Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1571 E. 2023/420 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1571
KARAR NO : 2023/420
KARAR TARİHİ : 07/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
YAZIM TARİHİ : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2020 tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesaptan kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, taraflarca karşılıklı olarak mal alım satımı yapıldığını, mal bedellerine karşılık nakit, havale ve çekle ödemelerin yapıldığını, müvekkili şirketin muhasebe ve banka kayıtlarında, 26/10/2017 tarihine kadar müvekkili şirket tarafından … Yüreğir Şubesi’ndeki hesabından 1.172.646,00.TL ve … … Bankası Yüreğir Şubesi’ndeki hesabından 228.000,00.TL’nin davalı şirkete havale yapıldığını, davalı şirkete 488.045,62.TL tutarında mal sevkiyatının yapıldığını, davalı şirketin ise müvekkili şirkete 257.800,00.TL mal sevkiyatı yaptığını, tarafların karşılıklı olarak verdikleri müşteri çeklerinin ödenen ve ödenmeyenleri ile vadesi gelip gelmeyen konusunda belirsizlik bulunduğunu, davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete yapılan havalelerin karşılığı olan malların gönderilmemesi ve caride hesaplama yapılması için davalı adına Adana 3. Noterliği’nin 11/05/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı şirket tarafından ihtarnameye cevap verilmediğini ve hesaplaşmaya da yanaşılmadığını, karşılıklı olarak verilen çeklerin halen ödenip ödenmediği hususunda belirsizlik olduğundan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davalı aleyhine Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek davalı borçlunun Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yapılan icra takibine, borca, ferilerine ve imzaya itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından, 29/03/2018 tarihli protokol belgesinde 29/03/2018 tarihi itibariyle davalı müvekkilinden cari hesabından ötürü hiçbir hak ve alacağının bulunmadığının beyan edildiğini, bu protokol ile müvekkili şirketin ibra edildiğini, davacı şirket tarafından, dosyaya sunulan belgelerin 29/03/2018 tarihinden öncesine ait olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında alacak-borç durumunu kesinleştirmek amacıyla protokol yapıldığını, iş bu protokolün 5. maddesinde, “… Kimya … Ltd. Şti.nin … Tarım Ürün. Paz. Ltd. Şti.’nden gerek bu çekler gerekse cari hesabından ötürü 29/03/2018 tarihi itibariyle hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan etmektedir” denildiğini, davacı şirket tarafından, 29/03/2018 tarihinde davalı müvekkiline olan borcunu kabul ettiğini, müvekkili şirkete olan çek borcuna karşılık çek teslim ettiğini beyan ettiğini, gerçekten davacı … şirketinin sahibinin … … olduğunu, davacı şirketin borçlarına karşılık eşi … …’a ait … Kimya çeklerini davacı müvekkiline teslim ettiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirket hakkında alacaklarından ötürü Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı ve Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyalarının açıldığını, taraflar arasında yapılan protokole göre davacı şirket davalı müvekkili şirket tarafından kendisi hakkında yapılan icra takiplerinden dolayı davalı müvekkili şirketi ibra ettiğini ve davacı şirketin müvekkili şirkete verdiği çekler karşılığında, icra takiplerinin davacı şirkete temlik edildiğini, davacı şirketin müvekkiline gönderdiğini iddia ettiği dekontların çoğunda açıklama olmadığını, Yargıtay kararı gereğince açıklama olmadan banka yoluyla yapılan ödemelerin, davacıyı alacaklı yapmayacağını, ödemelerin bir borcun ifası için yapılmış sayılabileceğini, davacı tarafından, müvekkili şirketin kendisine 257.800,00.TL mal sevkiyatının yapıldığını açıkça kabul ettiğini, müvekkili tarafından davacı şirketin banka hesabına 422.750,00.TL nakit olarak para gönderildiğini ve karşılığında mal alınmadığını belirterek, 29/03/2018 tarihi itibariyle davacının davalı müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığına dair beyanı doğrultusunda başkaca araştırma yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesini, 29/03/2018 tarihli protokol belgesinde davacının davalı müvekkilinden alacaklı değil, borçlu olduğunu açıkça kabul etmesi hususlarının göz önüne alındığında davacının iddialarının hayatın olağan akış kurallarına aykırı olduğunu, davacının, mahkemede açtığı dava ile hakkında açılan karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı yapılan yargılamaları uzatmayı amaçladığından ivedi olarak mahkeme dosyasının sonuçlandırılması isteği ile birlikte haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; taraflar arasında imzalanan 29/03/2018 tarihli protokolün 5. maddesinde “… Kimya …. Ltd. Şti, … Tarım … Ltd. Şti tarafından kendisi adına yapılan icra takipleriyle ilgili, … Tarım …. Ltd. Şti.ne ibra etmiştir. … Kimya …. Ltd. Şti nin … Tarım …. Ltd. Şti.nden gerek bu çekler gerekse cari hesabından ötürü 29/03/2018 tarihi itibariyle hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan etmektedir.” şeklinde hüküm bulunduğu, bu hükmün sadece davacı aleyhine başlatılmış icra takiplerini kapsamayıp, 29/03/2018 tarihli öncesindeki tüm hak ve alacaklara ilişkin olduğu ve davacının bu tarih itibariyle davalıyı, cari hesaptan ötürü hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek ibra ettiği, taraflar arasında protokol tarihinden sonra ise fatura ilişkisi bulunmadığı, bu tarihten sonra davacıya iade edilen çeklerden dolayı, davalının davacıdan alacaklı göründüğü, davacı tarafından protokol sonrasına ait fatura, çek, ödeme belgesi vb. belgelerin sunulmadığı, tüm bu nedenlerle, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatına yönelik talebinin ise, davacı tarafından icra takibinin kötüniyetli olarak başlatıldığı yönünde kanaat oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında karşılıklı gerek mal gerekse çek ve nakit havalelerinin bulunduğunu, müvekkilinin davalıya kendi çekleri dışında bir kaç tane müşteri çeki ciro ederek verdiğini, ciro edilerek verilen çeklerden ödenmeyenler olduğu halde davalının ihtar veya ihbarda bulunmadığını, bundan haberdar olmayan müvekkilinin ödeme imkanı bulunmadığını, bundan haberdar olmayan müvekkilinin ödeme imkanı bulunmadığını, telefon edilse bile ödeneğini bilen davalının durumu müvekkiline bildirmediğini, bunu fırsata çevirerek çekleri takibe koyduğunu, müvekkilinin itibarını korumak için alacaklı aradığını, ödeme gayretine girdiğini, protokol dahilinde icra dosyalarının borçlarını ödeyerek alacakları temlik aldığını, müvekkili hakkındaki icranın bankalar ve doğan iş çevreleri tarafında duyulması için davalı firmanın avukatı ile birlikte hareket ederek icra dosyası borçlarını ödediğini, protokolün davalının avukatı tarafından hazırlandığını, borçtan sonra takip dosyalarının kapatılmasına ve temlike ilişkin hükümlerle dolu olduğu halde protokolün sonuna cari hesap kelimesinin sıkıştırılarak oldu bittiye getirilerek müvekkili şirketin yetkilisine icra dairesinden imzalattırıldığını, protokol içeriğinini icra dosyaları ile ilgili olduğunu, tüm geçmişi içeren bir açıklamanın bulunmadığını, 4 yıla yakın ve yaklaşık 2.000.000,00.TL civarındaki cari hesabın davalı tarafından hazırlanarak icra dairesinde imzalattırılması ile son bulmasının kabul edilebilir olmadığını, bu protokole hile ve ikrahla imzalatılmış bir protokol olduğunu, raporun 12. Sayfasında 31/12/2018 tarihi itibari ile 1.504.205,00.TL alacak olduğu görünse de davacının kayıtlarındaki alacak-borç kalemlerinin dosyalarının yok, mevzuata uygun değil, lehe delil olmaz dense dahi neden usule uygun olmadığı ve hangi dayanak belgenin olmadığının belirtilmediğini, itiraz edildiği halde ve ilgili belgelerin hangisinin olduğunu, ibraz edildiğinin söylendiği halde protokole odaklanıldığından dikkate alınmadığını, müvekkilinin alacakların tamamının bankadan yapılan havaleler, kefilen faturalar ile davalı şirkete verilen davalı tarafından tahsil edilen çeklere dayalı olduğunu, tamamının belgeli olduğunu, defterlerin de tevsik ettiğini, bankaca yapılan havalelerinin teslim edildiği halde inkar edilmeyen emtiayı ibraz edilip tahsil edilen çekleri yok saymanın usule ve yasaya uygun düşmeyeceğini, mahkemece sağlıklı rapor alınması ya da bilirkişini tespit ettiği müvekkilinin alacağının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların iddia ve savunmaları, Adana 6.İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyası, davacı tarafından davalıya gönderilen 11/05/2018 tarihli ihtarname, Gelir İdaresi Başkanlığı yazı cevabı ve ekindeki Ba belgeleri, ödeme belgeleri, taraflar arasında imzalanan 29/08/2018 tarihli protokol, Adana 3. İcra Dairesi’nin … E., Adana 14. İcra Dairesi’nin … E.sayılı takip dosayısının UYAP sisteminden gönderilen örneği, bilirkişi rapor ve ek rapor ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 2014-2018 yılları arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında tarafların birbirlerinden faturalı alım satım ilişkisi olduğu bunların dışında çek ilişkisinin de mevcut olduğu, yine bu ilişki kapsamında taraflar arasında 29/08/2018 tarihinde protokol düzenlendiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan bakiye bir alacağı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan protokolün geçerli olup olmadığı ve ne amaçla yapıldığı, davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispat edip etmediği ve buradan hareketle ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde dosyaya fotokopisi sunulan 29/08/2018 tarihli protokoldeki imzaya davacı tarafın bir itirazı olmadığı gibi, davacı taraf cevaba cevap dilekçesinde belgenin düzenlenmesinde iradenin bozulduğu yönünde bir savunmada da bulunmadığından ilk derece mahkemesince anılan protokol geçerli kabul edilip, protokol hükümleri nazara alınmak suretiyle karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça protokolün aleyhlerine başlatılan icra takipleri nedeniyle düzenlendiği, bu nedenle tüm alacak- borç ilişkisini kapsamadığı iddia edilmiş ise de, imzalanan protokolün 5. maddesinde “… Kimya …. Ltd. Şti, … Tarım … Ltd. Şti tarafından kendisi adına yapılan icra takipleriyle ilgili, … Tarım …. Ltd. Şti.ne ibra etmiştir. … Kimya …. Ltd. Şti nin … Tarım …. Ltd. Şti.nden gerek bu çekler gerekse cari hesabından ötürü 29/03/2018 tarihi itibariyle hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan etmektedir.” şeklinde hüküm bulunduğu, bu hükmün sadece davacı aleyhine başlatılmış icra takiplerini kapsamayıp, 29/03/2018 tarih öncesindeki tüm hak ve alacaklara ilişkin olduğu ve davacının bu tarih itibariyle davalıyı, cari hesaptan ötürü hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek ibra ettiği anlaşıldığından ve aksi de davacı tarafça yazılı delil ile ispat edilmediğinden davacının aksi yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Taraf defterlerindeki kayıtlar, bilirkişi rapor ve ek raporu, 29/08/2018 tarihli protokol hükümleri ve dosya kapsamındaki tüm kayıt ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki protokolün 29/03/2018 tarih öncesindeki tüm hak ve alacaklara ilişkin olduğu ve davacının bu tarih itibariyle davalıyı, cari hesaptan ötürü hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek ibra ettiği, taraflar arasında protokol tarihinden sonraki dönemde fatura ilişkisi bulunmadığı, bu tarihten sonra davacıya iade edilen çeklerden dolayı, davalının kendi defterlerine göre davacıdan alacaklı göründüğü, her ne kadar davacı defterlerinde davacı yan davalıdan alacaklı görünmekte ise de, HMK’nin 222. maddesine göre taraf defterlerindeki kayıtlar birbirine aykırı olduğundan ve davacı defterlerindeki kayıtların tek başına davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, davacının davalıdan 29/03/2018 tarihinden sonraki dönemde alacaklı olduğunu ispata yarar fatura, çek, ödeme belgesi vb. belgelerin de sunulmadığı, tüm bu nedenlerle, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-Kararın dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 07/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır