Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1477 E. 2023/236 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1477
KARAR NO : 2023/236
KARAR TARİHİ : 12/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2019/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
İLİŞKİLİ KİŞİ : … -…

DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı …Ş. tarafından müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davalının, müvekkili aleyhine icra emri gönderirken Suriye uyruklu olan müvekkil şirkete ödeme emrini noter çevirisi yapmadan Türkçe olarak gönderdiğini, ödeme emrini anlamadıkları için hukuki yollara başvurmakta geç kaldıklarını ve takibin kesinleştiğini, kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan ve tüm araçlarına yasaya aykırı bir şekilde haciz ve yakalama şerhi işlenen müvekkilinin her hangi bir borcu olmamasına rağmen icra baskısı altında icra dosyasındaki borcu ödemek zorunda kaldığını, müvekkiline ait aracın kaza tarihinde dava dışı sürücü …’ye kiralanmış olduğunu ve kira dönemi içinde dava dışı …’nin yönetiminde iken aracın trafik kazasına karıştığını, kira sözleşmesi nedeni ile müvekkilin işleten sıfatı ve sorumluluğunun bulunmadığını ve davalı şirket tarafından bu hususun gözardı edildiğini, davaya konu aracın kaza sürecinde müvekkilinin işleten sıfatı ve sorumluluğu olmadığı gözetilmeden müvekkili şirket aleyhine de haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatılmış olduğunu belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 28.034,48.TL’nin ödeme tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı … Oto Kiralama Gayrimenkul….Ltd. Şti ‘ ne ait … plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesine istinaden sigortalandığını, aracın … Mah. … sk üzerinde seyir halinde iken … sk girişine geldiği esnada … sk üzerinde seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası oluşmasına sebebiyet verdiğini, şikayet edilen sigortalıya ait araç sürücüsünün, kazaya asli kusurlu ve sürücü belgesiz olarak sebebiyet verdiğinin kaza tespit tutanağı ve ekspertiz rapor ile açık olduğunu, müvekkili şirketin oluşan kaza sonucunda 20.03.2018 tarihinde 17.988,51.TL maddi hasar ve 20.04.2018 tarihinde 2.821,00.TL araç değer kaybı olmak üzere toplam 20.809,51.TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenen 20.809,51.TL’nin rücuen tahsili amacıyla rücu mektubu gönderildiğini ancak sonrasında sigortalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, akabinde Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyasıyla ilamsız haciz yolu ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini ve davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme ile dosya tahsilat ile kapatıldığını, davacı şirketin tacir olmasına rağmen bu ödemeyi yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeksizin ödeme yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacıya ait … plakalı aracın davalı … tarafından 20.09.2017-20.09.2018 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, akabinde bahsi geçen aracın 10.02.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karıştığı ve davalı … tarafından zarar gören 3. kişiye 20.809,51.TL hasar bedeli ödendiği, sonrasında sigorta şirketinin kaza tespit tutanağına göre kaza esnasında sigortalı aracın yetersiz sürücü belgesi ile kullanılmasına müsaade eden davacı işletene karşı Mersin … İcra müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatarak ödenen tazminatın rücuen tahsilini istediği, her ne kadar davacı şirket cebri icra baskısı altında kendisinden tahsil edilen paranın haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürmüş ise de iş bu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, zira sigortalı aracın araç kiralama işi ile uğraşan davacı şirket tarafından 10.02.2018-14.02.2018 tarihleri arasında 5 günlüğüne dava dışı sürücü …’ ye kiralandığı, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre kısa süreli kiralamalarda işleten sıfatının yer değiştirmeyeceği, ayrıca aksi ispat olunamayan kaza tespit tutanağına göre kaza esnasında sürücü …’nin sürücü belgesinin süresinin geçmiş olduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 88/b maddesine göre dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemize giriş yapıldığından itibaren 6 ay süre ile geçerli olduğu ve 6 ayın sonunda sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi gerektiği, Suriye uyruklu …’nin ülkemize 23.02.2015 tarihinde giriş yaptığı ve kaza tarihi itibari ile ülkemiz tarafından verilmiş geçerli bir sürücü belgesinin bulunmadığı, bu nedenle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesine göre aracın sürücü belgesiz kullanımına müsade eden davacının bu şekilde meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, bu nedenle davalı … tarafından yapılan takibin haklı ve hukuka uygun olup, haksız yere tahsil edilen bir paradan da bahsedilemeyeceği anlaşılmakla haksız açılan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirkete borcunun bulunmadığını, müvekkiline ait araç kaza tarihinde kiralama sözleşmesine istinaden dava dışı sürücü …’nin yönetimde iken trafik kazası meydana geldiğini, kira sözleşmesi nedeni ile müvekkilin işleten sıfatı ve sorumluluğunun bulunmadığını, davalı şirket tarafından bu hususun göz ardı edildiğini, davaya konu aracın kaza sürecinde müvekkilin işleten sıfatı ve sorumluluğu gözetilmeden müvekkil şirket aleyhinde haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibinin başlatıldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, istirdat davasıdır.
Davacı tarafından, davalı … şirketinin, dava dışı hak sahibine ödediği hasar tazminatının rücuen kendisinden tahsili amacıyla, Mersin …İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığı, ancak, sigortalı aracın, kaza tarihinde dava dışı sürücü …’ye kiralanmış olup, işleten sıfatı bulunmadığı, Suriye uyruklu davacı şirkete ödeme emrinin türkçe gönderildiği ve takibin anlaşılamadığı, bu nedenle takibin kesinleştiği iddia edilerek, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 28.034,48.TL’nın istirdadına karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, davacıya ait … plakalı aracın ZMMS poliçesine istinaden sigortalandığını ve kaza tarihinde ehliyetsiz sürücünün asli kusuru ile meydana gelen kaza sonucu, kazaya karışan 3. kişiye ait araçtaki maddi hasar ve değer kaybı bedeli olarak toplam 20.809,51.TL ödeme yapıldığını, kazanın teminat dışı olduğunu, kısa süreli kira sözleşmelerinde işleten sıfatının değişmeyeceğini, davacı hakkında başlatılan takibin haklı olduğunu savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Mersin … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyası ile, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının, borçlunun maliki olduğu … plaka sayıl aracın yetersiz sürücü belgesi ile sevki sonucu oluşan kaza nedeniyle ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili olarak belirtildiği, takibin kesinleştiği ve borçlu tarafından 25/12/2018 tarihinde dosyaya 28.034,48.TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu … plaka sayılı aracın, kaza tarihi olan 10/02/2018 tarihinde davacı adına kayıtlı olup, davalı … nezdinde düzenlenmiş Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile kaza tarihini kapsar şekilde sigortalanmış olduğu ve meydana gelen kaza nedeniyle, hasarlanan … plaka sayılı araç malikine 20/03/2018 tarihinde 17.988,51.TL hasar ve 20/04/2018 tarihinde 2.821,00.TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 20.809,51.TL ödendiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1 maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun 95/2 maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması yada indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Yine aynı düzenlemeye pararel olarak ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın KTK.na göre gereken ehliyetnameyi haiz olmayan kimselerce sevk edilmesi sırasında meydana gelmesi halinde sigortacının bu hususu zarar gören 3. kişiye ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana geldiği takdirde sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı … tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olan davacıya ait … plaka sayılı aracın, 10.02.2018 tarihinde dava dışı sürücü …’nin sevk ve idaresindeyken, dava dışı …’a ait … plaka sayılı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı … tarafından zarar gören 3. kişiye 20.809,51.TL hasar ve değer kaybı bedeli ödendiği, davacı tarafından, sigortalı aracın 10.02.2018-14.02.2018 tarihleri arasında 5 günlüğüne dava dışı sürücü …’ye kiralandığının, bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığının iddia edildiği, ancak, 2918 sayılı KTK’nın 95/2. maddesinde düzenlenen ”…Ödemede bulunan sigortacı sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir” hükmü gereğince, sigorta şirketi tarafından, zarar görenlere karşı tazminat ödemesi yapıldıktan sonra, ödediği tazminat miktarını akidi olan sigortalıya rücu edebileceği, bir başka deyişle, taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalı tarafın sorumluluğunun kaynağının, davacı ile yapılan trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasına dayandığı ve aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sigorta sözleşmesinin tarafı olan davacı sigortalıya rücu talebinde bulunulabileceği, bu nedenle, kısa süreli kiralamalarda işleten sıfatı yer değiştirmeyeceği gibi, aksi halde dahi sigorta şirketinin akidine rücu hakkı bulunduğu, dava konusu kaza nedeniyle düzenlenen ve aksi ispat olunamayan kaza tespit tutanağına göre, kaza esnasında Suriye uyruklu sürücü …’nin sürücü belgesinin süresinin geçmiş olduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 88/b maddesine göre, dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemize giriş yapıldığından itibaren 6 ay süre ile geçerli olduğu ve 6 ayın sonunda sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi gerektiği, ancak, sigortalı araç sürücüsü …’nin, 23/02/2015 tarihinde giriş yaptığı ve kaza tarihi itibari ile ülkemiz tarafından verilmiş geçerli bir sürücü belgesinin bulunmadığı, …’ye ait Suriye Arap Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Trafik Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve tercümesi yapılan B sınıfı özel sürücü belgesinin süresinin geçmiş olduğu, bu nedenle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesine göre, aracın sürücü belgesiz kullanımına müsade eden davacı sigortalının, meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, bu nedenle davalı … şirketine icra dosyası kapsamında yapılan ödemenin istirdatının talep edilemeyeceği, icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin yabancı ülke diline tercümesinin yapılmamış olduğu yönündeki iddianın, İcra Mahkemelerinde şikayet yoluyla değerlendirilecek bir husus olup, iş bu davanın konusunu oluşturmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı / davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.
12/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır