ticari sırlarına vakıf olduğunu, bu nitelikler sebebiyle kendisi ile şirkette rekabet etmeyeceğine dair 20.000,00.TL cezai şart içeren bir sözleşme imzalandığını, çalışma süresinin iş sözleşmesinin bitiminden itibaren iki yıl ile sınırlandırıldığını, sözleşmeye aykırılığın haksız rekabet sonucu doğuracağını, davalı ile imzalanan haksız rekabet sözleşmesi’nin 3. maddesi gereği rakip şirkette olan iş akdinin sonlandırılması gerektiğini, sözleşmeye aykırılık sebebiyle kararlaştırılan 20.000,00.TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan zararı için fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesini ve haksız rekabetin sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; işçi işveren ilişkisi kapsamındaki işbu davada İş Mahkemesi’nin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, esas yönünden ise müvekkil işçinin davacı şirket bünyesinde 29/02/2016 tarihine kadar şirket yöneticisi olarak çalıştığını iddia edilmiş olması hususunun gerçek duruma aykırı olduğunu, müvekkilinin işçi statüsünde davacı şirkette çalıştığını, davacı tarafından iddia edildiği üzere davalı işçinin Ar-ge birim yöneticisi olarak çalışmadığını, delil olarak gösterilen Ar-ge sözleşmesi ve ilgili evraklardan esasen davacı şirkette ilgili bölümün kağıt üzerinde kurulması ve teşvik alınması amacıyla düzenlendiğini ve hatta davalının proje elemanı olarak göründüğünü, rekabet yasağı sözleşmesinin işçiye baskı ile imza atılmış olduğunu, eğitim tarihi ile rekabet yasağı sözleşmesi tarihi arasında çok uzunca bir zaman olduğunu, rekabet yasağı sözleşmesinin müvekkili işçinin çalışma hürriyetini kısıtladığını, geçersiz olduğunu ve bağlayıcı olmadığını, davacı firmanın Adana ilinde faaliyet gösterdiğini, rekabet yasağı sözleşmesinde işverenin faaliyet gösterdiği bölgeler olarak sınırlama getirildiğini ancak davalı tarafın son çalıştığı yerin Hatay il sınırları içerisinde olduğunu, sözleşmede açık bir sınırlama getirilmediğini, sözleşmenin davacının üretim faaliyetleri ile ilgili olduğunu, ancak müvekkilin şu anda çalıştığı işyerinde ise satış ve pazarlama safhasında görev yaptığını, rekabet yasağı sözleşmesinin koşullarının oluşmadığını, davalı işçinin bu iş yerinden ayrıldıktan sonra hayatını idame ettirebilmek amacıyla Adana’da … Mühendislik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde lojistik elemanı olarak çalıştığını, işi öğrendikten sonra halen çalışmakta olduğu … At Limited Şirketi’nde işe başladığını, bu şirketteki görevinin de pazarlama elemanı olduğunu, iş akdinin feshinden sonra davacı şirkete dava açmaması temin için davacı şirket tarafından imzalatılan teminat senedinin 33.900,00.TL yazılarak bu tutar üzerinden Adana 3. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasıyla takibe başladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle;,…Somut olayda davalının dava dışı … Tel ve Tel ürünleri Demir Çelik Mamülleri İth. İhr. Ltd. Şti’nde Pazarlama Müdürlüğünde pazarlamacı sıfatıyla işe başlamış olduğu ve ilgili şirketin imalatçı olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalının davacı şirketteki pozisyonu itibari ile davacı şirketin sır niteliğinde sayılabilecek bilgilerine sahip olduğu ihtilafsız olsa bile imalat aşamasına ilişkin bu sırların imalat yapılmayan bir şirkette kullanılmasının mümkün olmaması, davalının dava dışı şirkette pazarlamacı olarak çalışmadığı iddiasının dava dışı şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile dayanaksız kalması, sadece rakip firmada çalışmanın haksız rekabet koşullarını oluşturmaması,davacı şirketin çelik-tel gibi malzemelerin üretiminde kullanılan sırlarının üretim yapmayan başka bir şirkette çalışan davalı tarafça bilinmesinin davacı şirkete zarar verebilme risk ve ihtimalinin olmaması hususları göz önüne alınarak davalının haksız rekabet yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davalının bu davranışı nedeniyle davacı şirketin uğradığı bir zararın mevcut olduğu hususunun ispat edilemediği, davalının yalnızca aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirkette çalışmasının haksız rekabette bulunduğu anlamına gelmeyeceği ve cezai şartın koşullarının ve tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılarak ispatlanamayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ve dava dışı şirketin davalıyı rekabet yasağı ve sorumluluktan kurtarmak için pazarlama bölümünde çalıştırılıyor gösterildiği kanaatinde olduklarını, davalının vasıfsız işçi olmadığını, davalının kendi şirketlerinde AR-GE müdürü olarak çalıştığını, Ticaret Sicil Gazetesi’nde AR-GE müdürü olarak atandığının ilan edildiğini, bu nedenle davalının daha az teknik bilgi gerektiren pazarlama bölümünde çalıştığı iddiasının olağan akışa aykırı olduğunu, bu hususun yeterince araştırılmadığını, rapora göre davalının çalıştığı şirkette imalat yapıldığını, ayrıca davalı şirketin AR-GE bölümünün olup olmadığı ve kimlerin imalattan sorumlu olduğu ve teknik detaylarla ilgili olduğunun da araştırılmadığını, davalının fiili çalışma durumunun araştırılmadığını, dava dışı şirketin harici alım bilgilerine göre bu şirkette ham madde aldığını ve makine ve ekipman konusunda başkaca şirketlerle görüştüğünü, davalının AR-GE’de çalıştığını, müşteri bilgileri dahil her şeyi bildiğini, gittiği şirkette ne olarak çalışırsa çalışsın önceki bilgileri götürme ihtimalinin bulunduğunu, imalat yapmıyor olmasının rekabet yasağı ihlalinin olmadığı anlamına gelmeyeceğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların beyan ve dilekçeleri, 17/10/2014 tarihli Rekabet Yasağı Sözleşmesi, SGK yazı cevapları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Rekabet Yasağı Sözleşmesinden kaynaklı cezai şart ve sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nin 444. maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” Aynı Kanunun rekabet yasağının sınırlandırılmasına ilişkin 445. maddesinde ise “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda taraflar arasında 17/10/2014 tarihli “Rekabet Yasağı Sözleşmesi” imzalandığı, davalının anılan sözleşmenin 2.maddesine göre, sözleşmenin sona ermesinden sonra iki yıl süre ile işverenin faaliyet gösterdiği bölgeler ve faaliyet alanlarında işverene karşı rekabet etmekten, kendi hesabına işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan…vs kaçınacağı aksi durumda cezai şart olarak 20.000,00.TL ödemekle yükümlü olduğunu taahhüt ettiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesi’nce taraflarca dayanılan deliller toplandıktan sonra Adana ve Dörtyol Mahkemelerine talimat yazılarak, davacı şirketin ve davalının çalıştığı dava dışı … At Tel ve Tel ürünleri Demir Çelik Mamülleri İth. İhr. Ltd. Şti’nin defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak ilgili firmaların faaliyet konularının, davalı çalışanın ilgili şirketlerde hangi posizyonda çalıştığının, görev alanının, fiilen hangi konumda istihdam edildiğinin tespiti ve ayrıca davalının çalıştığı dava dışı şirketteki pozisyonunun davacı şirkete ait ticari sırları kullanmasına imkan sağlayıp sağlamadığının, davalının dava dışı çalıştığı şirkette davacı şirkete ait mesleki sırları kullanıp kullanmadığı veya kullanma imkanını bulunup bulunmadığının, davalının çalıştığı her iki şirketteki fiili pozisyonunun ve bu şirketlerin fiili çalışma alanlarının, şirketlerin (davacı ve dava dışı … at şirketi) aynı iş kolunda aynı faaliyeti gerçekleştirip gerçekleştirmediklerinin ve dava dışı şirketin imalat yapıp yapmadığının irdelenerek rapor tanzim edilmesi istenmiş, bilirkişilerce raporlar ve itiraz üzerine ek rapor düzenlenip dosyaya sunulmuştur
Ticaret Sicil Müdürlüğü ve SGK yazı cevapları, mahkemece alınan bilirkişi raporları ve ek rapor ile tüm dosya kapsamından, davalının davacı şirkette AR-GE müdürü olarak çalışırken dava dışı şirkette pazarlamacı olarak işe alındığı ve fiilen bu görevi yaptığı, davalının davacı şirketin Adana Şubesinde çalışmasına karşın, dava dışı şirketin Hatay/Dörtyol’da faaliyet gösterdiği, dava dışı şirketin faaliyet konusunun çivi, çelik hasır, tel mamül, inşaat demiri, dikiş teli gibi mamüller ile ilgili olduğu, şirket ana sözleşmesinde şirketin faaliyet alanlarının imalat ve satış olarak yer aldığı fakat yapılan fiili incelemede dava dışı şirketin defter ve kayıtlarında “Genel Üretim Giderleri” gibi imalatçılar tarafından kullanılması zorunlu üretim ve maliyet hesaplarının kullanılmadığı tespit edilerek dava dışı şirketin fiiliyatta imalatçı olmadığı, bu haliyle davalının mevcut çalıştığı yer ve çalıştığı pozisyon nazara anıldığında haksız rekabet koşullarının oluşmadığı, aksi yöndeki iddiaların da davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre ilk derece mahkeme kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 Sayılı HMK’nin 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361/1 maddesince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 13/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır