Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1601 E. 2023/361 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1601 – 2023/361
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1601
KARAR NO : 2023/361
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2020
NUMARASI : 2018/… 2020/…
DAVACI : … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Genel Kredi Genel Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :…

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili bankanın …/ … Şubesi ile borçlu … ve … arasında imzalanan, 05.05.2015 tarihli sözleşme ile kullandırılan krediye ilişkin borcun vadesinde ödenmediğini, Akabinde borcun kat edilerek ihtarname ile alacağın muaccel hale geldiğini, Borçlunun borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla alınan ihtiyati haciz kararına istinaden Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine genel haciz yoluyla takibe geçildiğini, ancak, davalı/borçlunun borçlu olmadığı gerekçesi ile icra takibine itiraz ettiğini, davalı vekilinin yetki itirazının yerinde olmayıp hukuka aykırı, haksız, kötü niyetli ve zaman kazanma amaçlı olduğunu, ayrıca davalı/borçlunun borçlu olmadığına ilişkin itirazının gerçeği yansıtmadığını, davalı borçlunun borcunun Banka kayıtları ile belli olup yapılacak bilirkişi incelemesi ile de itirazında haksız olduğunun sabit olacağını belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız, hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı/borçluların icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı bankanın müvekkilinin kefaletine ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği kredi ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını, 05.05.2015 tarihli …’ın borçlu olduğu sözleşmede müvekkilinin ise kredi limitinin arttırılması amacıyla taşınmazını ipotek göstererek taşınmaz maliki olarak sözleşmeye taraf olduğunu, 05.05.2018 tarihli sözleşmede taşınmaz maliki müvekkilinin gözükmekte iken müvekkilinin sözleşme ile kendisine ait taşınmaz üzerinde ipotek konulması suretiyle kefil olduğunu, ancak daha sonra müvekkilinin taşınmazı …’a devretmesi neticesinde kefalet sözleşmesinin hükümsüz hale geldiğini, davacı bankanın kötü niyetli olarak yaklaşık 3,5 yıl sonra krediyi tahsil etmek uğruna hükümsüz olan ve ipotek tesis işlemi iptal edilen sözleşmeyi dayanak göstererek müvekkili aleyhine takip başlatmasının hukuka aykırı olduğu gibi kötü niyetinin de açık göstergesi olduğunu, kredi sözleşmesinin tarafı olan … ile davacı banka ile …, …’ın kefil oldukları ve taşınmazlarını davacı bankaya ipotek vererek kredi kullandıkları işlemler neticesinde kredinin kat edildiğine ilişkin ihtarnamenin ve ihtiyati haciz talebinin ancak …’a ve …, … yöneltilmesinin mümkün olduğunu, davacı bankanın alacağını alamaması nedeniyle hukuka aykırı olarak müvekkiline ihtarname gönderip, ardından ihtiyati haciz kararı ile icra takibine geçerek 30 u aşkın banka hesaplarına bloke, adına kayıtlı araç ve gayrimenkuller üzerine haciz konulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacı bankanın başlattığı icra takibinde kefalet limiti olan 550.000,00.TL asıl alacak olarak talep edildiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava dışı asıl borçlunun takipten sonra çeşitli tarihlerde yaptığı 129.703,71.TL ödeme ile tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı takip dosyasında yapılan borca mahsuben 132.732,24.TL ödemenin takip dosyasında İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiği, davalı kefilin kefalet limiti kapsamında 550.000,00.TL tutarında alacak ve ferileri yönünden icra dosyasına yaptığı itirazın haksız olup iptali gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulü ile davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlu aleyhine Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı takip dosyasında 550.000,00.TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (550.000,00.TL yıllık %28,93) temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si ile takipte ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsiline ilişkin icra takibine yönelik davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, dava tarihinden önce ve icra takibinden sonra Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı takip dosyasında dava dışı asıl kredi borçlusu tarafından 20/07/2018 tarihinde yapılan 132.732,24.TL ödeme ile çeşitli tarihlerde yapılan toplam 129.703,71.TL ödemenin takip dosyasında icra müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına, 550.000,00.TL asıl alacağın %20 si olan 110.000,00.TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkili ile … arasındaki anlaşmazlık neticesinde müvekkil adına kayıtlı … İli, … İlçesi … Mahallesinde bulunan taşınmaz …’a satıp devredildiğini, 05/05/2015 tarihli sözleşmede taşınmaz maliki olan müvekkil kendisine ait taşımaz üzerinde ipotek konulması suretiyle taşınmaz teminatı ile sınırlı kefil olduğunu, taşınmazı …’a devretmesi neticesinde kefaletinin sona erdiğini, kefalet sözleşmesinden sonra kullandırılan kredide sorumlu olmadığını, takip talebinde hangi tarihli kredi sözleşmesinin olduğunun belli olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, Mersin …İcra Dairesi’nin 2016/… esas sayılı dosyası, Mersin …İcra Dairesi’nin 2018/… esas sayılı dosyası, Mersin …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… d.iş esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dışı asıl borçlu … ile imzalanan, 05.05.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde, davalının müteselsil kefil olarak yer aldığı, krediye ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek, borçlulara ihtarname gönderildiği, borcun ödenmemesi nedeniyle Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğu iddia edilerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, kefaletinin geçersiz olduğunu, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği kredi ile ilgisinin bulunmadığını, 05.05.2015 tarihli sözleşmede ipotekli taşınmaz maliki olarak taraf olduğunu, ancak taşınmazın asıl borçluya satılıp devredilmesi sonucu kefalet sözleşmesinin hükümsüz hale geldiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 550.000,00.TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibine başlandığı, takibin dayanağının genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi ve banka kayıtları olarak belirtildiği, borçlu tarafından yapılan itiraz sonucu takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK.nun 583. maddesine göre, “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefaletin tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. TBK’nın 584/1.maddesinde; Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. hükmü bulunmaktadır. Aynı maddenin 3. Fıkrası gereğince; 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.
Somut olayda, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında 13/01/2015 tarihli, 152.000,00.TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, ardından 05/05/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak ve sözleşmede 13/01/2015 tarihli ilk sözleşme ile bağlantı kurularak limitin 500.000,00.TL’ na çıkarıldığı, ilk sözleşmede kefaleti bulunmayan davalı …’in 05/05/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini, taşınmaz maliki ve 550.000,00.TL limit üzerinden müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşmeler kapsamında asıl borçlu …’a 16/01/2015 tarihinde 150.000,00.TL ve 10/06/2015 tarihinde 172.000,00.TL ticari kredi kullandırıldığı, ayrıca 13/07/2015 tarihinde 176.000,00.TL BCH kredisi kullandırıldığı, davalının kefaletinin bulunduğu sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nun hükümlerine tabi olup, kefaletin TBK’nun 583. maddesindeki şartları taşıdığı ve TBK’nun 584. Maddesi gereğince eş rızasının alındığı, kefaletin geçerli olduğu, TBK’nun 589. Maddesinde kefalet sözleşmelerinin ne şekilde sona ereceği düzenlenmiş olup, somut olayda, taraflar arasında kefaletin sona ermesine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafından, 05/05/2015 tarihli sözleşmedeki kefaletinin, taşınmaz maliki olmasından kaynaklandığı ve taşınmazın asıl borçluya satılması nedeniyle kefaletinin sona erdiği, bunun sonucu olarak da borçtan sorumlu olmadığı savunulmuş ise de, davalıya ait taşınmazın asıl borçlu olan …’a 04/06/2015 tarihinde satıldığı ve asıl borçlu tarafından 08/06/2015 tarihinde davacı banka lehine ipotek tesis edildiği, ipoteğin, davalı kefilin değil, asıl borçlunun borcunu kapsadığı, davalı tarafından kendi borcuna istinaden verilmiş bir ipotek bulunmadığı, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan ve dairemizce de benimsenen bilirkişi raporunda, takip tarihi itibariyle davacı bankanın, 715.475,60.TL asıl alacak, 8.624,46.TL işlemiş temerrüt faizi ve 431,22.TL BSMV olmak üzere toplamda 724.531,28.TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, takip tarihindeki borç tutarının kefalet limitinden fazla olduğu, davalının, bu borçtan, sözleşmedeki 550.000,00.TL kefalet limitliyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, davacı banka tarafından, icra takibinin 550.000,00.TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, bu nedenle, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 37.570,50.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 9.392,62.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 28.177,88.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6- HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır