Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1492 E. 2023/365 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1492
KARAR NO : 2023/365
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satım ve Faturadan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında fatura kaynaklı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, müvekkilinin üzerine düşen edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, faturalara konu ürünleri teslim ettiğini, davalının ürünlerle ilgili bir ödeme yapmadığı gibi haksız şekilde borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, alacağın likit olması ve davalının haksız yere takibe itiraz etmesi nedeniyle alacağın %50’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat seköründe faaliyet gösterdiğini, davacı şiket ile belirli dönemlerde alışveriş yapıldığını, ancak müvekkili şirketin alacaklı olmasına rağmen davacı şirket tarafndan Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, yapılan takibin haksız olduğu içinde bu takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin boçlu değil alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacı ile davalının açık hesap ilişkisi şeklinde çalıştığı, kimi zaman davacının kimi zaman davalının alacaklı olduğu, davalı şirket yöneticisinin eşinin davacı şirkete gönderdiği paraları davacı şirketin ticari defterlerine kaydederek bu miktarlar yönünden davalının yaptığı ödemeleri kabul ettiği, davalı şirketin … Bankası aracılığıyla gönderdiği 60.000,00.TL ve 3.600,00.TL ile davalı şirket çalışanının gönderdiği 13.000,00.TL’yi ticari defterlerine kaydetmediği, davalının çalışanı … …’ın parayı gönderdiği tarihte SGK kayıtlarına göre davalı şirket çalışanı olarak gözükmese de; ülkemizde SGK bildirimlerinin geç yapıldığı gerçeği ve … … ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmaması karşısında … …’ın yaptığı ödemenin davalı adına yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, davacı defterlerine göre davacı alacaklı olarak gözükse de davalının yaptığı bir takım ödemeleri ticari defterlerine kaydetmediğinin anlaşıldığı, davacı ticari defterleriyle alacaklı olduğunu ispatlamışsa da davalı aksini yani borçlu olmadığını ve fazla ödeme yaptığını banka kayıtlarıyla ispatladığı, bilirkişi raporunda fatura tarihinin 10/11/2018 ve davalının yaptığı en son ödemenin 24/09/2018 olduğundan bahisle davacının alacaklı olduğuna kanaat getirmişse de; davacı ile davalı arasında açık hesap ilişkisi olması karşısında bilirkişinin görüşüne itibar edilmeyerek davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin defter kayıtları ile alacaklı olduğunu ispatladığını, mahkemece talep edildiği halde davalı tarafça defterlerin ibraz edilmediğini, davalı şirketin gönderdiğini iddia ettiği paraları neden kendi hesabından göndermediğinin açıklığa kavuşulması gerektiğini, davalının iddia ettiği ödemeleri davacının ticari defterleri ve diğer delillerle ispatlaması gerektiğini, ispat yükünün davalıda olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, takibe konu fatura örneği, ödeme dekontları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, ticari satım ve faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Faturaya dayalı itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı, alacağa konu mal ve hizmeti davalıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Faturada yazılı mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde, borcun ödendiğini ispat yükü ise davalıdadır.
Somut olayda davacı tarafça, davalıya takibe konu faturalarda belirtilen malların teslim edildiği ancak, davalı tarafça fatura bedelinden bir kısmının ödenmediği iddiası ile işbu davanın açıldığı, davalı tarafça davaya verilen cevapta; satın alınan maldan daha fazla ödeme yapıldığı, borçlu değil aksine alacaklı oldukları belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık takibe konu faturadan dolayı davalının davacıya ödeme yapıp yapmadığı, başka bir ifade ile borcu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi’nce taraflarca dayanılan deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi tarafından davacının 2018 ve 2019 yıllarına ait defterleri, ödeme belgeleri ve dosyadaki kayıtlar incelenmek sureti ile rapor düzenlendiği ve bilirkişi raporunda davacı defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 43.707,35.TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı defter kayıtlarına göre davacı taraf davalıdan 43.707,35.TL alacaklı görünmekte ise ve davalı tarafça ticari defterler ibraz edilmemiş ise de, davalı tarafından yapılıp davacı defterlerine kaydedilen ödemeler dışında bizzat davalı şirket tarafından davacıya 19/09/2018 tarihli banka dekontu ile 60.000,00.TL, 12/09/2018 tarihli banka dekontu ile 3.600,00.TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından ve yapılan bu ödemeler davacı defterlerine kaydedilmediğinden, yapılan bu ödemelerin borçtan mahsubu sonucunda davalının davacıya bir borcu kalmadığından, davacı tarafça kendi ticari defterlerine kaydedilmeyen bu ödemelerin başka bir ticari ilişki kapsamında yapıldığı da iddia ve ispat edilmediğinden, davalı tarafça yukarıda bahsedilen ödeme belgeleri ile takibe konu borcun da ödendiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 22/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır