Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/994
KARAR NO : 2022/1217
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2017/… ESAS-2019/… KARAR
DAVACI : … İNŞAAT TAAHHÜT PETROL MAKİNE VE GIDA ÜRÜNLERİ SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … PAKET SERVİSİ SAN. VE TİC. A.Ş.-
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Taşımadan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
YAZIM TARİHİ : …
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili firma ile davalı arasında düzenlenen Nakliye Sözleşmesi gereği muhtelif mobilya ürünlerinin Adana’dan Tokyo/Japonya’ya gönderilmesi hususunda anlaşma yapıldığını ancak nakliye edilen ürünler içerisinde yer alan, 1 Adet Duru Tek Kişilik Koltuk (1.985,65 $); 1 Adet Sarmaşık İki Kişilik Koltuk (8.104,72 $) 2 adet Paşa Sandalye (283,66 $) 1 Adet Boy Aynası ( 1.418,32 $); 1 Adet Küçük Konsol ( 2147,75 $) 1 Adet Sarmaşık Sehpa ( 790,21 $ ) bedelli ürünlerin davalı tarafın nakliye işleminden doğan gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi (yetersiz ambalajlama ve ve işaretleme yapılmaması) neticesinde hasara uğradığını, hasara uğrayan bu ürünlerin müvekkil firmanın talebi neticesinde Tokyo’daki Türk Konsolosluğu tarafından CD ve fotoğraf görüntüleri ile tespit edildiğini, ürünlerin, hasarlı teslim edilmesinde dolayı siparişleri iptal edildiği ve hasarlı ürünlerin Japonya’da tekrar yaptırma olanağı bulunmadığından bu ürünlerin 23.04.2015 tarihinde ( 86,600 JY) 2.147,00.TL ödenmek suretiyle imha edildiğini, müvekkili firmanın yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da faaliyet gösteren bir firma olduğunu, hasarlı ürünlerin bu şekilde teslim edilmesi müvekkil firmanın ticari itibarını olumsuz yönde etkilediğini, hasarlı teslim edilmesinden dolayı hiçbir kusuru bulunmayan müvekkili firmanın ticari hayatta yaşadığı olumsuz bu olay nedeniyle kusurlu bulunan davalı firmanın müvekkili firmaya menfi bir tazminatla sorumlu tutulması gerektiğini, davalı firmaya maddi zararların giderilmesi için ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 22.04.2016 tarihinde davalı firmaya tebellüğ edildiğini ancak bugüne kadar müvekkili firmanın zararının giderilmediği için işbu davanın açıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 45.647,00.TL maddi tazminatın 40.000,00.TL menfi tazminatın ürünlerin hasara uğradıgı tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınan ürünlerin Japonya’da ki alıcısına teslim edilmiş olmakla gönderilen, TTK’unda belirtilen usule uygun olarak tespit yaptırılmadığı ve bildirimde bulunulmadığı taşınan emtianın, hasarsız olarak teslim edilmiş sayıldığını, davacı yanın bu bakımdan dava açma hakkı olmadığını, davacının taşımaya konu mobilyaları ihraç ettiğini ve bu bedelini de tahsil ettiğini, davacı yanın dava açmakta hukuki yararı olmadığını kaldı ki hukuki yararı olan Japonya’daki gönderi alıcısı firma olduğunu zaten alıcı firmanın Japonya’daki yerel UPS nezdinde hasar tazmin talebinde bulunmuş olup haklı dahi olsa TTK’nın 1188. maddesine göre huzurdaki davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını tüm bu nedenlerle haksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile; davacı ile davalı arasında düzenlenen nakliye sözleşmesi gereği bir takım mobilyaların Adana’dan Tokyo/Japonya’ya taşınması sırasında muhtelif emtiaların hasar gördüğü, hasar nedeniyle davacı firmanın ticari itibarının olumsuz yönde etkilendiği, taşıma sırasında gerekli özenin ve dikkatin gösterilmemesi nedeniyle davalının sorumlu olduğu, davacının uğradığı bu zararın giderilmesi için davalının ihtara rağmen herhangi bir zarar gideriminde bulunmadığı tüm bu nedenlerle davacının zararının giderimi için iş bu davanın açıldığı, alınan bilirkişi raporunda, davacı ile davalı arasında bir taşıma sözleşmesinin kurulduğu, davacının taşıtan, davalının taşıyan olduğu, taşıma konusu yükün bir kısmının hasara uğradığı, yükün taşıyanın uhdesinde iken hasara uğramadığına dair ispat yükünün davalıda olduğu, bu konuda davalının hasarın kendi sorumluluğunda iken meydana gelmediğine dair delil ibraz edemediği ve ispat edemediği bu nedenle ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğu, ortaya çıkan zararın TTK m. 1186/2 md. Hükmüne göre belirleneceği, fatura ihraç edilebileceği, hasar tespitine ilişkin işlemlerin delil niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, manevi tazminat şartlarının oluştuğuna ilişkin dosyada yeterli delilin bulunmadığının belirtildiği, TTK’nun 1188/1-2 maddesinde ”Eşyanın zıyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer” bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemişse, onun teslim edilmesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar.” böylece hak düşürücü sürenin teslim ve zararının tespit edildiği tarihten itibaren en geç malların teslim edildiği tarih 17/04/2015 tarihinden itibaren başladığı, kabul edilirse, davanın açıldığı 21/06/2016 tarihi itibarıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan dava tarihi olan 21/06/2016 tarihi itibarıyla hak düşürücü sürenin dolduğu, TTK’nun 1188 maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresinin hak düşürücü mahiyette olduğu bu maddeye göre malların tesliminden veya teslim edilmiş olmamaları icap eden tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde, taşıyan aleyhine malların zıya ve hasarından dolayı her türlü sorumluluk davası hakkı düşeceğinin öngörüldüğü, bu nedenlerle maddi ve manevi zarar talep edilebilmesi için gerekli olan MK’nın 24. mad. ve TBK’nun 49. mad. koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; müvekkili şirket lehine yerel mahkemede ikame edilen davada, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereği daha önce belirtilen muhtelif mobilyaların müvekkili şirketin yurt dışında faaliyet gösteren müşterisine teslimi hususunda anlaşıldığını, söz konusu sözleşme imzalandıktan sonra davalının sorumluluğuna teslim edilen mobilyaların zarar gördüğü ve kullanılamaz hale geldiğini, esasen gerek sözleşme gereği gerekse de ilgili kanun maddeleri mucibince mobilyaların davalının sorumluluğu altında olduğu açıktır kaldı ki yerel mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu durumun bilirkişilerce de tespit edildiğini, davalı şirketin kendi sorumluluğu altında bulunan malların taşıma işlemi esnasında zarar gördüğü açık olmasına rağmen yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketi 15/04/2016 tarihinde temerrüde düşürerek basiretli tacir sorumluluğunda davrandığını buna rağmen yerel mahkemece ilgili ihtarname dikkate alınmadan davanın reddine karar verildiğini, yerel mahkemenin müvekkili şirketin ihtar tarihini dikkate almadan davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Taşımadan Kaynaklanan)
” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı şirket aracılığıyla Japonya ülkesine mal gönderdiğini, malın hasarlı olarak teslim edildiğini, meydana gelen zararın taşıyıcı olan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından bahisle reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 1188/1 maddesi “Eşyanın ziyaı ve hasarı ile geç teslimden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat isteme hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer.”
Hak düşürücü süre hakkı ortadan kaldırdığından, bu süre bir kez işlemeye başladığında bunun kesilmesi veya durması söz konusu değildir.(Yargıtay 11.HD’sinin 2013/4536-21540 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir)
Somut dosyamızda, hasar tespit tarihi 17.04.2015 olup dava tarihinin 21.06.2016 olduğu, hasar tespit tarihinden dava tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalı tarafa ihtarname gönderilmesinin hak düşürücü süreyi kesmediği, tüm bu nedenlerle davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 01/11/2022 tarihinde karar verildi.
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır