Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/144 E. 2021/1589 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/144
KARAR NO : 2021/1589
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit-İpoteğin Fekki

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZIM TARİHİ :…

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı ile kısıtlandığını, vasi olarak …’in atandığını, bunun üzerine vasi …’in tapu sicil müdürlüklerinden kısıtlının tapu kayıtlarını araştırdığını, dava konusu taşınmazın … … Bankası A.Ş. … Bulvarı/Adana Şubesi’nden kullanmış olduğu ticari kredinin teminatı olarak 30/03/2012 tarihinde 1.derecede 380.000,00.TL bedelli ipotek verildiğinin tespit edildiğini, ayrıca müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attırıldığını, sözleşme ile kefaletin bulunmadığını, ipotek senedi ile kefaletin geçersiz olduğunu, işlem yapacak fiil ehliyetinin bulunmadığını, hem gerekçeli bir kefaletin bulunmadığını, hem de işlem tarihinde fiil ehliyetinin olmadığını, bu nedenle borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirkete kullandırılan kredinin teminatı olarak davacının kendisine ait taşınmazı ipotek verdiğini, davacının oğlunun şirketin borcuna kefil olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacının süregelen tüm tedavi evrakları toplandıktan sonra ATK İhtisas Dairesi’nce de iki kez muayene edilip birçok test ve gözlemden geçirildikten sonra verilen 19/03/2018 tarihli kurul raporunda, davacının işlem tarihinde fiil ehliyetini azaltacak veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akli arıza içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, bu nedenle kişide tespit edilen bunama halinin klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici vasfı da dikkate alındığında, ipotek işleminin yapıldığı 30/03/2012 tarihine teşmil ettirilemeyeceği, mevcut sistematik hastalıklarının da davacının fiil ehliyetini etkileyemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığını, davacının 30/03/2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun oybirliğiyle mütaala edildiği, ipoteğin düzenlendiği 30/03/2012 tarihinde yürürlükte bulunan BK’nın 484.maddesi ” kefaletin sıhati, tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin mesul olacağı muayyen bir miktar iraesine mütevakkıftır.” hükmünü içermesi nedeni ile tapu kaydındaki resmi senette borç limiti belirlenerek ve yazılı olarak yapılmış olması nedeni ile müşterek borçlu ve müteselsil kefilliğinde geçerli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çukurova Üniversitesi Adli Tip Kurumu’nca düzenlenen raporda işlem tarihi ve öncesine ilişkin net yorum yapılamadığını, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun ise karar vermekte zorlandığını, davacı …’ın fiil ehliyetine haiz olmadığı, ancak işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğuna dair rapor düzenlendiğini, iki rapor arasında çelişkinin bulunduğunu, mevcut dosya durumuna göre 3. kez bilirkişi heyetine tevdi edilip, dava konusunda şüpheleri tamamen ortadan kaldıracak nitelikte bir bilirkişi raporu alınmadan verilen kararın bozulması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, tapu kayıtları, ipotek resmi senedi, … Sözleşmeleri, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalının 09/01/2017 tarihli Sağlık Kurulu Raporu, ATK Raporu ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı yan davada, davacının mahkeme kararıyla kısıtlandığını, taşınmazını dava dışı şirket lehine ipotek verdiği tarihte fiil ehliyetine sahip olmadığı gibi sözleşme harici ipotek senedi ile kurulan kefaletin de geçersiz olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiş, davalı yan cevabında davanın reddini istemiş, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davaya konu ipoteğin 30/03/2012 tarihli olduğu, davacının dava dışı … İnşaat Mad. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davalı bankaya olan doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık 380.000,00.TL’ye kadar ipotek verdiği, ayrıca İpotek Resmi Senedinin 2. Maddesi ile ipotek miktarı kadar borca müteselsil kefil olduğu anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi davacının ipotek tarihi itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için rapor alınmasına karar vermiş, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 09/01/2017 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının 2012 yılına ait ruhsal durumu hakkında, bu döneme ve öncesine ait elde edilen tıbbi kayıt ve belgelerle net yorum yapılamayacağı yönünde rapor düzenlemesi üzerine yerel mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumundan davacının işlem tarihi itibariyle fiil ehliyeti konusunda rapor alınmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu 19/03/2018 tarih ve … nolu raporunda, “ipoteğin tesis edildiği 30/03/2012 tarihinde hukuki ehliyetini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı” sorulan …’ın yapılan muayeneleri ve psikometrik incelemesi sonucunda; her ne kadar fiili müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan (Demans) denilen bunama hali saptanmış ise de dava dosyasının incelenmesi sonucu; kişinin işlem tarihinde fiil ehliyetini azaltacak veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede herhangi bir akli arıza içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, bu nedenle kişide tespit edilen bu banama halinin klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici vasfı da dikkate alındığında ipotek işleminin yapıldığı 30/03/2012 tarihine teşmil ettirilemeyeceği, mevcut sistemik hastalıklarının da murisin fiil ehliyetini etkilemeyeceği kanaatine varıldığı, bu duruma göre …’ın 30/03/2012 tarihinde fiili ehliyetine haiz olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan raporlar arasında çelişki olduğu, 3.kez rapor alınıp çelişkinin giderilmesi gerektiğini ileri sürülmüş ise de, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen rapor ile Adli Tıp Kurumu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlar arasında çelişki bulunmadığı, zira Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporda davacının işlem tarihi ve öncesine ait ruhsal durumu hakkında net bir yorum yapılamayacağı belirtilmiş olup, davacının ipotek tesis tarihi itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda bir tespit yapılmamıştır. Buna karşılık Adli Tıp Kurumu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından davacının iki kez muayene edilip birçok test ve gözlemden geçirildikten sonra düzenlediği 19/03/2018 tarihli kurul raporunda, davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle raporlar arasında çelişki olmadığı gibi ATK raporunun da gerekli olan muayeneler, testler yapılıp davacıya ait tüm tıbbı belgeler incelenmek suretiyle düzenlenmesi nedeniyle mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş, davacının ipotek ve kefalet tarihi tarihi olan 30/03/2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşılmıştır.
Davacının 30/03/2012 tarihli ipotek resmi senedinde ipotek limiti miktarı olan 380.000,00.TL için dava dışı şirket lehine müteselsil kefil olduğu anlaşılmaktadır. İşlem tarihi itibariyle olaya 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun uygulanması gerekmekte olup, anılan yasanın 484.maddesi ” kefaletin sıhati, tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin mesul olacağı muayyen bir miktar iraesine mütevakkıftır.” hükmünü içermektedir. Tapu kaydındaki resmi senette borç limiti belirlenerek ve yazılı olarak yapılmış olması nedeni ile kefalet gerekli şekil şartlarına haiz olduğundan geçerlidir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, davacının ipotek tesis tarihi itibariyle fiil ehliyetini haiz olduğu, ipoteğin ve kefaletin geçerli olduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce Adli Tıp Kurumu Raporuna göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-Kararın dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır