Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/378 E. 2022/374 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/378
KARAR NO : 2022/374
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI :…
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLİ :Av…
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında 28/12/2017 tarihinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye uygun olarak hizmetlerin görülmeye başlandığını, Ocak 2018 dönemine ait faturaların eksiksiz ödendiğini, 28/02/2018 tarihli 284.408,45.TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli 210.411,71.TL bedelli faturaların davalıya tebliğ edilmesine ve davalı tarafça kayıtlarına alınmasına rağmen ödenmediğini, söz konusu faturaların ödenmesi için Bakırköy 40. Noterliği’nin 14/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının söz konusu faturaları yine de ödemediğini, davalıya 31/03/2018 tarihli 211.226,70.TL bedelli ve 31/03/2018 tarihli 284.408,45.TL bedelli faturaların da gönderildiğini, bu faturalarla birlikte davalının toplam 990.455,31.TL borçlu olduğunu, bunun taraflar arasındaki mutabakat ile kabul edildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine 28/02/2018 tarihli 284.408,45.TL ve 01/03/2018 tarihli 210.411,71.TL bedelli faturalar için Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu belirterek takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayalı aynı alacak için Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı davayı açtığını, davacının mükerrer tahsilat gayesi içinde olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını, Kayseri İcra Müdürlükleri ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davalı şirketin OHAL kapsamında el konulan şirketlerden olduğunu ve davanın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, davacı firmanın taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediklerini, sözleşmeye aykırı olarak başka bir firmaya hizmet devri yaptığını, tüm bildirimlere rağmen sözleşmeye aykırılıkları gidermeyerek yerine getirmediği yükümlülüklerinden dolayı fatura kesmeye devam ettiğini, faturalara itiraz edilmemiş olmasının hizmetin yerine getirildiğini göstermeyeceğini, belirterek davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” ödemenin hangi fatura yada borç için yapıldığı belirtilmemiştir. Bu nedenle TBK’ nın 102. Maddesi gereğince ödemenin icra takibine konu edilen faturalar için yapıldığı ve itirazın iptali davası açılmadan önce borcun tamamen ödenmiş olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda eldeki davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, davanın HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur. İcra takibinin kötü niyetli olarak başladığı konusunda her hangi bir delil bulunmadığından ve kaldıki ödeminin icra takibinden sonra yapıldığı anlaşıldığından davalının tazminat talebi yerinde görülmemiştir. Davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; icra takibinden sonra davada önce yapılan ödemeler düşülerek dava tarihindeki alacak borç hesabının belirlenmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından 12/04/2018 tarihinden önce icra dosyasına itiraz edildiğini, aynı gün içerisinde de icra takibinden sonra 12/04/2018 tarihinde EFT yolu ile müvekkilinin hesabına haricen 833.134,48.TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin icra takibi miktarı kadar da 12/04/2018 tarihinde 157.320,83.TL iade fatura kesildiğini, davalının icra takibine itirazı ve icra takibi kadar iade faturasını aynı gün düzenlemesi ve ödemede açıklama yapılmaması karşısında davalının icra takibini ödeme iradesinin olmadığını ortaya çıkardığını, TBK.nun 102. maddesinin uygulama alanı bulması davalının borcu kabul etmemesi nedeni ile mümkün olmadığını, yapılan ödemenin icra dosyasına mahsubu halinde dahi icra vekalet ücreti ve icra masraflarının müvekkiline ödenmesinin gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; açılan davanın itirazın iptali davası ve para alacağına ilişkin olduğunu, konusu para ile ölçülebilen davalarda vekalet ücretinin maktu değil, nispi hükmedilmesi gerektiğini belirterek, vekalet ücretine yönelik kararın kaldırılmasını ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, Adana 7.İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının sureti, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yazısı ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, faturadan kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, taraflar arasındaki 28/12/2017 tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesi nedeniyle düzenlenen 28/02/2018 tarihli, 284.408,45.TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli, 210.411,71.TL bedelli fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği, bu hususta, Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu iddia edilmiş, davalı ise, icra aynı alacak için Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyanda açılmış dava olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmayıp, Kayseri İcra Müdürlükleri ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davalı şirketin OHAL kapsamında el konulan şirketlerden olduğunu ve davanın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, davacının, sözleşmedeki edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini belirterek, davanın reddini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355.maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 28/12/2017 tarihli İş Sağlığı ve İş Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmedeki imzalara taraflarca itiraz edilmediği, sözleşmenin 9. Maddesinde ihtilaf halinde Adana Mahkemeleri’nin ve İcra Dairelerinin yetkili olacağına dair hüküm bulunduğu, ilk derece mahkemesince HMK.nun 17. maddesi dikkate alınarak, davanın yetki itirazının reddine, TMSF İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığı’ nın 11/01/2019 tarihli yazısı gereği, davalı şirketin fondan bağımsız bir tüzel kişiliği ve taraf ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, davalı vekilinin husumet itirazının reddine karar ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı dosyadaki dava konusunun, sözleşmenin feshi nedeniyle açılmış tazminat davası olması nedeniyle, davalının derdestlik itirazının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygundur.
Davacı tarafından, taraflar arasında imzalanan 28/12/2017 tarihli İş Sağlığı ve İş Güvenliği Hizmetleri Sözleşmesine dayanılarak, davalı şerkete 28/02/2018 tarihli … sayılı 284.408,45.TL, 01/03/2018 tarihli … sayılı 210.411,71.TL, 31/03/2018 tarihli … sayılı 211.226,70.TL ve 31/03/2018 tarihli … sayılı 284.408,45.TL tutarında faturalar düzenlendiği, davacı tarafından, Bakırköy 40. Noterliği’ nce keşide edilen 14/03/2018 tarihli ihtarname ile 28/02/2018 tarihli 284.408,45.TL, 01/03/2018 tarihli 210.411,71.TL tutarındaki faturaların tebliğden itibaren en geç 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, borcun ödenmemesi üzerine Adana 7.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile, davalı hakkında 04/04/2018 tarihinde, 28/02/2018 ve 01/03/2018 tarihli faturalara dayanılarak, 494.820,16.TL asıl alacak, 1.982,67.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 496.802,83.TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davalının itirazı sonucu takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından, icra takibinden sonra banka havalesi ile 12/04/2018 tarihinde 833.134,48.TL ödeme yapılmış, banka havale dekontunda ödemenin hangi borç yada fatura için yapıldığı konusunda her hangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Davalı tarafından ödemenin yapıldığı tarihte 12/04/2018 tarihli 157.320,83.TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlenerek, ihtarname ile davacıya gönderilmiştir.
Mahkemece, taraf defterlerinin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporlarında; icra takibine konu olan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaların BA formu ile vergi dairesine beyan edildiği, böylelikle, takip konusu faturalardaki satışının ispatlanmış olduğu, davalının takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce 12/04/2018 tarihinde 833.134,48.TL ödeme yaptığı, davalının ödeme yaptığı tarihteki toplam borcunun 497.860,25.TL olup, yapılan ödemenin ise 833.134,48.TL olması nedeniyle, davalının takip konusu faturaya ilişkin tüm borcunun sona erdiği, davalı tarafından düzenlenen 157.320,83.TL fiyat farkı faturasının ise davacı tarafından kayıtlara alınmayarak iade edildiği tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı tarafından, icra takibinden sonra, takip borcunun üzerinde olacak şekilde 833.134,48.TL ödeme yapıldığı, ödemenin hangi fatura yada borç için yapıldığı belirtilmediğinden, TBK’ nın 102. maddesi gereğince, ödemenin icra takibine konu edilen faturalar için yapıldığı ve dava açılmasından önce borcun tamamen ödendiği, bu nedenle davacının, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
1-)Davacı vekilinin istinaf sebepleri yönünden;
Davacı tarafından, davalının icra takibinden sonra, banka yoluyla ödeme yaptığı tarihte, aynı zamanda iade faturası düzenlemiş olması nedeniyle TBK.nun 102. Maddesinin uygulanamayacağı ve icra masraflarının mahsupta dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de;
TBK’nun 101.maddesinde, birden çok borcu bulunan borçlunun, ödeme gününde, bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebileceği, borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödemenin, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağı, TBK.nun 102. maddesinde ise, kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödemenin, muaccel borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edileceği, takip yapılmamış ise ödemenin, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı tarafından, icra takibinden önce ödenmeyen 4 adet faturadan, ilk ikisi için icra takibi başlatıldığı, faturaların davalı defterlerine kaydedilerek maliyeye beyan edildiği, takibinin başlatılmasından sonra, takip borcu ve tüm fer’ilerinden daha fazlasının banka havalesi ile 833.134,48.TL olarak davacıya ödendiği, dekontta, ödemenin hangi fatura yada borç için yapıldığı belirtilmediğinden, TBK’ nın 102. Maddesi gereğince, ödemenin icra takibine konu edilen faturalar için yapıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince, itirazın iptali davası açılmadan önce, borcun tamamen ödenmiş olduğunun tespit edilerek, davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından, davanın HMK 114 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
2-) Davalı vekilinin istinaf sebepleri yönünden;
Davalı vekili tarafından, reddedilen dava nedeniyle lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de;
İlk derece mahkemesince, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, HMK.nun 114. Ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilen durumlarda, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)-a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır