Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1414 E. 2023/277 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1414
KARAR NO : 2023/277
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI : 2015/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Vergi No :
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih, 2015/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili firmanın davalı bankadan 2.477.000,00.TL işletme sermayesi niteliğinde taksitli genel kredi sözleşmesi kullandığını ve ödemelerini düzenli bir şekilde yaptığını, ticari gereklilik olarak müvekkilinin davalıya başvuru yaparak borcunun hepsini kapatma talebinde bulunduğunu, erken kapatma komisyonu adı altında müvekkilinden toplamda 177.932,22.TL ve bu komisyon üzerinden de 8.896,61.TL verginin tahsil edildiğini, davalı banka tarafından yapılan kredi kapama komisyon tahsilatının yasal dayanakla ve Türk Borçlar Kanunu’nun genel işlem şartlarını düzenleyen hükümlerine aykırı olmasına rağmen davalı bankanın bu komisyon tutarını müvekkili firmaya iade etmediğinden Mersin 4 İcra Müdürlüğü’nün 2015/… sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, belirtilen nedenlerle, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, Mersin 4 İcra Müdürlüğü’nün 2015/… sayılı dosyasındaki takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatını ödemeye mahkûm edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, kredi kullanım koşullarının bankalar ile müşteriler arasında Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde tarafların rızası ile akit serbestliği çerçevesinde kararlaştırıldığını, belirli bir vade ile kullandırılan kredilerin kredi borçlusu tarafından vadesinden önce kapatılmak istenmesi halinde erken kapama komisyonu talep edildiğini, her iki tarafın tacir niteliğinde olduğunu, sözleşme de tarafların tacir olması ve ticari kredi kullanılmış olması nedeniyle tüketici kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında imzalanan 25/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesine ilişkin tahsil edilen toplam 186.828,83.TL erken kapatma komisyonu bedelinin, yapılan genel kredi sözleşmesinin 43.9 maddesine uygun olduğunu belirterek, ahde vefa ve sözleşme serbestisi ilkelerine üstünlük tanıyarak, davacının davasının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacı ile davalı arasında 25/07/2012 tarihli, 2.477.000,00.TL bedelli işletme sermayesi niteliğinde taksitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının, ödemesi devam eden krediyi erken kapatmak istemesi üzerine davalı banka tarafından bu talebin kabul edildiği, davalı banka tarafınada imzalanan genel kredi sözleşmesinin 43.9 maddesine göre 177.932,22.TL erken kapama komisyonu ve bu komisyon üzerinden de 8.896,61.TL verginin tahsil edildiği, ancak davalı banka tarafından 159.605,88.TL erken kapama komisyonu alınması gerekirken 177.932,22.TL erken kapama komisyonu tahsil ederek 18.326,34.TL fazla erken kapama komisyonu tahsil ettiği, davacı ile davalının tacir olduğu ve aralarındaki sözleşmenin ticari kredi sözleşmesi olduğu, sözleşme özgürlüğü ve ahde vefa ilkelerinin esas olduğu, mahkememizce sözleşme hükümleri esas alınarak davanın kısmen kabulü ile alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; dava konusu kredi sözleşmesinden komisyon alınabileceğine dair anlaşılmaktan uzak tamamen formüller ve kredi veren taraf olması sebebi ile üstün konumunu kullanarak tek tarafla ihdas ettiğini, fahiş bir kredi erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, erken kapama komisyonunun herhangi bir hizmet karşılığı olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle fazladan alındığı iddia edilen komisyon ve vergiden oluşan ödemenin istirdatı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılan krediye ilişkin borcun erken kapatıldığı, bu işlemler esnasında erken kapatma komisyonu adı altında toplam 177.932,22.TL komisyon ve bu komisyon üzerinden de 8.896,61.TL vergi tahsil edildiği, bu işlemin TBK’nun genel işlem şartlarını düzenleyen hükümlerine aykırı olmasına rağmen davalı bankanın bu komisyon tutarını iade etmediği, bu hususta Mersin 4 İcra Müdürlüğü’nün 2015/… sayılı dosyasında davalı aleyhine başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiği iddia edilmiş, davalı ise, kredi kullanım koşullarının tarafların rızası ile akit serbestliği çerçevesinde kararlaştırıldığını, davacıdan tahsil edilen erken kapatma komisyonu bedelinin, GKS’nin 43.9 maddesine uygun olduğunu savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından İstinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mersin 4 İcra Müdürlüğü’ne ait 2015/… sayılı dosya ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 177.932,22.TL asıl alacak ve 39.240,15.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 217.172,37.TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının davalı bankadan kullanılan 436TT581 nolu kredinin erken kapatılması nedeniyle haksız olarak tahsil edilen komisyon ücretinin iadesi olarak belirtildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 25.07.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 36 ay vadeli, 2.477.000,00.TL bedelli taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredi borcunun 29/05/2013 tarihinde davacı tarafından erken kapatıldığı, bu işlem sırasında, davalı banka tarafından, davacıdan 177.932,22.TL komisyon ve 8.896,61.TL vergi tahsilatı yapıldığı, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin erken ödeme başlıklı 43.9. Maddesinde, bankanın uygun görmesi halinde kredi borcunun vadesinden önce kapatılabileceğinin belirtildiği, bu halde erken kapama ücreti hesaplama yönteminin ise “…erken kapama ücreti mevcut kredinin erken kapanan meblağının, erken kapandığı tarihe kadar tahakkuk etmiş faiz tutarı ile kredinin erken kapandığı tarihte aynı türde, kalan vadeye yeni kredi kullandırılmış olsa idi yeni kredinin vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarı toplamının, mevcut kredinin kullandırım tarihinden vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarından çıkarılması ile bulunacak tutara eşittir. Bu hesaplama sonucunda negatif bir değer çıkması halinde, müşteriden erken kapama ücreti alınmaz.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nun 96. maddesinde (mülga BK’nun 80. maddesi) “Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca kural olarak borcun erken ifasına engel bir durum bulunmamakla birlikte borcun erken ifası nedeniyle aksi sözleşme, kanun veya adet gereği olmadıkça indirim talep edilemeyecektir. TBK’nun 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurullarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davaya esas teşkil eden 25/07/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 43.9. maddesinde erken ödemeye dair düzenlemelere yer verilmiştir. Bankaların gelir kaynaklarından birisi de müşterilerine sunduğu krediler nedeniyle elde ettiği faizlerdir. Kredinin erken ödenmesi halinde bankanın faiz gelirinden mahrum olacağı, erken ifanın bankanın mali tablolarını olumsuz etkileyeceği de tartışmasızdır. Bunun yanında ticari krediler bakımından erken ifa halinde indirim talep edilmesini gerekli kılan bir düzenleme veya adet bulunmadığından esasında erken ifa hali kredi borçlusunun lehine bir durumdur. Zira borçlu ödemek zorunda olduğu faizden kurtulacak veya daha düşük faizli veya daha uygun vadeli krediyle borcunu yeniden yapılandırabilecektir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 43.9. maddesi erken ifa halinde her iki tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğundan bu haliyle genel işlem sartı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacının, davalı bankadan kullandığı kredi borcunu erken kapatma isteminin davalı banka tarafından kabul edilmesi sonucu, davalının, 177.932,22.TL erken kapama komisyonu ve bu komisyon üzerinden 8.896,61.TL vergi tahsil etmek suretiyle kapama işlemini yaptığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 43.9. maddesinde erken kapatma komisyonunun nasıl hesaplanacağına dair yöntemin belli olduğu, buna göre, davalı banka tarafından 159.605,88.TL erken kapama komisyonu alınması gerekirken, 177.932,22.TL erken kapama komisyonu tahsil ederek 18.326,34.TL fazla erken kapama komisyonu tahsil edildiğinin mahkemece belirlendiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın belirlenen bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli …,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.
25/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır