Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/18 E. 2021/1508 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/18
KARAR NO : 2021/1508
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :….

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas …. karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı arasında 26/07/2014 tarihli … Gayrimenkul Danışmanlığı Bağımsız Müteahhitlik Sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme hükümlerini gereği gibi yerine getirmemesi, müvekkili zararına eylemlerde bulunması ve 3. Kişi ve müşterilerden alınan yoğun şikayetler nedeniyle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle 30/07/2016 tarihinde feshedildiğini, sonrasında ise davalının davacı şirketin portföyünde yer alan müşterileri ile irtibata geçmeye çalıştığı ve davacıya ait ticari sırları kullandığı bilgilerine ulaşıldığını bu konuda davalıya ihtarname çekildiğini belirterek, taraflar arasındaki münakit sözleşme hükmü gereğince rekabet yasağına aykırı davranan davalıdan cezia şart olarak kararlaştırılan 20.000 USD’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkilinin gerçek kişi olduğunu, davacı ile çalışma amaçlı olarak sözleşme yaptığını, kendisinin bir gayrimenkul danışmanlığı vasfı bulunmadığını, davacının dayanak olarak gösterdiği sözleşme ve sözleşme hükümlerinin müvekkili açısından hukuken hiçbir geçerliliğinin olmadığını, davalının daha önce çalıştığı ilçede sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 yıl süre ile mesleğini icra edememesinin bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bu hüküm ve buna bağlı cezai şart koşulunun da geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “Anayasa’nın 48. Maddesi gereğince herkes çalışma hürriyetine sahip olup davalının daha önce çalıştığı ilçede sözleşmenin sona ermesinden itibaren 2 yıl süre ile mesleğini icra edememesi bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olup, davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bu hüküm ve buna bağlı cezai şart koşulu da geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; mahkemenin gerekçeli kararında Yargıtay’ın değişmiş eski tarihli bir içtihadına yer verdiğini, üstelik dava konusunu hatalı nitelendirdiğini, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin davalının kasti ve kötü niyetli eylemleri sebebiyle müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalının sözleşmesi sona erdikten sonra Mersin ilinde 12 farklı ilçe bulunmasına rağmen kötü niyetli ve haksız kazanç sağlama gayesi ile müvekkilin portföyüne ve ticari sırlarına tecavüz teşkil edecek ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde aynı ilçe hudutları içinde gayrimenkul danışmanlığı yapmaya devam ettiğini, bu sebeple çalışma hürriyetinin korunması gerektiğinden söz edilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, … Gayrimenkul Hizmetleri Bürosu Tali Lisans Sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükmün ihlal edildiği iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, taraflar arasındaki 26/07/2014 tarihli … Gayrimenkul Danışmanlığı/ Bağımsız Müteahhit Sözleşmesinin, davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi nedeniyle 30/07/2016 tarihinde feshedildiği, ancak, davalının, portföylerinde bulunan müşteriler ile irtibata geçip, ticari sırları kullanmak suretiyle, sözleşmedeki 2 yıl süreyle aynı bölgede iş yapmayacağına dair haksız rekabeti düzenleyen hükümleri ihlal ettiği belirtilerek 20.000 USD cezai şartındavalıdan tahsili talep edilmiş davalı ise sözleşmedeki cezai şart hükmünün, Anayasada belirtilen ekonomik özgürlüğü kısıtlayan bir hüküm olduğunu, dava açma hakkının … TÜRKİYE firmasına ait olup, franchise hakkına istinaden davacı tarafından açılamayacağını ve rekabet yasağına aykırı eylemi bulunmadığını savunmuş, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 02/10/2015 tarihli sözleşmenin 4.10 maddesinde, davalının sözleşmenin geçerli olduğu süre ile, sözleşmenin sona erdirilmesinden itibaren iki yıl içerisinde sözleşme çerçevesinde yürüttüğü işe benzer ya da rekabet halinde … franchise alanının işi ile bir başka şekilde bağlı işi sözleşmenin geçerli olduğu ilçe sınırları dahilinde yapmayacağını taahhüt ettiği düzenlenmiş olup, davacı tarafından dava dilekçesinde davalının anılan maddede yasaklanan işi yaptığı ileri sürülerek işbu dava açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu bildirilmiş, TBK.’nun 26. maddesinde, tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyeceklerini belirtmiş, 27.maddesinde ise, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin tarafları, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemekte özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez. Diğer bir ifade ile Anayasa’nın ve TBK.’nun anılan hükümleri sözleşme özgürlüğünün sınırlarını çizmiştir.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağının geçerli olacağı ilçe sınırlarının belirtilmediği gibi, maddede belirlenen iki yıl da Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olup; tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmaları mümkün olmayacağından, buna göre ilk derece mahkemesince cezai şart talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2018/5108 E., 2020/2422 K.sayılı ilamı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2018/5177 E., 2019/7189 K.sayılı ilamları da bu yöndedir.
Yukarında açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK.nın 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır