Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/253 E. 2022/365 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/253
KARAR NO : 2022/365
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
YAZIM TARİHİ :…

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile borçlu hakkında icra takibi yapıldığını, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibin durmasına neden olduğunu, borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine, %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hukuka aykırı olarak açılan iş bu davanın öncelikle bütün alacak yönünden zamanaşımı ve defi itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin … … Çevre Temizlik Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi (eski ünvan … Kurumsal Yapı Limited Şirketi) … Taşımacılık … … iş ortaklığı ile davacı …Ş. arasında 365 günlük için 758.388,41.TL bedelle 23.02.2012 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşme süresinin bitiminden sonra aynı ihaleye bağlı olarak aynı iş için 47 günlük hizmet için 157.077,68.TL bedelle 08.03.2013 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmelere uygun olarak hizmet yükümlülüğü yerine getirildiğini, sözleşmenin uygulanması ile ilgili olarak taraflar arasında her hangi bir ihtilaf olmadığını, davacı şirket tarafından yükümlülüğün sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğine dair 20.01.2016 tarih, … sayılı iş bitirme belgesi düzenlendiğini ve teminat mektuplarının da iade edildiğini, davacı şirket tarafından Adana İcra 4. Müdürlüğü’ne ait … Esas sayılı dosya ile hem müvekkili şirkete hem de iş ortağı olan … … aleyhine 157.341,72.TL ilamsız icra takibi başlatıldığını belirterek mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile; davacı ile davalı … … Çevre Temizlik Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi (eski unvan … Kurumsal Yapı İnşaat Limited Şirketi) arasında temizlik ve ilaçlama hizmetleri konusunda sözleşme yapıldığı, 47 personel çalıştırılması hususunda anlaşıldığı, gerek genel şartname, gerekse idari şartname ile teknik şartname ve hizmet alımına ilişkin sözleşme tasarısında yüklenicinin iş akdinin feshi nedeniyle doğan tazminatlara ilişkin doğrudan doğruya açık bir hükmün bulunmadığı, bu anlama gelecek bir takım sözleşme şartlarının yer aldığı ifade edilebilir ise de sorumluluğu doğuracak şartların açık ve yoruma açık olmaksızın net bir şekilde belirtilmesi gerektiği, nitekim Yargıtay 13. HD’nin müstekar kararlarında asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşme ve şartnamelerde fiili işçilik alacakları dışındaki iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığı, davacı tarafından Adana 3. İş Mahkemesi’nin … Esas, Adana 4. İş Mahkemesi’nin … … … … esas sayılı dosyalarının kesinleşmesi nedeniyle bu kararlar için başlatılan icra takibi sebebiyle ödenen tazminatlar sonrası davacı tarafından Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile rücu talebine ilişkin başlatılan takibe yapılan itiraz sonrası yapılan bilirkişi incelemesinde, işçinin çalıştığı süre ile orantılı olarak sosyal haklarından kimin sorumlu olacağı, ihbar tazminatından işçinin iş akdini fesheden son işverenin sorumlu olacağı, yıllık izin ücretinden dönemsel sorumluluk ilkesinin benimsendiği, birden çok alt işverenin olduğu hallerde orantı yapılması ilkeleri benimsenerek verilen kök ve ek raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, neticeten taraflar arasındaki sözleşme ve şartnamelerde açıkça sorumluluğun kime ait olduğu belirlenmediğinden TBK’nun 167/1 gereğince borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan eşit paylarda sorumlu olacağı hükmü gereğince davacının ödemiş olduğu 149.316,50.TL’den davalı şirkete rücu edilecek sorumluluk tutarının işçinin çalıştığı süre ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olması, yıllık izin ücretinin dönemsel olması ve birden çok alt işverenin olduğu hallerde orantı yapılmak suretiyle hesaplanan 17.039,08.TL ve ödeme tarihinden takip tarihine kadar 890,54.TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne Adana İcra 4. Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe itirazın kısmen iptali ile takibin 17.039,08.TL asıl alacak ve 890,54.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.929,62.TL üzerinden takibin takipteki şartlarla devamına, hüküm altına alınan alacağın %20 oranında olan 3.585,92.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, 15.06.2019 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı dava dosyasına sundukları 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçesi hakkında yerel mahkemece hiç bir karar verilmeden hüküm tesis edildiğini, bilirkişinin dava dosyasına sadece Hizmet Alım Sözleşmesi girdiği için sadece bu sözleşmeye göre tespit ve yorumlarda bulunmak durumunda kaldığını, zira dava dosyasına davalı şirket ile aramızda akdedilmiş Hizmet Alım Sözleşmesi’nin müvekkili şirket tarafından gönderilmesi için yazı yazıldığında sadece davalı ile aralarında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmesi’nin sunulduğunu, zira dava dosyasına davalı şirket ile aralarında akdedilmiş Hizmet Alım Sözleşmesi’nin müvekkili şirket tarafından gönderilmesi için yazı yazıldığında sadece davalı ile aralarında akdedilmiş Hizmet Alım Sözleşmesi’nin sunulduğunun anlaşıldığını, oysa Hizmet Alımlarında taşeronlarla yapılan Hizmet Alım Sözleşmelerinin yanısıra iş bu sözleşmelerin Eki niteliğinde ve onun ayrılmaz parçası olan hizmet işleri genel şartnamesinin, teknik şartnamesinin ve idari şartnamenin de dava dosyası arasında bulunması gerektiğini zira sadece Hizmet Alım Sözleşmeleri üzerinden yapılan tespit ve değerlendirmelerin eksik olacağını, yerel mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, tüm delilleri toplamadan karar verdiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun ihale yoluyla alınan hizmet alım sözleşmelerinde, sözleşmede yüklenicinin çalıştırdığı işçi ücretlerinden kimin hangi oranda sorumlu olacağına dair bir düzenleme bulunmadığı takdirde, asıl işverenin yapmış olduğu ödemenin tamamını yüklenici konumunda olan alt işverenden isteyip isteyemeyeceğine ilişkindir.
Adana İcra 4. Müdürlüğü’ne ait … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğu ve borçlunun … Kurumsal Yapı İnşaat Limited Şirketi (… … Çevre Temizlik Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi yeni ünvan) ve … … olduğu, takibin 149.341,72.TL asıl alacak ve 8.025,22.TL son ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 157.341,72.TL üzerinden başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 12.10.2018 tarihli rapor ile; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede işçinin sosyal haklarından dolayı hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hükmün olmadığı, bundan dolayı davalıya rücu edilecek tutarın yarı yarıya sorumluluk kapsamında hesaplanan tutar olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 14.778,02.TL asıl alacak ile 774,61.TL işlemiş faiz alacağının olduğu kanaatini bildirir rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 15.06.2019 tarihli ek rapor ile; kök rapordan sonra gelen İş Mahkemesi ile icra takip dosyaları incelenmiş ve taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, işçinin sosyal haklarından dolayı hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hükmün olmadığı, bundan dolayı davalıya rücu edilecek tutarın yarı yarıya sorumluluk kapsamında hesaplanan tutar olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 17.039,08.TL asıl alacak ile 890,54.TL işlemiş faiz alacağının olduğu kanaatini bildirir rapor düzenlenmiş olup, ayrıca raporda tam sorumluluk dahilinde rücu edilebilecek asıl alacağın 34.078,16 TL olduğunu belirtilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 15.HD’nin 2021/933-2926 EK sayılı ilamı bu mahiyettedir)
Davalı alt işverenin asıl işveren olan davacıya karşı işçilik alacaklarından kendi dönemi ile sınırlı olarak sorumlu olup, davalının işçiyi çalıştırmadığı dönemlerden dolayı sorumluluk altına sokulması doğru değildir.(Yargıtay 13. HD’sinin 2016/1699-2018/3248- Yargıtay 23. HD’sinin 2014/700-2015/709 EK sayılı karaları benzer mahiyettedir)
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır. (Yargıtay 15.HD’sinin 2021/1308-351 EK ve Yargıtay 23.HD’sinin 2019/1244-2020/2303 EK sayılı kararı bu mahiyettedir.)
Davalının sorumlu olduğu miktarın dava dışı iççiyi çalıştırdığı süre ile sınırlı olduğu ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalının dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemde sorumlu olduğu miktarın 34.078,16.TL olarak belirlendiği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca işçilik alacaklarından davacının sorumlu olacağına dair bir hüküm olmadığı anlaşılarak, davacının davalının sorumlu olduğu bu bedeli talep edebileceği anlaşılarak, davanın yukarıda açıklandığı şekilde kısmen kabulü yerine anılan şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacının davasının kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf sebebleri ile ilgili başvurusunun KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
a)Adana İcra 4. Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe itirazın iptali ile takibin 34.078,16.TL asıl alacak ve 1.781,08.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.859,24.TL üzerinden DEVAMINA,
b)Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 7.171,84.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 2.449,54.TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 2.687,01.TL harçtan mahsubu ile bakiye 237,47.TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan 29,20.TL başvurma harcı ve 2.449,54.TL karar harcı olamak üzere toplam 2.479,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Davacı tarafından harcaması yapılan 195,90.TL tebligat gideri, 10,20.TL posta gideri ve 550,00.TL bilirkişi giderleri olmak üzere toplam 756,10.TL yargılama giderinin davada kabul/red oranına göre 178,97.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.378,88.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre red edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 15.490,84.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan peşin alınan 306,20.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 121,30.TL istinaf başvuru harcı, 43,50.TL tebligat gideri ve 52,30.TL posta gideri olmak üzere toplam 217,10.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 25/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır