Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1449 E. 2023/280 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1449 – 2023/280
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1449
KARAR NO : 2023/280
KARAR TARİHİ : 26/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : 2019/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : …

… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih 2019/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı banka tarafıdan dava dışı asıl borçlu … … ve kefil olarak müvekkilinin aleyhine 73.016,….TL kredi alacağı için takip başlattığını, … …’ın 2011 yılında kullandığı tek bir krediye 50.000,00.TL azami miktar üzerinden kefil olduğunu, bu durumun sözleşmede yazılı olduğunu, yine aynı alacağa ilişkin … 7.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyasında ipotek takibi yapıldığını, bankanın doğrudan alacağını tahsil edebilecekken doğrudan ve kefalet limitinin çok üstünde bir rakam üzerinden takip yapmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitini, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı tarafa ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini ancak davacının süresi içinde itiraz etmediğini, davacı tarafından açılan … 4.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… sayılı dosyasında takipteki usulsüz tebligat ile ilgili açtığı davanın reddedildiğini, davacının açtığı hukuki mesnetten yoksun haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” dava dışı kredi asıl borçlusu … …’a müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacı … …’ın sorumluluğunun sadece 22/12/2011 tarihli GKS ve kefalet sözleşmesi tairhinde kullanılan ve kapatılan 5.000,00.TL anapara tutarlı taksitli ticari kredi ile sorumlu olmadığı, bu kredinin kapatılması ile sorumluluğunun sona ermediği, dava sonra … … tarafından kullanılan kredilerden de sorumluluğunun aynen devam ettiği, dolayısıyla davaya konu olan 20/05/2016 tarihli 49.500,00.TL anapara tutarlı taksitli ticari krediden de 50.000,00.TL kefalet limitine kadar sorumlu olacağı anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının borcunun 71.608,47.TL olduğu anlaşılmakla … 7.İcra Müdürlüğünü’nün 2017/… esas sayılı dosyası açısından davacının davalıya 1.409,70.TL borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin kefil olduğu tek Genel Kredi Sözleşmesinin 22/12/2011 tarihli sözleşme olduğunu, bu sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenip kapatıldığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığından müvekkilinin borcunun sonra erdiğini, müvekkilinin kefalet limiti dışında sorumluluğunun bulunmadığını, ihtarname hazırlandığı tarih ile takip tarihi arasında geçen 49 günlük süreçte kefalet limitini aşan 23.018,17.TL temerrüt faizinin işlemesinin mümkün olmadığını, takip talebinde müvekkilden 50.000,00.TL dışında bir alacak talep edilmesinin mümkün olmayacağından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, … 7.İcra Dairesi’nin 2017/… esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafından, dava dışı asıl borçlu … …’ın 2011 yılında davalı bankadan kullandığı krediye 50.000,00.TL limitle kefil olduğu, kefaletinin 22/12/2011 tarihli ek sözleşme kapsamında, kullanılan tek bir kredi için verildiği, bunun dışında sonradan kullandırılan krediler nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı, davalının, asıl borçlu ve kendisi aleyhine 73.016,….TL kredi alacağı için … 7. İcra Müdürlüğü’ne ait 2017/… sayılı dosyada ilamsız takip başlattığı, kefalet limitinin çok üstünde bir rakam üzerinden takip yapılmasının davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiği iddia edilerek, davalı bankaya borcu olmadığının tespiti talep edilmiş, davalı ise, davacının kefaletinin, doğmuş ve doğacak tüm borçları kapsadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
… 7.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyası ile alacaklı davalı tarafından, borçlular dava dışı … … ve davacı aleyhine toplam 73.018,17.TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti olarak belirtildiği, takibin asıl borçlu yönünden kesinleştiği, davacı … …’ın ise takibe itirazı sonucu, bu borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… 7.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… sayılı dosyasında ise, alacaklı … A.Ş. tarafından, dava dışı … … aleyhine, toplam 88.002,35.TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … … arasında 22/12/2011 tarihli … nolu, Genel Kredi Sözleşmesi ile eki olan 50.000,00.TL limitli Cari Hesap Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı … …’ın aynı tarihli kefalet sözleşmesi ile, 22/12/2011 tarih ve … nolu genel kredi sözleşmesine bağlı 2 nolu ek sözleşmenin, 50.000,00.TL kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kredi sözleşmesinin ticari netelikte olduğu, sözleşmenin 6102 Sayılı TTK’nun ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce düzenlendiği, davacının kefalet sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde limit bulunmasının geçerlilik şartı olup, ancak sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde, sözleşmenin başında yazılı olan limitin, kefilin sorumlu olacağı miktar olarak kabul edilmesi gerektiği, dava konusu kredi sözleşmesinde sözleşme bedelinin belirlendiği ve kefilin sorumlu olduğu miktarın belli olduğu, dava konusu kredi sözleşmenin düzenleme tarihinde kefalette eş rızasının aranmadığı, 818 Sayılı Borçlar Kanunu döneminde yapıldığı ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı … …’a 22/12/2011, 05/05/2014, 20/05/2016 ve 06/11/2017 tarihlerinde kredi kullandırıldığı, bu kredilerden 2011 ve 2014 kullanım tarihli olanların borcunun ödenip, kapatıldığı, diğer kredi borçlarının ödenmediği, davalı banka tarafından, 28/09/2017 tarihinde hesabın kat edilerek, … . Noterliği aracılığıyla, asıl borçlu ve davacıya ihtarname gönderildiği, ihtarnamede toplam 78.051,90.TL’nın 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, dosya içerisinde, ihtarnamenin davacıya tebliğine ilişkin belge bulunmadığı, davalı banka tarafından, borcun ödenmemesi üzerine 16/11/2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda, davalı bankanın icra takibine konu ettiği alacağın 20/06/2016 tarihinde kullandırılan 49.500,00.TL tutarlı kredinin ödenmemesinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ise, davacı kefilin, kefalet tarihinden sonra kullandırılan bu kredi borcundan sorumlu olup olmadığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, davacı … …’ın 22/12/2011 tarihli kefalet sözleşmesi ile, 22/12/2011 tarih ve … nolu genel kredi sözleşmesine bağlı 2 nolu ek sözleşmenin, 50.000,00.TL kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde, GKS kapsamında kullanılan ve kullandırılacak olan nakdi ve gayri nakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçların 50.000,00.TL tutarlık kısmına kefil olunduğunun, sözleşmenin 3.1 maddesinde ise, kefilin sorumluluğunun borçların faiz, temerrüt faizi, komisyon fibi fer’ileri ve tahsili için gerekli masrafları da kapsadığının belirtildiği, bu nedenle davacının sadece, 22/12/2011 tarihli GKS kapsamında kullanılan ve kapatılan 5.000,00.TL ana para tutarlı borçtan değil, daha sonra kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçtan da, kefalet limiti oranında ve fer’iler de eklenmek suretiyle sorumlu olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak, davalı banka tarafından, 28/09/2017 tarihinde hesabın kat edilerek, … … Noterliği aracılığıyla, asıl borçlu ve davacıya ihtarname gönderildiği, ihtarnamede toplam 78.051,90.TL’nın 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, dosya içerisinde, ihtarnamenin davacıya tebliğine ilişkin belge bulunmadığı, kefilin kefalet limiti ile kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla bağlı olduğu, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesap kat tarihinden 1 gün sonrası olan 29/09/2017 tarihinden, takip tarihi olan 29/11/2017 tarihine kadar temerrüt faizi hesaplandığı, dosya içerisinde hesap kat ihtarının davacıya tebliğine ilişkin belge bulunmaması nedeniyle, bilirkişi raporunun denetlenemediği anlaşıldığından, mahkemece öncelikle, dava dışı asıl borçlunun borç miktarı saptanıp, davacının kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçları da dikkate alınmak suretiyle düzenlenmiş bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve yukarıda belirtilen hususlara ilişkin deliller toplanıp değerlendirildikten sonra esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın 6100 sayılı HMK.’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)- Davacı vekili tarafından … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… kararının HMK.’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama için … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 1.246,94.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-Davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte ilk derece mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesine İADESİNE,
7)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 26/05/2023 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır