Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1520 E. 2023/313 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1520
KARAR NO : 2023/313
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2017/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI : …- …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (İş Yeri Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :…

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirkete …-…-… nolu tüm işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … kullanmakta olduğu sigortalı mahale 07/03/2014 tarihinde … Cafe de gerçekleşen yangın nedeniyle hasar verildiğini, yangın sonrası düzenlenen müşteki ifade tutanağı e olay yeri inceleme tutanağına göre … Cafe de gerçekleşen yangın neticesinde sigortalı mahal büyük ölçüde zarar gördüğünü, sigortalı mahalde meydana gelen hasan nedeniyle sigortalı … e 18.095,00.TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin kanuni halefiyet ilkesine binanen sigortalı …’e yaptığı tazminat ödemesinin tahsili için davalıya ödemeye davet ettiğini , ödemenin yapılmaması sonucu icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, Adana …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, 07/03/2017 tarihinde tutulan yangın tutanağını soyut bir tutanak olduğunu, hukuki delil olarak kabul edilemeyeceğini, itfaiye tarafından tutulan 07/03/2014 tarihli raporda müvekkil … a ait iş yerinde ateşli bir cismin düşürülmesi sonucu yangının belirtilmiş ise de; müvekkilinin iş yerinde yangının çıktığı saat veye daha öncesinde hiç kimse bulunmadığından müvekkil veya orada bulunanların yangın çıkışını sebebiyet vermesinin mümkün olmadığı, iş yeri zarar gören …’ün bu yangından faydalanmak istediğini, bu sebeplerden ötürü davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” iş yerinin kapalı olması, yangının tamamen içeriden başlaması nedeniyle işyerinin kapatılması sırasında yangına sebep olabilecek tedbirlerin alınmadığı, bu nedenle tamamen davalıya ait bulunan yanan işyerinden kaynaklanan ihmal sonucu yangının meydana geldiği kanaatine varıldığı davacının, davacı … şirketinin sigortalısına ödemiş bulunduğu 18.095,00 TL hasar bedelinin 1.645,00 TL ödeme dayanağı olmadığından mahsubu ile 16.450,00 TL üzerinden Adana …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı dosyadan itirazın iptali ile takibin devamını talep etmekte hakkı bulunduğu belirtildiği, rapor hükme esas alınarak davalıya ait işyerinden kaynaklanan ihmal sonucu yangının çıktığı, TTK 1472 maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereğince zarar miktarı oranında davalıdan talepte bulunabileceği kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile, davalının Adana … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 16.450,00TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; yangının çıkış sebebinin araştırılmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, müvekkiline ait iş yerinde yangının saat 03:00′ de çıktığını, itfaiyenin 03:05′ de intikal ettiğini, yangının bu kadar ilerlemesi ve zararın bu kadar büyük olmaması gerektiğini, mahallede kamera kaydının olmadığını, tutanakta sözlü olarak ifade alındığını, ancak bu ifadelerin kimler tarafından verildiği yangın tutanağına yazılmadığını, yangının çıkış nedeni araştırılmadan davacı tarafın kötü niyetli iddialarından itibar edilmemesi ve müvekkilinin mağduriyetinin uzamaması için 26/04/2019, 18/06/2019 ve 08/11/2019 tarihli bilirkişi raporları farklı olduğu için yeniden telafi bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini ancak taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili amacıyla yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından, dava dışı sigortalı …’e ait … isimli işyerinin, Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı, sigortalı işyerinin bulunduğu mahalde davalıya ait … Cafe isimli işyerinde 07/03/2014 tarihinde gerçekleşen yangının, sigortalı iş yerine sıçraması sonucu hasar meydana geldiği, hasar nedeniyle sigortalıya 18.095,00.TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığı, yapılan ödemeden davalının sorumlu olduğu belirtilerek, bu hususta başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, yangın tutanağının soyut bir tutanak olduğunu, yangının çıktığı saatte ve daha öncesinde kendisine ait işyerinde hiç kimse bulunmadığını, yangının kendi iş yerinde çıktığına dair delil olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin dayanağının ise 18.095,00.TL sigorta hasar ödemesi olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, dava dışı …- … Ofset isimli işyerinin …-…-… nolu Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile 02/04/2013-2014 tarihlerini kapsar şekilde teminat altına alındığı, 07/03/2014 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle sigortalı işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya 07/04/2014 tarihinde 18.095,00.TL tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Madde de, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.
Somut olayda, 07/03/2014 günü, saat 03.00 sıralarında meydana gelen yangın nedeniyle düzenlenmiş olan yangın tutanağında, yangının muhtemelen, 2 katlı ahşap binanın 2. katında bulunan … Cafe isimli iş yerinin içerisine ateşli bir cismin düşürülmesi sonucu çıktığı ve etrafında bulunan iş yerlerine sirayet ettiğinin belirtildiği, mahkemece alınan 1.bilirkişi heyet raporunda ise, yangının davalıya ait … Cafe’de başladığı ve geliştiği, yangının çıkış nedeninin ise alevli ve yüksek kalorili etkin yanıcı bir maddenin dışarıdan içeriye atılması sonucu meydana geldiği belirtilerek, davalıya %40, davacı … şirketine ve sigortalıya %30’ar kusur izafe edildiği, rapora itiraz sonucu alınan 2. bilirkişi heyet raporunda ise, yangının davalıya ait 2. kattaki iş yerinde başladığı ve dava dışı sigortalıya ait 1. kattaki … isimli iş yerine ve diğer iş yerlerine sirayet ettiği, yangın sonucu sigortalı iş yerinde bulunan eşyaların, gerek yanma, gerekse yangının söndürülme aşamasında kullanılan su ve köpük sebebi ile kullanılamaz hale geldiği, yangının oluşumunda, sigorta şirketine ve sigortalıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, yangının tamamen davalıya ait iş yerinin kapatılması sırasında, yangına neden olabilecek tedbirlerin alınmamasından, yani davalının ihmalinden kaynaklanan sebeplerle meydana geldiği, yangın sonucu sigortalıya ait iş yerindeki hasar miktarının ise 16.450,00.TL olup, davacı tarafından talep edilen fazlaya dair 1.645,00.TL ödemenin ise dayanağının olmadığının belirtildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 2. bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve yeterli olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yangın raporu ve ekspertiz raporu ile çelişki oluşturmadığı, yangının davalıya ait iş yerinde başlayıp, dava dışı sigortalı iş yerine sirayet ettiği hususunda da ilk rapor ile arasında çelişki bulunmadığı, bu nedenle, ilk derece mahkemesince, davacı … şirketinin, sigortalıya ödenen gerçek hasar bedelini, TTK’nun 1472. maddesi gereğince sigortalısının halefi olarak, bu hasara sebep olan ve zarardan yasal olarak sorumlu bulunan davalıya rücu etmek hakkını haiz olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.123,70.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 280,92.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 842,78.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.
07/06/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır