Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1423 E. 2023/436 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1423 – 2023/436
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1423
KARAR NO : 2023/436
KARAR TARİHİ : 10/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtrazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/07/2023
YAZIM TARİHİ : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı … Metal San. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların da sözleşmeye müteselsil kefil olarak teminat verdiğini, sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Adana 9. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itirazı ile takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olduğunun ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere her iki davalı yönünden 420.000,00.TL alacak ile depo istemi için itirazın iptaline, takibin 420.000,00.TL alacak ve depo istemi için devamına ve %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların şirketle yapılan sözleşmeye kefil olmakla birlikte limit artışlarına imza atmadığını, davalıların 420.000,00.TL için kefaletinin bulunmadığını, talep edilen %40 temmerrüt faiz oranının yasalara aykırı olduğunu, davalıların depo isteminden sorumlu tutulamayacağını belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; somut olayda davacı banka ile dava dışı … Metal San. Ltd. Şti. arasında 13.05.2010, 14.03.2014, 21.04.2015 ve 28.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, ilk sözleşmede her iki davalının, sonraki üç sözleşmede davalı … … adına atılmış imzasının bulunduğu, davalıların isticvap oldukları duruşmadaki beyanları ile davalılar vekilinin 08.03.2019 tarihli duruşmada; 13.05.2010 tarihli sözleşmedeki imzaların limit artırımları ile birlikte davalılara ait olduğu yönündeki beyanları dikkate alındığında ilk sözleşmeye limit artışı ile birlikte 445.000,00.TL limitle müteselsil kefil oldukları, ilk sözleşmeye kefalet 818 sayılı BK’deki geçerlilik şartlarını taşıdığı, davalı … vekili sonraki üç sözleşmedeki kefalete ilişkin imzalara itiraz etmiş olmakla birlikte bilirkişi raporunda belirtildiği gibi dava/takip konusu alacak 25.08.2011 tarihinde kullandırılan borçlu cari hesap (BCH) kredisinden dolayısıyle 13.05.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanadığından dava/takiple ilgisi olmayan sonraki üç sözleşmedeki imza itirazı ile ilgili araştırma yapılmadığı, Borcun ödenmemesi üzerine banka asıl borçlu şirkete ve davalılara ihtarname gönderdiği, asıl borçlu şirkete yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığını ve ifada gecikildiğini, bankanın tüm davalılara başvurma hakkının doğduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama ve kefalet limiti dikkate alındığında takip/dava konusu BCH kredisi nedeniyle takip tarihi itibariyle davalı …’un 424.900,00.TL ve davalı …’in 423.920,00.TL sorumluluğu gerçekleşmiş olmakla birlikte davacı tarafından 420.000,00.TL istemde bulunulduğundan taleple bağlı kalınarak bu istemin kabulüne, davacı tarafın takip talebinde; çek seri numaralarını ve adedini bildirmeden 11.730,00.TL’nin depo edilmesi isteminde bulunduğu, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi depo hakkının varlığının kabul edilebilmesi için çek seri numaralarının açıklanması ve bu çek yapraklarının teslimine ilişkin beyannamelerin ibraz edilmesi gerektiği, davacı taraf depo istemiyle ilgili bazı belgeleri sunmuş olmakla birlikte verilen kesin süreye karşılık depo istemine konu çek seri numaralarını beyan etmediği, bu durumda hangi çek yaprakları için depo istendiği ve bu çeklerin hangi sözleşmeye istinaden teslim edilip/edilmediği belirlenemediğinden bu istemin reddine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında çok açık maddi hata yapıldığını, sözleşmelerde iki farklı … … olduğu halde, bilirkişi kök ve ek raporunda farklı bir … …’nın müvekkil davalı olarak belirterek hata yapıldığını, her iki müvekkilinin de 2010 yılında imzalanan sözleşmeye kefil olduğunu, 2014, 2015, 2016 tarihli sözleşmelerdeki … …’nın … T.C kimlik nolu olup, şirketin hissedarı ve yöneticisi olan kişi olduğunu, mahkeme gerekçesindeki son üç sözleşmeyi müvekkilimin imzaladığına yönelik belirlemenin hatalı olduğunu, bilirkişi ve Mahkeme kararında cari hesap kredisinin açılış (kullandırma) tarihlerinde de maddi hata yapıldığını, sadece 25.08.2011 tarihli açılıştan bahsedildiğini halbuki davacının sunduğu evraklarda; 25/08/2011, 09/04/2014, 13/06/2014, 31/03/2015, 13/04/2016 açılış (kullandırma) tarihli (Borçlu cari hesap kredisi ) hesap özetlerinin mevcut olduğunu, evraklarda açıkça BCH yani borçlu cari hesap kredisi olduğu ve açılış tarihlerinin yazılı olduğunu, özellikle 31/03/2015 ve 13/04/2016 tarihinde açılanların BCH kredisi olduğunun açıkça yazmakta olduğunu, diğer hesaplar kapanmış olduğundan yeni açılışlar yapıldığını, 09/04/2014 tarihli açılışın, müvekkillerinin taraf olmadığı 14/03/2014 tarihli sözleşmeden sonra olduğunun açık olduğunu, bankanın, 2014 yılında yeni bir sözleşme yaparak, kredi müşterisi şirkete bu sözleşmeye dayalı kredi kullandırdığını, 2015 yılında tekrar sözleşme yaparak kredi kullandırdığını ve yine 2016 yılında tekrar sözleşme yaparak kredi kullandırdığını, davacının iddia ettiği borca dair krediyi 2016 yılında yaptığı sözleşmeye dayalı olarak kullandırdığının çok açık olduğunu ve bu sözleşmelerde müvekkillerin kefaleti olmadığını, bilirkişi ek raporunun dosya kapsamındaki belgelere ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, takibe konu kredilerin müvekkillerinin imzaladığı 2010 yılındaki sözleşmeden dolayı verilmediğini, zaten yeni yapılan sözleşmelerden dolayı 2010 yılındaki sözleşmenin hükümsüz kılındığını, davacı bankanın Adana 9. İcra Dairesi’nin … esas saylı icra takibinde, kredi sözleşmesine dair ipotek verilen başka şahıslara ait gayrimenkullerden 4 adedini sattığını ve toplamda 612.200,00.TL tahsil ettiği taraflarınca öğrenilince mahkemeye bunun bildirildiğini, davacının başka iki ipoteğe dair, Adana 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas saylı dosyasında takip başlattığının yine sonradan öğrenildiğini ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bildirildiğini, davacı tarafın, kötüniyetli olarak bu ipoteklerlerden yaptığı tahsilatları bildirmediğini, bu dosyaların dosya arasına alınmasını talep etmelerine rağmen bu konuda karar verilmediğini, müvekkillerinin 2010 yılında ki sözleşmeye imza atarken bu ipoteklerin verildiğini, müvekkillerinin ipotek verilen bu taşınmazların kredi/kefalet limitini fazlasıyla karşılamasına güvenerek kefil olduklarını, takibe konu kredi borcunun müvekkillerinin kefil olduğu sözleşmeye dayalı olarak kullandırılmadığını, müvekkillerinin kefil olduğu sözleşmeye dayalı verilmiş olması durumunda dahi, satılan taşınmazlarla, borç fazlasıyla karşılamış olacağından, davanın yine reddi gerektiğini, müvekkilleri aleyhine “icra inkar tazminatı” na hükmedilmesinin de yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, hesap kat ihtarı, Kredi Sözleşmeleri bilirkişi rapor ve ek raporu tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kredi sözleşmesi ve kefalete dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … firması arasında çeşitli tarihlerde 4 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalılar … … ve … …’nın 13/05/2010 tarihli sözleşmenin müteselsil kefili oldukları konusunda taraflar arasında bir çekişme bulunmayıp, uyuşmazlık takibe konu kredinin hangi kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, kefil olan davalıların kredi borcundan sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Davalı kefiller dava konusu borcun kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu 13/05/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanmayıp, daha sonradan düzenlenen sözleşmelerden kaynaklandığını savunmuştur. Davalı …’un diğer 3 sözleşmede ismi ve imzası olmadığı gibi, davalı … diğer 3 sözleşmedeki … …’nın kendisi olmadığını ve bu sözleşmedeki imzaların da kendisine ait olmadığını iddia etmiştir.
Her ne kadar davalıların kefalet imzasını taşıyan 13/05/2010 tarihli sözleşme Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi olup, borcun bir noktada ödenmiş olması davalı kefillerin, kefalet sorumluluğunu daha sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler yönünden sona erdirmez ise de, banka tarafından yeni bir sözleşmeler düzenlenerek bu yeni sözleşmelere göre kredi kullandırılması ve yeni sözleşmelerde ilk sözleşmeye kefalet eden kefillerin imzasının bulunmaması halinde bu yeni kullandırılan krediden dolayı davalıların sorumluluğundan söz edilemez.
İlk derece mahkemesince uyuşmazlık konusu hakkında öğretim üyesi bilirkişiden rapor ve ek rapor alınıp, raporlar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bilirkişi rapor ve ek raporu hüküm kurmak için yeterli değildir. Zira davalı yan yargılama boyunca borcun kefil olarak imzaları bulunan 13/05/2010 tarihli sözleşmeye dayalı olarak kullandırılmadığını iddia ettikleri halde, asıl raporda bu husus irdelenmemiş, ilk derece mahkemesince borcun hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı konusunda ek rapor düzenlenmesi istemi üzerine 01/07/2019 tarihli ek raporda, cari hesap kredisinin açılış tarihinin 25/08/2011 olduğu, bu tarihinde ilk sözleşmeden sonra ancak diğer sözleşmelerden önce olduğundan borcun davalıların kefaleti bulunan sözleşmeye dayalı olarak kullandırıldığı belirtilmiştir. Davalıların açık itirazları ve farklı tarihlerde çok sayıda kredi kullandırılması karşısında mevcut bilirkişi raporu açık ve denetime elverişli olmadığından hüküm kurmak için yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, dava konusu borcun davalıların kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu 13/05/2010 tarihli sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilerek, davalının sorumluluğu tartışılıp toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan davalı tarafça imzalanan sözleşmeler ve kullandırılan krediler nedeniyle davacı banka lehine ipotekler temin edildiği, banka tarafından da ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi yoluna gidildiği, verilen ipotek miktarının borcun çok üzerinde olduğu belirtilip ilgili icra dosya numaraları bildirildiği halde, mahkemece takip dosyaları ve ipotek belgeleri getirtilip, ipoteklerin davalıların kefaletlerini teminat altına alıp almadığı değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince tüm deliller tam olarak toplanmadan karar verildiği anlaşılmakla HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden yargılama için Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davalılar vekili tarafından Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı kararının HMK.’nin 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanun’u gereğince peşin alınan 7.172,55.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalılara İADESİNE,
5)-Davalılar tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesi’nce karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 10/07/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır