Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/279 E. 2022/603 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/279
KARAR NO : 2022/603
KARAR TARİHİ : 09/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/05/2022
YAZIM TARİHİ : …
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davalıya ait olan … plaka sayılı yük nakli amacı ile kullanılan tenteli kasalı ticari kamyonetin müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, söz konusu ticari aracın 21.08.2011 tarihinde kaza yaptığını, söz konusu kazada davalıya ait araçta sürücü konumunda bulunan …’ın kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun kabul edildiğini ve ehliyetinin de bulunmadığının tutanak altına alındığını, kaza nedeniyle dava dışı 3. kişilere 22.386,00.TL ödeme yapıldığını, dava dışı araç sürücüsünün ehliyetinin olmadığı/yeterli olmadığı için davalının müvekkili şirkete karşı sorumlu olduğunu, davalının sorumlu olduğu için aleyhine Adana 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının müvekkilinin ehliyetsiz araç kullandığından bahisle müvekkilinin kusurlu olduğunu ileri sürmesine karşın ehliyetsiz araç kullanmanın kusura doğrudan etki eden bir neden olmadığını, kazanın ehliyetsiz araç kullanıldığı için değil, kural ihlali, teknik bozukluk vs. sebepleriyle meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; KTK’nin 95/2. maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi gereğince davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu, davacı … şirketinin, sigorta ettirene (işletene) 18.714,59.TL için davalıya rücu edilebileceği gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ehliyetsizliğin kusura etki etmediğini, kazanın ehliyetsizlikten değil kural ihlali, teknik bozukluk, vs. sebeplerle meydana geldiğini, ehliyetsizliğin kazaya etkisinin bulunmadığını, kusuru kabul etmediklerini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, sigorta poliçesi, ödeme belgeleri, Adana 10. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası, kaza tutanağı, kusur, maluliyet ve hesap bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, davacı … şirketi tarafından 3.kişiye ödenen maluliyet tazminatının sigortalısına rücusu için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalıya ait olan ve kaza tarihi itibariyle davacı tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücü belgesi bulunmayan … tarafından 21/08/2011 tarihinde karıştığı kaza sonucu dava dışı …’in yaralandığı ve davacı tarafından ZMMS poliçesi kapsamında zarar görene 09/02/2017 tarihinde 22.386,00.TL ödeme yapıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık, kazada sigortalı araç sürücüsünün bir kusuru olup olmadığı ve davacı tarafından 3.kişiye yapılan ödemenin sigortalıya rücu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2918 sayılı KTK’nin “İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlıklı 85. madde 1. fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü, aynı maddenin son fıkrası ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmünü içermektedir.
Sigortacının rücu hakkını düzenleyen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 95/2. maddesinde ; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmü ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” düzenlemesi mevcuttur.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre, tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması, rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda, 21/08/2011 tarihinde, sigortalı aracın … plakalı araca çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, sigortalı aracın ehliyetnameye sahip olmayan sürücü … tarafından kullanılması nedeniyle davacı … şirketinin, işleten-sigorta ettiren konumundaki davalıya rücu imkânı bulunduğu, davalının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereğince araç maliki, işleten ve sigorta ettiren sıfatıyla, sorumlu olacağı açık olup, davalı tarafın aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsü kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesince alınan kusur raporunda da sigortalı araç sürücüsünün kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden %20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan kusur raporu ile kaza tutanağı arasında çelişki bulunmaması ve raporun bu haliyle açık, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle dairemizce de kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü %20 kusurlu kabul edilmiş, davalı yanın sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
ZMMS’de sigortacının sorumluluğu, sigortalının kusur durumu ve sigorta teminatı ile sınırlıdır. Sigorta şirketi 3.kişiye yaptığı ödemeyi rücu şartlarının bulunması halinde sigortalısından talep hakkına sahiptir. Somut olayda kaza ehliyetsiz sigortalı araç sürücüsünün %20 oranında kusuru ile meydana geldiğinden, sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 1.278,39.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 319,60.TL harçtan mahsubu ile bakiye 958,79.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 09/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır