Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/16 E. 2021/1425 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/16
KARAR NO : 2021/1425
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : ..

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas ve …. karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çeşitli araçların yedek parça, satış ve pazarlama iş ve işlemleri yaptığını, davalının davacıdan yedek parça alımı yaptığını, müvekkilinin davalıya sattığı ürünlerin bedelini alamadığını, bu nedenle hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede görüldüğünü, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, böyle bir borcun bulunmadığını, satış sözleşmesinin bulunmadığını, davacının yedek parça satmayı teklif ettiğini, müvekkilinin teklifi değerlendirme aşamasında iken davacının fatura kestiğini ve hiçbir zaman kestiği malı müvekkiline teslim etmediğini, faturanın yeterli olmadığını, faturanın bildirilmesinin alacak hakkını doğurmayacağını, faturayı düzenleyen kişinin aralarındaki ilişkiyi ve malın tesliminin de kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; takibin faturalardan kalan bakiye alacağa ilişkin açıldığı, her ne kadar davalı tarafça fatura konusu malların teslim edilmediği iddia edilmiş ise de, davacı tarafından sunulan servis fişleri ve davalının kendi ticari defterine faturaları itirazsız olarak kaydetmiş olması nedeniyle fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin kabul edildiği, her ne kadar davacı defterlerinde borç kaydı bulunmasa da davalının usulüne uygun şekilde tuttuğu kendi defterlerine göre davacıya borçlu olduğu görülmekle davanın kabulüne, yasal şartları oluştuğundan İ.İ.K. 67/2 maddesi gereğince davacı lehine takibe konu kabul edilen miktar oranına göre icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tacir olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının davasını ispatlayamadığını, davacı defterlerine göre ve rapora göre davacının alacaklı olmadığını, davacının faturaya konu ilişkili ve teslimi ispat etmesi gerektiğini, borç ilişkisi ve sözleşmenin bulunmadığını, davacının teslimi ispat etmek zorunda olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, fatura fotokopileri, servis fişleri, bilirkişi raporu, Vergi Dairesi yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtilaf, mahkemenin görevli olup olmadığı, ispat yükünün kimde olduğu ve mahkemece verilen kabul kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı yan limited şirket olup, davacı da Liman Vergi Dairesi’nin 06/09/2018 tarihli yazı cevabına göre birinci sınıf gerçek kişi tacirdir. Davanın tarafları tacir olup, uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesinden kaynaklı olması nedeniyle dava nispi ticari davadır ve Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle davalı yanın göreve ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
Bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.Dava konusu olan faturalardaki malları teslim ettiğini iddia eden davacı tarafın, dava konusunun değerine göre teslimi yazılı belgeyle ispatlaması gerekmektedir.
Taraf defterleri de incelenmek suretiyle düzenlenen 09/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda, takibe konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defter kayıtlarında, davalıdan alacağının olmadığı, davalı defter kayıtlarında, davalının davacıya 7.441,67.TL borcunun bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalının, davacı tarafından düzenlenen faturaları alıp kendi defterlerine işlemesi malların davalı tarafından teslim alındığına karine oluşturduğundan, aksinin yani malları teslim almadığının davalı tarafından ispatı gerektiği, davalı tarafça malların kendisine teslim edilmediği ispatlanamadığı gibi borcun ödendiği de iddia edilmemiştir. İspat yükü kendisine geçen davalı, kendi defterlerine göre davacıya takip miktarı kadar borçlu görünmekte olup, faturaya konu borcu ödediğini de iddia etmediğinden ve ödemeye ilişkin belge de sunmadığından, davacı defterdeki ödeme kayıtları lehine delil teşkil etmemektedir. Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalının davacıya takip miktarı kadar borcu bulunduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 511,13.TL istinaf karar harcından peşin alınan 123,17.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 387,96.TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 78.630,00.TL’nin altında olması nedeniyle KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır