Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/179 E. 2021/1550 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/179
KARAR NO : 2021/1550
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI :…
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZIM TARİHİ :….

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 tarih ve ….. Esas, …. Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlunun 16/04/2018 tarih …. teklif sipariş nolu teklifiyle Demir-Çelik italatçısı müvekkilinin şirketten çelik çekme borcu siparişinde bulunulduğunu ve toplam 36.705,08 USD fiyat teklifinde bulunulduğunu, müvekkili şirketin ise 40.091,31 USD olarak kabul edip satış yapabileceğini ilettiklerini ve siparişin karşılıklı olarak mutabakat ile alındığını, davalı borçlunun anlaşmanın yapılması üzerine 24/04/2018 tarihinde 10.000,00.TL ödeme yaptığını, malın teslimiyle birlikte 26/06/2018 tarihinde KDV dahil 181.949,76.TL bedel üzerinden fatura düzelendiğini ve davalı şirketin fatura karşılığı, 29/08/2018 düzenleme tarihli, 85.974,00.TL bedelli ve 03/09/2018 düzenleme tarihli 85.975,76.TL bedelli toplam 171.949,76.TL bedelli 2 adet çeki davacı şirkete teslim edildiğini, çeklerin ödendikten sonra üvekkili şirket tarafından 21/09/2018 tarihli, … fatura nolu 66.364,38.TL kur farkı alacağı için ek fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafın faturayı kabul etmediğinden bahisle Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin, uyuşmazlığın davacı tarafından düzenlenen kur farkı faturasından kaynaklandığını ifade ettiğini, kur farkı talep edilebilmesi için bu hususta yazılı bir anlaşmanın olması veya ticari teamül bulunmasının gerektiğini, sipariş formunun kur farkı talebini haklı kılamayacağını ifade ettiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2013 tarihli, 2012/14303 Esas ve 2013/2189 Karar sayılı ilamının emsal gösterildiğini, 26/06/2018 tarihli faturanın 10.000,00.TL tutarlı EFT ve 2 adet çek ile ödendiğini, taraflar arasındaki alacak ilişkisinin TL cinsinden olduğunu ve faturanın da TL üzerinden düzenlendiğinin belirtildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller, alınan ve hükme elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalı şirket arasında 16/04/2018 tarihli Teklif İsteme/Sipariş Formu ile 40.091,31 USD bedel üzerinden çelik çekme boru satımı hususunda tarafların anlaştıkları, teklif formunda 10.000,00.TL peşin tutar dışında kalan tutarın çek aracılığıyla 90 gün sonra ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının davacıya peşin ödeme tutarını ödeyip aralarına anlaşmadaki süreye uygun çek verildiği, davacı tarafça düzenlenen 26/06/2018 tarihli, ….. seri numaralı 181.949,76.TL faturaya, “fatura karşılığı döviz alınacak olan TL çekinin vade tarihinde TCMB satış kuru üzerinden (-+) hesaplaşılacaktır.” şeklinde kayıt düşülmüş ise de davacı ve davalı tarafından imzalanmış teklif formunda veya ayrı bir sözleşmede ödeme tarihindeki döviz kurunun esas alınacağına dair bir kayda rastlanılmadığından davacının tek taraflı olarak düzenlediği fatura üzerine düşülen kayda itibar edilemeyeceği, çekin niteliği itibariyle ödeme vasıtası olduğu, çek keşide etmek veya vermek suretiyle yapılan ödemelerde çekin verildiği ve ödendiği tarihler arasındaki döviz kuru değişimine dayanılarak kur farkı talep edilemeyeceği kabul edilerek davanın reddine, teklif formu gereğince aralarındaki anlaşmaya uygun olarak çek verilmek suretiyle ödeme yapıldıktan sonra davacının kur farkı alacağı olmayacağını bilebilecek durumda olduğu halde davalı aleyhine icra takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu kabul edilerek dava değeri olan 67.002,57.TL’nin %20’si oranına karşılık gelen 13.400,51.TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; dava dilekçesinde açıklandığı üzere davalı tarafça müvekkiline gönderilen 36.705,08 USD teklif formu ve müvekkilinin ise 40.091,31 USD kabulü ile taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinin bu şekilde tamamlanmış olup bunun bir yazılı sözleşme olduğu ve taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinin bu şekilde Amerikan Doları üzerinden yapıldığını, diğer yandan müvekkilince kur farkı olarak gönderilen ve dava konusu olan fatura da davalı tarafça itiraz süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleştiğini bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkilinin bu tabloda kötü niyetinden söz edilebileceğinin mümkün olmadığını, davanın esası yönünden olduğu gibi kötü niyet tazminatı yönünden de mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
” davasıdır.
Davacının davalı ile aralarındaki ticari alım satım uyarınca kur farkı faturası keserek davalıya gönderdiği, davalının icra takibine itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ,ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalıya mal sattığı, satıma konu malların teslim edildiği, her ne kadar sipariş formunda mal bedeli USD cinsinden yazılmış ise de, satış faturasında satış bedelinin 181.949,76.TL olarak yazılı olduğu, fatura bedeli olarak davalının davacıya 10.000,00.TL banka havalesi ile gönderdiği, geri kalan satış bedeline ilişkin davalının davacıya 2 adet çek verdiği, bu çeklerin tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Çözümlenmesi gereken sorun dava konusu 181.949,46.TL bedelli faturada ‘Yüzseksendörtbindokuzyüzkırkdokuz yetmiş altı kuruş TL USD karşılığı 40.674 USD Olup iş bu fatura karşılığı alınacak olan TL çekinin vade tarihinde TCMB Döviz satış kuru üzerinden hesaplaşılacaktır’ ibaresi karşısında davacının davalıdan kur farkı talebinin yerinde olup olmadığına ilişkinidir.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerektiği, kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığının önemli olmadığı, taraflar arasında kur farkı alacağını öngören davalı tarafça kabul edilmiş yazılı bir sözleşme olmadığı gibi, dava konusu faturada mal karşılığının TL olarak belirtildiği, dava konusu faturada davacı tarafından tek taraflı oluşturulan çeklerin vade tarihindeki kur üzerinden hesaplaşılacaktır ibaresinin davalıyı bağlamayacağı , davacının, alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim aldığı, çek bir ödeme vasıtası olup döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek doldurulabileceği, buna rağmen ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı talep edemeyeceğinden ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 11.HD’sinin 2020/2848-2021/1695 ve 2020/4821-65 Ek sayılı kararları benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …… Esas, … Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,90.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 78.630,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 28/12/2021 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır